İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği Başkanı Küçükcan, "Uygur Türkleri ve diğer Müslümanlara yönelik uygulamaları kaygıyla izliyor, Çin Halk Cumhuriyeti'ne bu ihlallere son vermesi çağrısında bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR) Başkanı Talip Küçükcan, yaptığı yazılı açıklamada, din ve vicdan hürriyetinin, birey ile toplulukların dini ve etnik kimliklerini koruması, yaşatması ve sonraki kuşaklara aktarması için temel insan haklarından olduğunu belirtti.
Her türlü yasak ile baskının, uluslararası bildirgelere ve yasalara göre insan hakları ihlali olarak değerlendirildiğini kaydeden Küçükcan, son zamanlarda dünya basınında, Çin Halk Cumhuriyeti tarafından Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman toplulukların temel haklarının ihlal edildiğine ilişkin ciddi iddia ve haberlerin yer aldığına işaret etti.
Uluslararası insan hakları örgütlerinin de basında çıkan bu haberleri teyit eden raporlar yayımladığını, özellikle son 2 yıldır Uygur Türklerine yönelik asimilasyon uygulamalarına dikkati çektiğini belirten Küçükcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uygur Türkleri ve diğer Müslümanlara yönelik uygulamaları kaygıyla izliyor, Çin Halk Cumhuriyeti'ne bu ihlallere son vermesi çağrısında bulunuyoruz. Dünya basını ve uluslararası insan hakları örgütlerine göre, 2017'de 'Tüm Dinlerin ve İnançların Çinlileştirilmesi' siyaseti ilan edilmiş, Uygur Türklerinin ve bölgede yaşayan diğer Müslümanların dini, etnik ve kültürel kimliklerinin zayıflatılması için çalışmalar başlatılmıştır. Bu amaçla 1 milyonu aşkın Uygur Türkü zorla kamplara alınmış ve asimile edilmek amacıyla eğitim programlarına tabi tutulmuştur. Temel insan haklarının ihlali anlamına gelen bu uygumalar kabul edilemez. Çin Halk Cumhuriyeti'nin bu uygulamalara bir an önce son vermesi insani, hukuki ve ahlaki bir zorunluluktur."
AA