İstanbul Adalet Sarayı’na iki günde 2 kişi, başka avukatlara ait kimlik kartlarıyla girmek isterken fark edilerek gözaltına alındı.
Adliyede savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit eden teröristlerin elinde avukat cübbesiyle girmesi nedeniyle tedbirler artırılmıştı.
İlk olay bugün Ufuk T. adlı kişinin, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na avukat M.A.E.'ye ait kimlik kartı ile girmek istemesiyle yaşandı. C kapısından giremeyen Ufuk T., bunun üzerine B kapısına gitti. Buradan girmek isterken güvenlik görevlilerince fark edilen Ufuk T., polis tarafından gözaltına alındı. İfadesi alınan şüphelinin, adı geçen avukatın yanında çalıştığını, işlerini takip ettiğini, sıra beklemeden girmek için kartı kullandığını söylediği kaydedildi.
Ancak alınan bilgilere göre, Ufuk T. avukat M.A.E.’nin İstanbul’da görev yaptığı sırada yanında çalıştı. M.A.E., daha önce avukat kimliğini kaybettiğine dair başvuruda bulunmuş. Kimliğin yenisi alan avukat M.A.E., 6-7 sene önce Ordu’da avukatlık yapmaya başladı. Olay üzerine polis avukat M.A.E.’yi aradı ve şikayetçi olup olmadığını sordu. Avukat M.A.E.’nin şikayetçi olduğu kaydedildi.
Ufuk T. emniyet ifadesinin ardından sağlık kontrolüne götürüldü. Savcıya ifade vermesi beklenen Ufuk T.’nin avukatların aranmaya tepki gösterdiği olaylar sırasında tepki gösterenler arasında olduğu da ifade edildi.
İkinci olay ise dün E.C. adlı kadın, başka bir avukata ait kimlikle adliyenin C kapısından girmek istemesi ile ortaya çıktı. Adliyeye girdiği sırada güvenlik görevlileri avukat kimlik kartının E.C.’ye ait olmadığını fark etti. Bunun üzerine gözaltına alınan ve ifadesi alınan E.C. serbest bırakıldı. Bu şüphelinin de ifadesinde, kartın yanında çalıştığı avukata ait olduğunu, işlerini takip ettiğini, sıra beklememek için kartı kullandığını söylediği belirtildi.
Adliyede 31 Mart’ta savcı Mehmet Selim Kiraz terör örgütü üyeleri tarafından odasında rehin alınmış ve şehit edilmişti. Olayı gerçekleştiren örgüt üyelerinin adliyeye avukat giriş noktasından elinde cübbeyle girdiği güvenlik kameralarına yansımıştı. Bu olay nedeniyle avukatların ve çantalarının da x-ray cihazlarından geçirilmesine ve el dedektörüyle aranmasına karar verilmişti. Ancak bazı avukatlar arandıkları gerekçesiyle bu uygulamaya tepki göstermişti. Günlerce süren tartışmalar sırasında polis bir çok kez avukatlara müdahalede bulunmuştu. İstanbul Barosu ile Başsavcılık, avukatların üst araması yapılmadan kendileri ve çantalarının x-ray cihazlarından geçmeleri, çipli kartlarını okutmaları konusunda anlaşmıştı.