Stres kontrol edilemediği durumlarda ülserden depresyona hatta beyin hacminde küçülmeye kadar uzanan sağlık sorunlarına yol açıyor. Oysaki biraz farkındalık geliştirerek stresi yönetmek mümkün.
Çok şikayet etmek beyne zarar veriyor
Tabiat Risalesi’ni Japoncaya çeviren Tomoko İkeda (Hatice Demir): Risale-i Nur’la stresi yendim
Uyuşturucu maddeler, sigara, bağımlılık yapıcı ilaçlar, adrenalin ve haz hormonu da denilen dopamini tetikleyerek kişinin kendini mutlu hissetmesini sağlıyor. Bağımlılık çoğunlukla maddeye karşı duyulan yoğun bir ihtiyaç olsa da, bazen durumlara karşı da gelişebiliyor.
Stres de bu tür bağımlılıklardan pek farklı değil... Stres bağımlılığa dönüştüğünde, vücutta dopamin hormonunun artmasına ve kendimizi “iyi” hissetmemize yol açıyor. Dopamin hormonuyla tanışan beyin, daha fazlasını elde etmek için neredeyse çaba harcıyor.
“Stres bağımlılığı” kendimizi “iyi” hissettiriyor
Peki, strese maruz mu kalınıyor yoksa bireyler stresi hayatına endeksleyerek bu duyguyu farkında olmadan isteyerek mi yaşıyor? Bunun yanıtı, her ikisi de... Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, stres bağımlılığını kontrol altına alabilmenin ilk kuralının farkındalık olduğunu söylüyor.
Prof. Dr. Dilbaz, stresin noradrenalin ve adrenalin hormonları dışında dopamini de artırarak iyi hissettirdiğini, haz verici de denilen bu kimyasalların artmasının beyindeki ödül merkezini aktive ettiğini ve bunu sağlayan madde veya duruma bağımlılığın ortaya çıktığını anlatıyor.
“Haz aldığımız her şey dopamini artırıyor. Haz bağımlılığı da diyoruz buna. İnsanlar aslında haz yaşamak istiyorlar.”
Ancak stresin de tıpkı madde bağımlılığı gibi yan etkileri var. Dilbaz bu etkileri şöyle anlatıyor: “Mesela kalp atışı hızlanıyor, tansiyon yükseliyor, kan şekeri artıyor, ülser artabiliyor, sindirim sistemi yavaşlıyor, migren oluşuyor, beyin hücreleri yok olabiliyor, sosyal izolasyon, yalnızlık, anksiyete, panik, depresyon yapıyor. Bunların hepsi baktığınız zaman stres. Stres öyle bir şey ki tıpkı maddeler gibi bağımlılık yapıyor.”
Stresin zıttı sakinlik. Günün her anında ortaya çıkabilen stres, tam olarak kendi kendine oluşmuyor. Prof. Dr. Dilbaz bu hissi şöyle anlatıyor: “Stres bağımlısı olan insanlar yapılacak bir iş varsa ertelerler en son anda yaparlar. Mesela hiçbir şey yapmamak, evde sessiz sakin oturmaktan nefret ederler. Sessiz sakin bir tatilden hoşlanmazlar. Sürekli sanki bir şey yapmaları gerekiyormuş da o bir şeyi kaçırıyorlarmış gibi hissederler.” TRT Haber