Aile-Sağlık |
Tedavi edici kozmetiklere dikkat! SağlIk Bakanlığı, ‘’Tedavi amacıyla kullanılan ürünlerin/ilâçların hekimin önerisi ve eczacının uyarısı doğrultusunda kullanılması gerekmektedir’’ uyarısında bulundu. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, 5324 sayılı Kozmetik Kanunu kapsamında, kozmetik oldukları beyan edilerek masaj yağı, bakım kremi, cilt losyonu gibi isimlerle bildirimi yapılan bazı ürünlerin, aktarlarda hatta bazı eczanelerde; ağrı, romatizma, migren, bel fıtığı, kireçlenme, kas ve eklem hastalıkları, sedef, egzama, mantar gibi çeşitli hastalıkları tedavi edici veya tedaviye yardımcı beşeri tıbbî ürün gibi piyasaya sunulduğunun tesbit edildiği bildirildi. Bu ürünlerin, 126 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu gereğince Bakanlıktan ruhsat/izin alması gerektiği belirtilen açıklamada, ‘’Bakanlığımızdan ruhsatlı/izinli ürünlerin de bu şekilde tanıtımının yapılması uygun bulunmamaktadır. İzinsiz/ruhsatlandırılmamış ürünlerle ilgili uygun olmayan tanıtım yapan üreticiler hakkında Bakanlığımız tarafından gerekli yasal işlemler yürütülmektedir’’ denildi. Bir ürünün ilâç olarak ruhsatlandırılabilmesinin, formülasyon, imalat, fiziksel-kimyasal-mikrobiyolojik testler ve yürütülen klinik çalışmalar sonrası, yasalara uygun işlemlerin tamamlanmasıyla mümkün olabildiğine işaret edilen açıklamada, şu uyarılara yer verildi: “Tedavi amacıyla kullanılan ürünlerin/ilâçların hekimin önerisi ve eczacının uyarısı doğrultusunda kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış olan söz konusu ürünlerde Bakanlığımıza kozmetik oldukları beyan edilerek bildirimleri yapılmış olsalar dahi itibar edilmemesi; belirtilen rahatsızlıkları olan kişilerin öncelikle bir hekime başvurması gerekmektedir.’’ |
20.09.2010 |
Başarı için kahvaltının büyük önemi var ÇocuklarIn derslerdeki başarısını arttırmanın en önemli faktörlerinden birinin düzenli beslenme olduğunu vurgulayan uzmanlar aileleri uyardı. Beslenme ve Diyabetik Uzmanı Rabia Yıldız, 2010-2011 eğitim-öğretim yılı öncesinde çocuklarını okula gönderen velilere beslenme konusunda bazı uyarılarda bulundu. Zengin proteinli besinler içeren kahvaltının okul başarısında önemli rol oynadığına dikkat çeken Yıldız, özellikle çocuklarını ilk defa okula gönderen anne ve babaların çocuklardaki beslenme düzenine dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Yıldız, şu tekliflerde bulundu: “Beslenme ve okul başarısı arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalarda öncelikle kahvaltının önem ortaya çıkıyor. Gece boyunca 8-10 saat aç kalan vücudumuz ve beynimizin toparlanması ve canlanması için kahvaltı çok önemli hale gelmektedir. Kahvaltı yapan çocukların öğrenme kapasitelerinin, kahvaltı yapmayanlara göre daha yüksek olduğu; kahvaltı eden çocukların okulda eğitime daha aktif katıldığı ispatlanmıştır. Çocuklarımızın kahvaltısında protein içeren süt, peynir ve yumurta gibi besinler mutlaka bulunmalı. Şeker içeren basit karbonhidratlar yerine ekmek veya kıymalı-peynirli börek gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Çocuğumuzun kahvaltısında mevsimine uygun yeşilliklerin de bulunması, kahvaltıyı tamamlamış olacaktır.”Çocuklarımızın eğitim döneminde dikkat eksikliğinin önlenmesi, başarılarına pozitif yönde etki edeceğine işaret eden Yıldız, “Bu yüzden, dikkat eksikliğini önleyen düzenli ve belirli aralıklarla, 3 ana öğün ve 2-3 ara öğün şeklinde beslenme planı oluşturulması uygun olacaktır. Düzenli beslenme; çocuklarla kan şekeri dengesi sağlayarak, derslerde konsantrasyonu ve aktif olma durumunu iyileştirecektir. Aynı zamanda çocuğumuzu demir eksikliğinden korumak için; yumurta, et, kuru baklagiller, pekmez ve kuru üzüm gibi besinlerin düzenli tüketilmesine dikkat edilmelidir” diye konuştu. Günde ortalama 1,5 - 2 litre su ve sulu gıda tüketilmesini isteyen Yıldız, okul performansını etkileyen iyot eksikliği için yemeklerde iyotlu tuz kullanılması uyarısında bulundu. |
20.09.2010 |
