ABD Başkanı Donald Trump’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yetkililerine yönelik yaptırım kararı tepki çekti. UCM üyesi 79 ülke, ABD'nin yaptırım kararına karşı ortak bildiri yayınladı.
UCM, AB’den yardım istedi
Trump'tan dünya çapında büyük tepki çeken Gazze planı için "acelemiz yok" açıklaması
Kabul edilemez - 'Aklını tamamen yitirmiş durumda'
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), AB Başkanı Donald Trump’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yetkililerine yönelik yaptırım kararına imza atmasından endişe duyduğunu belirtti.
![](/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2025/02/09/gorsel7777777777777.jpg)
BM açıklamasında, “UCM’nin bağımsız çalışmalarının, yargı yetkisi içindeki tüm durumlarda tam olarak desteklendiği” kaydedildi. “Dünyadaki ülkelerin 3’te 2’sinin desteklediği UCM, uluslararası ceza adalet sisteminin merkezi bir kurumudur” ifadesinin kullanıldığı açıklamada, UCM’nin, Ukrayna, Sudan, Myanmar, işgal altındaki Filistin toprakları veya başka herhangi bir yerde işlenmiş en ciddi suçlar için adaleti sağlama ve hesap verebilirliği sağlamada temel bir kurum olduğuna vurgu yapıldı.
![](/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2025/02/09/ucm1.jpg)
Adalet sistemine saldırı
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, yaptığı yazılı açıklamada, Trump’ın kararına tepki göstererek, “Bu pervasız eylem, İsrail’in hukukun ve uluslararası adaletin evrensel ilkelerinin üzerinde olduğu mesajını veriyor. Trump’ın İsrail hükümetinin işlediği suçları onayladığını ve cezasızlığı benimsediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Trump’ın kararının, uluslararası toplumun yüzyıllar boyunca inşa ettiği “uluslararası adalet sistemine yönelik saldırı” olduğunun altını çizen Callamard, bu yaptırımları “ortak insanlığa karşı bir başka ihanet” olarak niteledi.
![](/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2025/02/09/gazzegorsel-7.jpg)
79 üye ülkeden ortak bildiri
Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) üye 79 ülke, ABD’nin Mahkemeye yaptırım uygulama kararına karşı ortak bildiri yayımladı. Lüksemburg, Meksika, Sierra Leone, Slovenya ve Vanuatu’nun öncülüğünde hazırlanan ve Sierra Leone’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliğinin internet sayfasında yayınlanan yazılı bildiride, “UCM’nin bağımsızlığına, tarafsızlığına ve bütünlüğüne olan desteğimizi yeniden teyit ediyoruz” ifadesi kullanıldı. Bildiride, yaptırımların mağdurlar, tanıklar ve mahkeme yetkilileri dahil tüm ilgililerin güvenliğini tehlikeye atabileceği ve mahkemenin soruşturma yürüttüğü ülkelerdeki saha ofislerini kapatmak zorunda kalabileceği uyarısında bulunuldu.
***
Trump'tan Netanyahu'ya tutuklama kararı çıkaran UCM'ye yaptırım
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilgili tutuklama kararından dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) yaptırım öngören başkanlık kararnamesini imzaladı.
ABD Başkanı Trump, yazılı açıklama yaparak, UCM yetkililerine yaptırım öngören bir başkanlık kararnamesine imza attığını duyurdu.
![](/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2025/02/09/mansetgorsel8888.jpg)
Trump, söz konusu kararnameyle ilgili açıklamasında, UCM'nin, Amerika'yı ve İsrail gibi yakın müttefiklerini "temelsiz ve gayrimeşru şekilde" hedef aldığını savundu.
UCM'nin, Netanyahu aleyhinde Gazze'deki savaş suçlarına atıfla çıkardığı tutuklama kararını kabul etmediklerini kaydeden Trump, şu ifadeleri kullandı:
"UCM, meşru bir dayanağı olmaksızın, ABD ve İsrail de dahil olmak üzere bazı müttefiklerinin personeli üzerinde yargı yetkisi iddia etmiş ve ön soruşturmalar açmıştır; ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı hedef alan asılsız tutuklama kararları çıkartarak yetkisini kötüye kullanmıştır. Her iki ülke de Roma Statüsü'ne taraf veya UCM üyesi olmadığı için UCM'nin ABD veya İsrail üzerinde herhangi bir yargı yetkisi bulunmamaktadır."
