Obezite, günümüzde neredeyse 7’den 77’ye her yaştaki insanın hastalığı haline geldi.
Aşırı kilolu ve estetik bozulması yaşamaktan öte obezite, hayatı tehdit eden hastalıklara kapı açtığı için büyük önem taşıyor. Şifa Üniversitesi Obezite Merkezi'nden Opr. Dr. Ersin Aksu, ölümcül hastalıklara kapı araladığını belirterek, “Kalp hastalıklarından sonra en çok ölüm sebeplerinden birisi, yani ömür kısaltan hastalıklardandır, çünkü obezite tek başına seyretmiyor, hipertansiyon, hiperepidemi, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, eklem hastalıkları, uyku apnesi, karaciğer yağlanması vb. birçok hayati hastalığa da yandaş etki oluşturuyor. Türkiye’de yaklaşık 2 milyona yakın obezite hastası olduğu düşünülüyor. Dolayısıyla obezite tedavisi, her geçen gün daha da büyük önem kazanıyor.” dedi.
MİDE KÜÇÜLTME HANGİ AŞAMADA DÜŞÜNÜLMELİ?
Opr. Dr. Aksu, tedavi yöntemlerine ilişkin olarak da hastaları uyardı. Mide küçültme ameliyatının, tedavi sürecinin son halkası olarak düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Obezite tedavisinde, cerrahi müdahaleden önce dört aşama var. Bunların ilki diyettir, yani hastanın diyetisyen eşliğinde obeziteyle mücadele etmesidir. Bunda başarı sağlanamazsa ikinci aşamada ilaçlı tedaviye başlanır. Bu kez hasta, endokrin uzmanı tarafından takip edilerek ilaçlarla zayıflaması hedeflenir. Yine başarı elde edilemezse üçüncü aşamada psikiyatrik destek ve davranış terapilerine geçilir. Bütün bu yöntemler başarısız olursa obezite cerrahisi devreye girer. Mide küçültme operasyonuna karar vermek için de önemli kriterlerimiz var. Bunların başında beden kitle endeksi ve yaş geliyor. Bir hastaya obezite cerrahisinin uygulanması için vücut kitle endeksinin 35 ve üzeri olması ve 16-65 yaş aralığında bulunması gerekiyor.” diye konuştu. Bu noktada da çeşitli ameliyat yöntemleri bulunduğunu ifade eden Aksu, mide küçültme ameliyatının komplikasyonların, yani kanama, kaçak gibi hastaya sıkıntı oluşturan durumlar en az olduğu yöntem olarak ön plana çıktığını söyledi.
MİDE KÜÇÜLTME ORANI HASTAYA GÖRE DEĞİŞİYOR
Opr. Dr. Ersin Aksu, küçültme ameliyatıyla midenin yüzde 80–85’inin alınmasının kastedildiğini belirterek, “Bu oran, hastaya göre değişiyor. Burada hastanın standartını yakalamak çok önemlidir. Ciddi uzmanlık gerektiriyor. Ameliyattan sonra birinci yılın sonunda mide hacmi 60 cc’ye çıkıyor. Bir yıl sonra 60 cc’den 120 cc’ye çıkıyor. Daha sonra da 200 cc’ye kadar büyüyebiliyor. Biz ameliyattan iki gün sonra hastamızı taburcu edebiliyoruz.” dedi.