Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için ilk başta Müslümanların bir olması gerektiğini belirterek, “Aramızdaki vahdeti tesis ederek güçlü olmamız lazım” dedi.
Kudüs Yüksek İslâm Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri, “Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için ilk başta Müslümanların bir olması lâzım, aramızdaki vahdeti tesis ederek güçlü olmamız lazım.” dedi. Mardin Artuklu Üniversitesi tarafından yarın düzenlenecek “Uluslararası Kudüs ve Mescid-i Aksa Sempozyumu”na katılmak üzere kente gelen Sabri, gazetecilere yaptığı açıklamada, Mescid-i Aksa’daki durumun şu an iyi olduğunu, fakat İsrail’e güvenmedikleri için her an kötüleşebileceğini söyledi. İslâm ülkelerinin desteğiyle Kudüs’ün daha iyi olacağını kaydeden Sabri, “Birkaç ay önce Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırının ardından Müslümanların yek vücut olup İsrail’e karşı seslerini yükseltmesiyle geri adım atmak zorunda kalmışlardı. Müslümanlar tek olduklarında geri adım atmak zorunda kalıyorlar.” ifadelerini kullandı. Sabri, Müslümanların şu anda rahat şekilde Mescid-i Aksa’ya girip ibadetlerini yapabildiklerini dile getirerek, verdiği destekten dolayı Türkiye’ye teşekkür etti. Türk halkına çok duâ ettiklerini belirten Sabri, “Buradaki Müslümanlar seslerini yükseltti. Bu yüzden Kudüs halkı her zaman minnettardır.” dedi.
SELÂHADDİN EYYUBİ RUHU
“Bizler her daim Selâhaddin Eyyubi’ye çok borçluyuz.” diyen Sabri, “Her zaman onu rahmetle yad ediyoruz. Sultan Abdülhamid’e de çok şey borçluyuz. İnşallah o dönemler tekrar gelecek ve o dönemi tekrar yaşayacağız. Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için ilk başta Müslümanların bir olması lâzım, aramızdaki vahdeti tesis ederek güçlü olmamız lazım. Kudüs’teki Müslümanlar zulüm altındadırlar, herkesten duâ bekliyoruz. Biz İsrail’e asla güvenmiyoruz, her an tekrar saldırabilirler ve Mescid-i Aksa’yı tekrar işgal edebilirler. Zaten şu anda bile Yahudiler mescidde vardır. Ben buradan bütün İslam ülkelerine şunu söylemek istiyorum: Selâhaddin Eyyubi gibi Kudüs’ü fethetmek için öncelikle bir olmamız lazım. Bu, üzerimize vaciptir.”
***
Konuyla ilgili haber ve makaleler:
Bölünmüş İslam dünyası fırsatçılara yarıyor
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/dunya/bolunmus-islam-dunyasi-firsatcilara-yariyor_421809
İttihad-ı İslam’a giden yol
http://www.yeniasya.com.tr/halil-elitok/ittihad-i-islam-a-giden-yol_396416
İslamofobiye karşı Mevlana ve Asrımızın Mevlanası Bediüzzaman örnek verilmeli
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/islamofobiye-karsi-mevlana-ve-asrimizin-mevlanasi-bediuzzaman-ornek-verilmeli_422474
İslamofobiye rağmen en hızlı yayılan din: İnsaniyet-i kübra olan İslamiyet
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/islamofobiye-ragmen-en-hizli-yayilan-din-insaniyet-i-kubra-olan-islamiyet_390557
Yoksulluk terörü doğuruyor: Terör bataklığı zekatla kurutulur
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/yoksulluk-teroru-doguruyor-teror-batakligi-zekatla-kurutulur_418446
Üç düşman, üç çare
''...Tabiî ki İslâm ülkeleri, Afrika’ya da fakirlik denildiğinde, Bediüzzaman’ın yıllar önce tesbit ettiği “üç düşman ve üç çare”yi hatırlamamak mümkün değil. Said Nursî, istibdat, zulüm ve tahakküm konularında beyanlarda bulunurken, “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı; san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz” demiştir. ''
(Divan-ı Harb-i Örfi, s. 23)
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/faruk-cakir/uc-dusman-uc-care_331237
"İslam gibi yoksullukla mücadele eden başka bir din yok"
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/dunya/islam-gibi-yoksullukla-mucadele-eden-baska-bir-din-yok_418408
Allah yolunda harcamak
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/m-ali-kaya/allah-yolunda-harcamak_399803
Zekat verirken dikkatli olunmalı
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/m-ali-kaya/zekat-verirken-dikkatli-olunmali_399897
Zekat mal ile cihaddır
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/m-ali-kaya/zekat-mal-ile-cihaddir_400103
“Sen çalış ben yiyeyim” düzenine karşı Kur'an ve Risale-i Nur'daki uyarılar!
Sa’y (emek) ile sermaye nasıl barışır?
Acaba ikisini barıştırmak çaresi yok mudur? Evet, vücub-i zekât [zekâtın verilmesi] ve hurmet-i riba [faizin haramlığı], karz-ı hasen [faizsiz verilen borç] şerait-i sulhiyedir [barış şartlarıdır]. Eski Said Dönemi Eserleri, Rumuz, s. 513
Şu âlemin ihtilâli nedir?”
“Sa’yin sermaye ile mücadelesidir.”
“Acaba ikisini barıştırmak çaresi yok mudur?”
“Evet, vücub-i zekât ve hurmet-i riba, karz-ı hasen şerait-i sulhiyedir. Şu riba taşını altından çeksek, şu zalim medeniyet kasrı çökecektir.”
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/sen-calis-ben-yiyeyim-duzenine-karsi-kur-an-ve-risale-i-nur-daki-uyarilar_395450