Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından sürdürülen milli tohum üretme çalışmaları kapsamında geliştirilen "Meltem", "Doruk", "Ünsal" ve "Poyraz" isimli 4 yeni buğday tohumu, toprakla buluşmak için gün sayıyor.
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Buğday Şube Şefi Ziraat Yüksek Mühendisi Rıza Ünsal, yaptığı açıklamada, 1963 yılında kurulan enstitüde tohum ıslah çalışmalarına başlandığını, şu ana kadar 14 ekmeklik, 9 makarnalık buğday ve 1 tritikale çeşidinin tescil ettirilerek çiftçilerin hizmetine sunulduğunu söyledi.
Islah çalışmalarının süreklilik arz ettiğini ve enstitüdeki uzmanların çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Ünsal, "Şu anda da 3 tane ekmeklik buğday, 1 tane de makarnalık buğday olmak üzere 4 tane adayımızın tescil süreci devam ediyor. Bunlar önümüzdeki yıllarda tescil olduktan sonra çiftçimizin hizmetine girecektir." dedi.
"Meltem, Doruk, Ünsal, Poyraz"
Ünsal, Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi'de tescil aşamasında olan tohumlardan "Meltem", "Doruk", "Ünsal"ın beyaz taneli ekmeklik buğday, "Poyraz"ın ise makarnalık buğday çeşidi olduğunu ifade etti.
Dört yeni çeşidin de verim ve dayanıklılık potansiyelinin yüksek olduğunu aktaran Ünsal, "Bu 4 çeşidimiz de özellikle yaprak hastalıklarına karşı dayanıklılık arz ediyor. İlaçlama en büyük sorun. Bu şekilde dayanıklı çeşit geliştirerek ilaç kullanımını ve çevre kirliliğini azaltmak en büyük hedeflerimiz arasında geliyor. Tabii burada hem verimi hem de kaliteyi ön planda tutuyoruz. Bunlar verim olarak çiftçimizi tatminkar edecek adaylar, kalite olarak da sanayicimizin talep ettiği kaliteyi sağlayacak olan çeşit adayları." ifadelerini kullandı.
Dört buğday çeşidini Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki çiftçilerin kullanabileceğini belirten Ünsal, hedeflerinin yerli buğday üretimini artırarak ithal buğdayın önüne geçmek olduğunu kaydetti.
Islah süresi kısaltılıyor
Ziraat Mühendisi Seda Pelit ise yeni ıslah türlerine ilişkin sürelerin yapılan çalışmalarla kısaldığını söyledi.
Klasik ıslah yönteminde melezlemeye dayalı bir çalışma yapıldığını, bitkiyi her yıl saflaştırmak amacıyla tekrar tekrar ekildiğini anlatan Pelit, 7-8 yıl alan bu ekimler sonucunda saflaştığı düşünülen bitkinin verim denemelerine alındığını kaydetti.
Son dönemde kullanılmaya başlanan biyoteknolojik yöntemlerden biri olan anter kültürü tekniğini enstitüde kullanmaya başladıklarını aktaran Pelit, "Normalde klasik ıslah metoduyla bir çeşidin ortaya çıkması 12-13 yılı alırken bu metodu kullanarak bu süreyi 5 - 6 yıl kısaltmak mümkün." dedi.
***
Hıfz ve hayat arşı toprak
Bediüzzaman “Zât-ı Zülcelâl olan Sahib-i Arş-ı Azamın, manevî bir merkez-i âlem ve kalb ve kıble-i kâinat hükmünde olan küre-i arzdaki mahlûkatın tedbirine medar, dört arş-ı İlâhîsi var: Birisi, hıfz ve hayat arşıdır ki topraktır. İsm-i Hafîz’in ve Muhyî’nin mazharıdır…” (Lem’alar, s. 646) diyor.
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/osman-koyuncu/hifz-ve-hayat-arsi-toprak_381746
AA