Araştırma şirketlerinin anketleri vatandaşın ekonomiden beklentisinin kalmadığını ortaya koyarken, uzmanlar ilerleyen zamanlarda daha da fakirleşebileceğimizi söylüyor.
Ülkemizdeki en büyük zorluklar arasında ilk sıralarda ekonomi ve geçim kaygısı geliyor. NG Araştırma vatandaşın ekonomik duruma bakışını anlamak için bir kamuoyu araştırması düzenledi. Araştırma 1 – 15 Aralık 2021 tarihleri arasında Türkiye genelinde 18 yaş üzeri, farklı sosyo-ekonomik gruplardan 2045 kişinin katılımı ile online araştırma platformu benderimki.com üzerinde gerçekleştirildi. NG Araştırma, yaptıkları araştırmada vatandaşa 2021 yılındaki alım gücünün nasıl değiştiğini sordu. Katılımcıların % 82’si alım gücünün düştüğünü belirtirken, %12’si değişmediğini belirtti. Alım gücünün arttığını belirtenlerin oranı ise yalnızca % 6. 2020 yılında katılımcıların % 38’i alım gücünün azaldığını belirtirken, bu oran 1 sene sonra % 82’ye ulaştı.
Yüzde 78 ekonomiden memnun değil
Katılımcıların % 78’i ekonomik durumundan mutsuz olduğunu belirtirken, % 18’i ise ne mutlu ne de mutsuz olduğunu belirtti. Ekonomik durumundan dolayı mutlu olanların oranı ise yalnızca % 4. 2020 yılında yaptıkları araştırma sonuçlarında ekonomik durumundan mutsuz olan kişi sayısı % 50 iken, 1 sene sonrasında bu oran % 78’e ulaştı. Katılımcıların % 60’ı hem şu an ekonomik durumundan mutsuz hem de ilerleyen yıllarda Türkiye ekonomisinin daha kötü olacağını düşünüyor. Her 3 katılımcıdan yaklaşık 2’si temel ihtiyaçlarını borçlanmadan karşılayamıyor. Bu sonuçlara bakarak ekonomik durumundan mutsuz olanların büyük bir bölümünün, temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlandığı için ekonomik durumundan mutsuz oldu görülüyor.
10 kişiden 9’u daha ucuz ürün alıyor
Her 10 kişiden 9’u gıda alışverişleri esnasında daha az ürün satın aldığını ve/veya daha ucuz ürünlerden aldığını belirtti. Cevaplar detaylı analiz edildiğinde, her 4 katılımcıdan 3’ünün gıda alışverişi esnasında daha az ve/veya daha ucuz ürün almasına rağmen birikim yapamadığı görüldü. Bu durum günlük hayatta yapılan tasarrufların, birikim için pek işe yaramadığını gösteriyor. Her 10 katılımcıdan 9’u, döviz kurlarındaki artışlar sebebiyle ekonomik durumunun olumsuz yönde etkilendiğini belirtti. Katılımcıların % 83’ü döviz kurlarındaki artıştan dolayı ekonomisinin olumsuz etkilendiğini belirtti. Döviz artışlarının, ülkemiz üzerindeki ekonomik olarak etkisi ile ilgili katılımcıların % 94’ü ülkemizin ekonomisinin olumsuz etkilendiğini, % 4’ü ülkemizin ekonomik olarak etkilenmediğini belirtti. Kalan % 2 ise ekonomimizi olumlu olarak etkilediği görüşünde.
Dibin dibini görebiliriz
Ekonomi yazarı Emin Çapa’ya göre Türkiye yoksullaştırılma politikasının başında. Artı Gerçek’e konuşan Çapa, “Bundan daha kötüsü olamaz söylemi çok büyük bir yanılgı. Şu an dipteyiz ama dibin dibinin dibini de görebiliriz. Bugün ekmeğin yanında ancak soğan yiyebilen insanların soğanını da alacaklar. Bu açıdan Türkiye halkının yoksullaşması daha yeni başlıyor. Bugünleri bile özleyeceğimiz günler gelecek. Birkaç ay sonra dönüp “Aralık ayındaki halimiz çok iyiymiş” diyeceğiz. Yoksullaşmanın daha çok başlarındayız” ifadelerini kullandı. Çapa, “Teknolojik reformları yapabilmek için bunu üretecek insanlara uygun bir ortam yaratmanız gerekiyor. Bu da hukukî, sosyal, siyasal alandaki reformları, demokrasiyi gerektiriyor. Böylesi bir ortam da mevcut iktidar yapısının sürdürülememesi anlamına geliyor. AKP bunu reddediyor ve geriye elinde tek bir şey kalıyor: Ucuz emek. Emeğin değeri düşürülerek, hâlâ emek üzerinden üretim yapabilen alanlarda Türkiye’de istihdam yaratılabilir deyi düşünüyorlar” dedi.