15 Temmuz'da Türkiye'deki darbe girişimine Alman siyasilerin aksine halkı tepki göstererek demokrasiyi savundu.
Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen Deutz Sokak Festivali'nde konuşan Almanlar, dünyanın neresinde olursa olsun askeri darbelerin kabul edilemeyeceğini, en iyi yaşam biçiminin demokrasi olduğunu söylediler.
Emekli polis memuru Detlef Lange, "Hangi ülke olursa olsun askeri bir rejimin yönetimi silahla ele geçirmesi kabul edilemez. Toplumun demokrasi içinde birlikte yaşaması en iyi yönetim şeklidir." dedi.
Darbe gecesi darbecilere karşı kahramanlık gösteren Türk halkını da tebrik eden Lange, ayrıca halkları da dost olan Türkiye ve Almanya'nın ortak çıkarları doğrultusunda işbirliği yaparak hem siyasi hem de ekonomik açıdan daha güçlü duruma gelebileceklerini kaydetti.
"Darbeler destek bulmamalı"
Köln'de yaşayan Luis Calero, Türkiye'de yapılmaya çalışılan askeri darbenin asla kabul edilemeyeceği gibi dünyanın hiç bir ülkesinde yapılmaya çalışılan darbelerin destek bulmaması gerektiğini belirtti.
Calero, kişisel hak ve özgürlüklerin, basın özgürlüğünün, tüm dinlerin ve ırkların birlikte yaşayabilmelerinin önemine işaret ederek, hangi ülkeden olduğuna, hangi dili konuştuğuna bakılmaksızın herkesin huzur içinde birlikte yaşayabilmesi gerektiğini vurguladı. Calero ayrıca, dost ülke olarak gördükleri Türkiye'nin bu badireyi atlatarak bir an önce normale dönmesini ümit ettiğini dile getirdi.
Üniversite öğrencisi Hans Humm, dünyanın hiç bir yerinde, seçilmiş yöneticiler varken silah zoruyla gelip hiç kimsenin yönetimi ele geçirmeye çalışmasını asla desteklemeyeceğini ifade ederek, "Türkiye'de darbecilerin yapmaya çalıştıkları girişimi asla onaylamıyorum ve bir daha bu tür şeylerin yaşanmamasını ümit ediyorum." şeklinde konuştu.
Türkiye'de kalkışılan darbe girişimi sonrası Alman siyasetçilerden demokrasi ve Türkiye lehine beklenen destek mesajları gelmemiş, Alman basını ise olayları çarpıtarak darbecilerin yanında yer alır bir tutum sergilemişti.
Konuyla ilgili 'demokrasi' yazıları:
Demokrasiyi sahiplenmek
Türkiye’nin kalıcı dertlerinden biri de demokrasiyi tam olarak yerleştirememesidir.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/faruk-cakir/demokrasiyi-sahiplenmek_404865
Demokrasi kavramı
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/seyma-turkan/demokrasi-kavrami_405797
Medresetüzzehra’nın bir hedefi de demokrasidir
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/medresetuzzehra-nin-bir-hedefi-de-demokrasidir_399036
Bir 'muhalif' olarak Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman’ı biraz tanıyanlar bile, ona sempatisi olsun veya olmasın, onun herhangi bir alim olmadığını kolayca fark ederler.
O, son yüzyıllarda yetişmiş, eserleriyle olduğu kadar, hayatı ve mücadelesiyle de temayüz eden, garib, bedii, seçkin bir İslam bilgini olduğundan, daha genç yaşlardan itibaren “Bediüzzaman” lakabıyla anılagelmiştir. Zekası, hafızası, ilmi ve tefekkürü kadar; cesaret, metanet ve celadetiyle de dikkat çekmiş, vehbi bilgisini öncelikle içselleştirmiş, sonra da hayatıyla pratize etmiş bir iman inkılapçısıdır.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bir-muhalif-olarak-buyuk-islam-alimi-bediuzzaman-said-nursi_370316
AA