MillÎ Eğitim Bakanlığı’nın yaz tatili uygulamasının değiştirildiğini açıklamasından sonra bir güncelleme de ortaöğretim sistemine geliyor. Eğitim sisteminin sıkça değişmesi ve aksaklıklar hem uzmanların hem de ailelerin tepkisini çekiyor.
MillÎ Eğitim Bakanlığı’nın bugün açıklayacağı yeni ortaöğretim sisteminin detayları belli oldu. Buna göre, Yeni öğretim sisteminde ders sayısı azaltılacak. Öğrenciler ders sayısı seçebilecek. Liselere kariyer ofisler gelecek. İşte eğitimde yeni sistemin ayrıntıları: Ders sayısı azalıyor. Liselere Kariyer Ofisleri geliyor. 12. sınıflarda Ders saatleri azaltılıp destek çalışmaları geliyor. Her öğrenci üniversitedeki gibi kendi istediği dersleri seçebiliyor. Yeni lise sistemi ilk olarak 2020-21 yılında 9. sınıflardan başlıyor. Kademeli geçiş olacak. Bilgi Kuramı zorunlu ders haline geliyor. Eğitim sisteminin sık sık değiştiriliyor olması uzmanlar ve aileler tarafından öğrencilerin adapte olabilmesi noktasında tepkilere sebep oluyor. Öte yandan okulların eğitim kalitesindeki düşüş ve fizikî şartların elverişsiz olması gibi problemlerin velilerin yönünü özel okullara çevirmesine sebep olduğu görülüyor.
Özel okul sayısı dört senede iki katına çıktı
Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Nurullah Dal, dört sene önce yaklaşık 6 bin civarında olan özel okul sayısının bugün 11 bin 600 olduğunu söylüyor. Bu artışta devletin özel okul teşvik politikası ile dershanelerin özel okula dönüştürülmesinin etkili olduğunu dile getiren Dal, “Şu an özel okul öğrenci sayısı, 1 milyon 350 bin. Yani Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 8,5’u özel okula gidiyor” diyor. Özel okula Türkiye’de her zaman talep olduğunu ancak son dönemde özel okul teşvikleri neticesinde bu talebin arttığını vurgulayan Dal, velilerin özel okulu tercih etmelerinde sınıf mevcudiyetinin 20 öğrenci civarında olmasını, öğretmen performanslarını, teknolojik imkânlar ile yabancı dil eğitimi gibi faktörlerin etkili olduğunu dile getiriyor.
Devlette müdüründen hademesine boşvermişlik var
Peki, devlet okullarında durum nedir? DW Türkçe’nin haberine göre, Tuğçe hanım, İzmir’de 11 yıldır aynı devlet okulunda İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor. Kendi branşında müfredatın hafifletildiğini, kalitenin düştüğünü söylüyor. “Öğretmenler olarak sadece öğretim değil, eğitim de vermek zorundayız, ama bazı şeyleri istediğimiz gibi anlatamıyoruz” diyor. Özelde çalışmayı mezun olduğunda düşünmüş, ama iş tecrübesi istedikleri için girememiş. Devlete atandıktan sonra da bir daha özel okul düşünmemiş. “Hiçbir öğretmen devlete bir kez girmişse o rahatlığı bırakıp özele gitmeyi düşünmez” diyor. Özel okullarda öğretmenlerin de daha iyi mesleki eğitim alabildiklerini belirterek, “Ciddî emek harcıyorlar, bu da kaliteye yansıyor tabiî. Çeşitli seminerlere gidiyorlar, devlette böyle bir olanak yok. Biz halen yangın, ilk yardım seminerine gidiyoruz” diyor. Devlet okullarında çalışan kimsenin alınan maaştan maruz kalınan tavra kadar hiçbir şeyden memnun olmadığını ifade ederek, “Müdüründen hademesine eski kıyasla daha bir boşvermişlik var” ifadelerini kullanıyor.
Öğrencilerin tercihleri dikkate alınmalı
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ‘Eğitimin yönetişimi ve finansmanı’ adlı bir rapor hazırladı. Raporda ortaöğretimde okul ihtiyacı değerlendirilirken, öğrenci tercihlerinin de dikkate alınması gerektiği belirtildi. Raporda ele alınan bir konu eğitimde hiç ilerleme görülemeyen hedefler oldu. Buna göre: İlkokulda öğrenci başına okunan kitap sayısının 50 olması (2018 itibarıyla 23). İlköğretim kurumlarında onur veya üstün başarı belgesi alan öğrenci oranının yüzde 16 olması (2018 itibarıyla yüzde 4,5). Ortaöğretim kurumlarında onur veya üstün başarı belgesi alan öğrenci oranının yüzde 16 olması (2018 itibarıyla yüzde 13,8). 10. sınıfta sınıf tekrar oranının yüzde 2,5 olması (2018 itibarıyla yüzde 4,6). 12. sınıfta sınıf tekrar oranının yüzde 0,1 olması (2018 itibarıyla yüzde 0,6). Ortaokulda disiplin cezası/yaptırım uygulanan öğrenci oranının yüzde 0,2 olması (2018 itibarıyla yüzde 0,3). Ücretli öğretmen sayısının toplam öğretmen sayısına oranının yüzde 5 olması. (2018 itibarıyla yüzde 10). Gazete Duvar’ın haberine göre raporda dikkat çeken bir konu ise yatırımlarda eğitime ayrılan pay oldu. Rapora göre en az yatırım İstanbul’da ve güneydoğuda yapıldı.