UCM'nin ABD ile İsrail gibi yakın müttefiklerini "hedef aldığını" savunan Trump, kararnamesiyle bu kurum yetkililerine yaptırım uygulanacağını belirtti.
Söz konusu kararname, UCM yetkililerinin Amerikan vizesi almalarını ve ABD ile finansal işlemler yapmalarını bloke edecek.
UCM, geçen yıl kasım ayında, Gazze Şeridi'nde İsrail'in işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan dolayı İsrail Başbakanı Netanyahu ile o günkü Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.
ABD'li yetkililer söz konusu kararı tanımadıklarını ifade etmiş, bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri UCM'ye yaptırım uygulanmasını önermişti.
UCM, yaptırım kararını kınadı
UCM'den yapılan yazılı açıklamada ise "UCM, ABD'nin mahkeme yetkililerine yaptırım uygulamayı, bağımsız ve tarafsız yargı çalışmalarına zarar vermeyi amaçlayan başkanlık kararnamesinin yayımlanmasını kınıyor." ifadesi kullanıldı.
![](/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2025/02/09/thumbs_b_c_85838cd5fe308685ed2bed3eca814533.jpg)
"Mahkeme, personelinin yanında sağlam şekilde durmakta ve dünyadaki milyonlarca masum mağdura adalet ve umut sağlamaya devam edeceğini taahhüt etmektedir." ifadesine de yer verilen açıklamada, 125 üye ülke, sivil toplum ve dünyadaki tüm uluslar, adalet ve temel insan hakları için birlik olmaya çağrıldı.
UCM, açıklamayı İngilizce, Arapça ve İspanyolca olmak üzere mahkemenin farklı çalışma dillerinde de yayımlarken, İsrail ile ilgili açıklamalarda İbraniceyi de kullanıyor.
Bergusi: Trump'ın UCM'ye yaptırım uygulaması uluslararası hukuka saldırıdır
Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, yaptığı açıklamada, Trump'ın, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere karşı savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle 21 Kasım 2024'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında tutuklama emri çıkaran UCM'ye yaptırım uygulama kararını kınadı.
Açıklamasında "Trump'ın UCM'ye yaptırım uygulama kararının, uluslararası hukuka bir saldırı ve İsrail'i ve yöneticilerini tüm uluslararası hukuk ve normların üstünde tutan orman kanunlarının uygulanması anlamına geldiğini" ifade eden Bergusi, kararın, "İsrail'in hesap vermeksizin savaş suçları işlemesini meşrulaştırdığına" dikkati çekti.
"Bu karar, ne kadar uzun sürerse sürsün, savaş suçu faillerini uluslararası tecritten ve kaçınılmaz olarak hesap vermekten kurtaramayacak." değerlendirmesinde bulunan Bergusi, "gülünç olanın ise, savaş suçları işlemekle suçlanan, siyasi ve ahlaki açıdan yozlaşmış Netanyahu'nun, UCM'yi yolsuzlukla suçlaması olduğunu" kaydetti.
Karar Netanyahu'yu memnun etti
Netanyahu yaptığı yazılı açıklamayla, UCM'ye yaptırım öngören kararnameyi imzalaması nedeniyle Trump'a teşekkür etti.
İsrail Başbakanı, UCM'nin "ABD'ye karşı bir eylem denemesi olarak İsrail'e karşı acımasız bir kampanya başlattığını" iddia etti.
Netanyahu, Trump'ın UCM'ye yaptırım kararının "İsrail ve ABD'nin egemenliğinin yanı sıra her iki ülkenin askerlerini koruduğunu" savundu.
AB'den yaptırım kararına tepki
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, UCM Başkanı Tomoko Akane ile Brüksel'de yaptığı görüşmenin ardından sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.
UCM'nin "dünyanın en korkunç suçlarının" mağdurlarına adaleti ulaştırmada önemli rol oynadığını belirten Costa, "Bağımsızlık ve tarafsızlık, Mahkemenin çalışmalarının önemli özellikleridir." ifadesini kullandı.
