ABD’de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimi öncesinde Demokrat ile Cumhuriyetçi aday adayları partilerini temsil edebilmek için çaba harcıyor. Demokrat Parti'de adaylığı muamma olan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ne yapacağı siyasi gündemin en çok konuşulan konuları arasında bulunuyor.
ABD’nin 2016 başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi Parti’de Donald Trump ile Ben Carson isimleri öne çıkıyor. Demokrat Parti’de ise şu ana kadar Hillary Clinton ve Bernie Sanders en çok konuşulan aday adayları arasında. Ancak bu ikilinin yarışına 72 yaşındaki Biden’ın katılıp katılmayacağı henüz belirsiz.
Aday adayı olacağı aylardır konuşulan Biden’ın ağzından bu konuda henüz bağlayıcı bir ifade çıkmadı ancak yakın çevresinden birkaç gündür sızan haberler, Başkan Yardımcısı'nın son değerlendirmelerini yaptığı ve kararını vermeye çok yakın olduğu, birkaç gün içinde bunu açıklayabileceği yönünde.
Amerikan medyasında son günlerde Biden’ın aday adaylığı konusunda çok sık haberler yer alıyor. Biden’ın yakın çevresine atıf yapılan haberlerde, bu hafta sonu, seçimler için önemli eyaletler arasında gösterilen Iowa’da yapılacak ve Demokrat Parti’nin tüm aday adaylarını ağırlayacak parti yemeği öncesinde Biden’ın kararını duyuracağı belirtiliyor. Yemeği düzenleyenler, yarışa gireceğini açıklaması halinde diğer aday adayları gibi Biden’ın da davet edileceğini söylüyor.
Anketlerde Clinton önde
NBC televizyonu ile Wall Street Journal gazetesinin yaptırdığı son ankete göre Demokrat aday adayları arasında Hillary Clinton’ın ismi öne çıkıyor. Ankete katılanların yüzde 49’unun desteğini alan Clinton’ın ardından Bernie Sanders’a verilen destek yüzde 29 civarında. Henüz yarışta olup olmayacağını açıklamayan Biden yüzde 15 desteğe sahip. Ancak bu oran geçen ay yüzde 17 civarındaydı.
Demokrat Parti aday adaylarının geçen haftaki açık oturumunda Clinton’ın daha iyi bir performans sergilediği ve adaylık konusunda Vermont Senatörü Sanders, eski Maryland Valisi Martin O’Malley, eski Rhode Island Valisi Lincoln Chafee ile Virginia eyaleti eski senatörlerinden Jim Webb’in önünde yer aldığı yorumu yapılıyor.
Bu arada, zaten anketlerde oldukça geride olduğu görülen Webb, bir basın toplantısıyla Demokrat Parti içindeki yarıştan çekildiğini açıkladı. Jim Webb, ilerleyen günlerde hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçilerin liderleriyle görüştükten sonra bağımsız olarak başkanlık seçimine girip girmeyi değerlendireceğini söyledi.
Televizyondaki açık oturum, Dışişleri Bakanı görevindeyken elektronik yazışmalarda kişisel hesabını kullandığı ortaya çıkan ve güvenirliliği konusunda bir süredir eleştiri alan Clinton açısından önemli bir kazanım oldu. Washington Post gazetesi ile ABC televizyonunun anketinde, Clinton’ın açık oturumdan sonra Demokratlar’ın yanı sıra Demokrat eğilimli bağımsızların da desteğini aldığı görüldü. Ankete katılan her 10 Demokrat Partiliden yedisi Kasım 2016’da yapılacak başkanlık seçiminde aday adayları arasında Clinton’ı seçimi kazanma şansı en yüksek kişi olarak gördüğünü söyledi.
NBC televizyonunda yayınlanan bir ankette ise Biden’ın adaylığı hakkındaki görüşleri sorulanların yüzde 30’u bunu desteklerken yüzde 38’i karşı çıktı.
Geç mi kaldı?
Diğer adayların aylardır çalışma yürüttüğü, bağış topladığı, ekip kurduğu göz önöne alındığında, kısa bir süre içinde kararını vermesi beklenen Biden’ın "geç kaldığı" yorumu yapılıyor. Siyasi gözlemciler, ABD’de tarihinde adaylığını bu kadar geç açıklayan hiç kimsenin kazanamadığını hatırlatıyor.
