Filipinler’deki Moro Müslümanları, Devlet Başkanı Rodrigo Duterte'nin Moro Müslümanlarına kapsamlı özerklik sağlayan Bangsamoro Organik Yasası'nı onaylamasıyla bölgelerinin geleceğine umutla bakıyor.
Mecliste kabul edilerek devlet başkanının onayına sunulan yasa, Duterte tarafından onaylandı. Yasanın en erken 90 ve en geç 150 gün içinde Moroların yaşadığı bölgede halk oylamasına sunulması gerekiyor.
Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Mindanao eyaleti ve çevresindeki adalara kapsamlı özerklik sağlayan yasanın onaylanmasından memnuniyet duyan bölge halkı, yakın dönemde özellikle barış ve istikrar ortamının yanı sıra bölgenin kalkınması noktasında büyük atılımların yaşanmasını öngörüyor.
Ömer Hamdan, "40 yıldan fazla süren mücadelenin sonunda, çabalarımızın meyvelerini almaya başladık. Yakın bir gelecekte Bangsamoro’da barış ve kalkınma görüyoruz. Gelinen noktada bu yasayla bölgedeki tüm insanlar adil bir muamele görecek, çatışma dönemi arkada kalarak huzur ve gelişimeyle Bangsamoro’luların durumu değişecek." dedi.
Yasanın bölgedeki barış ve gelişim için bir araç olduğunu vurgulayan Ayşe de "Bölgede geçmiş dönemde yaşan çatışmalara baktığımızda onlarca insan evlerini, varlıklarını, yaşamlarını ve ailelerini kaybetti. Bu yeni dönemde inşallah birçok olumlu şeyler olacak. Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’ye de çabalarından dolayı teşekkür etmek istiyorum." diye konuştu.
Yasanın yaşanan çatışmalar ve diğer sorunlara bir cevap olacağını ifade eden Hanife Abas da Mindanao’daki yasanın tüm sorunların çözümünde büyük bir fırsat olduğunu, bölge halkının uyum içinde yaşam alanı bulmasına fırsat vereceğini dile getirdi.
Arapça öğretmeni Ahmet Alamada ise Bangsamoro halkının şu an bölge yönetiminde daha güçlü bir konuma geldiğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Ayrıca bu yeni durum içinde bölge kültürü ve geleneklerimizi daha iyi koruyabilecek ve teşvik edebileceğiz. Bölgedeki kırsal ve uzak alanlara eğitim imkanlarının daha erişilebilir olmasını ve eğitim alanında gelişimlerin artmasını bekliyorum. Çünkü şu anki durumda uzak bölgeler eğitimden yoksun ve gidebilmek de kolay değil. Eğitimin erişime açılabilmesi durumu beni en çok umutlandıran durum. İlerleyen dönemde yapılacak atılımlarla çocukların eğitimi için bu kırsal bölgelere kendim de gidebilirim."
Morolar
Filipinler'in Mindanao, Palawan ve Sulu takımadalarıyla diğer güney adalarında yaşayan Müslüman topluluklar Morolar ismiyle anılıyor.
Filipinler nüfusunun yaklaşık yüzde 11'ini oluşturan, yaşam biçimleri nedeniyle ön yargılara maruz kalan ve ihmal edilen Morolar, İslamiyeti 14. yüzyılda kabul etti.
Bangsamoro veya Bangsa Moro olarak da adlandırılan Morolar, Filipinler'de Katolik olmayan en büyük ikinci grubu oluşturuyor ve içinde 13 farklı dil konuşan etnik unsuru barındırıyor.
Irksal ve kültürel açıdan Filipinlilerin büyük bölümüyle ortak kökeni paylaşan Morolar, yüzyıllarca sömürgeci İspanyollar ile Amerikalılara karşı mücadele verdi. 20. yüzyıla kadar kendi bağımsız devletlerinde yaşayan Morolar, 1946'da ABD sömürge yönetimi tarafından Hıristiyan Filipinler idaresine bırakılınca bağımsızlıklarını kaybetti.
Moro halkı bu tarihten itibaren bağımsızlıklarını yeniden elde etmek için siyasi müzakere yollarını kullanmaya başladı.
Siyasi müzakerelerin sonuç vermemesi ve Müslüman halkı hedef alan saldırıların etnik temizliğe dönüşmesi, Moroların kendilerini korumak amacıyla 1970'li yıllarda silahlı mücadele kararı almasına neden oldu.
Filipinler devleti ile Morolu Müslümanlar arasında 40 yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda 120 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 2 milyon kişi mülteci durumuna düştü.
Moro halkının nüfusu bugün 10 milyonun üzerinde. Moroların en yoğun yaşadığı bölgeler Maguindanao, Lanao del Sur, Sulu, Tawi Tawi ve Basilan olarak sıralanıyor.
Moro ifadesi, etimolojik olarak "Moor (Faslı)" kelimesinden türerken, "Moor" da kuzeydoğu Afrika'da eski Roma'nın Moritanya vilayetinde yaşayanlar için kullanılan Latince "Mauru" sözcüğünden geliyor. Bugün bu bölgede Cezayir, Moritanya ve Fas bulunuyor.
Filipinlere İslamiyetin gelişi
İslamiyet, Filipinler'deki adalara Arap Yarımadası'ndan ticaret yolları üzerinden gelirken, daha sonra yerli halkla evlenen Müslüman tacirler aracılığıyla ülkenin güneyinde yayıldı.
Tarihçiler, 1280 yılında Sulu Takımadası'na ayak basan Tuan Maşhaika'nın burada evlenip ilk Müslüman topluluğu kurduğunu kabul ediyor. Maşhaika'nın ardından 14. yüzyılın ortalarında bölgeye gelen Kerim-ül Mahdum'un Müslümanlığın yayılmasında önemli yere sahip olduğu ifade ediliyor.
İslamiyet 15. yüzyılın ortasına gelindiğinde kıyı bölgelerinden dağlık ve iç kesimlere yayılırken, bölgede İslami eğitim zamanla kurumsallaşmaya başladı.
AA