"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Filistin’in efsane lideri

12 Kasım 2022, Cumartesi 17:00
Filistin’in efsanevi lideri Yasir Arafat’ın ölümünün üzerinden 18 yıl geçse de o hâlâ hafızalarda Filistin davasının en önemli simgesi olmaya devam ediyor.

Filistin davasının dünya kamuoyunda gündeme gelmesinde önemli rol oynadı

Filistinlilerin daha çok “Ebu Ammar” olarak zikrettikleri Yasir Arafat’ın ömrü, Filistin davasına hizmetle geçti. Davasıyla özdeşleşen Arafat, bağımsız Filistin mücadelesi için farklı yolları benimsedi. Mücadelesinin ilk yıllarında Filistin’in bağımsızlığının yolunun silahlı mücadeleden geçtiğine inanan Arafat, 1990’lı yıllardan itibaren ise diyalog yolunu seçti. Attığı adımlar, izlediği yol bazı Filistinli gruplar tarafından eleştirilse de Arafat, Filistin davasının dünya kamuoyunda gündeme gelmesinde önemli rol oynadı. Kendine özgü kıyafetleri ve karizmasıyla Orta Doğu’nun en önemli liderlerinden biri olarak gösterilen Arafat, son nefesine kadar halkının bağımsızlığı için mücadele etti.

Sürgünden sürgüne zorlandı

Fetih lideri Arafat, Siyonizm’i düşünce, hedef, örgütlenme ve yöntem açısından saldırgan emperyalist, faşist bir hareket şeklinde niteleyerek, Filistinlilerin uluslararası camiada temsil edilebilmesi için Arap devletleri tarafından kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) 1969’da liderliğini üstlendi. Arafat, 1974’te Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünde yaptığı konuşmasında şu meşhur sözlerini sarf etti: “Elimde bir zeytin dalı ve bir özgürlük savaşçısının silahını taşıyorum. Zeytin dalının elimden düşmesine izin vermeyin.” İsrail, Arafat’ın sığındığı Lübnan’a 1978’de saldırarak ülkenin güneyinde küçük bir bölgeyi işgal etti. İsrail’in 1982’de Lübnan’a karşı daha büyük bir saldırı başlatması üzerine bu ülkeden de ayrılmak zorunda kalan Arafat’ın bu seferki durağı Tunus oldu.

Sürgünde bağımsızlık ilanı

Sürgüne, tecride rağmen Yasir Arafat, en büyük hayali olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasından hiç vazgeçmedi. Bu hayalin gerçekleşmesi için Cezayir’de, FKÖ’ye bağlı Filistin Milli Konseyi, 1988’de başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulduğunu ilan etti. Bunun ardından Arafat kamuoyu önünde şiddeti reddettiğini açıklayarak İsrail ile diyaloğa giden yolda önemli bir adım attı.

İsrail’i tanıması tartışıldı

Arafat’ın Filistin mücadelesindeki en kritik dönüm noktalarından biri belki de İsrail’i tanıma kararı oldu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1988’de yaptığı konuşmada Arafat, FKÖ’nün İsrail’in “var olma hakkını tanıdığını” ilan etti. Bu adımı Filistinli gruplar arasında farklı tepkilere yol açsa da ABD’nin Arafat’a ve hareketine yönelik algısını olumlu yönde değiştirdi. Filistin Merkez Konseyi 1989’da Arafat’ı Filistin Devlet Başkanı ilan etti. Bundan bir yıl sonra Süha isimli bir Filistinli ile evlenen Arafat’ın bu evlilikten Zahva adını verdikleri bir kız çocuğu oldu.

Ev hapsi ve şüpheli ölümü

İsrail güçleri 2002’de Arafat’ı işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde bulunan konutunda ev hapsine aldı. Filistin yönetiminin merkezi olan konutu 2 yıl abluka altında tutan İsrail güçleri, burayı birçok kez tanklarla da hedef aldı. Arafat 2004’te hastalandı ve grip teşhisi konuldu ancak Filistinli lider bir türlü iyileşmedi. İsrail’in izin vermesinin ardından tedavi için 29 Ekim’de Fransa’ya götürülen Arafat, 11 Kasım 2004’te Paris’te Percy Askeri Hastanesi’nde 75 yaşında hayata gözlerini yumdu. Arafat’ın Kudüs’e defnedilmesi yönündeki vasiyeti, İsrail işgali nedeniyle gerçekleşemedi. Ramallah’a defnedilen Arafat’ın ölüm nedeni ise tartışma konusu olmaya devam etti.

Nobel Barış Ödülü sahibi

Nobel Barış Ödülü sahibi Yasir Arafat, her ne kadar Filistin’in bağımsızlığı için mücadele eden grupların tamamını tek çatı altında toplamayı başaramasa da en azından yaşamı boyunca bu gruplar arasındaki ayrışmanın derinleşmesini önleyen bir lider olarak tarihe geçti. Ancak onun ölümünden sonra Filistinli gruplar arasındaki ayrışma daha da derinleşti.

Ankara - AA, TRT Haber

Okunma Sayısı: 893
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    13.11.2022 12:39:27

    İşte çifte "STANDARD" veya ikircikli HUKUK bu olsa gerek! UKRAYNADAKİ RUS saldırısı sebebiyle hemen harekete geçebilen hakim ve MUKTEDİR GÜÇLER, ne hikmetse MASUM FİLİSTİNİ ve FİLİSTİNLİ ZAVALLILARI görmezden gelenler ve halen daha bir açıklamayla yetineceğini sanıyorlar? Altmış senedir AÇIKLAMA, KINAMA ve BEYANLARLA İNSANLARI aldatıp bu AZÎM ZULÜME GÖZ YUMDUNUZ! Kim bunu görmezden geldiyse, gücü ve imkanı varken engel olmadıysa, bilhassa dahada teşvik edip desteklediyse, kalben olsun buğz etmediyse AYNEN İSRAİL GİBİ ZULÜMLERİN ORTAĞIDIR, MADDÎ MANEVÎ MESULDÜR! Yeter artık bu SUSKUNLUK, KORKAKLIK, her ne sebeple olursa olsun. Ya bu masumlarada kendilerini SAVUNACAK KADAR MADDİ MANEVİ SİLAH ve Para ve eleman verin, yada İSRAİLİN BU ZULMÜNE SON VERDİRİN. BU NE KORKAKLIK, YETER ARTIK BREEE!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı