"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu da oldu: Yunanistan'dan sabah 03:00'te Ayasofya'da sahur teftişi!

11 Haziran 2016, Cumartesi 09:57
TRT Diyanet kanalının ramazan boyunca Ayasofya Müzesi’nden sahur yayını yapmasına tepki gösteren Yunanistan’ın İstanbul’daki konsolosunu olup biteni bizzat yerinde görmesi için söz konusu kutsal mekana yolladığı ortaya çıktı.

Hürriyet'in edindiği bilgiye göre Atina, Ayasofya Müzesi’nden sahur programı yapılmasına şiddetle karşı çıkarken Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kocyas, “Ayasofya’da ne olacağını görmek istedik. Bu nedenle konsolosumuz sabah 03.00’te bölgeye gitti” dedi. Hürriyet, Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosu Evangelos Sekeris’in pazartesi sabahı Ayasofya’nın bulunduğu bölgeye gittiğini öğrendi.

Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kocyas, Alpha radyosuna verdiği demeçte “İlk açıklamalarımızda dikkatli idik. Çünkü önce Ayasofya’da ne olacağını görmek istedik. Bu nedenle İstanbul’daki Konsolosumuz sabah 03.00’te bölgeye gitti. Sonraki açıklamalarımızda daha sert tavır aldık. Kültüre saygı gösterilmemesi bizi rahatsız etti” dedi. Hürriyet’in elde ettiği bilgiye göre, Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosu Evangelos Sekeris, geçen pazartesi sabahı Ayasofya’nın bulunduğu bölgeye gitti.

‘TÜRKİYE SİNİRLİ BİR KOMŞU’

Türkiye’de devlet yönetiminin bazı birimlerinin, bazen henüz 21’inci yüzyıla girmemiş gibi hareket ettiklerini ileri süren Kocyas, “Öyle zannediyorum ki, Türkiye’de bazı kimseler iyi Müslüman oldukları ve her kutsal yeri camiye dönüştürdükleri gösterisi yapıyorlar. Bazı başka kimseler ise dünyaya Türkiye içinde ne isterlerse yaptıklarını göstermeye çalışıyorlar” diye konuştu. “Bu durum aslında, özgüven değil, güven eksikliğini gösteriyor. Kendini güvenli hissediyorsan, topraklarındaki dünya kültür mirası eserlere saygı gösterirsin. Bu eserlere medeni olmayan bir şekilde yaklaşmazsın” diyen Kocyas şunları söyledi:

“Türkiye bazı olumlu şeyler de yaptı. Sözgelimi uzun yıllar sonra İzmir’de dini ayinler gerçekleşiyor. Patrik ve metropolitlere Türkiye’de terk edilmiş kiliselerde ayin düzenlemelerine olanak tanındı. Gökçeada’da Rum ortaokulu yeniden açıldı. Bunlar olumlu. Ancak Ayasofya için gelişmeler olumsuz. Bu da Türkiye’nin çelişkisini gösteriyor. (Cumhurbaşkanı) Erdoğan Türkiye’de özellikle güçlü bir şahsiyet olmaya devam ediyor. Ancak, Erdoğan önderliğindeki ordu da aynı anda dört savaşı birlikte yürüttüğü için yeniden gündeme geliyor. Ordu, Gülencilere, Türkiye içinde Kürtlere, Türkiye dışında Irak ve Suriye’de savaş veriyor. Türkiye sinirli bir komşu.”

YUNAN BASINI: ABD, AYASOFYA ÇAĞRISI YAPTI

YUNAN basını ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner’in yabancı gazeteciler için düzenlenen bir brifingde bir soru üzerine Ayasofya gerilimini değerlendirdiğini yazdı. Buna göre Mark Toner, Yunan bir gazetecinin “Türk Hükümeti Ayasofya’yı camiye dönüştürmeye çalışıyor” demesi üzerine “ABD için Ayasofya özel önem taşıyan bir eserdir. Türk Hükümetini, geleneğine ve tarihine saygılı bir şekilde Ayasofya’yı korumaya davet ediyoruz” cevabı verdi. Ancak Toner’e atfedilen bu sözler ABD Dışişleri’nin brifinglerle ilgili yayınlanan metinleri arasında dün yer almamıştı.

DAHA ÖNCE DE YAYIN YAPILMIŞTI

Bizans İmparatoru Justinianos (527-565) tarafından kilise olarak inşa ettirilen Ayasofya, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethetmesinin ardından 1453’te camiye dönüştürüldü. 1930-35 arası restorasyondan sonra  ise müze olarak ziyarete açıldı.  TRT yetkilileri 2011 yılında da yine Ayasofya’nın içinden Kuran-ı Kerim okunduğunu ve “Sahur Bereketi” isimli programın yapıldığını bildirdi. Yunanistan, hafta başı UNESCO mirası sayılan Ayasofya’nın camiye dönüştürülmek istendiği iddiasıyla tepki göstermişti. Türk Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, Atina’dan gelen tepkiler üzerine çarşamba günü “Yunanistan’ı aklı selime davet ediyoruz” diye açıklama yapmıştı.

