Güncel |
Beslediği kalemler İsrail’i destekliyor |
İHH İnsanî Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Gazze insani yardım filosunda aktivist olarak bulunan Gaye Somuncu, Yunan vatandaşı Dimitrius Pliouis ve aslen İsrailli olan İsveç vatandaşı Dror Peiller ile birlikte bir kez daha basın mensuplarının karşısına çıktı. Mavi Marmara gemisinde yaşananları anlatan Yıldırım, “İsrail katliâmının üstünü örtüyorlar” imasında bulunduğu yazarlara sert çıktı. Yıldırım, sorgusu sırasında bir yetkilinin kendisine, “Dünyada beslediğimiz kalemlerden başka bize sahip çıkan yok” dediğini belirterek, “Bana isim verdiler, ben onları biliyorum. Kendileri ile görüşeceğim. İsrail’in katliâmını örtenler zannetmesinler ki sessiz kalırım. Onları bütün dünyanın gözü önünde rezil ederim” ifadesini kullandı. İsrailli askerlerin Gazze yardım filosuna düzenlediği saldırı sırasında yaşananları bu kez gemilerde bulunan aktivistler anlattı. Gemide gönüllü olarak bulunan ve tercümanlık yaparak yetkililere yardımcı olmaya çalışan Gaye Somuncu, yaşadıklarını anlatırken göz yaşlarını tutamadı. İsrail askerlerinin kadınlara ve erkeklere işkence yaptığını, yaralılara kelepçe taktığını, yaşlı insanları diz çöktürdüğünü ve aç ve susuz bıraktığını anlatan Somuncu, THY uçağının merdivenlerinden yukarı çıkıncaya kadar Türkiye’ye dönebileceğine inanmadığını söyledi. Somuncu, “Sorgum sırasında bana bir daha Gazze’ye gelmeyeceğime ve yaşadıklarımızdan bizlerin sorumlu olacağımıza dair bir belge imzalatmaya çalıştılar. Bana öyle bir psikolojik baskı yaptılar ki beni deli olduğuma inandırmaya çalıştılar” diye konuştu. Yunan vatandaşı aktivist Dimitrius Pliouis ise, “İsrail’in bizi durduracağını biliyorduk ama bu kadar barbarca, yardım gemisini böyle kan gölüne çevireceğini hiç düşünmemiştik” dedi. “Amacımız Gazze’ye insanî yardım götürmekti” diyen Pliouis, şöyle konuştu: “Gazze açıklarında iken bir savaş gemisiymişiz gibi bize saldırdılar. Bizi öldürmek, bizi kaçırmak için geldiler. Bizim de sessizca bunu karşılamamızı beklediler. Gönüllüler tabiî olarak kendilerini savunmak için karşı koydular. İnsanları öldürmek için gelmişlerdi onları alınlarından vurdular. Bu tamamen bir katliâmdır. İsrail’in yaptığı bir aptallıktı. Şimdi binlerce insan Gazze’ye gitmek istiyor. Oraya yardım götürmek istiyor. Artık dünyadaki hükümetler de ablukanın kaldırılmasını istiyor.” |
10.06.2010 |
Kamu Güvenliği Müsteşarlığına esastan inceleme |
Anayasa Mahkemesi, AKP’nin Demokratik Açılım sürecinin ilk yasal düzenlemesi olan Kamu Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasına ilişkin yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açılan davanın ilk incelemesini tamamladı. Yüksek Mahkeme, konuyu esastan inceleyip karara bağlayacak. 5952 sayılı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle başvuru, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile TBMM Grubu Adına Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol tarafından yapıldı. 5982 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’un iptaline ilişkin davanın şekil yönünden incelenmesine karar veren Anayasa Mahkemesi, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı ile ilgili başvurunun da ilk incelemesini yaptı. |
10.06.2010 |
Türkiye’nin kalkınma hedefleri açıklanacak |
