Güncel |
İzmir’de ikinci yat gezisi |
Haziran ayındaki geziden sonra İzmir'de gerçekleştirilen ikinci yat gezisi de muhteşem geçti. Katılımcılar birbirleriyle kaynaşarak güzel vakitler geçirdi. Allahü Ekber …. Allahü Ekber …. Çeşme denizinin koylarından birinde demirleyen yatımızda Ahmet Yılmaz kardeşimizin okuduğu ezan belki de ilk defa buralarda çınlıyordu. Kimselerin yaşamadığı bu küçük adaların ve koyların belki de hasretle beklediği sesti yankılanan… Haziran ayında yapılan yat gezisinden sonra bu geziye daha fazla ilgi vardı. Tire’den 75 kişi katılmış, İzmir’in değişik semtlerinden Yeni Asya‘ya dost pek çok kişi ‘Ben de geliyorum’ diyerek gemiye binmişti. Herkes neşeli… Muhabbet ve kaynaşma vardı. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri “Sizin aranızdaki muhabbete bin ruhum olsa feda ederim” demiyor mu? Eğer bu yat gezileri kardeşler arasında, muhabbetin artmasına vesile oluyorsa o zaman devam etmeli. Her yıl geleneksel hale getirilmeli, ortak düşünce bu. Hanımlara da ayrı bir yat tutuldu, ayrı bir koyda demirlediler. 150 civarında tesettürlü hanım Çeşme yat limanında çok hoş bir görüntü meydana getirdi. Tesettüre en fazla muhalefet edildiği bir zamanda hanım kardeşlerimiz Çeşme sahilinde herkesi şaşırtıyor. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular da aramızda. Öğle namazı cemaatle kılındıktan sonra Kutlular Ağabeyin Risâle-i Nurdan yaptığı dersi dinliyoruz. Risâle-i Nurlar bizi bir anda ulvî âlemlere götürüyor: “Amelinizde Rıza-i İlâhî olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. O râzı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, haklara da kabul ettirir, onları da razı eder.” “Ey Risâle-i Nur şakirdleri ve Kur’ân hizmetkârları! Sizler ve bizler öyle bir insan-ı Kâmil ismine lâyık bir şahs-ı mânevînin âzâlarıyız. Ve hayat-ı ebedî içindeki saadet-i ebediyeyi netice veren bir fabrikanın çarkları hükmündeyiz. Ve sahil-i selâmet olan Dârüsselâma ümmet-i Muhammediyeyi (a.s.m) çıkaran bir sefine-i Rabbaniyede (Allah’ın gemisinde) çalışan hademeleriz. Elbette, dört fertten bin yüz on bir kuvvet-i maneviyeyi temin eden sırr-ı ihlâsı kazanmakla tesanüd ittihâd-ı hakikiye muhtacız ve mecburuz.” Dersden sonra Ömer Öçalan, Hasan Şen’in “Nur Kervanı” şiir kitabından şiirler okudu: “Ferit Makamında Üstadım Benim Kabri meçhul olan İmam-ı Ali’nin Nurlu torunu Üstadım benim Âlimin, aminin, şeyhin velinin Büyük mürşidi Üstadım benim.” Gemi kaptanı Haydar Yamaner’e önceki yat gezisi ile ilgili Yeni Asya’da çıkan haberin çerçeveli resmi bir hatıra olarak Mehmet Kutlular tarafından takdim edildi. Kaptan çok duygulandı. Gemimiz ikindi namazından sonra “Ya Cemil, Ya Cemil” diyen dalgaları yara yara Çeşme Yat Limanına yanaştı. Herkes ‘güzel bir gün geçirdik’ diyordu.
2. YAT GEZİSİ HATIRASINA
Hep birlikte uyduk Yeni Asya'nın dâvetine Tire'den kalkıp geldik İzmir'in çeşme ilçesine Önce yatlara binildi, sonra kahvaltılar yenildi. Hizmet eden kızlarımızdan helâllik dilendi. Sonra büyüklerin hepsinin elleri öpüldü. Dualarla deniz ortasına nurdan katreler döküldü. Yatlar yol aldı, demir attı ayrı ayrı koya Gençlerimiz orada yüzdüler doya doya. Bu sayede gençlik bizi, biz gençliği gördük Hep birlikte etrafımıza nurdan ağlar ördük. Oturduğumuz yerden de denizin dibini gördük. Bir sağdan, diğeri soldan yatlar yanyana yanaştı. Aynı dâvâ insanları birbiri ile kaynaştı. Kimisi denizden topladı ilginç taşları Birisi dedi; geliyor Yeni Asya'nın başları. Sonra herkes çabuk yedik önündeki aşları, Ben ise mutluluktan tutamadım gözümdeki yaşları. Ardından Kutlular Ağabeyimiz sohbete başladı, Biz bu faaliyetlerin devamını bekleriz. Sizlere dualarımızı ardı ardına ekleriz. Kulak verdik biz Yeni Asya'nın sesine, Hak kuvvet versin hizmettekilerin cümlesine.
Nazmiye Keseli - Tire / İzmir |
SALİH SÜTÇÜOĞLU - HÜSEYİN CAN 15.07.2010 |