“Suriye meselesi iç işimizdir” sâikiyle inadına ecnebilerin “tefrika projesi”nde âlet olmanın ardından Cumhurbaşkanı’nın “zâlim Esed’in hükümranlığına son vermek için Suriye’ye girdik” ifadesinden “Suriye’nin içişlerine karışmak gibi bir amacımız yok” geri adımı, AKP iktidarının on üç yıllık “Suriye politikası”nın iflasının ilânı.
“Suriye ile ilişki kurulmaması için hiçbir sebep yok, Suriye ile ilişkilerimizi nasıl canlı tuttuysak ve Sayın Esad ile yarın yine görüşebiliriz” çarkıyla bütün dünyanın gözü önünde “asla bir araya gelmem” dediği “Katil Esed”den “Kardeşim Esad”a dönüşü, “ba’de harab’il Suriye” küresel işgalcilerin hegemonyaları hesâbına Ankara’nın işgal ve sömürü projelerine alet olduğunun açık ikrarı.
İç savaş kargaşasında fitne ateşinin alevlendirilmesiyle bir milyon sivilin katledildiği, yüz binlercesinin yaralandığı, nüfusunun üçte birinin yurtlarını terkle göçe zorlandığı ifna tuzağına bile bile düşüldüğünün itirafı.
Dünden bugüne çelişkili çarpıklıkla, Müslüman komşu ülkeye askeri müdahaleyle “terörle mücadele” perdesinde hâlen devam eden kara ve hava operasyonlarında yüzlerce şehidin verilmesinin, onlarca milyar doları hebânın, milyonlarca sığınmacının ağır yükü ortada.
“İŞGAL PROJELERİ”NE ÂLET OLMAMALI
Gerçek şu AKP iktidarında Ankara’dakiler, baştan beri Irak’ın etnik ve mezhebi iftiraklarla bölünüp parçalanmasında açığa çıktığı gibi bölgede İsrail’in karşısında güçlü bir ülke bırakmama “projesi”yle Suriye’nin de dilimlenip ufaltılarak tasfiyesi “tezgâhı”nda yer aldılar.Bu “tezgâh”, ABD ile İngiltere’nin başını çektiği işgalci emperyallerin dayattıkları, İsrail Savunma eski Bakanı Moşe Yaalon’un ifşasıyla Amerikalı Philip Gordon’un “Suriye’nin federalizmle ‘Kürdistan’, ‘Alevistan’, ‘Dürzistan’la en az üçe bölünmesi “ifsad plânı” idi.
Daha 1916’da bölgede Nil’den Fırat’a “arz-ı mev’ud (vaad edilen topraklar)” ütopyalı “İsrail devleti” kurulması hesâbına Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri taksim eden İngiliz-Fransız mâmulü “Sykes-Picot tefrikası”nın yeni versiyonu, “âlem-i İslâma suikast olan gaddarâne Sevr Muâhedesi”nin günceli ve yirmi iki İslâm ülkesini mezhebî - etnik ayırımlarla bölüp parçalamayı hedefleyen menhus “Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP)”un sahnelenmesiydi.
Bu yüzden göz göre göre yıllardır Suriye’nin kuzeyinde 911 kilometrelik Türkiye sınırında emperyal güçlerin taşeronu uydu “devletçikler”in kurulması devreye sokuldu.
Ne var ki Ankara, Fırat’ın batısında ABD ile işgal ve sömürü ortaklarının 50 bin TIR dolusu silâh ve mühimmat sevkiyle 100 bin kişilik “ordu” kurdurduğu ve her türlü lojistik desteği verdiği PYD/YPG terör örgütünün gasbettiği ülkenin yüzde 30’unu bulan arazide “ikinci İsrail” işlevi gördürülecek “koridor devlet” oldubittisinin “meşrulaştırılması”nda yer aldı. Mehmetçiğin conilerle birlikte taşeron örgütü koruma amaçlı “ortak askeri devriye”ye katılmasıyla işgalcilerin tefrika projelerine hizmet edildi, ediliyor.
Fırat’ın batısında ise İdlib merkezli El Kaide’den dönüşen El Nusra’ya ve Hizbü’t Tahir’üş Şam (HTŞ) benzeri IŞİD’den kalma terör örgütleriyle işbirliği yapıldı. Suriye ordusuyla savaşan Türkiye’den maaşlı “Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)”na tam destek verildi, hâlen de veriliyor…
BARIŞ VE ÇÖZÜM ŞAM’LA İŞBİRLİĞİNDE…
En vahimi de, Ankara’dakilerin Türkiye’nin komşu İran ve Rusya ile birlikte “Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, barışı ve istikrarı” ekseninde imza attıkları “Astana ve Soçi mutâbakatları”nı resmen berhava eden “işgal ve tefrika projeleri”nde yer almaları, BM’nin tanıdığı meşru Suriye hükûmetine karşı “geçici Suriye hükûmeti”ni desteklemeleri oldu.
Oysa Şam yönetimi, Ankara’dakilerin taahhüd ettikleri “Astana - Soçi anlaşmaları” gereği askerlerin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesini ve taşeron terör örgütlerine desteğin kesilmesini şart koşuyor.
Ve emperyal tefrika projelerine karşı Ankara’nın ecnebi güdümlü örgüt ve gruplara karşı öncelikle Şam’la doğrudan işbirliğiyle ortak çözümü bulması gerekiyor.
İçte ve dışta fitneyi tahrik ve provokasyonların boşa çıkarılması, sığınmacı meselesinin halli, “terörle ortak mücadele”yle bölgenin barış ve istikrarı buna bağlı.