AB'nin dokunulmazlığı sona erdirme ve uluslararası hukukun tüm ihlalleri için hesap verebilirliği sağlama konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Costa, "UCM'ye yaptırım uygulanması, Mahkemenin bağımsızlığını tehdit eder ve uluslararası ceza adalet sistemini bir bütün olarak zayıflatır." değerlendirmesinde bulundu.
AB Komisyonu Dış İlişkiler Sözcüsü Anouar El Anouni ise AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada "AB, ABD'nin UCM'ye yaptırım uygulanmasına izin veren yürütme emriyle ilgili üzüntüsünü dile getiriyor." ifadesini kullandı.
UCM'nin, uluslararası ceza adaletini ve dokunulmazlığa karşı mücadeleyi desteklemede kilit öneme sahip olduğunu belirten El Anouni, AB'nin, UCM'yi ve Roma Statüsü'nde belirtilen ilkeleri desteklediğini vurguladı.
El Anouni, "Yürütme emri, Ukrayna ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere devam eden soruşturmaları ve işlemleri etkileme riskiyle UCM'nin çalışmalarına ciddi bir meydan okuma oluşturabilir. Dünya çapında hesap verebilirliği sağlamak için yıllardır devam eden çabaları etkileyebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Sözcü, AB'nin yürütme emrinin etkilerini izleyeceğini ve olası diğer adımları değerlendireceğini kaydetti.
BM, karardan endişe duyuyor
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) da Trump'ın, UCM yetkililerine yönelik kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "UCM'nin bağımsız çalışmalarının, yargı yetkisi içindeki tüm durumlarda tam olarak desteklendiği" kaydedildi.
"Dünyadaki ülkelerin 3'te 2'sinin desteklediği UCM, uluslararası ceza adalet sisteminin merkezi bir kurumudur." ifadesinin kullanıldığı açıklamada, UCM'nin, Ukrayna, Sudan, Myanmar, işgal altındaki Filistin toprakları veya başka herhangi bir yerde işlenmiş en ciddi suçlar için adaleti sağlama ve hesap verebilirliği sağlamada temel bir kurum olduğuna vurgu yapıldı.
Açıklamada, "(ABD tarafından) Dün UCM personeline karşı duyurulan bireysel yaptırımlardan derin bir üzüntü duyuyoruz. Bu tedbirin geri alınmasını talep ediyoruz." denildi.
UCM'nin, Roma Statüsünde belirtildiği gibi, bir ülkenin soruşturmayı veya kovuşturmayı gerçekten yürütmek istemediği veya yapamadığı durumlarda bağımsız çalışmayı tam anlamıyla üstlenebilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, UCM'nin insan hakları altyapısının temel bir parçası olduğu aktarıldı.
Açıklamada, hukukun üstünlüğünün, kolektif barış ve güvenlik için temel oluşturmaya devam ettiğinin altı çizilerek, "Küresel anlamda hesap verebilirlik arayışı, dünyayı herkes için daha güvenli bir yer haline getirir." ifadeleri kullanıldı.
BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq da günlük basın toplantısında konuya ilişkin açıklama yaptı.
UCM'nin, dünyada yaygın olan "cezasız kalma" durumuyla mücadelenin temel unsuru olduğunun altını çizen Haq, "UCM'nin görevlerini tam bağımsızlıkla yerine getirmesine izin verilmeli." ifadelerini kullandı.
Haq, Trump'ın yaptırım kararının, New York'taki BM karargahına gelen kişilere uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin soruya, "Ev sahibi ülkenin (ABD) kişilere yönelik atacak adımlarını BM Karargah Anlaşması uyarınca atmasını bekliyoruz." cevabını verdi.
BM Karargah Anlaşması'nın ev sahibi ülkeye bazı yükümlülükler getirdiğine dikkati çeken Haq, ABD'nin bunlara uymasını beklediklerini vurguladı.
BM ve ABD arasında 1947 yılında imzalanan BM Karargah Anlaşması, New York'ta bulunan BM merkezinin statüsü, ayrıcalıklar ve dokunulmazlık gibi hususlar için yasal çerçeve sunuyor.
