Almanya'nın Neuss şehrinde yaşayan Mümin Güven, kendisini birine benzeten dört sivil polis tarafından kimlik kontrolü yapılmadan kelepçelenmiş halde acımasızca dövüldüğünü söyledi.
Polisin gerçeği gördükten sonra kelepçeyi çıkarmadığı gibi özür de dilemediğini aktaran Güven, ardından gittiği iki hastanenin de kendisini kabul etmediğini açıkladı.
Neuss’a bağlı Meerbusch semtinde ailesi ile birlikte yaşayan Mümin Güven (26), dört sivil polis tarafından dövüldüğünü, iki hastanenin ise kendisini kabul etmediğini söyledi. Arkadaşı ile gece 00.30'a kadar sohbet ettikten sonra evine gitmek için ayrılan Güven, binanın dış kapısına çıktığında biri kadın dört sivil kıyafetli kişi ile karşılaştığını, polis olduklarını söyleyen kişilerin kimliklerini görmek isteyince tekme tokat saldırdığını anlattı. Neye uğradığını şaşıran Güven, “Öyle hırslı ve hızlı dövmeye başladılar ki, konuşmama dahi fırsat vermeden kendimi yerde buldum. Kafama yumruk, belime ve sırtıma tekme atarken kelepçe taktılar. Şu an kalkıp yürüyemiyorum.” dedi.
Polis memurlarının ellerini kelepçeledikten sonra da boş durmadığını belirten genç şöyle devam etti: “Boğazımı sıkarak ‘Biz senin neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Elimizde resimlerin ve video kayıtların var’ diyerek ifademi almaya çalıştılar. Bu zor durumda iken dört-beş kez bayılmışım, dünyam karardı. Sanki ölüp ölüp dirildim. Kendimi biraz toparladıktan sonra sol cebimde kimliğimin olduğunu söyledim. Hiç oralı olmadılar.”
Bir saate yakın süreyle elleri kelepçeli halde dövüldüğünü belirten Güven’i gecenin bu saatinde kimse fark etmemiş. Kayıtları kontrol eden polisler ise aradıkları kişinin Güven olmadığını anlayınca hiçbir şey olmamış gibi özür bile dilemeden, asıl suçluyu aramaya başlamış.
KENDİ İMKANLARI İLE AMBULANS ÇAĞIRDI, İKİ HASTANE KABUL ETMEDİ
Ayakta durmakta zorluk çeken kendi imkanları ile ambulans çağırdığını söyledi. “Üstüm- başım kan içinde idi, ayakta duramıyorum ve suçsuz olduğum anlaşıldığı halde, kelepçeleri elimden çıkarmadılar.” diyen Güven yerde yatar vaziyette ambulansı beklediğini söyledi. Güven, “Ambulans beş dakika içinde geldi. Görevliler beni yerden aldı. Polisler sağlık görevlileri ile bir şeyler konuştu ama ne konuştuklarını duyamadım. Krefeld’deki iki hastaneye uğradık ikisi de beni 6 ile 7 saat bekleterek almadı. Polis olayını duyduklarından mı bilemiyorum.” dedi.
Daha sonra Lukas Meerbusch Hastanesi’nin kendisini kabul ettiğini anlatan Güven, yaşadıklarına bir anlam veremediğini kaydetti. Meerbush Polis Basın Sözcüsü ise, Mümin Güven’in kimlik göstermemekte direttiğini, kendilerine karşı geldiğini iddia etmekle yetindi. Polis, iki hastanenin bu durumdaki bir kişiyi kabul etmemesinin ise suç teşkil edeceğini açıkladı. Kimliğine bakılmasını kendisinin istediğini hatırlatan Güven, olayın mahkemeye intikal ettiğini belirtti.
Baba Mehmet Güven ise, 37 yıldan beri Almanya’da yaşadığını ve buna benzer birçok olayı görüp duyduğunu söyledi. Güven, “Bir an önce suçluların yakalanıp mahkeme karşısına çıkarılmasını ve gereken cezanın verilmesini istiyorum. Bu işin peşini bırakma niyetinde de değilim. Sivil polisler hiçbir kimlik tespiti yapmadan, suçsuz yere bir genci darp ederse bizler bu ülkede kime güvenelim?” diye sordu. Oğlunun kayıtlı hiçbir suçunun olmadığını, dört ay sonra meslek eğitiminden mezun olacağını söyleyen baba Güven, “Oğlum terörist değil, mafya değil. Eli-kolu bağlı bir genci bu kadar acımasızca darp etmek o polislerin ırkçı tavır sergilediğini gösteriyor." dedi.