"Dünyanın en hızlı büyüyen ve en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in 'ekonomik mucizesi' bitti mi?" konusu, son ekonomik verilerle birlikte tartışılmaya devam ediliyor.
İlk iki çeyrekteki ekonomik büyümesiyle 1990’dan beri en düşük büyüme gerçekleştiren Çin’deki büyük ölçekli ekonomik dalgalanmalar, hemen hemen tüm gelişmekte olan piyasa ekonomilerini de vurdu. Çin borsasının tepetaklak olmasıyla hisse senedi piyasasında yaşanan 5 trilyon dolarlık kayıp, yetkilileri de harekete geçirdi. Çin para birimi Yuan'deki zayıflamayı durdurmak isteyen Çinli yetkililer, Ağustos ayında ülke dışında yatırım için yerli kurumlara beşinci kaz yeni kota vermedi.
Çin ekonomisindeki büyük dalgalanmalar arasında Ağustos ayının sonunda para birimi Yuan'de (RMB) görülen beklenmedik devalüasyon oldu. Çin Merkez Bankası böylelikle 20 yılın en büyük devalüasyonu yapmıştı. Bu durum diğer gelişen ülkelere de sıçradı ve Çin piyasasının dünya ekonomisini ne denli sarsabileceği bir kez daha ortaya çıktı.
Batılı ülkeler, Rusya’daki yatırım ortamının Çin’den daha iyi olduğunu iddia etti. Boston Consulting Group (BCG), Çin’deki üretim maliyetlerinin ABD’deki kadar yüksek olduğunu ileri sürdü. The New York Times’da yayınlanan bir makalede ise Hindistan hükümetinin, ucuz işgücü avantajı olan Çin'i aşmak için harekete geçtiğini, bu sırada Çinli pamuk eğirme şirketlerinin, ABD pazarına hareket ettiğini yazdı.
Tüm bu gelişmelerle birlikte Çin Merkez Bankası (PBoC) Başkanı Zhou Xiaochuan, Ankara'daki G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısında yaptığı açıklamada, hisse senedi piyasasında 'balon' olduğunu kabul ederken, büyük kayba neden olan sert hareketlerin son bulmaya yakın olduğunu söyledi ve istikrar vurgusu yaptı. Zhou’un bu açıklaması, G-20’deki Maliye Bakanları'nın Çin’deki ekonomik politikaların küresel piyasalara olan etkisinden duydukları endişenin ardından geldi. Zhou ayrıca, söz konusu balonun Haziran ortalarında geliştiğini, bu tarihten sonra üç tur düzeltme gerçekleştiğini, bunlardan ikisinin uluslararası piyasaları etkilemediğini; ancak Ağustos’taki üçüncüsünün uluslararası etkisinin olduğunu söyledi. Borsadaki bu düzenlemenin sona geldiğini vurgulayan Zhou, Çin ekonomisinin bundan 'fazla etkilenmediğini' ifade etti.
ÇİN BORSASI DÜŞÜŞTE
Çin’deki borsa ise düşüşünü sürdürüyor. 3 Eylül Zafer Bayramı’yla birlikte 4 günlük tatilin ardından bugün açılan Shanghai Bileşik Endeksi, yetkililerin hafta sonu istikrar sözlerine karşın yüzde 2,52 düşüşle 3,080.42 puandan kapandı. Endeks, hazirandaki zirvenin ardından yüzde 40 düşmüştü.
Hong Kong borsası da günü 257.09 puan ya da yüzde 1,23 düşüşle 20,583.52 puanla kapadı.
ÇİN MEDYASI: BATI ABARTIYOR
Çin ekonomisine yönelik yorumlara karşın Çinli ekonomistler, ülkenin ekonomik temellerinin diğer büyük ekonomiler ve gelişmekte olan piyasalardan hala daha güçlü olduğunu söylüyor.
Çin medyasındaki yorumlarda, Çin’in mevcut sorunlarının abartıldığı belirtiliyor. Devlet medyasında Mei Xinyu imzalı yorumda, Çin’in, büyük ekonomiler ya da diğer gelişmekte olan piyasalara göre ekonomik büyümesini sürdürmek için çok daha büyük alana sahip olduğu kaydedildi. Mei, değerlendirmesinde, pazar payını korumak için Çin’in "kur savaşı"nı tetiklemeyeceğini, aksine kendi para birimini stabil tutacağını, bu yeteneğe de sahip olduğunu ifade etti.
Çin’in şu an ve gelecekte ekonomik yavaşlamayla karşı karşıya olduğunun bir realite olduğu vurgulanan yorumda, bunun geçmiş ekonomik ve sosyal gelişme ile dünya ekonomisinin düşük büyümeye saplanmasının bir sonucu olduğu dile getirildi. Yorumda, "Mevcut Çin ekonomisi, geçmişle karşılaştırılamaz." denildi.
Haber yorumda ayrıca, Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin’in 2014’teki ekonomik büyümesinin toplamda yüzde 16,3 pay ile dünyada birinci sırada olduğu açıklamasına yer verildi. Buna göre Çin’in ardından, ABD'nin payının yüzde 16,1, Avro bölgesinin payının yüzde 12,1, İngiltere’nin katkısının yüzde 2,4, Japonya’nın yüzde 4,4, Bağımsız Devletler Topluluğu’nun yüzde 4,7, Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin yüzde 8,7, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney Asya yüzde 7,6 ve Sahra altı Afrika’nın ise yüzde 3,1 olduğuna dikkat çekildi.
Yorumun sonunda ise 'dünya ekonomisinin düşük büyüme içine battığı zamanda, Çin ekonomisinin yüksek büyüme hızını devam ettirmesinin zor olduğuna' işaret edildi.
ÇİN 2014’TE YÜZDE 7,3 BÜYÜMÜŞ
Öte yandan Pekin’de bugün açıklama yapan Çin Milli İstatistik Bürosu, Çin’in 2014’teki ekonomik büyümesini revize ettiklerini büyümenin yüzde 7,4 değil, yüzde 7,3 olduğunu bildirdi.
Revize edilen 2014 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) 63,61 trilyon yuan (10 trilyon ABD Doları) olduğu, bunun ilk hesaplanan rakamdan 32,4 milyar dolar düşük olduğu kaydedildi. Çin’deki GSYİH hesaplama sistemi 'ilk hesaplama, ilk doğrulama ve nihai doğrulama' olmak üzere üç aşamadan oluşuyor.
Öte yandan Çin Maliye Bakanı Lou Jiwei, Çin’in ekonomisinin yeni yeni normalleştiğini ve ekonomik büyümenin gelecek 4-5 yılda yüzde 7 olacağını tahmin ettiklerini söyledi.
ÇİN’İN DÖVİZ REZERVİ GERİLEDİ
Öte yandan Çin Merkez Bankası’nın resmi internet sitesinde yayımladığı son verilere göre, Çin’in döviz rezervleri Ağustos ayında tarihin en büyük bir aylık düşüşünü gösterdi. Rezervler 93.9 milyar dolar gerileyerek 3.56 trilyon dolara indi. Rezervler bir ay önce 3.65 trilyon dolar seviyesinde seyrediyordu.
Ağustos sonundaki altın rezervi ise artış gösterdi. Temmuz sonunda 59,24 milyar dolar olan altın rezervi 61,8 milyar dolara çıktı.