‘İstikrar sağlanırsa bitecek' denmesine rağmen hemen her gün şehit haberi geliyor.
Dün de Cizre ve Sur'da iki asker PKK'lı teröristlerce şehit edildi. Çözüm Sürecinin bitirildiği 7 Haziran seçimlerinden bu yana toprağa verilen asker ve polis sayısı 254'e ulaştı.
Çözüm sürecinin rafa kaldırıldığı 7 Haziran seçimlerinden bu yana aralarında iki yarbay, iki binbaşı, iki yüzbaşı, üç başkomiserin bulunduğu 254 güvenlik görevlisi Şehit düştü. 2012 yılında 157, 2011'de ise 114 Polis ve Asker şehit edilmişti.
Süreç başlamadan önceki yıllarda bile bu denli artmayan şehit sayısı bilançonun ağırlığını ortaya koyuyor. AKP'nin 1 Kasım öncesinde ‘tek başına iktidara gelerek terörün belini kırma' açıklamaları ise seçim vaatleri arasında kaldı.
7 Haziran ile 1 Kasım arasında 167, 1 Kasım'dan bu yana 87 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi tek başına iktidarın terör sorununu çözmediğini gösterdi.
Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanı Ercan Taştekin, süreci terör örgütünün çatışmaya hazırlıkla değerlendirdiğini, gerekenleri yapmayan devletin ise hazırlıksız yakalanması sebebiyle çok şehit verildiğini ifade etti. AKP'nin hazırladığı rapora göre de Güneydoğu'daki çatışmalardan 220 bin kişi etkilendi, 93 bin kişi göç etti.
Son 7 aydır neredeyse her gün gelen şehit haberleri yürekleri dağlıyor. 7 Haziran'dan sonra çözüm sürecinin rafa kaldırılmasıyla terör olayları tırmanmaya başladı. Özellikle süreçte tuzaklanan bombalar patlatıldı, şehirlere stoklanan silahlarla güvenlik güçleri ile çatışmaya girildi.
Çözüm sürecinin bitmesiyle başlayan olaylar, süreçten önce yaşanan terör olaylarından daha kötü duruma geldi. Jandarma Genel Komutanlığı'nın yayınladığı yıllık raporlara göre 2007 yılında 144, 2008'de 128, 2009'da 62, 2010'da 94, 2011'de 114, 2012'de 157 güvenlik personeli şehit olmuştu.
Çözüm sürecinin başlamasıyla 2013 yılında sadece 3 güvenlik personeli şehit edilmişti. Ancak 7 Haziran seçimlerinin ardından çözüm sürecinin askıya alınmasıyla birlikte terör olayları arttı. Basına yansıyan haberlere göre 7 aydan bu yana devam eden terörle mücadelede 254 güvenlik personeli şehit oldu.
Özellikle üst rütbeli asker ve polislerin şehit edilmesi PKK'nın süreç boyunca şehirdeki yapılanmasını gözler önüne serdi. AKP'nin 1 Kasım seçimleri için tek başına iktidar olması halinde terörü sona erdireceği söylemi ise sözde kaldı.
DÖŞENEN BOMBALARA HÜKÜMET SESSİZ KALDI
HAMİT KÖSE (ŞEHİT AİLELERİ FEDERASYONU BAŞKANI):
Şu anda güvenlik güçleri askerler, polislerin azimli bir şekilde terör örgütü PKK'nın üzerine gidiyor. Ancak 7 Haziran'dan önce teröristlerin şehir yapılanmasına, hendeklerin kazılması, mayınların döşenmesine hükümet ve yetkili makamların sessiz kalması, adeta göz yumması neticesinde oldu. 22 Temmuz'dan sonra şehitlerin gelmesinde hükümetin çok büyük payı vardır. Bunu açıkça söylüyoruz. Şu andaki tutumu derseniz, hükümetin terör örgütünün üzerine kararlı bir şekilde yürümesini doğru buluyoruz.
İnsanlar ‘isyan etmeyelim, susalım yoksa tutuklarlar' diye korkuyor
MELAHAT ONGUN (TÜRKİYE HARP MALULÜ GAZİLER ŞEHİT DUL VE YETİMLERİ DERNEĞİ ADANA ŞUBE BAŞKANI):
Hükümetin çözüm süreciyle, bence yanlış davranışıyla, bugünlere geldik. Çözüm süreciyle her şeyin düzeleceğine güllük gülistanlık olacağına hiç inanmadık. Şehit cenazelerine eskisi kadar katılımın olmaması beni rahatsız ediyor. Şehitler ölmez, vatan bölünmez, sloganları atılırdı. Onu da yasakladılar. ‘Ne kadar şehit geliyor, isyan etmeyelim, susalım yoksa tutuklarlar' diye korkuyor insanlar. Bir sindirme politikası uygulanıyor. Terör olaylarını yaşarken, diğer taraftan başkanlık sistemi ve anayasa konuşuluyor. Başkanlık sistemi olunca terör bitecek mi?
DEVLET HAZIRLIKSIZ YAKALANDI
ERCAN TAŞTEKİN (GÜVENLİK STRATEJİLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI):
Sürecin bölücü terör örgütü tarafından çatışmaya hazırlık açısından değerlendirildiği, devletin ise olası bir çatışma süreciyle, terörle etkin silahlı mücadeleyle ilgili yapılması gerekenleri yapamadığı, o nedenle çok sayıda şehit verildiğini düşünüyorum. İkincisi, güvenlik kuvvetleri asker ve polis siyasi irade tarafından çatışma süreciyle ilgili lojistik desteği ve benzeri teknolojik, stratejik destek ve Ar-Ge çalışmaları konularıyla ilgili hazırlıksız yakalandığını düşünüyorum.
İŞ TOPRAK MÜCADELESİNE DÖNDÜ
TUFAN ERGÜDER (ESKİ HAKKÂRİ EMNİYET MÜDÜRÜ):
Örgüt açısından yeni bir sürece geçildi. Aynı zamanda devlet açısından baktığımızda da aynı şey olmuş oluyor. Şu an örgüt halk savaşını başlatma çabasında. İş artık neredeyse toprak mücadelesine geldi. Oradaki topraklar hangi silahlı kuvvetlerin kontrolünde kalacak mücadelesi. O yüzden de bu iş tamamlanana kadar bugüne kadar görmediğimiz rakamları görmemiz mümkün. Örgüt açısından baktığınızda da çok ciddi kayıplar var.