Türkİye’nİn ‘’Binyıl Kalkınma Hedefleri’’ bugün düzenlenecek basın toplantısında açıklanacak. Devlet Planlama Teşkilâtı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve BM Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) ortaklığıyla düzenlenen ‘’Binyıl Kalkınma Hedefleri Bölgesel Konferansı’’ kapsamında Türkiye’nin de hedefleri duyurulacak. ‘’Türkiye’nin Binyıl Kalkınma Hedefleri’’ raporunun tanıtılacağı toplantı, bugün İstanbul Harbiye Kongre Merkezi’nde saat 09.30’da başlayacak. |
10.06.2010 |
Dünya İsrail’i tecrid etsin |
İsraİl askerlerinin saldırdığı Mavi Marmara gemisinde bulunan doktorlardan Hasan Hüseyin Uysal, gemide her dilden, dinden ve sınıftan insanların bulunduğunu belirterek, ‘’Gemide ateist olan gönüllüler vardı. Bu nedenle bu bir cihat hareketi değil yüzyılın iyilik hareketidir’’ dedi. Gemide bulunan doktorlardan Hasan Hüseyin Uysal ve Asım Sarıgüzel, Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Adem Sazak ile Konya Hekimevi’nde, İsrail’in Gazze’ye giden yardım gemilerine saldırısıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Sazak, bütün dünya ülkelerinin İsrail’i tecrit etmesi gerektiğini belirterek, spor faaliyetleri başta olmak üzere İsrail’in hiçbir uluslar arası yarışmalara sokulmaması, resmî ve sivil kuruluşlardan üyeliğinin silinmesi gerektiğini ifade etti. Uysal, ‘’Aramızda her dilden, dinden ve sınıftan insanlar bulunuyordu. Gemide ateist olan gönüllüler vardı. Bu sebeple bu bir cihad hareketi değil yüzyılın iyilik hareketidir. Saf bir iyilik hareketidir’’ dedi. |
10.06.2010 |
Kuzu: Mahkeme, yanlışına devam ediyor |
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesi’nin, değişiklik paketi konusunda CHP’nin iptal başvurusunu kabul edip şekilden görüşme kararı almasını eleştirdi. Kuzu, ‘’Mahkeme, şekil yönünden inceleme kararında durursa, (buna göre hareket ederse) bu da yargıya güveni artırır, aksi halde ciddî olarak hırpalar” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin, başörtüsü kararında da şekilden öteye giderek yanlış bir karara imza attığını belirten Kuzu, Meclis’te yaptığı açıklamada; şöyle dedi: “Rejimi koruma kollama adına yetkilerini aşıp (başörtüsü konusunda) yanlış karar verdi. Anayasa Mahkemesi, aynı yanlış kararları verdiği izlenimini gözlüyorum. Dâvânın (değişiklik paketinin iptal başvurusu konusunda) reddi yönünde bir karar verilmeliydi. Mahkeme, yanlışına devam ediyor. Şekil yönünden inceleme kararında durursa, (buna göre hareket ederse) bu da yargıya güveni arttırır, aksi halde ciddî olarak hırpalar.” |
10.06.2010 |
Vize çilesi bitsin |
Almanya ve Türkiye arasında, özellikle son zamanlarda artan vize sıkıntısı iş dünyası ve Alman diplomatlar arasında ele alındı. Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz, iki ülke arasında yaşanan vize sıkıntılarına dikkat çekerken, vize kolaylığı için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Vizeler daha uzun süreli verilmeli
TÜRKİYE-ALMANYA İşbirliği Günü nedeni ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO)’nda gerçekleştirilen ikili iş görüşmelerine Türkiye ve Almanya’dan şirketler katıldı. Toplantıda vize kolaylıkları üzerinde duruldu, iş adamlarının işlerini uzun süre yapabilecekleri şekilde vize verilmesi istendi. BTSO çok amaçlı salonda gerçekleştirilen görüşmelerin açılış konuşmasını yapan BTSO Meclis Başkanı İlhan Parseker, yapılan toplantının iki ülke arasında ki ekonomik ilişkilerin güçlenmesine ve işadamlarına Almanya pazarına açılması temennisinde bulundu.