Konuyla ilgili diğer haberler:

Almanya'dan 'Ayasofya' açıklaması

http://www.yeniasya.com.tr/dunya/almanya-dan-ayasofya-aciklamasi_400041

Türkiye'den Yunanistan'a Ayasofya cevabı

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/turkiye-den-yunanistan-a-ayasofya-cevabi_399741

''Nereye gidiyorsunuz, bu gidişat nereye''

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/nereye-gidiyorsunuz-bu-gidisat-nereye_399480

Hazret-i Sultan Mehmed Fatih'in emaneti: Ayasofya’da namaz kılabilecek miyiz?

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/hazret-i-sultan-mehmed-fatih-in-emaneti-ayasofya-da-namaz-kilabilecek-miyiz_398642

Hazret-i Sultan Mehmed Fatih'in 535. vefat yıldönümü ve emaneti Ayasofya Camii...

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın -Aleyhissalatu Vesselam- duasına nail olan Hazret-i Sultan Mehmed Fatih'i 535. yıldönümünde rahmetle yad ediyoruz.

3 Mayıs 1481 Fatih Sultan Mehmet Han'ın vefat yılı...

Risale-i Nur'da Hazret-i Sultan Mehmed Fatih...

Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi'nin müellifi olduğu, Kur'an-ı Hakim'in hakikatli ve nurlu bir tefsiri olan Risale-i Nur'dan Mektubat isimli eserden 19. Mektup olan Mu'cizat-ı Ahmediye -Aleyhisslatu Vesselam- risalesinden Peygamber Efendimizin 'gaybi' mucizelerinin yer aldığı harika bölümden güzel bir örnek...

''... Hem, nakl-i sahih-i kat'î ile,

سَتُفْتَحُ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَنِعْمَ اْلاَمِيرُ اَمِيرُهَا وَنِعْمَ الْجَيْشُ جَيْشُهَا  (( "İstanbul fethedilecektir. Onu fethedecek olan kumandan ne güzel kumandan ve onun ordusu ne güzel ordudur." el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:422; Buharî, Târihü's-Sağîr, no. 139; Müsned, 4:335; el-Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, 6:218.)) deyip, İstanbul'un İslâm eliyle fetholacağını ve Hazret-i Sultan Mehmed Fatih'in yüksek bir mertebe sahibi olduğunu haber vermiş. Haber verdiği gibi zuhur etmiş.

Devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/mektubat/#180

Mu'cizat-ı Ahmediye -Aleyhisslatu Vesselam- Risalesi

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in -Aleyhissalatu Vesselam- peygamberliğinin delilleri olan üç yüzden fazla mu'cizeyi zevkli ve akıcı bir üslup ile izah ve ispat eden 19. Mektup olan Mu'cizat-ı Ahmediye -Aleyhisslatu Vesselam- risalesininin tamamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/mektubat/#152

Risâle-i Nur’da Ayasofya Camii

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin Ayasofya ile ilgili hassasiyeti ve Ayasofya’nın tekrar ibâdete açılması noktasındaki ısrarını Risâle-i Nur Talebeleri çok iyi bilirler.

Bu konu Nur Talebelerinin her zaman gündeminde olmuş ve Ayasofya’nın ibâdete açılması konusundaki hassasiyetlerini Üstâdlarından aldıkları hakîkat dersine binâen devamlı gündemde tutmuşlardır. Elbette bu hassasiyetin çok önemli cihetleri vardır.

Çünkü Ayasofya fethin sembolü ve İslâm’ın fütûhatının alemi hükmündedir. Özellikle Ayasofya’nın kapatılarak müzeye çevrilme zamanı da, dikkate alınması gereken ehemmiyetli bir devrin mukaddimesi hükmündedir.

Ayasofya bir devrin kapanıp yeni bir devrin açılması zamanına da işaret ederek, âhirzamanda vuku’ bulacak olan İsevîlik şahs-ı mânevîsi ile Müslümanlık şahs-ı mânevîsinin ittifakına da hizmet edecek konumundadır. Böylece “mânen Hıristiyanlık bir nevi İslâmiyete inkılâp edecektir. Ve Kur’ân’a iktida ederek, o İsevîlik şahs-ı mânevîsi tâbi ve İslâmiyet metbû makamında kalacak, din-i hak bu iltihak neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır.”1

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin “Hem bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur’ân ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılınçlarının pek büyük ve antika bir yadigârı olan Ayasofya Câmii’ni…”2 diyerek Ayasofya’nın mahiyetini ve konumunu ne kadar veciz ve ehemmiyetli ifadelerle anlattığını görüyoruz. Bu mahiyette bulunan Ayasofya Camii’nin puthaneye çevrilmesini Üstad Hazretleri kesinlikle kabul etmiyor ve bu fiile razı olmuyor.