Uluslararası Af Örgütü: "Trump'ın UCM'ye yaptırım kararı, uluslararası adalet sistemine saldırıdır"
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, yaptığı yazılı açıklamada, Trump'ın kararına tepki göstererek, "Bu pervasız eylem, İsrail'in hukukun ve uluslararası adaletin evrensel ilkelerinin üzerinde olduğu mesajını veriyor. Trump'ın İsrail hükümetinin işlediği suçları onayladığını ve cezasızlığı benimsediğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Trump'ın kararının, uluslararası toplumun yüzyıllar boyunca inşa ettiği "uluslararası adalet sistemine yönelik saldırı" olduğunun altını çizen Callamard, bu yaptırımları "ortak insanlığa karşı bir başka ihanet" olarak niteledi.
Callamard, ABD'nin, uluslararası hukuka göre işlenen suçlardan sorumlu kişilerin adaletten kaçmasını engellemeyi amaçlayan kurumu cezalandırmaya hazır olduğunu vurgulayarak, "Hiçbir kişi, işlediği uluslararası suçlar nedeniyle hesap vermekten muaf tutulmamalı. Özellikle de bu tutum, Trump'ın siyasi müttefiklikleri nedeniyle ABD hükümeti tarafından desteklenmemeli." değerlendirmesinde bulundu.
Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım, Ukrayna'ya karşı Rusya'nın saldırganlığı ve birçok cepheden küresel hukukun tehdit altında bulunduğu tarihi bir dönemde, UCM gibi kurumların her zamankinden daha gerekli olduğuna işaret eden Callamard, bu yaptırımların, adaletin bağımsız takibini zedelediğini ve failleri cesaretlendirdiğini belirtti.
UCM'nin, uluslararası hukuka göre işlenen suçları soruşturarak faillerin sürekli cezasız kalmasının önüne geçtiğini vurgulayan Callamard, "Yaptırımlar, mahkemenin bağımsız yargı işlevlerini etkili şekilde yerine getirmesini engelliyor ve UCM'nin 125 üye devletinin toplu iradesine aykırı adım teşkil ediyor." ifadesini kullandı.
Callamard, hükümetlere ve bölgesel organizasyonlara, Trump'ın yaptırımlarının etkisini azaltma ve engelleme çağrısı yaparak, "UCM üyesi devletler kolektif ve uyumlu eylemler yoluyla mahkemeyi ve personelini koruyabilir. Daha önce hiç olmadığı kadar acil eyleme ihtiyaç var." açıklamasını yaptı.
UCM Blokaj Yasası'nın kullanılmasını istedi
Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD'nin yaptırım tehditlerine karşı Avrupa Birliği'nden, Blokaj Yasası'nı kullanarak Mahkemenin korunması ve desteklenmesini talep etti.
UCM'den yapılan yazılı açıklamada, Mahkeme Başkanı Yargıç Tomoko Akane'nin, Birinci Başkan Yardımcısı Yargıç Rosario Salvatore Aitala ve Yazman Osvaldo Zavala Giler ile AB yetkilileriyle görüşmek üzere Brüksel'de bulunduğu belirtildi.
UCM heyetinin AB Konseyi Başkanı António Costa ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile bir araya geldiği bilgisi verilen açıklamada, Mahkemenin varlığını sürdürebilmesi için AB Blokaj Yasası'nın en önemli araçlardan biri olduğu ifade edildi.
Açıklamada, Akane'nin, AB Konseyi Uluslararası Ceza Mahkemesi Çalışma Grubu'na (COJUR-ICC) yönelik yaptığı konuşmada, "Mahkeme ve AB, hukukun üstünlüğü ve uluslararası suç mağdurları için adalet gibi ortak değerleri paylaşıyor. Mahkemeyi korumak için şimdi harekete geçmelisiniz." dediği aktarıldı.
UCM Başkanı Yargıç Tomoko Akane de yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin yaptırım kararına ilişkin, "Milyonlarca masum mağduru adaletten ve umuttan mahrum bırakmayı amaçlayan bu kararı derin üzüntüyle karşılıyorum." ifadesini kullandı.
Akane, "Dünya savaşları, Holokost, soykırımlar ve zulümlerin mirasını temsil eden UCM, bugün dünyanın dört bir yanındaki davalarda Roma Statüsü'ne sıkı sıkıya bağlı kalarak görevini sürdürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Mahkemenin, personelinin yanında sağlam bir şekilde durduğunu vurgulayan Akane, 125 üye ülkeye, sivil topluma ve tüm dünya uluslarına, Mahkemeyi savunma çağrısı yaptı.
