Başbakan Haydar el- İbadi hükümetinin doğuşuyla ülkedeki siyasi taraflar arasında uzlaşının sağlandığını belirten Awwad, söz konusu uzlaşı ve birliğin dış güçlerin dayatması değil, "Iraklı iradenin" sonucu olduğunu söyledi. 

Eski Başbakan Nuri el-Maliki dönemindeki siyasi anlaşmazlık ve çatışmaların, askeri müesseseyi çökerttiğini hatırlatan Awwad, "Eski yönetim, gerginlikler üzerine kurulmuştu. Hükümet ile Parlamento arasında büyük bir gerginlik ve anlaşmazlık vardı. Bu durum aynı zamanda Musul, Selahaddin ve Enbar'da kırılmalara neden oldu" dedi. 

"Musul'u savaşmadan teslim ettiler"

Awwad, Maliki döneminde ordu birliklerinin, Musul ve diğer kentlerde IŞİD'e karşı savaşmadığını savunarak, "Söz konusu illeri savaşmadan teröristlere teslim ettiler. Bunlar eski yönetimin atadığı askeri liderlerin ihaneti sonucu yaşandı. Şehirlerin emniyetinin teslim edildiği komutanların ataması, askeri profesyonellik ve mesleki temeller üzerine yapılmamıştı" diye konuştu. 

Eski Başbakan Nuri el-Maliki'nin askeri öngörüden yoksun olduğunu iddia eden Awwad, yeni hükümetle birlikte uzun yıllar sonra ilk defa Savunma ve İçişleri Bakanlarının tayin edildiğine işaret etti. 

Irak ordusu ve milislerin, çok sayıda bölgeyi IŞİD'ten geri aldığını hatırlatan Awwad, Amerikan askerlerinin, 10 yıl boyunca giremediği Babil'e bağlı "Curf el-Nasır" bölgesine Irak ordu birliklerinin, 4 günde girerek, bölgeyi terörden kurtardığını ifade etti. Awwad, yeniden düzenlenen askeri ve güvenlik kurumlarının, IŞİD'i büyük ölçüde püskürttüğünü belirtti.

"IŞİD'i, ABD yönetimi doğurdu, büyüttü ve insanlara karşı korku ve panik aracı olarak kullandı. Bugün Lübnan ve Suriye, ABD'nin tuzağına düşmek üzere. Fakat Irak, Lübnan ve Suriye halklarının dirayeti ve farkındalığı söz konusu tuzak ve oyunu boşa çıkaracak" görüşünü savunan Awwad,  ABD savaş uçaklarının, Irak'takiIŞİD militanlarına defalarca silah ve mühimmat desteğinde bulunduğunu iddia etti. Awwad, "Bu yardımlar, 'yanlışlıkla oldu' gerekçesiyle yapılıyor. ABD, IŞİD'e destek verdi. Ama bugün örgüt isyan etti ve genişlemeye başladı. ABD, bu durumu görünce örgütün oluşumundan sorumlu değilmiş gibi imajını düzeltme yoluna gitti" ifadelerini kullandı.

"Irak'taki savaşı uzatmak istiyor"

Dünyadaki birçok sorunun kaynağının ABD ve İsrail olduğunu ileri süren es-Sadr grubu sözcüsü Awwad, "ABD, Irak'taki kargaşa ortamının kurucusudur. Ülkedeki savaşı uzattı ve Irak'ı, ABD askerlerine muhtaç bırakma amacı güttü. ABD'nin, dünya çapında en büyük büyükelçiliği Irak'ta bulunuyor. Bu, Amerika'nın Irak'a ne kadar büyük çaplı bir işgal uyguladığının göstergesi" dedi. 

Musul'u özgürleştirme planına değinen Awwad, kenti kurtarmak için geniş çaplı operasyon hazırlığı yapıldığını ve nihai buluşma noktasının Musul'da olacağını söyledi.

"Barış Tugayları"

Awwad, savaşan Şii milisler arasında Barış Tugayları'nın (Serayye es-Selam) Musul'u özgürleştirme operasyonunda yer alıp almayacağı sorusuna ise "Barış Tugayları, bugün ülkenin batı kesiminde terörle mücadele ediyor. Musul'u kurtarma operasyonuna katılması ise önderimiz Mukteda es-Sadr'ın vereceği son karara bağlı olacak. Tugayımız, Irak'ın önemli ve vazgeçilmez direklerinden biridir" yanıtını verdi.

"Türkiye, terörü engelleyecek güçlü komşumuz"

Irak ile Türkiye arasında uzun yıllar komşuluk ve dostluk üzerine kurulan ilişkiler olduğunu hatırlatan Awwad, iki ülke arasında yeni sayfa açma girişimleri olduğu belirterek, "Geçmiş dönemde (Maliki dönemi) ikili ilişkilerde soğukluk hatta gerginlik söz konusuydu. Yeni hükümet, komşu ülkelerle terörle mücadele ve diğer konularda adım atma konusuna soyundu. Türkiye çok iyi komşu ülke ve büyük bir ekonomiye sahip. Sınır ve enerji konularında ortaklıklar mevcut. Yaşanan yakınlaşma iki hükümetin samimi iradesiyle oluyor. Bu yakınlaşmayla birlikte Irak halkı, ülkesinin yeniden komşularına yüzünü çevirdiğini hissetti. Türkiye'nin, Irak'ta büyük ekonomik yatırımları mevcut. Türkiye, ülkemize terörün girmesini engelleyecek güçlü bir komşu ülke. İki ülke arasındaki yakınlaşma vesilesiyle yeni Ortadoğu ile buluşacağız" değerlendirmesinde bulundu. 

"İran, gayriresmi olarak savaşıyor"

Şii lider Mukteda es-Sadr'a bağlı el-Ahrar Grubu Sözcüsü Awwad, İran'ın, Irak'taki askeri varlığına yönelik soruyu üzerine şu ifadeleri kullandı:

 " Irak hükümeti, İran'dan yardım için resmi bir talepte bulunmadı. Fakat bazı İranlı gruplar, Irak'taki çatışmalarda yer alıyor. Bunlar, Suriye ve Lübnan'da olduğu gibi gayriresmi savaşıyorlar. Söz konusu grupların savaşması ise Irak, Lübnan ve Suriye'nin birliğine olan sevgilerinden kaynaklanıyor. Fakat İran hükümeti şimdiye kadar aleni olarak ülkemize askeri müsteşar yolladığını açıklamadı. Şayet bu düzeyde müsteşarların bulunmasıIrak hükümetinin onayıyla gerçekleşmişse de bu iyi bir şeydir." 

Bağdat ile Erbil arasında sağlanan petrol anlaşmasını da değerlendiren Awwad, anlaşmanın Irak halkı ve Parlamento açısından "belirsizlikler" içerdiğini savunarak anlaşmaların, anayasanın belirlediği esaslara göre sağlanması gerektiğini vurguladı. Awwad, "Irak petrolü tüm Iraklılarındır. Dağıtımı konusunda eşitlik esastır" dedi.