Meselenin siyasî noktalarını işin ehline havale ederek Risale-i Nur Külliyatı’ndan Ayasofya’nın mahiyeti ve konumu ile ilgili Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin düşüncelerini aktarmak niyetindeyiz.

Öncelikle şunu sormak istiyorum: Ayasofya cami midir? Kilise midir? Yoksa müze midir? Ayasofya’nın mâhiyeti noktasında Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri eserlerinde neler söylemiştir? Bunları inşaallah toparlayarak sunmaya çalışalım:

AYASOFYA CÂMİDİR

Tarihçe-i Hayat ve Konferans’ta yer alan açıklamalar ile Üstad’ın Ayasofya Camii’nde namaz kıldığı görülmektedir. ”Ve bir namaz vakti, Ayasofya Câmii’nden çıkılıp…”3 Buraya göre, Üstad Bediüzzaman Hazretleri 1907’de İstanbul’da bulunduğu bir zamanda Ayasofya Camii’nden çıkıldıktan sonra “çayhane”ye oturulduğunda, Şeyh Bahît Efendi ile münâzara yaptığı anlaşılmaktadır. Demek ki Şeyh Bahît Efendi ile münâzara, bir namaz vakti, Ayasofya Câmii’nden çıkıldıktan sonra yaşanmıştır. Böylece Üstad’ın Ayasofya Camii’nde namaz kıldığı, hatta elli bin adama takdir ile nutkunu dinlettirdiği de malûmdur.

Ayasofya’nın Risale-i Nur Külliyatı’nda defaâtle “Ayasofya Câmii” şeklinde ifade edildiğini görüyoruz. Bunların örneklerini kısa kısa gösterecek olursak:

Üstad Bediüzzaman Hazretleri “Ayasofya Câmii, ehl-i fazl u kemâlden mübarek ve muhterem zâtlarla dolu olduğu bir zamanda…”4; “Ayasofya gibi kubbeli bir camiin kubbesindeki taşlarını durdurmak vaziyeti…”5; “Ayasofya’nın bânisi inkâr edildiği takdirde”6; “Ayasofya Câmiinde elli bin adama takdir ile nutkunu dinlettiren bir adam”7; “Ayasofya Câmiinde meb’usana hitaben feryad ettim.”8; “Sonra gider.. Ayasofya gibi gayet muazzam bir câmiye, Cuma gününde dâhil olur.”9 diyerek Ayasofya’nın camii olduğunu açık ve net ifadelerle söylüyor.

Ayrıca Üstad Hazretleri “Ayasofya mevlidinde…”10 ve “Ayasofya’da, Bayezid’de, Fatih’te, Süleymaniye’de umûm ulema ve talebeye hitaben müteaddid nutuklar ile şeriatın ve müsemma-yı Meşrûtiyetin münasebet-i hakikiyesini izah ve teşrih ettim.”11 diyerek de 31 Mart hadisesinde Ayasofya’da nutuk söyleyerek yatıştırıcı bir rol oynadığını belirtiyor. Görüldüğü gibi Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Ayasofya’yı defaatle “Ayasofya Camii” olarak ifade ediyor ve Ayasofya’nın tekrar ibâdete açılmasını özellikle Ahrar Demokratlardan talep ediyor ve Adnan Menderes’e bu talebini mektupla iletiyor. İşte o mektuplardan bir tanesi şudur:

“Adnan Menderes’e gönderilmek niyetiyle evvelce yazılan içtimâî hayatımıza ait bir hakikatın haşiyesini tekrar takdim ediyoruz:

“Eskilerin lüzumsuz keyfî kanunları ve sû’-i istimalleri neticesinde, belki de tahrikleriyle zuhur eden Ticanî mes’elesini dindar Demokratlara yüklememek ve âlem-i İslâm’ın nazarında Demokratları düşürmemenin çare-i yegânesi kendimce böyle düşünüyorum: Ezan-ı Muhammedî’nin (asm) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofya’yı, beşyüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek ve halen İslâm’da çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâm’ın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, yirmisekiz sene mahkemelerin muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraetine karar verdikleri Risale-i Nur’un resmen serbestîsini dindar Demokratlar ilân etmeli ve bu yaraya bir nevi merhem vurmalıdırlar. O vakit âlem-i İslâm’ın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimane kabahatları onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zâtların hatırları için, otuzbeş seneden beri terkettiğim siyasete bir-iki saat baktım ve bunu yazdım. Said Nursî”12