UCM üyesi 79 ülkeden karşı ortak bildiri
Bu arada Uluslararası Ceza Mahkemesine üye 79 ülke, ABD'nin Mahkemeye yaptırım uygulama kararına karşı ortak bildiri yayımladı.
Lüksemburg, Meksika, Sierra Leone, Slovenya ve Vanuatu'nun öncülüğünde hazırlanan ve Sierra Leone'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliğinin internet sayfasında yayınlanan yazılı bildiride, "UCM'nin bağımsızlığına, tarafsızlığına ve bütünlüğüne olan desteğimizi yeniden teyit ediyoruz." ifadesi kullanıldı.
Mahkemenin benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya olduğu vurgulanan bildiride, UCM'ye ve personeline yönelik yaptırımların, uluslararası hukuk düzenini aşındırma tehdidi oluşturduğu belirtildi.
Bildiride, yaptırımların mağdurlar, tanıklar ve mahkeme yetkilileri dahil tüm ilgililerin güvenliğini tehlikeye atabileceği ve mahkemenin soruşturma yürüttüğü ülkelerdeki saha ofislerini kapatmak zorunda kalabileceği uyarısında bulunuldu.
Bildiriyi Almanya, Fransa, Belçika, Kanada, Hollanda, İspanya, İsveç, Norveç ve İsviçre imzalarken UCM üyesi ülkelerden İngiltere, Çekya, Japonya ve Avustralya'nın imzalamaması dikkati çekti.
Hollanda Dışişleri Bakanı Veldkamp karardan üzüntü duyduğunu belirtti
Sosyal medya platformu X'ten açıklamalarda bulunan Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, "Hollanda, UCM'ye yaptırım getiren başkanlık kararnamesinden üzüntü duymaktadır. Mahkemenin çalışmaları, cezasızlıkla mücadelede çok önemlidir." ifadelerini kullandı.
Hollanda'nın önemli uluslararası hukuk kurumlarına ev sahipliği yapmakla bilinen güçlü bir itibara ve sorumluluğa sahip olduğunu vurgulayan Veldkamp, "Ülkemiz, uluslararası hukuk düzeninin ve çok taraflı işbirliğinin güçlendirilmesine aktif katkıda bulunmakta ve iyi niyetle bağlayıcı uluslararası hukuk ve antlaşma yükümlülüklerini yerine getirecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Almanya Başbakanı Scholz: "UCM'ye yaptırım uygulanmasını doğru bulmuyorum"
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ludwigsburg kentinde yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın UCM'ye yönelik yaptırım öngören başkanlık kararnamesini imzalamasını eleştirdi.
"UCM'ye yaptırım uygulanmasını doğru bulmuyorum." diyen Scholz, bir şeylere kızmanın veya münakaşa etmenin normal olduğunu belirtti.
Ancak yaptırımların yanlış araçlar olduğunu vurgulayan Scholz, "Bu, dünyada diktatörlerin insanlara zulmedememesini ve savaş başlatamamasını sağlaması gereken bir kurumu tehlikeye atıyor." diye konuştu.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da karara tepki göstererek, hiç kimsenin uluslararası hukukun üstünde olmadığını belirtti.
Baerbock, kurallar geçerli olmadığında herkesin kaybedeceği uyarısında bulunarak, "Uluslararası hukuk düzenini ve onun mahkemelerini birlikte korumak bizim en iyi hayat sigortamızdır ve aynı zamanda refah ve barışın temelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Slovenya: "ABD, uluslararası ceza hukukunun temellerini zayıflatıyor"
Slovenya Cumhurbaşkanı Natasa Pirc Musar, yerel basına, Trump'ın UCM yetkililerine yönelik kararına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Yaptırım kararını endişeyle karşıladığını dile getiren Pirc Musar, "ABD, uluslararası ceza hukukunun temellerini zayıflatıyor. Yaptırımların kapsamı ve gerekçeleri, tarihi inkar etmek ve hukuku göz ardı etmekten başka bir şey değildir." dedi.
Pirc Musar, Trump'ın dünyaya tehlikeli mesaj gönderdiğini belirterek, verilmesi gereken mesajın insanlığa karşı suçların işlenmemesi yönünde olması gerektiğini vurguladı.
