Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Basın kartı iktidar yandaşlığı için baskı aracı olamaz. Basın Kartları Yönetmeliği’nin aksayan yönleri sektörün de görüşleri alınmak sureti ile giderilmelidir” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığında ‘Basın Kartı verilmeyecekler listesi’ olduğu iddiasını konuya açıklık getirilmesi için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a yazılı soru önergesi yöneltti. Ömer Fethi Gürer, 2018 yılında Sarı Basın Kartı Yönetmenliğinde yapılan 14 değişiklik sonrası Sarı Basın Kartı verilmesine yönelik yeni düzenleme çalışmalarının başlatıldığı yönünde kamuoyuna da yansıyan duruma açıklık getirilmesi için Fuat Oktay tarafından yanıtlaması için TBMM’ye soru önergesi verdi.
Son düzenleme, iktidarın belirleyiciliğini içeriyor
Demokrasilerde basının bağımsız ve özgür yayın yapması gerektiğine dikkat çeken Gürer, “Basın özgürlüğü, serbestçe haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, açıklayabilmek olarak tanımlanır. Basında temel olan bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp, yorum ve eleştiri yapabilmek esastır. Basın kartı ise bu mesleği yapanlara verilen bir tanıtım kartıdır. Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yayınlarda çalışanlar ile haber ajanslarında bulunanlar için bir tanıtım kartı olan basın kartındaki son düzenleme, iktidarın belirleyiciliğini içermektedir. Buna rağmen yasal şartlara uygun yayın sağlayan ve kamuoyunda yer bulan yayın kuruluşu çalışanları için bir engelleme olması düşünülmemelidir” dedi.
Ambargo listesi hazırlandığı doğru mu?
Gürer, yanıtlanması istemiyle, “Kamuoyuna yansıdığı biçimi ile basın kartlarında bir ambargo listesi hazırlandığı doğru mudur? Son durumda kaç kişide sarı basın kartı bulunmaktadır? Son beş yılda iptal edilen sarı basın kartı sayısı kaçtır? Yargısız infaz yapılarak kamuoyunda yer aldığı biçimi ile basın kartı verilmeyecek olan gazeteciler kimlerdir? Ve neden bu kişilere basın kartı verilmemesi düşünülmektedir şeklindeki sorularını yöneltti.
AKP iktidarı, baskı yöntemlerinden vazgeçmeli
Basın üzerinde uygulanan farklı baskı yöntemlerinden AKP iktidarının artık vazgeçmesi ve basın çalışanlarına tarafsızca özgür bir şekilde mesleklerini icra edecekleri koşullar oluşturulması gerektiğini vurgulayan Gürer, “Basın kartı iktidar yandaşlığı için baskı aracı olamaz. Basın Kartları Yönetmeliği’nin aksayan yönleri sektörün de görüşleri alınmak sureti ile giderilmelidir. Basın Kartları Komisyonu, meslek temsilcilerinin yer aldığı bir yapıya kavuşturulmalıdır. Bir yılı aşkın süredir basın kartı alma hakkına sahip oldukları halde alamayanların haklarının iadesi sağlanmalıdır” dedi.
Utanç listesi
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Evrensel ve Yeni Asya’nın da aralarında bulunduğu bazı gazete ve televizyonların basın kartı işlemlerinin yapılmaması için hazırladığı ambargo listesi iddialarına meslek örgütleri ve milletvekilleri tepki gösterdi. TGS, tatmin edecek bir açıklama yapılmasını isterken, ÇGD basın kartı komisyonu yönetmeliğindeki değişikliği eleştirdi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise Meclis gündemine taşıdığı ambargoyu “Utanç listesi” olarak nitelendirirdi.
TGS: Açıklama bekliyoruz
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş tarafından yapılan açıklamada, Evrensel ve Yeni Asya gibi gazetelerde çalışanların basın kartı başvurularının Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yaklaşık iki yıldır hiçbir gerekçe gösterilmeden bekletildiği vurgulandı. Evrensel’in haberine göre bu konuya dair Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapması talep eden Durmuş, “Basın kartları konusunda üyelerimizin mağduriyetinin giderilmesi için gerekli görüşmelerin yapıldığının bilinmesini istiyoruz” dedi.
