İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Marmara Bölgesi’nde büyük deprem beklendiğini belirterek, "Asıl tehlikeyi ise uzun süredir sessiz duran Biga fayında görüyorum" dedi.
Bandırma Gazeteciler Cemiyeti (BGC) ile Bandırma Dağcılık ve Arama Kurtarma İhtisas Derneği’nin (BANDAK) düzenlediği 'Bandırma Depremi Konuşuyor' paneli, Santral Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Panelde konuşan Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, dönemlerde Ege ve Akdeniz’deki depremlerin hem sayı, hem de büyüklük açısından arttığına dikkat çekerek, "Bu bölgelerde, tarih boyunca büyük tsunamiler görüldü. Yine, tsunami tehlikesi var" dedi.
Marmara Bölgesi’nde büyük deprem beklendiğini de kaydeden Gündoğdu, şöyle devam etti:
"İstanbul’da, 1894 yılında yıkıcı bir deprem gerçekleşmişti. Şimdi, bu bölgede kırılmamış bir fay var. Bu fayın, Bakırköy açıklarından, Tekirdağ açıklarına dek kırılmasını bekliyoruz. Bandırma ve yöresinde en önemli fay, Erdek Kyzikos’ta bulunuyor. Bu fay, antik dönemde iki yıkıcı depreme yol açtı. Ancak bu fayın denizde devam edip etmediği bilinmiyor. Yine, İstanbul’da beklenen büyük depremin, Erdek Kyzikos depremi üzerinde tetikleyici olup olmayacağını da bilmiyoruz. Yenice-Gönen fayı üzerinde, 1953 yılında, 7.4 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, levha içi depremdi. Şimdi, bu bölgede ağır sanayi tesisleri kurulmasının plânlandığını öğrendim. Bunun büyük hata olacağını düşünüyorum. Yine de bu fayın, 250 yıl boyunca deprem üretmesini de beklemiyorum. Asıl tehlikeyi ise uzun süredir sessiz duran Biga fayında görüyorum."
Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, deprem sonrasında okullara, gerekli bina denetimi yapılmaksızın öğrencilerin alınmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Paneli ikinci konuşmasını, afet yönetim uzmanı Özden Işık yaptı. Ülkemizdeki iki 'katil fay' olarak Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu faylarını gösteren Işık, "Türkiye, 1999 yılındaki Körfez Depremi’nden beri sadece kriz yönetimine yöneldi. Oysa asıl önemli olan afet öncesi risk yönetimini sağlamaktır. Ancak bu gerçekleşirse, depremin zararları biraz olsun azaltılabilir. Depremle mücadelede sivil toplum örgütlerinin çalışmaları da çok önemlidir. En büyük afet ise az gelişmişliktir" dedi.
Panelin son konuşmasını yapan BANDAK üyesi adet eğitimcisi Zafer Ergün, afete yapılacak hazırlığın, afetin az hasarla atlatılmasını sağlayacağına işaret ederken, okullara 'temel afet bilinci7 dersi konulmasını istedi.
Panelistlerin, izleyenlerin sorularını yanıtlamasının ardından belediyenin, deprem ile ilgili yaptığı çalışmaları değerlendiren Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, depremin zararlarının önlenmesi için Kaymakamlık, yerel yönetim, Büyükşehir Belediyesi ve sivil toplum örgütlerinin eşgüdümlü olarak çalışma yapmaları gerektiğini belirtti.
Panelin sonunda Mirza, panelistlere ve panel yöneticisine 'Bandırma Vapuru' maketini armağan etti.
Konuyla ilgili haberler:
Deprem musibetine ne kadar hazırız?
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/yurt-haber/tedirgin-eden-gercekleri-acikladi-deprem-musibetine-ne-kadar-haziriz_424811
Tedirgin eden gerçekler!
İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü eski öğretim üyesi Prof.Dr. Haluk Eyidoğan, Türkiye’de ‘Kentsel Dönüşüm’ adı altında uygulanan projelerin ‘Yık- Yap-Yenile’ olarak değerlendirilebileceğini, 20’den fazla katlı binalarla ilgili henüz deprem yönetmeliği bulunmadığını söyledi.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/tedirgin-eden-gercekler_407185
Çanakkale ve Malatya'daki depremler hakkında önemli açıkama
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/politika/canakkale-ve-malatya-daki-depremler-hakkinda-onemli-acikama_423332
İstanbul hakkında korkutan açıklama
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/ekonomi/istanbul-hakkinda-korkutan-aciklama_421130
İlk kentsel dönüşümde sınıfta kaldık: ''Ortak alanımız 4 tane bank''
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/ekonomi/ilk-kentsel-donusumde-sinifta-kaldik-ortak-alanimiz-4-tane-bank_415283
Konutlar dönüşüyor, alışkanlıklar dönüşemiyor: Kentsel dönüşüm nasıl olmalıdır?
İzmir'de kentsel dönüşümün sembolü haline gelen Örnekköy ve Uzundere'deki sosyal konut alanlarına yerleşen vatandaşların yeni yaşam biçimleri ve beklentileri akademisyenlerin araştırma konusu oldu.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/ekonomi/konutlar-donusuyor-aliskanliklar-donusemiyor-kentsel-donusum-nasil-olmalidir_392428
Musibetler İlâhî birer ihtar ve ikazdır
Musibetler İlâhî birer ihtar ve ikazdır
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/musibetler-ilahi-birer-ihtar-ve-ikazdir_352175
Dikkat çeken akademik araştırma: Deprem dindarlaştırıyor
Van'daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Mehmet Zeki Duman, deprem ve din ilişkisi üzerine araştırma yaptı.
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/yurt-haber/dikkat-ceken-akademik-arastirma-deprem-dindarlastiriyor_390549
Musibetler İlâhî birer ihtar ve ikazdır
Çok zâhirî musibetler var ki, İlâhî birer ihtar, birer ikazdır.
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/musibetler-ilahi-birer-ihtar-ve-ikazdir_352175
MUSİBETLER BİZE NE SÖYLER?
Umumî musibetlerle ilgili “İlâhî ikaz” yorumları yapıldığında “Kullarını rahmetiyle kucaklayan değil, gazabıyla ceza veren ve bunu yaparken masumları da işin içine katan bir Allah imajı veriliyor” gerekçesiyle karşı çıkanlar, aşağıdaki satırları mutlaka okumalılar.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/musibetler-ilahi-birer-ihtar-ve-ikazdir_352175
Felâket ve musibetlerin birer İlâhî ikaz veya gazap olduğu inancı, bütün semavî dinlerde mevcut. Kaynağı mukaddes kitaplar. Kullara düşen ise, musibetlerin bu mesajını gecikmeden okuyup, kendilerine çekidüzen vermeleri.
Yeni Asya Neşriyat Araştırma Merkezi'nin hazırladığı kapsamlı yazının 2. bölümünü okumak için tıklayınız;
http://www.yeniasya.com.tr/dizi/musibetler-birer-ilahi-ihtar-ve-ikazdir_176259
DHA