Slovenya Dışişleri Bakanlığı da resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:
"Slovenya, UCM yetkililerine yaptırım kararını derin üzüntüyle karşıladı. Adaletin sağlanması için yargı kurumlarının bağımsız hareket etmelerine olanak sağlanmalıdır. Adalet çalışanları her türlü tehdit ve dış etkenlere karşı korunmalıdır."
Fransa: UCM'ye koşulsuz desteğimizi bir kez daha dile getiriyoruz
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine, haftalık basın toplantısında AA muhabirinin, "ABD Başkanı Trump'ın Gazzelilerin zorla yerinden edilmeleri ve Gazze'nin devralınmasını öngören açıklamaları tepki çekti. Birçok Avrupa ülkesinden buna karşı çıkan açıklamalar yapıldı. Fransa, Trump'ın planına karşı ortak bir Avrupa inisiyatifine öncülük etmeyi düşünüyor mu?" sorusuna dcevap verdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bu haftaki ziyareti sırasında Trump'ın basın toplantısında yaptığı açıklamalara hızlı tepki verdiklerini belirten Lemoine, "Bu açıklamalar, hem uluslararası hukuka hem de Filistinlilerin topraklarında kalmaya yönelik meşru taleplerine ciddi bir ihlal teşkil ediyor. Bunun da ötesinde, uzun zamandır desteklediğimiz iki devletli çözümün önünde ciddi engel teşkil ediyor." ifadelerini kullandı.
Trump'ın bu açıklamalarının, bölgeyi istikrarsızlaştırdığını vurgulayan Lemoine, ABD Başkanı'nın Gazze planına karşı Paris hükümetinin öncülüğünde bir Avrupa girişimi olup olmayacağı konusunda ise şunları kaydetti:
"Teyit edemem ancak bunun şubat ayındaki bir sonraki (Avrupa Birliği) Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda görüşüleceğini düşünüyorum. Bu görüşmelerden ne çıkacağını söyleyemem ancak bunun gündemdeki bir konu olacağını düşünüyorum."
Lemoine, Fransa'nın, Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırım uygulama kararı hakkında ise "Cezasızlıkla mücadelede temel bir görevi olan Uluslararası Ceza Mahkemesine ve personeline koşulsuz desteğimizi bir kez daha dile getiriyoruz." dedi.
Bu konudaki tutumlarının değişmediğini ifade eden Lemoine, Fransa'nın, Avrupalı ve Roma Statüsü'ne taraf ortaklarıyla beraber UCM'nin görevini bağımsız ve tarafsız şekilde üstlenmeye devam edebilmesi için seferber olacağını belirtti.
İran'dan tepki
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, yaptığı açıklamada, ABD'nin yaptırımlarının artık uluslararası kurumları hedef aldığını belirtti.
Yaptırım kararının, "ABD'nin Filistin'i ortadan kaldırma çabası içinde her türlü vahşeti işleyen İsrail ile işbirliğinde tarihin en düşük noktasını temsil ettiğini" ifade eden Bekayi, "Bu, İsrail'in uluslararası barış ve güvenliği ciddi şekilde tehdit eden suçları için ona tam bir dokunulmazlık sağlamayı amaçlayan gerçekten de gücün korkunç şekilde kötüye kullanımıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bekayi, uluslararası toplumun bu karara tepki vermesi gerektiğini kaydetti.
ABD'de Netanyahu karşıtı gösteri düzenlendi
Öte yandan Filistin destekçileri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Washington ziyareti sırasında kaldığı Washington DC'deki Willard Oteli'nin önünde gürültülü bir gösteri düzenledi.
Göstericiler, Netanyahu'nun yüzünü otelin cephesine yansıtarak dikkat çekmeye çalıştı.
ABD'li Senatör Sanders: Trump'ın Gazze konusunda neyden bahsettiğini anlamak gerçekten imkansız
İslam İşbirliği Teşkilatı, Trump'ı kınadı
"Zorla yerinden etme etnik temizlikle eşdeğerdir"
Kabul edilemez - 'Aklını tamamen yitirmiş durumda'
Amerikalı Müslümanlar Trump-Netanyahu görüşmesine tepki gösterdi: Netanyahu bir "savaş suçlusu"
Kanada da Trump'a karşı Filistinlilerin yanında
AA