Filistinli Gazeteciler Sendikası avukatlarından Ala Firicat, "İsrail, Filistin halkının elindeki basın ve görüntüleme silahının da alınmasını ve olayların sadece İsrail ağzından anlatılmasını istiyor." dedi.
İsrail Meclisi tarafından ilk oylamada kabul edilen, "İsrail askerlerinin görev başındayken görüntülenmesini yasaklayan" yasa tasarısı, Filistinli gazetecileri saldırıya uğrama ya da gözaltına alınma tehdidiyle karşı karşıya bırakıyor.
Filistinli Gazeteciler Sendikası avukatlarından Ala Firicat, söz konusu yasa tasarısıyla, Filistinli gazeteci ve kameramanların yaşanan olayları görüntülemesine engel olmaya çalışıldığını söyledi.
Yasa tasarısının, İsrail'in ihlallerini kayıt altına alan Filistinli gazetecilerin engellenmesini meşrulaştırdığını belirten Firicat, bunun tüm uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu kaydetti.
Dünya üzerinde daha önce gazetecilerin bu türden kanunlarla karşılaşmadığını savunan Firicat, "Birinci ve ikinci dünya savaşlarında bile gazetecilerin olay yerine gitme ve yaşananları görüntüleme hakkı vardı." dedi.
Söz konusu yasa tasarısının hiçbir uluslararası kanunla alakası olmadığını ve İsrail'in her zamanki gibi uluslararası kanun ve sözleşmeleri hiçe saydığını aktaran Firicat, Gazeteciler Sendikası'nın ilgili kurumları, söz konusu tasarının geri çekilmesi ve Filistinli gazetecilerin korunması konusunda baskı uygulamaya çağırdığını dile getirdi.
Tasarı, Filistin halkını "basın silahından" mahrum ediyor
İsrail'in gazetecileri daha önce de hedef aldığına ve onlarca gazetecinin işlenen suçları kamuoyuna duyurmak uğruna canlarını feda ettiğine işaret eden Firicat, "İsrail, Filistin halkının elindeki basın ve görüntüleme silahının da alınmasını ve olayların sadece İsrail ağzından anlatılmasını istiyor." diye konuştu.
"Yasa tasarısı, Filistinli gazetecileri, İsrail askerlerine taş atan ya da silah taşıyan kişi seviyesine getiriyor ve dolayısıyla onları kurşunlara hedef olma ya da gözaltına alınma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor." diyen Firicat, Gazeteciler Sendikası olarak gelecek ay Ürdün'de basın ve hukuk alanında çalışan kurumlarla bir araya gelerek, savaş suçları işleyenlere karşı ceza davaları açılması konusunda çalışacaklarını sözlerine ekledi.
İsraillilerin Filistinlilere yönelik işlediği ihlalleri belgeleyen video görüntüleriyle uluslararası ödüller kazanan Filistinli kameraman Hişam Ebu Şakra ise söz konusu yasa tasarısını "çılgınca" olarak niteledi ve bununla doğrudan Filistinli gazetecilerin hedef alındığını söyledi.
Tasarının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirten Şakra, gazeteciler olarak görevlerine devam edeceklerini ve İsrail'in kanun bahanesiyle kendilerine engel olamayacağını dile getirdi.
Tasarı askerlere, Filistinlilere saldırma özgürlüğü veriyor
Reuter haber ajansı foto muhabirlerinden Abdurrahim el-Kavsini de tasarının gazetecilerin hayatının tehlikeye atılması, gözaltına alınmaları ya da ekipmanlarına zarar verilmesi anlamı taşıdığını belirtti.
Kavsini tasarının uygulanması durumunda askerlerin gazetecilere saldırma özgürlüğüne sahip olacağına, özellikle de bu askerler arasında ihlallerin örtbas edilmesini temenni eden bazı sadist ve şiddet yanlısı askerlerin varlığına dikkati çekti.
Kavsini, bu tür tasarıların İsrail askerlerine, Filistinlilere saldırma konusunda yeşil ışık yakacağını ve Filistinli kurbanları, "görüntüleme ve görgü tanığı olma" silahından mahrum bırakacağını kaydetti.
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman liderliğindeki Yisrael Beiteniu (İsrail Evimiz) Partisi'nden milletvekillerinin hazırladığı yasa tasarısı, İsrail askerlerinin görev başındayken görüntüsünü ya da fotoğrafını çeken kişilerin 5 yıl, "devletin güvenliğine zarar vermek" gibi bir amacın tespit edilmesi halinde ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılmasını öngörüyor.
Tasarı İsrail askerlerinin görüntülerini sosyal medyada paylaşmayı da yasaklıyor
İsrail her defasında ihlallerini belgelemeye çalışan basın mensuplarına karşı sert müdahalesiyle biliniyor. Gazze sınırında geçen ay düzenlenen gösterilerde Yasir Murteca (30) ve Ahmed Ebu Hüseyin (24) isimli Filistinli iki gazeteci görevlerini yaptıkları sırada İsrail askerleri tarafından şehit edilmişti.
Söz konusu tasarı, İsrail Meclisi tarafından geçen haziran ayında yapılan ilk oylamada kabul edilen, Yasamadan Sorumlu Bakanlık Komitesi'nde onaylanıp Meclis Genel Kurulu'na sevk edilmiş ve burada da oy çoğunluğuyla kabul edilmişti. Tasarı geçen haziran ayında da Meclis'teki ilk oylamada kabul edilmişti.
İsrail yasalarına göre mecliste bir tasarının kabul edilmesinin belli aşamaları bulunuyor. Meclise sunulacak tasarı, öncelikle Yasamadan Sorumlu Bakanlık Komitesi tarafından kabul ediliyor ve Komite tarafından onaylanan tasarı daha sonra Meclis Genel Kurulu'na sunuluyor. Ardından tasarının yürürlüğe girmesi için Meclis'te üç defa oylamaya sunulması ve onaylanması gerekiyor.
AA