Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Hematoloji ve Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Davut Albayrak, Türkiye'de 16 yaşın altındaki her 50 bin çocuktan birisinin lösemi hastalığına yakalandığını ancak hastalığın çaresizlik olarak görülmemesi gerektiğini belirtti.
Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, lösemiyi diğer hematolojik kanserlerden ayıran en önemli farklılığın, tedavi sürecinin çok uzun ve çoğu kez uzun süreli yatışlar gerektirmesi olduğunu söyledi.
Lösemi hastalığının en çok 3 ile 6 yaş arasında görüldüğünü ve her yıl ortalama 30’a yakın çocuğun OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine başvurduğunu belirten Albayrak, "Türkiye'de 16 yaşın altındaki her 50 bin çocuktan birisi lösemi hastası. Hastalık genellikle şehrin nüfusu ile orantılı olarak görülüyor" dedi.
Lösemi tedavisinde kullanılan standart kemoterapilerde son yıllarda çok büyük değişiklikler olmamasına karşın destek tedavilerindeki gelişmelerde önemli adımlar atıldığına dikkati çeken Albayrak, lösemi hastalarının artık çaresiz olmadıklarını vurguladı.
Bir zamanlar "mutlak ölümcül" olarak tanınan akut lösemi tedavisinde büyük yol alındığını ve çocukluk çağı lösemilerinde tedaviye yanıt oranlarının yüzde 80'leri geçtiğine işaret eden Davut Albayrak, şöyle devam etti:
"Kanser hastalığı normal vücuttaki dokuların anormal gelişimi sonucu ortaya çıkan bir hastalık grubudur. Lösemide kemik iliği nakli uygulamalarının yaygınlaşması, kemik iliği nakli yöntemlerinin çeşitlenmesi ve hastalara uygun tedavilerin geliştirilmesi, başarı oranlarımızı ciddi olarak artırmaktadır. Hastalığı yenen bir kişinin, ilerki dönemlerde hastalığı tekrar ederse kemik iliği nakli ikinci seçenek olarak gündeme gelebiliyor."
Hastanelerinde tedaviye ilişkin birçok imkan bulunduğuna değinen Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teşhisin konulması, ayrıntılandırılması, gerekli olan laboratuvar altyapısı ve tekrarlayan hastalarımız için kemik iliği nakil ünitemiz bulunuyor. Dolayısıyla lösemi tedavi edilebilir, en azından kontrol edilebilir bir hastalıktır ama unutulmamalıdır ki lösemi tedavisi dikkat ve sabır gerektirir. Kullanılan kemoterapi ilaçları oldukça yoğundur. Enfeksiyon ve kanama benzeri komplikasyonlar daha sıktır. Hastalığın seyri risk faktörlerine, tipine, hastanın yaşına, eşlik eden hastalıklarına göre değişiklik gösterir. Bilinmelidir ki lösemi günümüzde tedavi edilebilir, en azından kontrol edilebilir bir hastalıktır."
Prof. Dr. Albayrak, lösemi tedavisinin hekimle hasta ve hasta yakınları arasında planlanacak bir tedavi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Tedavi, protokoller dünyanın her bir yerinde benzer olmakla löseminin tipi, hastanın yaşı, sosyoekonomik durumu, eşlik eden diğer hastalıklar, önceki hastalıkları gibi birçok değişkenin göz önüne alınarak karar verilmesi gereken bir durumdur. Kişiye özel tedaviler olarak algılanmalıdır. Bu hastalığın ne zaman kimde çıkacağı belli olmuyor. Bu nedenle insanlarımız duyarlı olmalıdır.