TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, "Yüksek IQ mesleki performans ve kariyer başarısı için yeterliydi ama artık IQ'nun tek başına yeterli olmadığı çok net." dedi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile Türkiye Zeka Vakfı iş birliğinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "6. Zeka ve Yetenek Kongresi"nin açılışında konuşan Bilecik, etkinliğe katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, zeka ve yetenek konusunu her yıl gündeme getiren programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, 4. sanayi devrimi sürecinde bilgi ekonomisi ve dijital dönüşüm kavramlarının her gün daha fazla konuşulduğunu belirterek, dönüşümün her alanda kendini gösterdiğini, mesleklerin de giderek daha farklı zihinsel beceriler gerektiren bir dönüşüm içine girdiğini ifade etti.
İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulacak becerilerin bugünden öngörülemez hale geldiğini söyleyen Bilecik, bu durumun gençlerin dijital çağa uygun yeni yetenekler kazanmasını daha önemli kıldığının altını çizdi.
Çağı yakalayabilmek için sahip olunan bilginin artırılması gerektiğini vurgulayan Bilecik, "Artık, bir insanın zekası bilgisine göre değil, bilgi edinme yeteneğine göre ölçülüyor. Hemen her gün öğrenme, sorgulama ve yenilenme sorumluluğu olan bu çağda yeni bilgi edinmek hepimizi fazlasıyla yakından ilgilendiriyor." dedi.
Bilecik, dijital zekanın her geçen gün daha çok önem kazandığını belirterek, "İş dünyasında yıllar boyunca zeka denilince aklımıza hep IQ yani bilgisel veya bilişsel zeka geldi. Yüksek IQ mesleki performans ve kariyer başarısı için yeterliydi ama artık IQ'nun tek başına yeterli olmadığı çok net. Son yıllarda IQ başrolü başka becerilerle paylaşmaya başladı. Şimdi daha kalabalık ve renkli olan bir sahne var. EQ yani duygusal zeka insanın halinden anlamayı, gerektiğinde destek olmayı, birbirine ve değişen şartlara uyum sağlamayı strese dirençli olabilmeyi ve sadece işte değil hayatta da daha fazla başarılı olmaya işaret ediyor." ifadelerini kullandı.
İş insanları için yüksek bilişsel ve duygusal zekanın yanında kültürel zekanın da önemli olduğunu kaydeden Bilecik şöyle konuştu:
"Küreselleşme ile seyahat imkanlarımız çoğaldı. Ardından internet ve yeni iletişim teknolojileri sayesinde de iş yapma alışkanlıklarımız tamamen değişmeye başladı. Dünya gittikçe bir küçük ekrana sığacak kadar da küçüldü. Bu sayede bütün iş ortaklarımız ve paydaşlarımız çoğu zaman uluslararası düzeyde olabiliyor. Kültürel zekamız ne kadar yüksekse farklı kültürlere de daha fazla uyum sağlıyor, tüm dünya insanlarıyla daha kolay ilişki kurabiliyoruz."
"Eğitim çok yönlü gelişimi desteklemeli"
Yeni nesillerin geleceğe hazırlanmasının yolunun eğitimden geçtiğini ifade eden Bilecik, şunları kaydetti:
"Eğitim sistemimizin yeni nesilleri değişime hazırlaması son derece önemli, okul ve öğrenme ortamlarının, çocukların zeka gelişimini, çok yönlü gelişimini desteklemesi gerekiyor. Yetenekleri desteklenen ve yetenekli oldukları alanlarda başarıyla ilerleyen ve mutlu olan öğrenciler yetiştirmeliyiz. Üstün yeteneklere sahip çocukların da özel programlarla desteklenmesi son derece önemli. Bizi hayal ettiğimiz Türkiye'ye gençlerimiz taşıyacak. Ezberlemek yerine bilgi üretebilen, muhakeme gücü yüksek, iş birliğine açık, problem çözme becerisi yüksek, eleştirel düşünebilen ve hayat boyu öğrenmeyi benimseyen gençler mutlaka bizleri aydınlık yarınlara kavuşturacak."
Türkiye Zeka Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı da etkinliklerle zeka ve yetenek konusunu eğitim, iş hayatı ve sosyal hayatta ön plana çıkarmaya çalıştıklarını belirterek, eğitimde sadece bilgi odaklı bir müfredat ya da sınav sistemi yerine üretkenliği, keşfediciliği, zekayı, yetenek ve beceriyi de merkeze alan bir eğitim yaklaşımının olması gerektiğini savundu.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ise üniversite olarak yapılacak her türlü bilimsel çalışmaya destek vermeye hazır olduklarını ifade ederek, zeka potansiyeli yüksek ve yetenekli bireylerin desteklenmesinin ülkenin gelişimi ve kalkınmasındaki önemine dikkati çekti.
AA