Okul giysisi yünlü ve pamuklu olsun Uzmanlar, öğrencileri hastalıklardan korumak için teri iyi çeken yünlü ve pamuklu kumaşlardan üretilmiş okul giysilerinin tercih edilmesini tavsiye ediyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Topbaş, okul formalarının seçiminin, öğrencilerin sağlığı açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Kıyafet seçiminde öğrencileri kış mevsiminde üşütmeyecek, terlediklerinde terlerini çekebilecek nitelikteki kumaşların tercih edilmesi gerektiğini belirten Topbaş, ‘’Bu nedenle okul kıyafetleri alınırken kıyafetlerin iç yüzlerine yerleştirilmiş etiketlerde yer alan yapım malzemeleri kontrol edilmeli, yün ve pamuk ağırlıklı kumaşlardan imal edilmiş kıyafetler tercih edilmelidir’’ dedi. Polyester, naylon, akrilik gibi ipliklerle dokunmuş kumaşların, özellikle çocuklarda teri iyi çekmediği için vücudun ısı dengesini bozabileceğini söyleyen Topbaş, ‘’Bu da halk arasında yaygın ismiyle üşütme, soğuk algınlığı olarak bilinen gribal enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir’’ diye konuştu. Giysinin kumaş kalitesinin bu açıdan son derece önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Topbaş, şunları kaydetti: ‘’Pamuklu ve yünlü haricindeki kumaşlar, belki maliyetlerinin ucuz olması ya da ütü tutmaları nedeniyle tercih ediliyor olabilir, ancak bu kumaşlar vücut sıcaklığını koruma ve kontrol altında tutmakta sorun oluşturur. Bu da hastalığa davetiye çıkarır. Bu nedenle okul üniformaları sadece renk ayırımlarıyla belirlenmemeli, kumaş nitelikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.’’ |
20.09.2010 |
Ev yoğurdu kanserden koruyor Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Akman, evde mayalanmış yoğurdun, kanser ve diğer hastalıklara karşı korumada piyasada satılan yoğurtlardan daha etkili olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Akman, Türkiye’nin geleneksel içeceği ayranın, çocukların tüketebileceği en güzel içecek türü olduğuna değinerek, ayranın hammaddesi olan yoğurdun da yararlarına dikkati çekti. Yoğurdu çocuklara sevdirmek gerektiğini, anne ve babaların bu konuya hassasiyet göstermesinin önemli olduğunu bildiren Prof. Dr. Akman, et fiyatlarının yükseldiği bu dönemde yoğurdun önemli bir protein kaynağı olarak tercih edilebileceğini belirterek, yoğurdun aynı zamanda hem kalsiyum kaynağı olduğunu, hem de bağırsak ve üriner enfeksiyonlarına karşı vücudu koruyan bir yapısı bulunduğunu ifade etti. Çocuklara yoğurt yedirmek için onların sevebileceği şekilde meyve, pekmez ya da balla karıştırılabileceğine değinen Prof. Dr. Akman, şöyle konuştu: ‘’Piyasada satılan yoğurtlar da tercih edilebilir fakat özellikle evde üretilen yoğurtlardaki maya, hastalıklardan ve kanserden koruma bakımından piyasa yoğurdundan iki adım daha öndedir.’’ |
20.09.2010 |
Mikroplar kayıt altına alınıyor Kamuoyunda salgın korkusu oluşturan mikroplar artık göz hapsine alınacak. Sağlık Bakanlığı, ‘’Kimliklendirilecek’’ virüs ve bakterileri ‘’dedektif gibi’’ takip edecek. Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi (RSHM) Başkanlığı Moleküler Mikrobiyoloji Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı Şefi Prof. Dr. Rıza Durmaz, enfeksiyonların önlenmesinin en etkili yolunun, bunlara karşı önlem almaktan geçtiğine işaret etti. Enfeksiyon hastalıklarının, kaynağı belirlenmeden önlenemeyeceğini kaydeden Durmaz, bir hastanede ya da toplumda salgın ortaya çıkması halinde, bunun başlangıç zamanı ve yol açan bakteri veya virüsün kaynağı ile bulaşma yolunun saptanmasının büyük önem taşıdığını bildirdi.Durmaz, şöyle konuştu: ‘’Bu laboratuvarda mikropların adeta parmak izini çıkarıyoruz. Oluşturacağımız veri bankasıyla mikropları artık bir dedektif gibi takip edeceğiz. Salgına ya da hastalığa neden olan virüs veya bakterinin izini süreceğiz. Örneğin domuz gribi gibi bir salgında, farklı bir virüs tipi ortaya çıkarsa bunun dizinini çıkaracağız. Eğer bu ülkelerarası bir salgınsa veri tabanına girip diğer ülkelerdeki tiplerle karşılaştırabileceğiz.’’ |
20.09.2010 |