Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Nurullah Akkoç, her bel ağrısının bel fıtığı olmadığını belirterek, "Bel fıtığında ağrı hareket ettikçe artar, dinlendikçe geçer. İltihaplı bel romatizmasında ağrı yatınca ve hareketsiz kalınca artmakta, hareket edince azalmaktadır" dedi.
Türkiye Romatoloji Derneği tarafından düzenlenen 16'ncı Ulusal Romatoloji Kongresi, Antalya'nın turizm bölgesi Belek'te başladı. Alanında uzman 10'u yabancı 178 konuşmacısıyla 790'ı aşkın katılımcının yer aldığı kongre, 1 Kasım'da sona erecek.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Nurullah Akkoç, hayat boyu her bireyin belinin ağrıma olasılığının yüzde 70- 80 düzeyinde olduğunu söyledi. Türkiye'de bel ağrısının bel fıtığı olarak yanlış algılandığına dikkat çeken Prof.Dr. Akkoç, şunları söyledi:
"Her bel ağrısı; 'bel fıtığı' demek değildir. 'Bel fıtığı' dediğimiz hastalıkta ağrı genellikle hareket ettikçe artar ve yattıkça, dinlendikçe geçer. 'İltihaplı bel romatizması' dediğimiz hastalığın özellikleri, bel fıtığında olandan tamamen farklıdır. 45 yaşın altında bir insanda bel ağrısı başladıysa, bu ağrı 3 aydan uzun ve sinsi sürüyorsa bu insanda iltihaplı bel romatizması olabilmektedir. Bu ağrı yatınca ve hareketsiz kalınca artmakta, hareket edince azalmaktadır. Sabaha doğru ağrıyla uyanma olabilmektedir. Ağrılar sabaha doğru artmaktadır. Sabah kalkıldığında tutukluk ve hareket katılığı bu ağrıya eşlik etmektedir. Aynı zamanda bu ağrılar ağrı kesici ilaçlara iyi cevap vermektedir. Bu özelliklerden en az 3'ünü hastalarımız taşıyorsa, kendilerine bel fıtığı demeden önce mutlaka bir romatoloğa görünmelerini tavsiye etmekteyiz."
SON AŞAMA KAMBURLUK
Ankilozan spondilitin (iltihaplı romatizma), hastaların çocuklarını kucaklarına alıp kaldırmalarını, onlarla doyasıya oynamalarını, gece rahat uyumalarını, hatta çoraplarını, ayakkabılarını giymelerini bile engelleyebildiğini kaydeden Prof.Dr. Akkoç, hastalığın son aşamasında bazı hastalarda toplum arasında 'kamburluk' olarak bilinen sırt ve boyun deformasyonu görülebildiğini söyledi. Ankilozan spondilitin bel fıtığındaki ağrıdan en önemli farkının, ağrının istirahat halinde artması ve hareketle azalması olduğunu belirten Prof. Dr. Akkoç, “Her 100 ankilozan spondilit hastasından 7'sinin öyküsünde bel fıtığı ameliyatına rastlanmaktadır. Ankilozan spondilit en çok bel fıtığıyla karışmakta, her 3 ankilozan spondilit hastasından biri en başta bel fıtığı tanısı almaktadır" dedi.
DHA