Ahmet Taşgetiren, “Bu ülke hep birilerinin gidemeyeceği, gittiğinde linç ile karşılaşacağı köyler, kentler, bölgeler haline gelirse işte asıl vatana yönelik cinayet budur. Asıl “Beka”ya karşı ihanet budur” dedi.
Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, “Ak Parti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerken stratejik bir hata yaptı ve kendisini önce yüzde 50 artı 1’e, oradan da MHP’ye mahkum hale getirdi” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye siyasetini denetim altında tuttuğunu söyleyen Taşgetiren, “Ak Parti her gün biraz daha “Başka bir parti” olmaya doğru gidiyor. İşin içinde olanlar “Mecburiyet” psikolojisi ile kendilerine yüzde 50 artı 1 imkanı sunan herkese yaklaşabilirler, ama Ak Parti’yi, “Türkiye siyasetinde demokratik açılımın ana omurgası olmak üzere” kodlayanlar, içten içe yanarlar” diye yazdı.
Kılıçdaroğlu’nun oradan sağ kurtulduğuna şükretsinler
Taşgetiren’in dünkü “Türkiye ittifakı’na ne oldu?” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle: “Şunu yazmam lazım: Bu ülke hep birilerinin gidemeyeceği, gittiğinde linç ile karşılaşacağı köyler, kentler, bölgeler haline gelirse işte asıl vatana yönelik cinayet budur. Asıl “Beka”ya karşı ihanet budur. Kim kimi işaretleyip, yok edilmesi için karar verebilir bir hukuk devletinde? Şu an, “Kılıçdaroğlu gitmeseydi oraya” çığlıkları atanlar, yatıp kalkıp, Kılıçdaroğlu’nun oradan sağ kurtulduğuna şükretsinler. Değil canına bir şey olması, yüzünde yumruğun morartısı ile dünya medyasına fotoğraf verilseydi bile, ülkemizin ve iktidarda bulunan kadroların savunması için bu medya yetmezdi…
Gidiş, iyi gidiş değil
Şunu bir yere yazalım: Ak Parti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerken stratejik bir hata yaptı ve kendisini önce yüzde 50 artı 1’e, oradan da MHP’ye mahkum hale getirdi. “Bahçeli, Türkiye siyasetini denetim altında tutuyor.” Bunu MHP’liler “Liderlerinin siyaset ustalığı” gibi, siyasi yorumcular da “Ak Parti için derin kırılma anı” olarak okuyabilirler. Ak Parti her gün biraz daha “Başka bir parti” olmaya doğru gidiyor. İşin içinde olanlar “Mecburiyet” psikolojisi ile kendilerine yüzde 50 artı 1 imkanı sunan herkese yaklaşabilirler, ama Ak Parti’yi, “Türkiye siyasetinde demokratik açılımın ana omurgası olmak üzere” kodlayanlar, içten içe yanarlar. Bakın bir, Mustafa Şentop başka konuşuyor Meclis’te, Naci Bostancı başka konuşuyor, Ömer Turan başka konuşuyor, merhum şehit Erol Olçok’un eşi Nihal Olçok başka konuşuyor… Bir de Bahçeli, Soylu konuşmalarına bakın… Bu söylemle paralel üretilen sosyali, yazılısı, görseli ile iktidar eksenindeki medya diline bakın… Aklı selim. Lütfen aklı selim… Gidiş iyi gidiş değil.”