Dünya |
İsrail de, Türkiye de dostumuz |
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, “İsrail ve Türkiye, dünyanın bu bölgesinde bizim en önemli dostumuz ve ortağımız. Bu sebeple gerilimleri yatıştırmak ve iki ülkeyi daha yapıcı biçimde bir araya getirmek için çok aktifiz” diye konuştu. ABD: Ne Türkiye’siz ne İsrail’siz olmaz
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Türkiye ile fikir ayrılığına düştükleri zamanlar bulunduğunu, ancak aralarındaki ortak birçok çıkardan yararlanmakta kararlı olduklarını ve bütün alanlarda birlikte çalışmaya devam edeceklerini söyledi. BBC televizyonunun sorularını cevaplayan Gordon, İsrail’in saldırdığı “Mavi Marmara” gemisinde, “Gazze’ye yönelik ablukaya dikkat çekmek için provokasyon peşinde olan ve bir şeyleri provoke etmeye çalışan insanların da olmuş olabileceği” görüşünü dile getirdi. “Ancak bunu belirlemek bana düşmez” ifadesini kullanan Gordon, konunun her biçimde soruşturulması ve neler yaşandığının anlaşılması gerektiğini kaydederek, “ABD bu nedenle hızlı, güvenilir, esaslı ve tarafsız bir soruşturma çağrısını net olarak dile getiriyor, böylece orada neler yaşandığını kesin olarak bilebiliriz” dedi. “Türk hükümetinin muhtemel rolü hakkında ne diyeceksiniz? Bunun bir şekilde onların sorumluluğundaki bir gemi olduğunu söyleyebilir misiniz?” şeklindeki soru üzerine Gordon, “Bu net değil. Konuyu tam olarak araştırmamız ve neler yaşandığını çözmemiz lâzım. Gemi, özel bir gemiydi, bir sivil toplum kuruluşu organize ediyordu. Ama bence birçok cevaplanmamış soru var” diye konuştu.
İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İLİŞKİLERDEN KAYGILIYIZ
Gordon, “Türkiye-İsrail ilişkilerinin kötüye gitmesinden ne kadar kaygılısınız?” şeklindeki bir soru üzerine, “Gerçekten de Türkiye ile İsrail arasındaki kötüye giden ilişkilerden kaygılıyız” ifadesini kullandı. “Orta Doğu’da yaklaşık son 10 yılda en çok gelecek vaat eden şeylerden biri, bir Yahudi devletiyle Müslüman çoğunluğa sahip bir ülke arasındaki ilişkiydi” diyen Gordon, şöyle devam etti: “(İsrail ve Türkiye) Siyasî, ekonomik, güvenlik ve askerî bağları, gelişmekte olan bir turizme sahiptiler. Bu, son birkaç yılda giderek kötüleşti. Bu, talihsiz bir durum ve daha da talihsiz olan, her iki tarafta hissiyat ve öfkeyi harekete geçiren bu gemi filosu krizi. Tabiî ki bundan üzüntü duyuyoruz. Bu iki ülke, dünyanın bu bölgesinde bizim en önemli dostumuz ve ortağımız ve bu sebeple bu gerilimleri yatıştırmak ve iki ülkeyi daha yapıcı biçimde bir araya getirmek için çok aktifiz.” Gordon, ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in, Avrupa’nın Türkiye ile bağları arttırma konusundaki isteksizliğinin, Ankara’yı Doğu’ya doğru ittiği yönündeki sözleri hatırlatılarak, bu konudaki görüşünün sorulması üzerine, “Türkiye, şüphesiz ki bölgede daha aktif rol oynuyor. Olan bitene yüzeysel bir dikkatle bakanlar için bile bu çok açık. Türkiye, Doğu’da daha aktif, bölgesinde daha aktif. Ancak bunun Batı’nın pahasına olduğunu, biri ya da diğeri şeklinde bir seçim olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’nin çok aktif dış politikası bulunuyor. Komşularıyla uzun süredir bağları var ve bu bağları geliştiriyor, ki bu iyi birşey olabilir. Türkiye, bölgesel diplomaside önemli bir rol oynayabilir” diye konuştu. Türkiye’nin ABD ve Avrupa ile güçlü ilişkiler geliştirme arzusunda azalma olduğunu hissetmediklerini kaydeden Gordon, bir soru üzerine, “Türkiye ve ABD’nin özellikle Orta Doğu’da stratejik rakiplere dönüşmekte olduğu” şeklindeki yorumlara katılmadığını ifade etti. |
13.06.2010 |
İsrail balıkçıları da vuruyor |
İSRAİL'İN ablukası altındaki Gazze’deki balıkçılar, çocuklarına balık tutmaya çalışırken her an vurulma tehlikesiyle karşı karşıyalar. Oslo Anlaşmaları ve Deniz Ticaret Hukuku’na göre, Gazze sahilinin 20 mil açığına kadar avlanmalarına izin verilmesine rağmen İsrail ordusu Gazze’de yaklaşık 3 bin balıkçının sahilin 3 mil açığına çıkmasını silâh zoruyla engelliyor. “Cultures Of Resistance” (Direniş Kültürleri) örgütünün, Gazzeli balıkçılarla yaptığı söyleşilerin yayımlandığı kısa filmde, balıkçılar, İsraillilerin kendilerini engellemesinin büyük sorun olduğunu belirtti. Gazzeli bir balıkçı, “Bizi sınırlıyorlar. Bu yöne ya da kuzeye veya güneye gitmemiz yasak. Balıklar geldiğinde, İsrailliler bizi durdurarak, doğuya gitmemizi söylüyor. Şu noktadan biraz öteye gittiğinizde, ateş ve alçaklık başlıyor” diye konuştu. Bir diğer balıkçı da her gün devriye bölgesine ulaştıklarında ateş altında kaldıklarını ifade ederek, “Avlanmaktan keyif almamıza izin vermiyorlar. İki tane balık tuttuğumuzda, ‘Üç mil doğuya gidin’ diyorlar. Bize, balıkçılara her gün ateş açıyorlar. Gemilere çıktıklarında bizden soyunmamızı ve çırılçıplak denize atlamamızı istiyorlar. Her gün böyle” ifadesini kullandı. Aynı balıkçı, yanlarından geçen bir diğer balıkçı teknesini göstererek, “Gördüğünüz gibi, buradaki balıkçılar çaresiz. Ne bulacaklarını bir Allah bilir... Naylon poşetler mi” derken, teknedeki balıkçıların ağlarına balık yerine çöplerin takıldığı görülüyor. Gazzeli bir başka balıkçı da “Bu zor bir hayat biçimi. Balıkçılar, çocuklarına biraz balık tutmak isterken vurulabilir ya da kovulabilir. Bu İsraillilerden ötürü zor bir hayat biçimi” diye konuştu. |
13.06.2010 |
Tekrar karışan Kırgızistan RUSYA’DAN ASKER İSTEDİ |
KIRGIZİSTAN'IN güneyinde Kırgızlar ile Özbekler arasında çıkan çatışmalarda 50 kişi ölürken, yüzlercesi de yaralandı. Oş şehrindeki çatışmalar sokağa çıkma yasağına rağmen devam ediyor. Oş şehrinin Furkat ilçesinde Özbeklere ait evler yakıldı ve yağmalandı. Şehirdeki bütün dükkânlar da yağmalandı. Oş şehri havaalanına gelen yolcuların alandan ayrılmasına izin verilmezken, Oş’a bütün uluslar arası uçuşlar da durduruldu. Başşehir Bişkek’te ise özel halk birlikleri ve polis devriye geziyor. Bu arada, Özbekistan, Kırgızistan sınırını kapattı. Çatışmalar, Özbekistan’ın Andijan şehrine sınırı olan Aravan, Kara-Suu ve Özgen ilçelerinde yoğunlaşıyor. Eyaletin diğer bölgelerinde durumun sakin olduğu bildiriliyor.
RUSYA’DAN YARDIM TALEBİ Kırgızistan’ın güneyinde Kırgızlar ile Özbekler arasında çatışmalar şiddetlenirken, geçici hükümetin Başbakanı Roza Otunbayeva, Rusya’dan destek istedi. Otunbayeva, ülkenin güneyinde çatışmaları durdurmak için Rusya’dan destek istediklerini bildirdi. Bazı kaynaklar, Oş eyaletinde Kırgız güvenlik güçlerinin durumu kontrol edemediğini ve yetersiz kaldığını belirtiyor. Bölgede ayrıca silâhlı çatışmaların şiddetlendiği kaydediliyor. Devlet televizyonundan yayımlanan görüntülerde, Oş şehrinden dumanların yükseldiği görülüyor, sürekli otomatik silâh sesleri duyuluyor. |
13.06.2010 |
Almanya’da zorunlu askerlik tartışılıyor |
ALMANYA Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg’in zorunlu askerliğin kaldırılmasını savunmasına bazı kabine üyeleri tepki gösterdi. Focus dergisi, Almanya Savunma Bakanlığının Kasım ayından itibaren, askere gitmesi gereken vatandaşlara celp göndermemeyi planladığını ve bu durumda 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle zorunlu askerliğin fiilen kalkmış olacağını, ancak şu ana kadar bu konuda resmî bir karar alınmadığını yazdı. Bakanlığın bir sözcüsü de zorunlu askerliğin kaldırılması yönünde incelemelerin olduğunu bildirdi. Almanya Başbakanı Angela Merkel “Frankfurter Allgemeine Zeitung” gazetesine yaptığı açıklamada, zorunlu askerliğin korunmasından yana olduğunu, ancak kaldırılması yönünde incelemeler yapılmasının mümkün olduğunu söyledi. |
13.06.2010 |
London Times: Suudiler, İsrail’e hava sahasını açacak |
İNGİLİZ London Times gazetesi Suudi Arabistan’ın, İran’ı bombalaması için İsrail’e hava koridoru açma sözü verdiğini öne sürdü. Haberde muhtemel bir saldırı sırasında Suudi hava savunma sistemleri çalışmayacak. Habere göre İsrail’in yolunu fazlasıyla kısaltacak olan koridor ülkenin kuzeyinde bulunuyor. Muhtemel bir saldırı sırasında Suudi Arabistan seçeneğinin devreye girmemesi durumunda İsrail savaş uçaklarının Kızıldeniz ve Hint Okyanusu üzerinde uçarak İran’ın nükleer tesislerine saldırması gerekiyor. Suudi Arabistan’dan bu yönde herhangi teklif gelmemesine rağmen bu tür iddiaların ortaya atılmasının en önemli sebebi olarak İran-Suudi Arabistan gerginliği gösteriliyor ve Suudi yönetiminin bir düşmanına karşı öteki düşmanlığıyla işbirliği yapabileceği tezi kullanılıyor. BM Güvenlik Konseyi’nden hafta içinde İran’a yaptırım kararı çıkmasından sonra bu tür iddiaların ortaya atılması dikkat çekiyor. Amerikalı ismi açıklanmayan bir isme dayandırılan habere göre Suudiler muhtemel bir saldırı sırasında kendi uçaklarının havalanmaması ya da İsrail uçaklarına saldırmaması şeklinde tatbikatlar yapıyor. Aynı şekilde Suudi bir kaynak da gazeteye yaptığı açıklamada “Biz onların (İsrail’in) geçişine izin vereceğiz ve bir şey görmeyeceğiz” diyor. Plana göre İsrail uçakları Suudi hava sahasını geçtikten sonra hava savunma sistemleri alarm durumuna geçecek. Ancak başta Suudi Arabistan olmak üzere bütün Körfez ülkeleri bu tür bir saldırıya kendileri için de bir yıkım olabileceğini gerekçesiyle karşı çıkıyor ve görüşmeler yoluyla sorunun halledilmesini istiyor. İsrailli yetkililer ise bu yöndeki iddiaları yalanlamazken, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun İran’ın nükleer tesislerinin bombalanması konusunda ABD ile temas halinde bulunduğu ileri sürülüyor. |
13.06.2010 |
İsviçre hükümeti minare yasağına karşıymış |
BM Genel Kurulu’nun başkanlığına seçilen İsviçre’nin eski dışişleri bakanı Joseph Deiss, Eylül’de göreve başladığında bütün ülkelere eşit mesafede duracağını söyledi. BM’de basın toplantısı düzenleyen Deiss, İsviçre’deki minare yasağıyla ilgili bir soru üzerine, kendisinin artık İsviçre hükümetinde yer almadığını belirterek, bu soruya cevap veremeyeceğini, ancak göreve başladığında Genel Kurul Başkanı olarak bütün ülkelere eşit mesafede duracağını, herkese eşit davranacağını belirtti. Basın toplantısında Deiss’in yanında bulunan İsviçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey de kararın halkın kararı olduğunu, hükümet olarak buna karşı olduklarını vurguladı. |
13.06.2010 |