Prof. Dr. Yalçın Karatepe, “Her ne kadar enflasyon oranı tek haneli rakamlara inmiş olsa da, açıklanan bu verinin kamuoyu nezdinde pek karşılık bulmadığı da anlaşılıyor” ifadesini kullandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Eylül ayı enflasyon verilerini yayınladı. Buna göre tüketici fiyatları Eylül ayında yüzde 0,99 oranında artarken yıllık bazda TÜFE yüzde 9,26 olarak gerçekleşti. Bu veri ile birlikte enflasyon uzun süreden sonra yeniden tek haneli seviyelere geriledi.
Bu gerilemede 2018 yılı Eylül ayında yaşanan yüzde 6,3’lük enflasyonun yıllık hesaptan çıkmış olmasının, diğer bir ifade ile “baz etkisinin” rolü oldukça büyük. Prof. Dr. Yalçın Karatepe, bunu şöyle açıklıyor:
“Bunu daha açık bir şekilde ifade edecek olursak; 12 aylık enflasyon rakamı hesaplanırken, en son açıklanan ayın verisi hesaba dâhil edilirken bir önceki yılın aynı ayına denk gelen veri 12 aylık hesaptan çıkarılır. Bu nedenle geçen sene Eylül ayında yaşanan çok yüksek oranlı veri 12 aylık hesaplamanın dışına çıkmış, bunun yerine 2019 yılı Eylül ayı verisi dâhil edilmiştir. 2018 ve 2019 yılı Eylül aylarında gerçekleşen aylık TÜFE oranları sırasıyla yüzde 6,3 ve yüzde 0,99 olduğu için, 2018 yılı Eylül ayının hesaplamadan çıkmış olması yıllık enflasyon oranını da bu iki veri arasındaki fark kadar (yüzde 5,4) azaltmıştır.”
Enflasyon oranı düşse de kamuoyunda karşılık bulmadı
Karatepe şöyle devam etti: “Her ne kadar enflasyon oranı tek haneli rakamlara inmiş olsa da, açıklanan bu verinin kamuoyu nezdinde pek karşılık bulmadığı da anlaşılıyor. Bunun gerekçesini iki yerde bulabiliriz. Birincisi enflasyon tanımıyla ilgili, diğeri ise enflasyonun ölçümü ile ilgilidir. Öncelikle, enflasyon oranının düşmüş olması fiyatların düştüğü anlamına gelmemektedir. Burada enflasyonun düşüşüyle kastedilen, fiyatların artış hızının yavaşlamasıdır. Diğer bir ifade ile fiyatlar artmaya devam ediyor, ancak daha önce açıklanan veriye göre bu artış yavaşlamış olarak devam ediyor. Bundan anlaşılması gereken şudur: Enflasyon düşmesine rağmen hayat pahalılığı artmaya devam ediyor. Yıllık enflasyonun yüzde 9,26’ya “gerilemiş olması” fiyatların hâlâ geçen yıla göre bu oranda artmış olması anlamına geliyor. Ferdî gelirlerinde fiyat artışlarına paralel bir artış sağlayamayan, özellikle ücretli çalışanlar için hayat daha pahalı olmaya devam ediyor, artmayan gelirlerine rağmen fiyatları artmaya devam eden mal ve hizmetlerden satın alırken daha yüksek bir bedel ödemek durumunda kalıyorlar. Bu da onların açıklanan verileri sorgulamasına yol açıyor. İkinci gerekçe ise, vatandaş kendi hayatında hissettiği fiyat artışlarının ilân edilen enflasyonun daha üzerinde olduğunu düşünüyor. Çünkü ortalama vatandaşın genel harcama sepetinde yer alan ürünlerin fiyat artışlarının, TÜFE hesaplamasında dikkate alınan aynı grup mal ve hizmet için farklılaştığı görülüyor.”