Dalan, Yeditepe Üniversitesinde düzenlenen basın toplantısında, geliştirilen kellik kremi hakkında bilgi verdi.

Üniversitenin birçok alanda araştırma yaptığını belirten Dalan, üniversitenin kellik alanında etkili bir ürün geliştirdiğini ve ürünün bir buçuk ay içinde eczanelerde bulunabileceğini açıkladı.

Birçok insana hitap edecek ürünün kendi üniversitelerine nasip olduğunu ifade eden Dalan, ürünlerinin piyasadakilere nazaran çok daha hızlı sonuç verdiğini belirtti.

Ürünün isminin henüz kesinleşmediğini fakat “kelopecia” ismi üzerinde durduklarını bildiren Dalan, her vatandaşın ürünü kolayca satın alabileceğini söyledi.

Dalan, üniversitede en iyi konuma gelen bölümlerden birisinin Genetik ve Biyomühendislik Bölümü olduğunu vurgulayarak, “Son 12 yılda ürettiğimiz patent sayısı yeni başvurularla beraber 100'ü buldu. Ülkemizde patent alan üniversite sayısı çok az. Ülkelerin zenginliği ve önemi insan sayısına göre değil, ürettikleri bilim ve teknolojinin ağırlığına göredir. Bir ülke zengin ve saygın olmak istiyorsa, bilim ve teknoloji üretmeli, bunu ticarileştirerek artı ürün kazanmalıdır” diye konuştu.

“Türkiye’nin bayrağını yukarılara çıkarsınlar”

Ürünü geliştiren doktora öğrencileri Özge Sezin Somuncu ve Neslihan Taşlı'ya teşekkür eden Dalan, “Türkiye’deki bütün üniversiteler aynı hızla ve aynı heyecanla çalışsınlar ve Türkiye’nin bayrağını yukarılara çıkarsınlar” dedi.

Dalan, üniversiteyi bilim ve teknolojiyi üretmek üzerek kurduklarını belirterek, şunları kaydetti:

 “Mutluyum ki sadece bilim aktarmada değil bilim üretmede de iyi mesafeler aldık. Geçtiğimiz 20 yıl içinde üniversitemiz büyüdü, bazı bölümleri dünyanın en iyisi konumuna geldi. Ümit ediyorum ki, Türkiye’nin bütün üniversiteleri aynı yarışa girer ve Türkiye’nin hak ettiği yere gelmesini sağlar”

Üniversitenin Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin de, üniversitenin laboratuvarlarından geliştirilen kellik ilacı hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

Türkiye’de kurulan ilk biyomühendislik bölümü olduklarını hatırlatan Şahin, üniversite bünyesinde bir çok araştırma laboratuvarı kurduklarını kaydetti.

Şahin, üniversitelerin temel görevinin bilgiyi üreterek son tüketiciye ürünler ulaştırması gerektiğini belirterek, araştırma birimlerinde çalışan 460 araştırmacı ve 120 laboratuvarla çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.

Altyapı itibarıyla kendi alanında Türkiye’de en büyük bölüm olduklarını bildiren Şahin, moleküler biyoloji, kök hücre araştırmalarında iddialı olduklarını açıkladı.

Kanser araştırmalarında ve nano teknoloji alanlarında da birçok çalışma yaptıklarını bildiren Şahin şunları kaydetti:

“Türkiye'nin en büyük servis laboratuvarlarına sahibiz. Kamu ve özel sektöre hizmet veren akredite laboratuvarlarımız var. Gıda, tarım , kimya ve su analiz gibi alanlarda bir çok laboratuvarımız bulunmaktadır. Saç kaybının önlenmesiyle ilgili çalışmalarımızda çok hızlı mesafe kaydederek yeni doğan bebeklerin sünnet derilerindeki dokularda kapasitesi çok yüksek hücre bulduk. Bu hücrelerin saç moleküllerine etkisiyle ilgili makale yayımladık. Hücrelerin bölünmeleri ve farklılaşmalarıyla ilgili bu hücrelerin bulundukları ortama salgıladıkları moleküllerden, moleküler kokteyllerle hazırladık. Bilimsel olarak deneme ve takiplerini yaptık. Bitkisel yağlarla bu molekülleri taşıdık. Özel moleküler kokteyller hazırlayarak jele dönüştürdük. Ürünle, dökülen saçların yeniden daha siyah çıkmasını ve beyazlamasını önlemeyi başardık.”

AA