Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’ devam ederken, hükümet tarafından çeşitli yaftalamalara maruz kalıyor. Adalet talebinden rahatsız olunmaması gerektiğini belirten yazarlar ise bu tarz açıklamalara tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’ devam ederken, hükümet tarafından çeşitli yaftalamalar maruz kalıyor. Adalet talebinden rahatsız olunmaması gerektiğini belirten yazarlar ise bu tarz açıklamalar tepki gösteriyor. ‘Adalet Yürüyüşü’ ile ilgili eleştirilere gazetesindeki köşesinde değinen Hürriyet yazarı Akif Beki, şunları yazıyor; “Kılıçdaroğlu’nun uzun yürüyüşüne ise başından beri şu gözle bakıyorum: Bir adalet yürüyüşü, bazen sadece bir adalet yürüyüşüdür... Ama kesin bir inançla aksini düşünenler de var. Ya kurunun yanında yaş da yanıyorsa. Hülya Koçyiğit, hapisteki gazetecilerin gazetecilikten yatmadığına gözü kapalı inanıyor. ‘Var bir suçları ki tutuklanıyorlar’ mantığıyla, körü körüne... Demiyor ki ‘Ya içlerinde gerçekten yazıp çizdiklerinden ötürü yatanlar da varsa’... Bir bakan, terörist bir yürüyüş olduğundan o derece emin ki... O yolları teröristler yürüsün diye yapmadıklarını söylüyor. Adalet talebinin yürüyüş gerekçesi olmasına üzülmüyor. Yollar için hayıflanıyor. Demiyor ki ‘Ya haklılık payı varsa, ya gerçekten de karşı çıkılası adaletsizlikler yaşanıyorsa’... Militanlık taşeronları, ‘emperyalizmin işgal yürüyüşü’ diye basıyor karalama cayırtılarını. Demiyorlar ki ‘Kriminalize ederek imkânsızlaştırdığımız şu demokratik protesto, yasaklanmasını savunduğumuz şu yürüyüş özgürlüğü var ya... Ya yarın tekrar bize de lâzım olursa’...”
Adalet bu kadronun sembol mefhumu idi
Ahmet Taşgetiren Star’da yer alan 30 Haziran tarihli yazısında şu cümleleri kullandı; “‘Hukukçu diyor ki’ başlıklı bir yazı yazdım, hukuk derdi olmayıp da “yargılayıp asma” şehvetine tutulmuş bazı çevreler kıyameti kopardı. Ama “Adalet” AKP’nin belki de “Aklığı”nın garanti belgesi olarak isminin ilk kelimesi olmuştu: Adalet ve Kalkınma Partisi. Bu partinin kurucu babaları sadece “Kalkınma” ile yetinebilirler miydi? 28 Şubat’ın yargı kıyımlarından sonra... Adalet bu kadronun sembol mefhumu idi. AKP “Adalet sorunlu” hale gelemezdi. Artı AKP Hükümeti, kendisine ana muhalefetin “Adalet hatırlattığı” bir yönetim haline de gelmemeliydi. Onun için hukuk değerlendirmelerine yer veriyorum.”
Böylesi açıklamalar gerçekten yakışmıyor
Adalet Yürüyüşü’nü 28 Şubat döneminde yapılan ‘İnanca Saygı Düşünceye Özgürlük İçin Elele’ eylemiyle karşılaştıran Karar Yazarı Elif Çakır ise 30 Haziran tarihli yazısında şunları söyledi: “Ancak, ‘adalet, eşitlik, demokrasi, hukuk’ vaadiyle iktidara gelen bir partinin yetkili isimleri tepki gösterecekse de, böylesi bir söylem, itham, niyet okuma şık değil, doğru da değil. Devletin tepesindeki yetkili bir isim ‘adalet’ talebiyle yürüyenler için ‘terörist’ işaretinde bulunursa, birisi de kalkar önüne ‘tezek’ yığar. Birisi de kalkar yoldan geçerken önlerine mermi atar. Ayrıca şimdiye kadar ülkenin demokrasi standardını yükseltmekle, özgürlüklerin önünü açmakla övünen bir iktidar partisine böylesi açıklamalar gerçekten yakışmıyor. Bırakın yürüsünler. Başka bir şey için değil ‘adalet’ için yürüyorlar. Adalet talep etmek suç olmamalı.
Adaleti yüceltelim
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Allah’ın yarattığı kainatın içerisinde bir denge ve adalet olduğunu belirterek, “Bu adaleti ve dengeyi bozan da maalesef insanoğludur” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘Adalet Yürüyüşü’nün 17’nci gününe başlarken, Sakarya’nın Akyazı İlçesi Ormanköy Mevkii’ndeki mola yerinde açıklamada bulundu. Adalet duygusunun yüceltilmesini, adaletli davranılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, “17’nci günümüze başlıyoruz. Yine güzel bir gün. Güneş güzel ve ‘Adalet Yürüyüşümüz’ devam ediyor. Allah’ın yarattığı kainatın içerisinde bir dengesi ve adaleti vardır. Bu adaleti ve dengeyi bozan da maalesef insanoğludur. Biz isteriz ki adalet duygusu 7’den 70’e herkes tarafından kabul edilsin. Adalet duygusunu yüceltelim, adaletli davranalım. Hiçbir ayrım yapmaksızın, kimlik, inanç, yaşam tarzı ayrımı yapmaksızın hep birlikte huzur içerisinde yaşayalım. Bunun temel yolu adalettir, adalettir, adalettir” dedi. Yürüyüşe İhsan Eliaçık, Mustafa Sarıgül, 17 baroya üye 300 avukat katılarak destek verdi. Kendilerini ‘Antikapitalist Müslümanlar’ olarak nitelendiren bir grup,, ‘Allah adaleti emreder’ yazılı pankart açtı. Yürüyüş sırasında bin 100 metre uzunluğunda bayrak açıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan teröristlikle suçladı
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, ‘Adalet Yürüyüşü’nü hedef alan konuşmasında, “CHP’nin temsil ettiği çizgi artık siyaseten muhalif olma, siyaseten farklı duruş sergileme, siyaseten farklı söylemde bulunma boyutunu aşmıştır. Terör örgütleriyle ve onları özellikle ülkemizin üzerine kışkırtan güçlerle birlikte hareket etme noktasına geldiğini görmek durumundayız. Terör örgütlerine karşı yapmayı aklınızdan geçirmediğiniz yürüyüşü, teröristleri ve onlara destek verenleri savunmak için başlatıyorsanız kimseyi amacınızın adalet olduğuna inandıramazsınız. Geçmişlerindeki millete rağmen siyaset yapma anlayışları sebebiyle demokrasi sicilleri zaten bozuk olanlar şimdi işi bir adım daha ileriye götürüp millete karşı siyaset yapmaya başlamışlardır. Aklı başında olan herkesin rahatlıkla görebildiği bu durum, Suriye’de, Irak’ta, Körfez’de, Avrupa’da ülkemize karşı kurulan tuzakların bir parçasıdır. Güya ‘adalet’ diyen, ama adaleti sağlamakla görevli ilk derece mahkemelerinden Anayasa Mahkemesine kadar tüm kurumlara saldıran bir zihniyetin derdi asla adalet, hukuk olamaz. “Kendi milletvekillerinin dünyanın her yerinde vatana ihanet suçu kapsamında kabul edilen eylemine sahip çıkanlar, aslında taammüden aynı suça ortak olmaktadırlar” şeklinde cümleler kullandı.