Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği(TİHUD) tarafından düzenlenen 16. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi Antalya’da gerçekleştiriliyor. 3 gün sürecek kongrede olgular eşliğinde sık karşılaşılan problemlere ve kronik hastalıklara yaklaşım ile birlikte tıptaki yeni gelişmeler ele alınacak.

Toplantı kapsamında düzenlenen basın toplantısına Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Kiraz, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Özer, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Güleç ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız katıldı. 

Toplantıda Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği tarafından Türkiye’deki kronik hastalıkların prevalansını ve bunlara ait risk faktörlerini belirlemek amacıyla Kapadokya bölgesindeki Avanos ve Gülşehir ilçelerinde Nisan 2013-Kasım 2013 tarihleri arasında yapılan sorgulama çalışmalarının sonucu açıklandı. Yapılan ankette katılımcılara 'Hayatınız boyunca hiç bel ağrısı yaşadınız mı? 3 aydan daha uzun süreli bel ağrınız oluyor mu? Hayatınız boyunca hiç eklem şişliği yaşadınız mı? Tekrar eden oral aftöz lezyonlarınız oluyor mu?' sorularının yönetildiği açıklandı. Anket sonuçlarını açıklayan Prof. Dr. İhsan Ertenli, Avanos şehrinde 6 bin 25, Gülşehir’de 5 bin 24 olmak üzere 11 bin 49 erişkin gönüllü ile çalışma yapıldığını söyledi. Gönüllülerden 6 bin 199’sinin erkek olduğunu, katılımcıların yüzde 32,7’sinin de aktif olarak çalıştığını söyledi. 

Ankete katılanların yüzde 44,3'ünde bel ağrısı çıktığını belirten Ertenli, "Bel ağrısı olanların yüzde 51,3’ünde ağrı süresi 3 aydan uzun sürmektedir. Tüm gönüllüler içerisinde kronik bel ağrısı sıklığı yüzde 22,7 hastada vardır. Hastaların kendi ifadelerine göre hayatları boyunca eklem şişliği yüzde 19,8, oral aft ise yüzde 13,2 hastada olmuştur." şeklinde konuştu. 

Sonuçlarda bel ağrısı sıklığının yaşla birlikte artış gösterdiğinin çıktığını ifade eden Ertenli, kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü söyledi. 40 yaşından sonra kadınlarda kronik bel ağrısı sıklığı artış gösterdiğini kaydeden Ertenli, "Bel ağrısı ve kronik bel ağrısı kadınlarda, ileri yaşta, düşük eğitim düzeyi olanlarda, oral aft olanlarda, eklem şişliği olanlarda, işteki fiziksel aktivite, düzenli ilaç kullanımı, tekrarlayan ishal öyküsü bulunanlarda ve komorbid hastalığı olanlarda (hipertansiyon, diabetes mellitus, koroner arter hastalığı, astım, dislipidemi) daha sıktır. Bel ağrısı olanlarda sigara ve alkol kullanımı daha az sıklıkta saptanmıştır. Bu epidemiyolojik çalışmada toplumun yaklaşık yüzde 44’ünde hayatları boyunca bel ağrısı şikayeti yaşadığı saptanmıştır. Yine toplumun yaklaşık yüzde 23’ünde 3 aydan uzun süreli bel ağrısı bulunmaktadır." ifadelerini kullandı. 

Öte yandan, toplantıda Prof. Dr. Sedat Kiraz, Ailesel Akdeniz Ateşi (AAA), Prof. Dr. Birol Özer HEPATİT B VE HEPATİT C, Prof. Dr. Sadi Güleç diyabet ve insülin konularında değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Kerim Güler de, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 2005 yılında hipertansiyon ve onun neden olduğu kalp ve beyin hastalığına bağlı olarak 17.5 milyon ölüm görüldüğünü, yapılan tüm çalışmalara ve bulunan yeni ilaçlara rağmen 2020 yılında bu rakamın 23.4 milyona çıkması beklendiğini ifade etti.