Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları (HESA) Ekonomi Araştırmaları Merkezi Direktörü Doç. Dr. Ramazan Taş, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) TÜFE’de sadece 432 tane tüketim malına yer verdiğini söyleyerek, "Türkiye’de üretilen on binlerce mal ve hizmet var. Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerin fiyatındaki ortalama artışa baktığınız zaman biz onu deflatörle ölçüyoruz. Türkiye’deki gerçek enflasyon yüzde 13,8." dedi.
Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları (HESA) Ekonomi Araştırmaları Merkezi Direktörü Doç. Dr. Ramazan Taş, HESA’da basın toplantısı düzenledi. Taş, '2014 yılında Türkiye’nin enflasyonu yüzde kaç?’ sorusunu sorarak, gerçek enflasyon rakamının deflatör olduğunu söyledi. Taş, "Deflatörü de biz 31 Mart’ta öğrendik. Deflatör, nominal gayri safi yurt içi hasılanın reel gayri safi yurt içi hasılaya bölünmesi. 2014 yılında nominal gayri safi yurt içi hasılamız 1 trilyon 750 milyar lira, sabit fiyatlarla, 126 milyar lira.bunu böldüğümüz zaman deflatör 13,8. 2014 yılındaki genel gerçek enflasyon yüzde 13.8’dir. TÜFE’de 432 tane tüketim malı vardır sadece. Onların ortalaması yüzde 8,7. Ama Türkiye’de üretilen on binlerce mal ve hizmet var. Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerin fiyatındaki ortalama artışa baktığınız zaman biz onu deflatörle ölçüyoruz. Türkiye’deki gerçek enflasyon yüzde 13,8. TÜİK’in büyüme istatistiklerinden onu da görmüş oluyoruz. Yüksek çıktığı için açıklanmıyor. Bunun ayrıca TÜİK tarafından açıklanması gerek. Nasıl TÜFE, ÜFE’yi açıklıyorsun muhakkak deflatörün de açıklanması gerekiyor. Biz iktisatçı olarak biliyoruz ki, enflasyonu açıklayan rakam deflatördür." ifadelerini kullandı.
"TARIMDA PARADOKS VAR"
Tarım ürünlerindeki fiyatlar hakkında konuşan Taş, şöyle devam etti:
"Tarımda paradoks var. Hububat üretimi yüzde 30 azalıyor ama tarımsal fiyatlar, Türkiye’deki tarım ürünleri enflasyonu yüzde 17 civarında. Dolayısıyla hem bir fiziki üretimde azalma var hem fiyatlarda şişme var. Halbuki dünya tarım ürünleri fiyatında da azalma var. Aynı petrol ve doğal gazda da geçerli, kömürde de geçerli. Ortalama olarak enerji fiyatları dünyada yüzde 25 azalırken bizde 2014 yılında yüzde 10’un üzerinde artış oldu. O paradoksu görüyoruz. Fiyatlama politikasında bir yanlış var. İkincisi vergi politikamızda bir yanlış var. ÖTV, dolaylı vergiler yeniden düzenlenmeli. Özellikle petrol ve doğal gazda spesifik vergi dediğimiz, fiyattaki artış ve azalmadan etkilenmeyen litre başına alınan vergilerin advolereme çevrilmesi gerekir. Fiyat düştükçe düşmesi, fiyat yükseldikçe yükselmesi gerekiyor. Vergileme tekniği açısından orada bir sorun var. Esas önemli olan da stoklamada. Yani Türkiye’nin 77 milyon nüfus olduğuna göre tarımdaki bu çöküşün önceden öngörülüp ithalat politikalarıyla tarım ürünlerindeki bu arz kıtlığının giderilmesi gerekiyordu."
"YABANCI YATIRIMIN KAÇMASININ SEBEBİ HUKUK SİSTEMİNİN ÇÖKMESİDİR TÜRKİYE’DE"
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 2 ayrı paket açıkladığını vurgulayan Taş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ama onların tamamı 10. Kalkınma planındaki özel ihtisas komisyonunun görüşleri. Onlar 2012’de belirtildi. 3 yıl geçmiş aradan, sorunlar değişmiş, farklılaşmış. Dolayısıyla bütüncül, yani bütün ekonominin kalkınmasını, büyümesini gözeten teşvik politikalarının geliştirilmesi gerekiyor. Anlık sektörel değil, bütüncül ve yenilikçi paketlerin oluşması gerekiyor. Burada ana konular bir defa yatırım olmalı, yatırımlar çökmüş. İhracat olmalı, ihracat geriliyor. Tarım olmalı, enerji olmalı. İkincisi de, yatırımların ertelenmesinin veya yabancı yatırımın kaçmasının sebebi hukuk sisteminin çökmesidir Türkiye’de. Makul şüphe kanunun çıkmasından sonra bir tek sulh hakiminin makul şüphesine dayanarak şirketlerin bütün yönetimine el koyabiliyorsunuz. Böyle bir ortamda ne yerli yatırımcının ne de yabancı yatırımcının çok büyük yatırımlara imza atmasını bekleyemeyiz. Onun için temelde problem var. normalde Türkiye ekonomisi 20- 25 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çeken bir ekonomi. Ama son bir iki yıldır 5 milyar dolara indi. Küresel bazda da bir azalma var ama Türkiye’de çökme var."
"2023 HEDEFLERİNİN REVİZE EDİLMESİ GEREKİYOR"
2023 hedeflerini nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusunu değerlendiren Taş, hedeflerin hayal olduğunu kaydetti. Taş, bir ekonominin kişi başına gelir düzeyini 10 yılda ikiye katlayabilmesi için yüzde 7 büyümesi gerektiğini söyleyerek, "Şu anda 2015’teyiz. 10 yıl bile kalmadı. Biz 10 bin doları 20 bin dolara çıkarabilmek için gelecek 10 yıl yüzde 7 büyümesi gerekir. Dolayısıyla 2023 hedeflerinin revize edilmesi gerekiyor. Onların daha gerçekçi bir şekilde saptanması gerekiyor. Hem ihracat hedefi hem kişi başına gelir düzeyi hedefi hem de ilk on ülkeye girme hedefi tamamen şu anda gerçekçi değildir." şeklinde konuştu.
"MESELA UÇAK ALIMLARI TÜRK HAVA YOLLARI’NIN BÜTÇESİNDEN YAPILMIŞ"
Kamu harcamalarını değerlendiren Doç. Dr. Taş, şunları söyledi:
"Sadece faiz giderleri 2014 yılında 50 milyar lira. Cari harcamalar en yüksek harcama zaten. Cari harcama, personel giderleri, yatırıma dönüşmeyen harcamalar yani özel kamu harcamalarının içinde kamu yatırımları yüzde 8,8 küçülmüş zaten. Bunun anlamı, geri kalanı cari ve transfer harcama demek. Kamu harcamalarının yüzde 90’a yakını verimsiz harcama. Ak Saray’la ilgili olarak harcamalarının bir kısmı 2015 yılı bütçesine ertelendi. Değişik rakamlar söyleniyor ama tam resmi rakam yok. Mesela uçak alımları Türk Hava Yolları’nın bütçesinden yapılmış. Bütçede açık büyümesin diye en son alınan uçak Türk Hava Yolları bütçesinden alınmış sonra peyderpey bütçeden oraya aktarılıyor. Ne kadar maliyet olduğunu ileride göreceğiz."