Hastanın bağışıklık sisteminde önemli yere sahip "T hücreleri"nin genetiğinin değiştirilerek kanser hücresini yok etmesini hedefleyen bilimsel araştırmanın ilk sonuçları, tıp dünyasında "umut verici" bulundu.
Kan kanserlerinin tedavisinde, hastanın bağışıklık sistemi kullanılarak tümörlerin yok edilmesini hedefleyen bilimsel araştırmanın ilk sonuçları, tıp dünyasında "umut verici" olarak değerlendirildi.
KANSERİ YENMEK İÇİN VÜCUDUN BAĞIŞIKLIĞI KULLANILIYOR
ABD'li bilim insanları, kanser tedavisinde yayılan tümörleri yok edebilmek amacıyla vücudun bağışıklık hücrelerinin kullanıldığı araştırmadan çarpıcı sonuçlar elde etti.
5 AY ÖMÜR BİÇİLEN HASTALARIN YÜZDE 90'I İYİLEŞTİ
Washington'da düzenlenen toplantıda açıklanan ilk sonuçlara göre, söz konusu tedavi kanserin tekrarlamasını önlüyor. Araştırma ile en fazla 5 ay yaşam süresi biçilen kan kanseri hastalarından yüzde 90'ından fazlasının iyileştiği ve 18 ay boyunca devam eden kontrollerde de kanserin tekrarlamadığı belirlendi.
T HÜCRESİ TÜMÖRLERİ YOK ETTİ
Tedavi sürecinde, laboratuvarda hastaların kendi vücutlarından alınan T hücrelerinin genetiği değiştirilerek, tümörleri tanımaları ve yok etmeleri sağlandı.
Yöntemin uygulandığı akut lenfoblastik lösemi (ALL) hastasının yüzde 90'ından fazlasının iyileştiği belirlendi. Hodgkin dışı lenfoma veya kronik lenfositik lösemi (KLL) hastaları üzerinde yapılan iki ayrı klinik denemede de hastaların yüzde 80'inden fazlasının tedaviye cevap verdiği saptandı. Araştırmanın kapsamlı sonuçlarının, yıl içinde açıklanması öngörülüyor.
"KESİN BİR ŞEY SÖYLEMEK İÇİN HENÜZ ERKEN"
Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği (LLMBİR) Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Muhit Özcan, araştırma sonuçlarını değerlendirdi. CAR-T cell tedavisinin (chimeric antigen receptor-T cell), hastanın kanından alınan lenfositlerden T hücrelerinin ayrıştırılması, ardından lösemi hücresini tanıyacak hale getirilerek hastaya geri verilmesi ilkesine dayandığını anlatan Özcan, çalışmaların umut verici olduğunu söyledi. Özcan, "Birkaç yıldır bu konuda sonuçlar çıkmaya başladı ve ilk veriler umut verici. Yine de kesin bir şey söylemek için henüz erken bir dönem" dedi.
"MUCİZE" YA DA "KESİN ÇÖZÜM" DEMEYİN
Bunun bir "mucize" ya da "kesin çözüm' olarak müjdelenmemesi gerektiğini vurgulayan Özcan, bu konuda daha uzun çalışmalar yapılması gerektiğini bildirdi.
"BİLİM, KANSER TEDAVİSİNDE SINIRLARI ZORLUYOR"
Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk da kanser tedavisinde son 50 yılda başarı oranlarının erişkin kanserlerinde yüzde 70'lere, çocuk kanserlerinde ise yüzde 85'lere ulaştığını bildirdi.
Bu başarıların ışığında son 15-20 yılda kanser araştırmalarının laboratuvardan çıkarak klinik bazında hastalar üzerinde uygulanmaya başladığını dile getiren Kutluk, "İmmünoonkoloji alanında yakın yıllardaki bu gelişmelerle hedefe yönelik tedaviler bugün önemli bir alan haline geldi" diye konuştu.
T HÜCRELERİ HASTADAN ALINIP GERİ VERİLİYOR
Araştırmalara konu olan "T hücre tedavisi"nin de onkologlar tarafından yakından takip edildiğini vurgulayan Kutluk, şunları kaydetti: "Bağışıklık sisteminin temel oyuncularından birisi olan T hücreleri, hastanın kendi vücudundan alındıktan sonra laboratuvarda bazı işlemlerden geçirilerek, hastaya geri veriliyor. Ön sonuçları açıklanan bu araştırmada, lösemi hastalarında iyi sonuç alındığı bildirildi. Bu çalışmanın tam raporunun yayınlanması, başka benzer çalışmalardan elde edilen sonuçların değerlendirilmesi ışığında, bugün olmasa da yakın gelecekte bu tür çalışmalar, kanserin tedavisinde sınırların zorlanacağını göstermektedir."
AA