Brookings Enstitüsü’nden siyasi uzman John Hudak, Biden’ın 2016 başkanlık seçimlerinde yarışmak için adaylığını daha önceden duyurması gerektiğine işaret etti. AA muhabirine konuşan Hudak, "Biden’ın yarışta etkili olması için oldukça geç. Biden herhangi bir bağış toplamadı, herhangi bir organizasyonu da yok. Biden bu kampanyaya oldukça tereddütlü ve kaygılı yaklaşıyor" dedi.
Biden’ın parti içindeki ön seçimlerin başlamasına üç ay kala yarışa dahil olmasını "siyasi açıdan stratejik değil, aptalca" diye nitelendiren Hudak, "Karar vermeden geçen her gün kendisine zarar veriyor ve Demokratik Parti’nin güçlü bir kampanya yapmasını engelliyor" yorumunu yaptı.
George Washington Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Chris Arterton da Hudak ile aynı görüşü paylaştı. Biden'ın yarışa girmekte geciktiğini söyleyen Arterton, Başkan Yardımcısı'nın büyük ihtimalle aday olmayacağını düşündüğünü, çünkü bu kadar bekledikten sonra ekip oluşturmak, bağış toplamak ve tabana inerek kampanya yürütmenin çok zor olduğunu ifade etti.
Biden'ın dahil olması halinde, yarıştaki önemli adaylar Clinton ve Sanders'ın zayıflayacağını öngören Arterton, "Bu durumda üçlünün karşı karşıya gelmesi de oldukça ilginç olacak" dedi. Arterton, "Biden artık ekim ayı sonuna kadar karar vermeli yoksa fırsat kaçıp gidecek" diye konuştu.
Pace Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. David Caputo da Biden'ın yarışa katılması durumunda, Sanders ve Clinton arasındaki rekabete katılacağına vurgu yaptı.
Biden'ın aday olmasına medyanın büyük ilgi göstereceğine dikkati çeken Caputo, Başkan Obama'nın da tarafsız kalması için üzerinde bir baskı hissedeceğini dile getirdi.
Caputo, şu anki anketlerde partinin en çok desteğini kazandığı görülen Clinton'ın bakanlığı döneminde devlet işlerinde kişisel e-postasını kullanmasının ve diğer meselelerin, yarışa dahil olması halinde Biden'ın işini kolaylaştıracağını belirterek, "Biden'ın yaşayacağı en büyük zorluk ise dışarıdan gelen adaylar ilgiyi toplarken, kendisinin bir seçim sürecinde içeriden bir aday olması hususudur. Ancak onun Demokratlar içindeki yarışı kazanması zor olsa da imkansız değil" değerlendirmesinde bulundu.
Oğlunun vasiyeti iddiası
Mayıs ayında 46 yaşındaki oğlu Beau Biden'ı beyin kanseri nedeniyle kaybeden Biden, eylül başındaki bir açıklamasında, "Karar almaktaki en önemli etken, ailemin ve benim bu iş için gerekli duygusal enerjiye sahip olup olmadığımız. Kendime 'bunu yapabilir miyim' diye sorup duruyorum. İnanın ki yanıtı ben de bilmiyorum. İşte bu nedenle de gözlerinizin içine bakıp 'bunu yapabileceğimi biliyorum' diyemem" şeklinde konuşmuştu.
Beau Biden'ın ölmeden önce babasına başkanlık için aday olması yönünde vasiyette bulunduğu öne sürülmüştü.
Joe Biden, 1988 ve 2008 yıllarındaki seçimde Demokrat Parti’den aday adayı olmuştu. 1988’deki yarıştan, İngiliz bir politikacının konuşmasını aynen aldığı ortaya çıktığı için ayrılmak zorunda kalmıştı. 2008’de Demokratlar içindeki adaylık yarışında Barack Obama’nın karşısına çıkan Biden, ön seçimlerdeki düşük oy oranını görünce çekilme kararı almış ve Obama ile birlikte Cumhuriyetçilere karşı mücadele vermişti.
AA