ÇGD: Süreç muhabirlere kadar indirildi
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Can Güleryüzlü, AKP’nin iktidara geldiğinden beri basını şekillendirmeye çalıştığını söyledi. Buna büyük oranda ulaştığı için artık iktidarın kendi gazetecisini tanımlama sürecine girdiğini belirten Güleryüzlü, “Basın kartlarının dağıtımı da araç olarak kullanılıyor. Bu özellikle OHAL’den beri gelen bir süreç. Kart yönetmeliğinin değiştirilerek komisyonun yapısının değiştirilmesiyle yandaş medya ve yandaş gazeteciliği kökleştirmeye çalışıyorlar. Basın kartı yönetmeliğine getirilen düzenlemeyi hatırladığımızda hiçbir yargı kararı olmaksızın kart iptali getirilmişti. Bunu düzenlemeye karşı Danıştay’a başvurmuştuk. Gazetecilere basın kartı verilmemesi için bir ambargo listesi olması, Danıştay dilekçemizdeki gerekçeleri bir kez daha doğruluyor. Basın özgür değilse, toplum da değildir. Gittikçe özgürlüklerden yoksun bir toplum yaratılmak isteniyor ve bu süreç muhabirlere kadar indiriliyor” diye konuştu.
Gündeme alınmayan başvurular var
Konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, Basın Kartı Komisyonu’nun 24 Temmuz’da, daha önce yapılanların aksine gizli kapaklı toplandığını, sonuçlarının da sadece başvuru sahiplerinin görebileceği şekilde kısıtlandığını hatırlattı. Bu durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bilgi edinme hakkı kapsamında sorduğunu anlatan Çakırözer, “İletişim Başkanlığı, toplantıda 671 başvuruya ait dosyanın görüşüldüğünü, bu başvurulardan reddedilen olmadığını bildirdi. Başvurusu kabul edilenlerden 364’ünün de ilk defa basın kartı alacak basın mensuplarından oluştuğu ifade edildi. Bu yanıtı okuduğumuzda yapılan tüm başvuruların kabul edildiğini anladık. Ancak Evrensel gazetesinin haberinden öğreniyoruz ki, basın kartı komisyonunun gündemine getirilmeyen başvurular da varmış. İdari bir kararla aralarında Evrensel gazetesinin de olduğu gazetelere muhabirlerinin basın kartı başvurularının engelleneceği yönünde idari bir karar alınmış. Hatta bunun için ambargo listesi bile hazırlanmış” dedi.
O başvurular neden engelleniyor?
Halka gerçekleri aktarmak için çalışan gazetecilerin meslekleri yapmasının engellenmesinin kabul edilemeyeceğini ifade eden Çakırözer, “Gazetecilerin hükümete yakın sivil toplum kuruluşlarının raporları ile hedef gösterilmesi, fişlenmesi, çeşitli akreditasyon ve sansür uygulamalarına maruz bırakılması yetmedi mi? Bu bir utanç listesidir. Derhal yırtılıp atılmalı, tüm basın kartı başvuruları idarenin süzgecinden geçirilmeden basın kartı komisyonunun gündemine getirilmelidir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi veren Çakırözer, “24 Temmuz 2019’da toplanan ve 671 başvurunun değerlendirdiği basın kartı komisyonunun gündemine gelmeyen kaç basın kartı başvurusu vardır? Bu başvuruların toplantının gündemine getirilmemesinin gerekçesi nedir? Komisyon gündemine getirilmeyen başvuruların, kurum içinde hazırlanan ve başvurusu onaylanmayacakları gösteren bir liste uyarınca bekletildikleri iddiası doğru mudur? Doğruysa bu listeye göre kaç basın kartı başvurusu (yıllara ve kurumlara göre ayrı ayrı olmak üzere) bekletilmektedir? Bu başvuruların bekletilme gerekçeleri nelerdir?” sorularına yanıt istedi.
Yarkadaş: Gazeteci iktidarı rahatsız etmekle yükümlüdür
TBMM 25. ve 26. Dönem CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da gazetecilere yönelik yapılan ayrımcılığa tepki gösterdi. DW’ye konuşan Yarkadaş, “Gazeteci iktidarı rahatsız etmekle yükümlüdür” dedi. Yarkadaş’ın açıklamaları şöyle; “Bu uygulamanın tek bir amacı var. İktidar, sadece ve sadece kendisine yakın isimleri meşru gazeteci olarak göstermek, basın kartı verilmeyen diğer gazetecileri ise gazeteci tanımının dışına çıkartmak istiyor. Böylece aslında gazetecilere basın kartı verilmeyerek gazeteciliğin sınırları da çizilmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Danışmanlığı tarafından gazetecilere, eğer bizim çizgimizde durursanız sizi meşru gazeteci olarak sayarız deniliyor. Bu tavır ve bu yöntem aslında gazetecilerin, kamu adına denetim yapan, soru soran yanlışların üzerine giden tavırlarını ve mesleki zorunluluklarını da ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Gazeteci, kamu adına soru sormakla, kamu adına denetim yapmakla, iktidarı rahatsız etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde gazetecilik zaten yapılamaz.”
Haber Merkezi