Polis aileleriyle görüşen Altıparmak, İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerin, bölücü terör örgütüyle mücadeleden dolayı hedef haline getirildiğini söyledi. Ömer Altıparmak, uzun süre kim tarafından sızdırıldığı konuşulan Oslo görüşmelerini, PKK’nın dışişlerinden sorumlu olan Adem Uzun denilen adamının dinleme cihazıyla birebir kaydettiğini öne sürdü. 

Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Altıparmak, gözaltına alınan polislere destek vermek için İzmir Adalet Sarayı'na geldi. Burada bir açıklama yapan Ömer Altıparmak, Türkiye’de bir şeylerin yanlış olduğunu, yasalara aykırı olmasına rağmen bir takım pazarlıklar yapıldığını ifade etti. Altıparmak, “Anayasal düzen üzerinde pazarlık yapılıyor. Özerklik hususunda terör örgütü mensupları ve hakem devletin mevcudiyetinde tartışmalar yürütülüyor. Bu, anayasamıza ve yasalarımıza da aykırı bir husus. Bu hususu Oslo görüşmelerini, hatırlarsanız katılanlardan biri de Sabri Ok’tu. Geçenlerde, ‘Kürdistan’dan Türk polisi ve askeri çekilsin’ diyen adamdı, masanın bir tarafında oturan. Öbür tarafta Adem Uzun diye dışislerinden sorumlu bir adamı vardı PKK’nın. Maalesef meslek acemiliği mi derseniz ne derseniz deyin, Oslo’da yapılan tüm görüşmeleri terör örgütü PKK’nın Adem Uzun denilen adamı üstündeki dinleme cihazıyla birebir kaydetti ve bunu terör örgütünün internet sitelerinde yayınladı. Birileri döndü bunu polisin üzerine atmaya çalıştı. Terör örgütü mensupları tarafından kaydedilmiş ve devleti zora sokmak için internet sitelerinde yayınlanan hususu bize yormaya çalıştılar.” dedi. 

KCK’ya yönelik operasyonların talimatının devletin tüm kurumlarıyla alınmış bir karar olduğunu da belirten Ömer Altıparmak, dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bizzat kendisine talimat verildiğini söyledi. 

KCK OPERASYONLARINDA GÖREV ALAN POLİSLERE OPERASYON

Altıparmak, 17-25 Aralık operasyonlarından sonra operasyonlara tabi tutulan istihbarat personelinin tamamının özellikle bölücü terör ve KCK operasyonlarını yapan personellerden oluştuğunu anlattı. İstihbarat Daire personellerine yönelik yapılan tüm operasyonların yasa dışı, hukuksuz algı operasyonları olduğunu savunan Altıparmak, meslektaşlarının hiç suç işlemiş sıfat ve psikoloji ile kamuoyunun önüne çıkmadığına dikkat çekti. 17-25 Aralık tarihine kadar dosyalarında hiçbir suç bulunmayan, uyarı cezası dahi almayan personelin o tarihten sonra operasyonlara tabi tutulduğuna da vurgu yapan Altıparmak, bu operasyonların bir şeylerin üzerini örtmek için yapıldığını, kamuoyunun da bunu böyle algılaması gerektiğini ifade etti. 

Yazı yazan birisinin 2011 Aralık’ta İdris Naim Şahin’i hedef almaya başladığını, aynı kişinin bugün yine hedef alan yazısında, ‘falanca adam bilmem nerenin müsteşar yardımcısıydı, onu bile emniyet istihbarat takibe almış’ dediğini aktaran Ömer Altıparmak şunları söyledi: “Evet, alırız arkadaşlar, 14 Temmuz 2011 günü demokratik özerklik ilan eden, benim üniter yapıma karşı bir isyan teşkil eden demokratik özerkliğin ilan edildiği o demokratik özerklik çalıştaylarının tamamına katılmıştı o müsteşar yardımcısı. ‘Aysel Tuğluk’un açıklaması somut ve demokratik ve benim kabul ettiğim bir çalışma’ diyordu. Şimdi inanılmaz bir şey, devletin kurumlarında üst seviyede görev almış olması benim ülkemin üniter yapısı, anayasal düzenine karşı böyle bir hareketi meşru kılar mı? Hangi görevi, hangi sıfatı taşırsa taşısın, benim ülkemi bölmek, demokratik özerk Kürdistan ve demokratik özerkliğin ilanıyla ilgili çalıştaylara katılan bir şahsın emniyet istihbarat tarafından takip edilmesini bir suçmuş gibi gösteriyorlar. Tabi bunu yapanlar hakem devletle beraber oyun oynayan adamlardı.”

Emniyet istihbaratta bu operasyonlara hedef olanların, ülkenin bölünmemesi için çalıştığını vurgulayan Altıparmak, bu polislerin devletin milletiyle bir bütünlük olması için yasaların kendilerine verdiği görevleri yaptıklarını anlattı. 

İSTİHBARAT OLARAK KABİNİYE MİLLETVEKİLLERİNE YÖNELİK HİÇBİR DİNLEMEMİZ OLMADI

İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden ayrılırken dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile oturup konuştuklarını açıklayan Ömer Altıparmak, “Dosyamı aldım gittim kendisine izah ettim. Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından ne kabineye, ne milletvekillerine, belediye başkanlarına yönelik hiçbir dinlememiz olmadığını söyledim. Dosyaları ve nasıl dinleme yapılacağını önüne koydum. Ama gelinen aşamada kim bilir nasıl yanlış bilgiler veriliyor ki, bu kadar zamandır ne kadar müfettiş geldi İstihbarat Daire Başkanlığına, benim söylediklerimi yalanlayacak herhangi bir bilgi ve belge yok. Bizim İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki çalışmalarımız terör örgütlerine ve yolsuzluklara yönelik çalışmalardı.” diye konuştu. 

17-25 Aralık operasyonun en dolu delilli dosyalardan biri olduğunun çok açık olduğunu, bütün kamuoyunun bunu bildiği gibi TBMM’de konuşulduğunu dile getiren Altıparmak, “Ama ne benim şahsımın, ne de hedef alınan İstihbarat Daire Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatında görevli personellerimin hiçbiri bu operasyonda yer almadı. Niçin istihbarat hedef alınıyor derseniz, açık ve net söylüyorum; terör örgütü PKK ile bölücü terörle mücadeleden dolayı biz hedefiz.” dedi. 

Falan ilde PKK’ya operasyon yapıldı, gözaltılar oldu şeklindeki haberlerin duyulmaz olduğunu, yerini ‘polislere operasyon oldu, 10-20 polis yakalandı’ aldığını da belirten eski İstihbarat Daire Başkanı Altıparmak, önleme dinlemeleriyle ilgili de şu bilgileri verdi: “Hakim kararıyla yapılan işlemleri idare iki sebepten dolayı, tekrar ediyorum 'makul karine ve gerçekçi sebep' arıyor önleme dinlemelerinde, bu çok büyük cehalet. Önleme dinlemelerini düzenleyen kanunu bu hükümet 2005’de çıkardı. Madem böyle bir gerekçen var, kanunu değiştirirsin bu iş biter.”