"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her 4 kişiden biri, diyabetli olduğunu bilmiyor

28 Kasım 2015, Cumartesi 14:41
Uzmanlar, hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme ve genetik etkenlerden oluşabilecek diyabet riskine karşı uyarıyor.

Her 4 kişiden birinin halk arasında 'şeker hastalığı' olarak tanınan diyabetli olduğunu bilmediğini vurguluyor.

Diyabeti önlemek ya da dengede tutmak için yapılabilecekler hakkında bilgi veren Elab Laboratuvarları Uzm. Dr. Tuğba Özülkü Sürenkök, “Ne yiyeceğinizi planlayın ve dengeli beslenmeye özen gösterin.” dedi. Sürenkök, şu bilgileri verdi: 

"Halk arasında 'şeker hastalığı' olarak bilinen diyabet hayat boyu sürecek olan bir hastalık olarak tanımlanıyor. Amerika’da yaklaşık 18.2 milyon kişide görülen diyabet, 41 milyon kişide de pre-diyabet olarak görülüyor. Neredeyse her 4 kişiden biri diyabet hastası olduğunun farkında değil. Pankreastan salgılanan insülin, gıda yolu ile alınan glukoz kullanımını sağlıyor. Diyabet; Pankreas hiç insülin üretmemeye başladığında, pankreas çok az insülin ürettiğinde ya da insülin direnci olup vücut insüline cevap vermediğinde görülüyor. 

DİYABETTE İNSÜLİNİN ROLÜ

Diyabette insülinin önemini anlayabilmek için, vücudun enerji için alınan gıdayı nasıl kullandığını bilmek gerekiyor. Vücudumuz milyonlarca hücreden oluşuyor. Enerji üretimi için bu hücrelerin çok küçük formlardaki gıdayı almaları gerekiyor. Yediğinizde ya da içtiğinizde almış olduğunuz gıda ‘’glukoz’’ denen basit forma yıkılıyor. Ardından glukoz, günlük aktiviteler için enerjiye çevrilmek üzere kullanılacağı hücrelere kan dolaşımı yoluyla taşınıyor. Kan dolaşımındaki şeker miktarı, insülin hormonu ile düzenleniyor. Kandaki glukoz arttığında pankreas daha çok glukozun hücrelere girmesi için daha fazla insülin salgılıyor.

Diyabeti olan kişilerin dolaşımlarındaki yüksek şekerin nedeni ya ünsülin üretememeleri ya da hücrelerin insüline direnç göstermeleri olduğunu açıklayan Elab Laboratuvarları Uzm. Dr. Tuğba Özülkü Sürenkök; “Diyabet tanısı için bir gecelik açlık sonrası kan glukoz seviyesinin 126 mg/dl üzerinde olduğunu görmek gerekmektedir.” 

Sürenkök, diyabette tanı ve tedavi konusunda da şu bilgileri verdi: "Diyabet ve pre-diyabet tanısı; açlık glukoz testi, oral glukoz tolerans testi (OGTT) veya rastgele bakılan şeker testleri ile konuyor. Diyabet ve Pre-diyabet testleri hakkında bilgilendirme yapan Uzm. Dr. Tuğba Özülkü Sürenkök; “Kan glukozu, kandaki glukoz seviyesinin tespitidir. Glukoz karbohidratlı gıdalarla alınır. Vücudun kullandığı enerjinin kaynağıdır. Hemoglobin A1c ( HbA1c) Testi glikozile hemoglobin seviyesinin tespitidir. Diyabetin kontrol altında olup olmadığının takibinde önemlidir. İdrar testleri idrarda glukozun varlığının takibinde kullanılır. Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT), Tip 2 Diyabet tanısı için altın standart testtir. Hamilelik diyabet tanısı içinde kullanılmaktadır” dedi.

Diyabet Komplikasyonları Nelerdir? 

Diyabet, neredeyse vücuttaki tüm organları etkileyecek komplikasyonlara neden oluyor. Bu problemleri önleyebilmek için Göz problemleri, böbrek hastalıkları, deri rahatsızlıkları, enfeksiyon, kalp hastalıkları ve depresyon riskleri hakkında bilgi alınması gerekiyor.

Etiketler: diyabet
Okunma Sayısı: 1647
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı