Görünmeyen kafeslerin içinde dünyaya gelen Filistinli çocuklar, görünmeyen bir hapishanenin içinde hayatlarını devam ettiriyor.
Görünmeyen kafeslerin içinde dünyaya gelen Filistinli çocuklar, objektiflere hiç gülmeden poz vermeye devam ediyor. Çünkü çocuklukları mahkûm edildi, oyunları bozuldu ve gülmeyi hiç öğrenmeden unuttular. Onların en büyük mutlulukları ise uyandıklarında anne ve babalarının yaşamaya devam etmesi. Filistin’de çocuk olmak, şiirlere bile hüznü yansıtan bir kavram. Her çocuk şiire oyuncaklarını, elbiselerini, oyunlarını yansıttı. Filistin’de ölüm o kadar gerçektir ki, bir çocuk için; zira her an ölen arkadaşlarından birisi de olabilir. Ölüm onlar için korkutucu değildir, çocuk olarak ölen olduğunda etkilenmemeleri için farklı odalara alınmazlar. Çünkü ölüm, sanıldığı kadar ürkütücü değildir.
‘Akşam ebesi kilit’ diye kaçamazlar
Sosyal medyada “Filistin’de Çocuk Olmak” başlığının anlamı ise şunlar: “Saklambaç denilen oyunu felsefe yapmış çocuk olmaktır. Sürekli saklanır kendisini öldürmek için arayan gözlerden. Sürekli kaçar kendisine doğrultulan silâhlardan. Çok hızlı koşmayı öğrenmek zorundadır. Ebe olmamak değildir derdi belki, ama yakalanmaması gerekmektedir. “Akşam ebesi, kilit” diyerek kaçamaz evine, çünkü su uyur düşman uyumaz. Kilit falan dinlemez ebeler. Her an size dokunup sizi ebe yapabilirler. Top oynamayı bilmez Filistin’de çocuklar, çünkü top deyince havan toplarını bilmiştirler. Seksek oynamak demek kopmuş bir bacakla yürümeye çalışmaktır. Kör ebeyse gözüne sıçramış bir saçmayla kör olup yürümeye çalışmaktır. Uçurmak istediği bir uçurtmanın askerler tarafından vurulmasıdır. Filistin’ de çocuk olmak, hayatın bir oyun, oyunlarınsa gerçek olmasıdır. Bir çocuğun sadece bilgisayar oyunlarında görmekten öteye gitmemesi gereken savaş denilen iğrençliğin, hayatın ta kendisi olmasıdır.”
Filistin’de çocuk doğulmaz
“Filistin’de çocuk doğulmaz zira insanlar çocuk, genç, yaşlı, erkek, kadın gibi sıfatlar yerine ölü veya diri gibi sıfatlar alır. Filistin’de çocuk olmak nefes almanın ve gülmenin kıymetini bilmektir. Orada hüzün ve talihsizlik genetiktir.” Filistin’de çocuk olmak, zorlukları peşinde getirmeye devam ediyor. Naci El Ali’nin çocuğu sayılan Hanzala’da büyüyemeyen bir çocuk olarak yaşıyor. Çocukluk hakları ellerinden alınmış küçük insanlar, ülkelerinde görünmeyen bir esaretin içinde yaşamaya devam ediyor.
Hayatları boyunca mücadele ederler
Ahed Tamimi, Filistinli bir kız. Yaşıtları bebeklerini hayalî evlerinde ağırlarken; onun evinde eli silâhlı askerler vardı. Dünya onu İsrail’e kafa tutan kız olarak tanıdı. O ve onun arkadaşları oyun oynayamadan büyüdüler. Hayata tutunmak için içlerindeki inançla yapışan çocukların ülkesi Filistin. Ve Filistin çocukları, doğduklarında büyüyorlar.
HABER: MERVE İRİYARI