"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Alimler, peygamberlerin varisleridir

25 Haziran 2015, Perşembe 07:56
Bediüzzaman, 'Alimler, peygamberlerin varisleridirler' ölçüsüne her yönüyle bire bir uymaya çalışan büyük bir İslam alimidir. Üstad Hazretleri'nin özellikle de ilmi ve dini insanlara tebliğ hususunda taşıdığı hassasiyet oldukça dikkat çekicidir.

Said Nursi, “İlmi ve dini kendilerine medar-ı maişet yapıyorlar” deyip insafsızcasına onlara hücum eden insanlara karşı dinin kudsiyetini korumak ve hizmetlerin sadece ve sadece Allah'ın rızası için olduğunu vurgulamak için çok hassas davranırdı.

İşte bu hassasiyetin nedenleri;

''Ehl-i dalâlet, ehl-i ilmi, ilmi vasıta-i cer etmekle itham ediyorlar, “İlmi ve dini kendilerine medar-ı maişet yapıyorlar” deyip insafsızcasına onlara hücum ediyorlar. Bunları fiilen tekzip lâzımdır.

Eski Said minnet almazdı. Minnetin altına girmektense ölümü tercih ederdi. Çok zahmet ve meşakkat çektiği halde kaidesini bozmadı. Eski Said’in, senin bu biçare kardeşine irsiyet kalan şu hasleti ise, tezehhüd ve sun’î bir istiğnâ değil, belki dört beş ciddî esbaba istinat eder. 

Birincisi: Ehl-i dalâlet, ehl-i ilmi, ilmi vasıta-i cer etmekle itham ediyorlar, “İlmi ve dini kendilerine medar-ı maişet yapıyorlar” deyip insafsızcasına onlara hücum ediyorlar. Bunları fiilen tekzip lâzımdır.

İkincisi: Neşr-i hak için enbiyaya ittibâ etmekle mükellefiz. Kur’ân-ı Hakîmde, hakkı neşredenler “İn ecriya illâ alellah” [Benim mükâfâtımı vermek ancak Allah’a aittir. (Yunus Sûresi: 72)] diyerek insanlardan istiğnâ göstermişler. Sûre-i Yâsin’de “İttebiû men lâ yes’elüküm ecran ve hüm muhtedûn” [Doğru yolda olan ve sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere tâbi olun. (Yâsin Sûresi: 21.)] cümlesi, meselemiz hakkında çok mânidardır. 

Üçüncüsü: Birinci Söz’de beyan edildiği gibi, Allah namına vermek, Allah namına almak lâzımdır. Halbuki, ekseriya ya veren gafildir; kendi namına verir, zımnî bir minnet eder. Ya alan gafildir; Mün’im-i Hakikîye ait şükrü, senâyı zâhirî esbaba verir, hata eder.''

Devamı için bkz: Mektubat, İkinci Mektub

LÜGATÇE

vasıta-i cer etmek: Bir şeyi kazanç veya menfaate âlet etmek.

medar-ı maişet: Geçim kaynağı.

istiğnâ: Tokgözlülük. Kimsenin minneti altına girmeme.

İlahiyat Fakültesi Dekanı, dini bilgiler anlatan kişilerin yüksek ücret almalarını doğru bulmadı 

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, televizyon kanallarında izleyicilere dini bilgiler aktaran kişilerin yüksek ücret almalarını doğru bulmadığını ifade etti.

Durmuş, gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı açıklamada, ramazan ayının inananlara etkili bir nefis terbiyesi sağladığını söyledi.

Ramazan ayı nedeniyle televizyon programları yapan kişilerin yüksek ücretler almasının uygun olmadığını savunan Durmuş, "Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte kendi fikrimce uygun değil. Dini, insanlara anlatmak Allah'ın çok büyük bir lütfudur. 'Bundan daha büyük bir lütuf' olmaz diye düşünüyorum. Allah size bunu lütfetmiş ve siz hakikatleri insanlara anlatıyorsunuz. Bunu anlatırken de peygamberlerin yolu olan 'Biz size yaptığımız bu tebliğin karşılığında hiçbir ücret talep etmiyoruz. Bizim mükafatımız ancak Allah'a aittir' anlayışından dolayı ücret alınmaması gerektiği kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu.

Durmuş, bu tür konular nedeniyle halkın televizyon kanallarında program yapan din adamlarına karşı güven duygusunun kaybolduğunu öne sürdü.

Allah'ın inananları mal ve evlatlarıyla imtihan ettiğini vurgulayan Durmuş, şunları kaydetti:

"Ayrıca televizyon kanallarının başka kişilere milyonlarca lira vermesine karşı 'neden hocalara da para verilmesin' denmesi de uygun değil. Bana göre bu karşılaştırmayı yapmak bile yanlış. Uygun olmayan programları da onaylamıyorum ancak sonuçta biz dini anlatıyoruz. İnsanlara hakikati anlatıp, o insanların 'Allah razı olsun' demesi kadar büyük bir şey olabilir mi? Para her zaman sıcaktır. Allah, malı, evladı birer imtihan vesilesi olarak insanlara verir. Ama bu şartlarda başarılı olmak her babayiğidin karı değildir." 

Din adamlarının iş yerlerinde mesleklerini icra ederken ücret almaması gerektiği düşüncesinin de yanlış olduğunu vurgulayan Durmuş, "O kişi mesleğini icra ediyor. O kişi geçimini o kurumdan karşılıyor. Ancak bu tür durumlarda o kişi başka bir yerde verdiği dini bilgiler için fazladan bir ücret alamaz" ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 2689
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı