Kültür-Sanat |
Çini ustasının ‘kapı tokmağı’ merakı |
KÜTAHYA’DA yaşayan dünyaca ünlü çini ustası Sıtkı Olçar, Osmanlı döneminden kalma 70 kapı tokmağından oluşan koleksiyonunu iş yerinde sergiliyor. Olçar, özellikle Osmanlı döneminde ilgi gören kapı tokmağı kültürünün, toplumun mimarî anlayışını yansıttığını söyledi. Ahşap kapı tokmaklarının çeşitli objelerle süslendiğini ve ev sahiplerinin hayat görüşünü ortaya koyduğunu belirten Olçar, kendisinin de eski kapı tokmaklarına özel ilgisinin olduğunu anlattı. Olçar, Osmanlı’nın kapı tokmağı kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla yaklaşık 120 yıl öncesinden günümüze taşınan Türk, Rum ve Ermeni evlerinde kullanılan kapı tokmaklarını biriktirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: ‘’Kapı tokmağı kültürü, Osmanlı mimarisinde ayrı bir yere sahiptir. Türk, Rum ve Ermeni asıllı vatandaşların evlerinin kapılarında yer alan tokmaklar, sahip oldukları mimariyle her zaman ilgimi çekmiştir. Yaklaşık 30 yılda hurdacılardan, bina yıkımcısı ustalardan elde ettiğim 70 tokmağı, bu kültürü yaşatmak amacıyla mum kalıplara yerleştirdim. İş yerimde sergilediğim bu tokmaklar, ziyaretçilerimden ilgi görüyor.’’ |
10.06.2010 |
Akdeniz’in en büyük gemi koleksiyonu, Pendik’te |
PENDİK Belediyesinin düzenlediği ‘Pendik Uluslararası Geleneksel Sanatçılar Buluşması’ organizasyonuna katılan Hırvat Sanatçı İgor Hajdarhodzic, içeriğini sır gibi sakladığı özel hamuru ile eski dönemlere ait gemilerin maketini yapıyor. Pendik Belediyesi, düzenlediği ‘Pendik Uluslararası Geleneksel Sanatçılar Buluşması’ organizasyonu ile yerli ve yabancı onlarca zanaatkâra ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Sahildeki Gösteri Merkezi’nde özel olarak hazırlanan çadırda, minyatürden ipek dokumaya, Tesbih’ten seramike kadar farklı san'at dallarındaki stantları görmek mümkün. İşte bunlardan biride, Akdeniz’in en büyük eski maket gemi koleksiyonuna sahip Hırvat Sanatçı İgor Hajdarhodzic’nın standı. 50 yaşındaki İgor, tam 25 yıldır özel olarak hazırladığı hamurdan eski dönemlere ait gemilerin maketlerini yapıyor. Suda bozulmuyor, günlerce kalabiliyor. Hırvastistan’da icra ettiği san'atla ilgili bir de okul açan İgor Hajdarhodzic, çocuklara maket hazır gemi yapmayı öğretiyor. Kullandığı özel hamur sayesinde maket gemilerin su üzerinde yüzebildiğini be günlerce bozulmadan kalabildiğini belirten Hajdarhodzic, bugüne kadar onlarca ülkeyi gezdiğini ancak en büyük ilgiyi Pendik’te gördüğünü de sözlerine ekliyor. |
10.06.2010 |
Peygamberler diyarında... |
Yolculuğumuz Çorum’dan başlamıştı. Kayseri, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa... Kaptanımız Satılmış Bey, gezi rehberlerimiz Raşit Yücel ve Süleyman Alıç Ağabeylerin koordinesinde Şanlıurfa‘nın birbirinden değerli mekânlarını görme ve gezme imkânı bulduk. Dünyanın ilk üniversitesi, Harran’da. Bundan 1200 yıl önce kurulmuş. Harran Üniversitesinin harabeleri hâlâ ayakta. Mevcut Harran Üniversitesi adını buradan almış. Burada, Barla Lâhikası’nda adı geçen ve hayattaki gibi tasarrufu devam eden Hayat-ı Harrani Hazretlerinin kabrini ziyaret ettik. Eyüp Aleyhisselâmın çile çektiği mağara ve çevre düzenlemesi mükemmel olmuş. Bediüzzaman Hazretlerinin Şanlıurfa ile alâkası ve parçalanan kabrinin burada olması Urfa’ya ayrı bir mânâ katmış. Balıklı Göl ve Halilürrahman Dergâhı bölümünde yıkılan kabrin mekânını ve makamını gördük, hüzünlendik. Urfa eski valisi Ziyaettin Akbulut Beyin Balıklı Göl projesinde büyük katkısı olduğunu öğrendik. Son ziyaret yerlerimiz, Üstadımızın vefat ettiği İpek Palas Oteli idi. Otel sahipleri, Üstadın vefat ettiği odayı ziyaret etme fırsatı verdiler, bu vesile ile kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu odanın yıllık masrafları verilerek Üstadın hatırası yaşatılmış oluyor. Abdülkadir Badıllı Ağabeyin Üstadımızın eşyalarını muhafaza ettiği ve müze hâline getirdiği mekânda kendileri olmadığı için oğlunun bize yardımcı olması sayesinde görmediğimiz bir çok eşyayı gördük ve duygulandık. Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretlerinin cübbesini de bu vesile ile görmüş olduk. Böylece Şanlıurfa’dan yola çıkıp Gaziantep ve Adana’ya ulaştık. Burada ve Urfa’da gördüğümüz yakın alâkadan dolayı ağabey ve ablalarımıza gönülden teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bizleri Ashab-ı Kehf Mağarasına kadar götürüp sonra yolcu eden Adanalı ağabeylermize de teşekkürlerimizi iletiyoruz. Nevşehir Peri Bacaları ve adeta bir açık hava müzesi mahiyetindeki mahalleri de görme fırsatımız oldu. Ve şunu anladık ki, hakikaten Yeni Asya camiasına mensup olmak insanı adeta bir ailenin fertleri gibi yapıyor.
NURAY VAPUR |
10.06.2010 |
Carousel’de lezzet günleri |
EĞLENCELİ ve keyifli faaliyetler sunmaya devam eden Carousel, Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi işbirliği ile gerçekleşen “Lezzet Buluşmaları” nda ziyaretçilerini sevdikleri için hazırlayacağı soğuk içeceklerle serinlemeye dâvet ediyor. Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi ve Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi işbirliği ile gerçekleşen “Lezzet Buluşmaları”nda Gurme Gülhan Kara eşliğinde, ailenize, çocuklarınıza ve sevdiklerinize yazın vazgeçilmez içecekleri arasında yer alan limonata ve kompostolar hazırlayın. “Lezzet Buluşmaları” kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerde, ziyaretçiler farklı tatları öğrenirken mutfak ve yemek pişirmeye dair merak ettikleri her şeyi keyifli bir sohbet ortamında öğrenebiliyor. Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi işbirliği ile gerçekleşen faaliyetler ile ziyaretçiler, her ay farklı bir lezzetin tadına varıyor. |
10.06.2010 |
“İstanbul’da Minyatürler” sergisi |
İSTANBUL’UN kaybolmaya yüz tutmuş değerlerinin hatırlanmasına ve belgelenmesine aracılık eden ‘’İstanbul Minyatürleri’’ sergisi, bugün Cemal Reşit Rey Sergi Salonunda açılacak. Sergi, 1953 yılında başladığı geleneksel tezhip ve minyatür çalışmalarını çağdaş bir yorum arayışında sürdüren Cahide Keskiner’in 1989 yılında kurduğu Keskiner Atölyesince gerçekleştiriliyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Geleneksel Sanatlar Yönetmenliği tarafından desteklenen sergi, gerek muhtevası gerekse kullandığı san'at formuyla İstanbul’un kaybolmaya yüz tutmuş değerlerinin hatırlanmasına ve belgelenmesine aracılık ediyor. İstanbul’un surları, sur kapıları, anıt ağaçları, kuşları ve yalıları olmak üzere şehir kimliğinin önemli unsurlarını tasvir eden minyatürlerden oluşan sergide, Cahide Keskiner’le birlikte Sabiha Bayhan Koç, Zehra Çekin, Tülin Gönültaş, Çiğdem Tunçer, Ebru Kızılırmak, Aynur Gürsoy, Asiye Okumuş, Bahriye Balkaç, Çiğdem Mercan, Esra Altındoğan, Olcay Çetinok ve Nükhet Sağıroğlu tarafından resmedilen toplam 69 minyatür yer alıyor. |
10.06.2010 |
“Barış Manço 81300 Moda” |
BARIŞ Manço’nun Kadıköy Belediyesi tarafından müze haline getirilen Moda’daki evi, yarın kapılarını ziyaretçilere açacak. 11 yıl önce ölen Manço’nun, Moda Yusuf Kâmil Paşa Sokak’ta bulunan evini Halk Bankası’ndan kiralayan Kadıköy Belediyesi’nin, iki yıldır sürdürdüğü müze kurma çalışmaları tamamlandı. ‘’Barış Manço 81300 Moda’’ adını taşıyan müzede, Manço’nun bestelerini yaptığı piyanosu, gezilerinden topladığı cam objeleri, aksesuarları, sahne kostümleri ve tabloları yer alıyor. Oyuncak Müzesi’nin kurucusu Sunay Akın’ın danışmanlık yaptığı, sahne tasarımcısı Ayhan Doğan’ın katkı verdiği müzeyi, Manço ailesi de destekledi. |
10.06.2010 |