Urfa’daki Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde, uğradığı saldırı sonucu hastaneye kaldırılan Dr. Bahattin Ahmet Yalçın’ın doktor arkadaşı Saim Acar, sosyal medyadan ‘öfkeli ve üzgün’ olduğunu belirttiği bir paylaşımda bulundu. 

Siyasetçilere seslendi

Acar, gönderisinin devamında şu satırlarla yaşananlara duyduğu öfkeyi dile getirdi: “Doktor sıkıysa şimdi hastaya bakmasın bakalım” diyen siyasetçiler; 8-9 çocuk yaptırmaya özendirmek, sonra da o çocukların eğitimden uzak sokaklarda vahşi-gaddar büyümelerini izlemek! Nasıl iyi mi böyle?!... Hâkim ve savcılar! Adliye Sarayları’nda oturup, doktora canavarca saldıran olduğunda görmezden gelip serbest bıraktılar genelde! Meslektaşım şu an yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor! Benim meslek yaşamımda hiç başıma gelmedi. Ama hiçbir garantisi yok. Senin de hiçbir garantin yok.”

Ülkenin geleceği karanlık

Ülkedeki beyin göçüne ve mesleklerinin itibarsızlaştırılmasına dikkat çeken Acar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “10-15 sene sonra bu ülkede öz Türk evlâdı kadın doğum, genel cerrahi, acil servis doktoru, beyin cerrahı sayısı çok azalacak. Çalışkan ve başarılı lise öğrencileri bu branşlarda doktor olmak istemeyecekler artık eskisi gibi. Ya da aileleri engel olacak doktor olmalarına. Ortadoğu ile Afrika ülkelerinin vatandaşlarına ülkemizde kolayca tıp eğitimi, kolayca uzmanlık eğitimi sağlandığı için onlara muayene olmak zorunda kalacaksın. Ya da yurt dışına Avrupa’ya gideceksin ameliyatın için. (Hakkını vererek tıp eğitimini ve ihtisasını tamamlayan, hekimlik yapan yabancı uyruklu hekim arkadaşlarımı tenzih ederim.)” değerlendirmesinde bulundu ve yetkililere seslendi.

Siyasİler sorumluluklarını yerine getirmiyor

Türk Tabipler Birliği ise konuya ilişkin yaptığı açıklamasında, Türkiye genelinde her gün sağlık personellerine karşı yaklaşık 30 vak’a yaşandığını söylüyor. BBC Türkçe’ye konuşan TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz’a göre, sağlıkta şiddet yasasının bir an önce çıkması gerekiyor. Yılmaz, sağlık personeline yönelik şiddetle ilgili Türk Ceza Kanunu’nda nasıl bir değişiklik yapılması gerektiğini şöyle anlatıyor: ”Bugün konuyla ilgili bir tutuklama oldu, ama bu ağır yaralanan doktor beyin hayatî tehlikesinin olmasından kaynaklıydı. Oysa bu, kamu görevlisine yöneltilen bir şiddettir. Ortada kamu hizmetini engellemeye yönelik olan bir fiil var. Dolayısıyla bireysel bir suç olmanın da ötesinde, ceza yasasında yapılacak değişikliğe ihtiyacımız var. Türkiye’de her gün sağlık alanında inanılmaz şiddet olayları yaşanıyor, ama yasal düzenlemeler istediğimiz çerçevede değil. Siyaseten sorumlu olanlar bu alanda cezaî sonuçları olan bir yasayı yaşama geçirmiyor.”