Hollanda ve Almanya’da yaşayan Türkler, geçtiğimiz günlerde ‘Ahmet Davutoğlu’ imzasıyla aldıkları mektubun şaşkınlığını yaşıyor.
Yaklaşan seçimlerde gurbetçi vatandaşların AKP’ye oy vermelerinin istendiği mektup AKP destekçilerini memnun ederken, AKP’ye karşı olan bir çok vatandaş ise sosyal medya üzerinden mektubun resmini paylaşarak, “parti adresimizi ve özel bilgilerimizi nereden biliyor?” sorusunu yöneltti.
Özellikle muhalif vatandaşlarda ‘fişlenme endişesi’ had safhaya çıkmış durumda. Cevap bekleyen bir diğer soru da, böylesi bir kampanyanın, AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Metin Külünk’ün Hollanda ziyaretinden hemen sonrasına denk gelmesinin tesadüf olup olmadığı.
'Sevgili Kardeşlerim' şeklinde başlayan ve sonunda Başbakan Davutoğlu imzası bulunan mektupta, dövizli askerlik bedelinin 6 bin eurodan bin euroya düşürülmesi ve yurt dışındaki Türk vatandaşların kendi milletvekillerini seçmelerine yönelik yasal süreci başlatmak gibi vaatler sıralanıyor. AKP ambleminin kullanıldığı mektubun son bölümünde ise, “Sandığa giderek, yurt dışındaki vatandaşlarıyla birlikte güçlü ve yeni bir Türkiye için evet mührünü AK Parti’ye vuracağınıza yürekten inanıyorum.” sözleriyle AKP’ye oy isteniyor.
AKP’nin Hamburg seçim bürosunun resmi Facebook sayfasına göre 600 bin vatandaşa bahsi geçen mektup ulaştırıldı. AKP Hollanda ve Hollanda Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) yetkilileri mektupla bir alakalarının olmadığını ifade etti. Hollanda’da yaşayan Türklerin adres bilgilerine sahip olan Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) ve Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği de bilgilerin kendileri tarafından verilmediğini açıkladı.
Lahey, Utrecht, Purmerend, Amsterdam, Rotterdam, Zaandam, Groningen, Harderwijk ve Schiedam başta olmak üzere bir çok şehirden mektubu posta kutularında gören onlarca vatandaş, olaydan duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Zaandam’da yaşayan Davut S. mektubu okuduğunda büyük şaşkınlık yaşadığını belirterek,
“AKP, hükümet olmanın getirdiği avantajla Hollanda’daki bazı kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla vatandaşın özel bilgilerini ediniyor. Böylesi haksız rekabetle Avrupa’da seçim kampanyası yürütmeleri hem hukuksuz hem de etik dışı.” şeklinde konuştu.
Kendisinin AKP üyesi olmadığını hatırlatan gurbetçi vatandaş, “Partide benim bilgilerim olmadığına göre, adresimi kim onlara verdi? Konsolosluk yetkililerine bu soruyu sorduğumda kendilerinin bunu yapmadığını ifade ettiler ancak beni ikna edebilmiş değiller. Başka türlü adresimi kim, nereden alabilir ki?” dedi.
Harderwijk şehrinde yaşayan bir diğer gurbetçi vatandaş Cengiz S. ise mektubu okuduğunda şaşırmakla kalmayıp aynı zamanda özel bilgilerinin bu kadar kolay elde edilmesinden dolayı endişeye kapıldığını belirtiyor.
“Kimi aradıysam ‘mektup bize de geldi’ dedi. Bu kadar vatandaşın adres bilgisi olsa olsa ya konsoloslukta ya da artık AKP’nin seçim bürosu gibi çalışan Diyanet camilerinde vardır.” diyen Cengiz S., “Önceki seçimlerde AKP’ye oy vermek için otobüs kaldıracak kadar bir siyasi partiye angaje olmuş bir Diyanet varken, bugünkü mektup olayının arkasından konsolosluk, Diyanet, AKP işbirliğinin çıkması en kuvvetli ihtimal.” şeklinde konuştu.
Mektup skandalı Hollanda medyasında da geniş yankı buldu.
Başta devlet kanalı NOS, ülkenin en önemli haber dergilerinden Elsevier ve Hollanda’nın en çok okunan gazetesi de Telegraaf konuya değinirken, siyasiler de tepkiliydi. Sosyalist Parti (SP) Milletvekili Sadet Karabulut, Dışişleri Bakanı ve Sosyal İşler Bakanına verdiği soru önergesinde,
“Türk Başbakanı, ülkemizde yaşayan Hollandalı Türklerin adres bilgilerini nereden alıyor? Bu noktada Diyanet, konsolosluk ya da başka kurum ve kuruluşların bir rolü var mı?” sorularına cevap istedi.