Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Büyükçelik, "Sigara, sadece akciğer kanseriyle değil, birçok kanserle ya direkt ya da dolaylı yoldan ilişkili. Araştırmalara göre, sigara, akciğer kanserini 25 kat arttırıyor" dedi.
Büyükçelik, kanserin hücrelerin zaman içinde değişime uğrayıp normal hücre yapısını tamamen kaybetmesiyle oluştuğunu belirtti. Kanserleşen hücrelerin kontrol edilemeyecek şekilde çoğaldıklarına dikkati çeken Büyükçelik, bu hücrelerin çevresindeki dokulara zarar verdiklerini ve kendilerine beslenmek için yeni kan damarları oluşturduklarını söyledi.
Bağışıklık sisteminin yabancı hücreleri hemen tanıdığını ancak kanser hücreleri için durumun farklı olduğunu ifade eden Büyükçelik, "Bu hücreler, kendilerini kamufle ediyor. Kan dolaşımına girince kanserli hücre, kendi etrafına kan pulcuklarını, savunma hücrelerini topluyor, bir grup oluşturuyor. Böyle olunca bağışıklık sistemince bu hücreler yabancı hücre değilmiş gibi anlaşılıyor" diye konuştu.
Büyükçelik, kanserde genetik yapıdan kaynaklanan özelliklerin bugünkü teknoloji ve bilim ışığında değiştirilemediğini ancak yaşam tarzından kaynaklanan risklerin azaltılabileceğini kaydetti.
Alışkanlıkların değiştirilerek kanser riskinin en aza indirilebileceğini vurgulayan Büyükçelik, bu alışkanlıkların başında "keyif verici" olarak adlandırılan maddelerin kullanımının bırakılmasının geldiğini belirtti.
Gün geçtikçe yaygınlaşan ve kullanım yaşı düşen sigaranın kansere farklı yollardan neden olduğunu anlatan Büyükçelik, şunları söyledi:
" Sigara sadece akciğer kanseriyle değil, birçok kanserle ya direkt ya da dolaylı yoldan ilişkili. İçenle içmeyen arasında çok büyük fark var. Araştırmalara göre, sigara, akciğer kanserini 25 kat arttırıyor. Hiçsigara içmeyen insanlarda akciğer kanseri olma riski 1 birim iken sigara içende bu 25 birime çıkıyor. Sigara, meme ve kalın bağırsak kanserinde, rahim, rahim ağzı kanserinde de dolaylı etki sağlıyor. Aşırı alkol tüketmek de karaciğer harabiyetine neden oluyor, bu da kansere zemin hazırlıyor."
"Dondurucuların yaygınlaşması mide kanserini azalttı"
Prof. Dr. Büyükçelik, besinleri pişirirken, hazırlarken kullanılan metotların da kansere sebep olabildiğine dikkati çekti.
Besinlerin tuzlanarak, salamura yapılarak ve konserve halinde tüketilmesinin kanser riskini artırdığını vurgulayan Büyükçelik, "Örneğin Japonlar, balıkları tütsüleyerek, tuzlayarak, salamura yaparak tüketir. Bu gıdalar, mide kanserine neden oluyor. Japonlara baktığımızda mide kanserinin son derece yaygın olduğunu görüyoruz. Yağdan zengin, kızartılan, kavrulan, ızgara da pişirilen etler, damak tadımıza hoş geliyor ancak yanan yağlar nedeniyle kanser riski var. Dondurularak saklanan gıdalarda çok büyük sıkıntı yok. Gıda saklamasıyla oluşan mide ve bağırsak kanseri, eskiden daha fazlaydı. Buzdolaplarının, dondurucuların yaygın olarak kullanılması, taze meyve ve sebze üretiminin artması, özellikle mide kanserini azalttı" diye konuştu.
AA