Ayrıca 1950’den sonraki Demokrat iktidarlar döneminde Üstad’ın Ankara’ya gelişlerinin altında yatan mühim sebeplerden birinin de yine Ayasofya’nın ibâdete açılması olduğunu aşağıdaki mektuptan anlıyoruz. Üstad bu mektupta şu ifadelere yer veriyor:

“Ankara’ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi, İslâmiyet’e ciddî taraftar Dahiliye Vekili Namık Gedik’i görmek ve İslâmiyet’in kahramanı olan Adnan Bey’e ve Tevfik İleri gibi mühim zâtlara bir hakikatı söylemektir ki:

“Hem Demokrat’a Ezan-ı Muhammedî gibi çok kuvvet vermek ve Risâle-i Nur’un neşrine müsaadesi gibi çok taraftar olmak ve âlem-i İslâm’ı, hattâ bir kısım Hıristiyan Devletlerini de memnun etmek için, Ayasofya’yı müzahrefattan temizleyip ibâdet mahalli yapmaktır. Ben ise; bu mes’ele için, otuz sene siyaseti terk ettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim. Adnan Bey, Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zâtların hatırı için başka yere gitmedim.”13 Bu mektuptan da, Üstâd Hazretleri’nin Ayasofya’ya ne kadar ehemmiyet verdiği anlaşılıyor.

Öyleyse, ey ehl-i hall ü akd! Geliniz, İstanbul’un fetih sembolü, Fatih’in emâneti ve Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin en ehemmiyetli hedeflerinden biri olan Ayasofya’yı ibâdete açınız ve bu şerefle yâd olunuz. Ayasofya’nın hicab perdesini yüzünden kaldırınız ve bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi, Kur’ân ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılınçlarının pek büyük ve antika bir yadigârı olan Ayasofya Camii’ni hak ettiği hürriyetine kavuşturunuz. Böylece Ayasofya’yı müzahrefattan temizleyip ibâdet mahalli yaparak Bediüzzaman Hazretleri’nin de müjdesinin tahakkukuna vesile olunuz.

Abdülbaki Çimiç

Dipnotlar:

1- Mektubat, s. 57.
2- Şuâlar, s. 385.
3- Sözler (Konferans), s. 753.
4- Mektubat, s. 413.
5- Lem’alar, s. 323.
6- Mesnevî-i Nuriye, s. 72.
7- Şuâlar, s. 450; Tarihçe-i Hayat, s. 580.
8- Tarihçe-i Hayat, s. 65; Divan-ı Harb-i Örfi, s. 16.
9- Asa-yı Musa, s. 167; Lem’alar, s. 185.
10- Tarihçe-i Hayat, s. 66.
11- Tarihçe-i Hayat, s. 63.
12- Emirdağ Lâhikası-2, s. 176.
13- Emirdağ Lâhikası-2, s. 236.

Kır zincirlerini Ayasofya

http://www.yeniasya.com.tr/faruk-cakir/kir-zincirlerini-ayasofya_216376

Ayasofya vaziyet-i kudsiyesine çevrilmeli

Ezan-ı Muhammedî’nin (asm) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofya’yı, beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek… Âlem-i İslâmı, hattâ bir kısım Hıristiyan devletlerini de memnun etmek için, Ayasofya’yı muzahrafattan temizleyip ibadet mahalli yapmaktır.

http://www.yeniasya.com.tr/risale-i-nur-dan/ayasofya-vaziyet-i-kudsiyesine-cevrilmeli_216372

Okunma Sayısı: 7146
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    11.6.2016 12:14:23

    ALTTAN ALACAK DEĞİLİM: ULAN DEVELER! "..Sözgelimi uzun yıllar sonra İzmir’de dini ayinler gerçekleşiyor. Patrik ve metropolitlere Türkiye’de terk edilmiş kiliselerde ayin düzenlemelerine olanak tanındı. Gökçeada’da Rum ortaokulu yeniden açıldı." DİYORSUNUZ VE BUNLARI OLUMLU BULUYORSUNUZ DA, son 100 yılı hariç, 1453'ten beri ve PARASINI DA ÖDEYEREK SATIN ALIP CAMİ YAPTIĞIMIZ BİR MABEDDE SADECE BİR SAHUR PROGRAMI YAPILMASI MI KÜLTÜRE SAYGISIZLIK OLDU. 21.YÜZYILA GİRERKEN AYİN DÜZENLENİRSE MEDENÎLİK, CAMİ YAPILIRSA KÖHNEMİŞLİK, ÖYLE Mİ? ASIL SEFİL ZİHNİYET SİZİN GİBİ AKILSIZ HAYVANLARA MAHSUSTUR!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı