Kabil üniversitesinde öğretim üyeliği de yapan Doğan Özlük, “Afganistan’ın son 100 yılına bakınca ülkede uzun süreli barış ve istikrar ortamının sağlanabileceğini öngörmek ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Bir taraftan da Afganistan halkının genelinin desteğini almak, onları ikna etmek ve yönetmek çok kolay aslında. Çünkü halkın muazzam bir kesimi çok temel insani haklardan daha fazlasını istemiyor” diyor.
Kabil üniversitesinde öğretim üyeliği de yapan Doğan Özlük, gazeteduvar’a verdiği ropörtajda, Afgan halkının olmazsa olmaz talebinin insan hakları ve güven olduğunun altını çizdi. Özlük, Afganistan’ın ve Taliban’ın geleceğine ilişkin bir soruya cevap verirken Afgan halkının isteklerini şöyle özetliyor: “Afganistan’ın son 100 yılına bakınca ülkede uzun süreli barış ve istikrar ortamının sağlanabileceğini öngörmek ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Bir taraftan da Afganistan halkının genelinin desteğini almak, onları ikna etmek ve yönetmek çok kolay aslında. Çünkü halkın muazzam bir kesimi çok temel insani haklardan daha fazlasını istemiyor. Savaşın ve ölümlerin olmadığı; hırsızlık, gasp ve çetelerden kendilerini güvende hissettikleri; barınma, eğitim, sağlık ve çalışma haklarını temel düzeyde de olsa sağlayabildikleri bir ülkede yaşamak. Ülkedeki sistemin adının ne olduğu veya kimler tarafından yönetildikleri onlar için önemli veya öncelikli bir mesele değildir. Bu bağlamda Taliban eğer gerçekten ülkeyi yönetme iddiasındaysa, Afganistan halkının genelinin rızasını veya kerhen de olsa desteğini almak istiyorsa; bütün toplumsal kesimleri kapsayan bir sistem ve yönetim kurmaktan başka çaresi yok. Bunu da inanarak yapmalı, sahici yapmalı.
Resmi açıklamalarda değişim mesajı var
“Yok eğer Taliban 20 yıl önceki uygulamalarında ısrar ederse, kendi dinî anlayışını dinin tek yorumu olarak insanlara dayatırsa ve diğer siyasî, etnik ve toplumsal kesimleri dışlarsa; uzun ömürlü olması mümkün değildir. Taliban’ın resmî açıklamalarına bakılırsa bir değişim mesajı vermektedir. Ancak bu açıklamaların geçici olduğunu, tersi yönde uygulamaların daha şimdiden başladığını (ev aramaları, genel affa rağmen bazı isimlerin infaz edilmesi, pantolon ve tişört giyen erkeklere bile müdahale ve hakaret edildiği vs.) belirten kesimler de var. Son olarak şunu söylemek mümkün. Ülkedeki son durumun üzerinden iki haftalık zaman geçti. Ancak buna rağmen başta gençler olmak üzere halkın çok büyük bir kesimi hâlâ büyük bir gelecek korkusu, kaygısı, tedirginliği ve ürkekliği içerisinde yaşamaya, beklemeye devam ediyor.”
Kerhen katlanıyorlar
“Afgan toplumunun 2001’deki Amerikan işgaliyle birlikte bir modernleşme yaşasa da büyük ölçüde muhafazakâr ve dindar özelliğini koruduğunu belirtiyor. Özlük, Taliban bu ayın başında yönetimi ele geçirmeden önce de devletin büyük oranda şeriat kurallarıyla yönetildiğini, savaştan bıkan Afgan halkının Taliban’ı gönüllü olarak kabul etmemekle birlikte istikrar ve güvenliğin sağlanması için kerhen Taliban’a katlandığı kanaatinde.”
Afgan gençler
“Afganistanlı gençler modern bir takım davranış kalıplarına ve alışkanlıklara sahip olsalar da genelinin giyim kuşam, kadın-erkek ilişkileri ve ibadet konusunda diğer Müslüman toplumlara kıyasla daha dindar olduklarını belirtmek gerekir. Söz gelimi doğum gününü arkadaşlarıyla birlikte kafede, pasta keserek, mum yakarak ve alkış tutarak kutlayan gençler, aynı zamanda üniversite mescidinde cemaatle namaz kılarlar, beş vakit namazlarını eda ederler, oruçlarını mutlaka tutarlar, derste genellikle besmele ile söze başlarlar, Taliban’ın 20 yıl önceki şeriat anlayışı ile değil, ama İslâm şeriatı ile yönetilmekten rahatsızlık duymadıkların belirtirler. Kızlar ve erkekler tokalaşmazlar, karma sınıflarda aynı sıraya oturmazlar. Giyim kuşam konusunda en rahat ve en özgür takılan kadınlar bile, biçimsel olarak diğer İslâm toplumlarına göre oldukça muhafazakâr giyinirler…