BURSA - MÜNİH UÇAK SEFERİ Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan Bursa ile Almanya arasında önemli ticaret fırsatları olduğuna değinen İlhan Parseker şu müjdeyi de verdi: “Alman Lufthansa Hava Yolları, uzun süredir neredeyse atıl durumda kalan Bursa Yenişehir Havalimanı’ndan Münih’e karşılıklı seferler başlatıyor. Ağustos ayının başından itibaren Bursalılar Yenişehir’den Münih’e buradan da aktarmalı olarak dünyanın her tarafına uçabilecek. Alman işadamı ve turistlerde aynı şekilde Bursa’ya gelebilecekler.” Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Franz Koller ise son zamanlarda Rusya ve Çin’in ardından üçüncü sırada gelen Almanya’nın her zaman olduğu gibi yine Türkiye’nin en önemli ticari partnerlerinden olduğunu belirtti. Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz da, vize kolaylıkları üzerinde dururken, iki ülke arasında ki yaşanan vize sıkıntılarına dikkat çekti. Özellikle iş adamlarının vize kolaylığı talebinde bulunduklarına vurgu yapan Cuntz, vize kolaylığı için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. |
10.06.2010 |
Ambargo kalksın |
ASYA’DA İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) 3. zirvesinin sonunda Türk Dönem Başkanlığı tarafından yapılan yazılı Başkanlık Açıklamasında, İsrail’in kınanmasının yanı sıra Orta Doğu sorunu ve nükleer silâhların yayılmasının önlenmesi gibi konulara yönelik zirve sonuçlarına da yer verildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından zirve sonunda katılımcılara sözlü olarak da okunan açıklamada, “Bir üye ülke hariç, tüm diğer üye ülkeler, bu eylemi (İsrail’in saldırısı), BM Şartı ve uluslar arası hukuk ilkelerinin açık ihlâli olarak addetmişler ve bu eylem sonucunda sivillerin vefat etmesini güçlü bir şekilde kınamışlardır. Bu kabil eylemlerin tekrarını önlemek ve hesap verilebilirlik ilkesini korumak amacıyla, BM Güvenlik Konseyi Başkanlık Açıklaması doğrultusunda olayın inandırıcı ve şeffaf bir şekilde soruşturulmasını teminen BM Genel Sekreteri tarafından bağımsız uluslar arası komisyonun kurulmasını desteklemişlerdir” denildi. Üye ülkeler “bu bağlamda bölgesel barış ve güvenlik için son derece yıkıcı olan Gazze Şeridi’ne yönelik insanlık dışı ambargonun derhal kaldırılması çağrısında” da bulundu. Başkanlık Açıklamasında, AİGK’nin üye ülkelerinin büyük bir çoğunluğunun aynı zamanda Orta Doğu’da nükleer silâhlardan arındırılmış bölge kurulması çağrısında bulunduğu belirtilerek, “Bu amaçla Nükleer Silâhların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması 2010 yılı Gözden Geçirme Konferansı’nın Mısır ve Arap ülkeleri önerisi doğrultusunda tüm Orta Doğu ülkelerinin katılacağı bir konferansın 2012 yılında düzenlenmesi kararını takdirle karşılamışlardır” denildi. Açıklama ile “üye ülkelerin büyük bir çoğunluğunun ayrıca İsrail’e en kısa zamanda Nükleer Silâhların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf olması ve tüm nükleer tesislerini Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun kapsamlı denetimine tabi kılması çağrısında bulundukları” da kaydedildi. Üye ülkelerin büyük bir çoğunluğunun İsrail’in 1967 yılından bu yana işgal altında bulundurduğu Arap topraklarından çekilmesi, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Filistinli göçmenlerin sorunlarının ilgili BM kararları temelinde çözümlenmesi çağrısında bulunduğu da kaydedildi. Açıklamada ayrıca, üye ülkelerin büyük bir çoğunluğunun AİGK ile İKT ve AGİT arasında güçlendirilmiş işbirliği kurulmasını memnuniyetle karşıladıkları ve destekledikleri bildirildi. |
10.06.2010 |
Sessiz kalmak vicdanları yaralar |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısı ile ilgili olarak, ‘’31 Mayısta Akdeniz’de uluslar arası hukuk adına çok büyük bir ihlâl yaşanmıştır. Uluslar arası sularda gerçekleşen ve tamamen hukuksuz olan bu saldırı karşısında bir kez daha sessiz kalmak bu saldırıyı, daha öncekiler gibi bir kez daha görmezlikten gelmek, insanlık vicdanında yeni bir yara açacaktır’’ dedi. Erdoğan, İstanbul’da gerçekleştirilen, Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve BM Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) ortaklığıyla düzenlenen ‘’Binyıl Kalkınma Hedefleri Bölgesel Konferansı’’nda yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısına değindi. ‘’Bakın gündemimizi işgal ettiği için söylemek istiyorum. 31 Mayısta Akdeniz’de uluslar arası hukuk adına çok büyük bir ihlâl yaşanmıştır’’ diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ‘’İsrail komandoları, Gazze’ye insanı yardım götüren yolcuları da 32 farklı ülkeden sivil yardım gönüllüleri olan gemilere saldırdı ve tam 9 masum insanı katletti. 24 kişi yaralandı. Uluslar arası sularda gerçekleşen ve tamamen hukuksuz olan bu saldırı karşısında bir kez daha sessiz kalmak bu saldırıyı, daha öncekiler gibi bir kez daha görmezlikten gelmek, insanlık vicdanında yeni bir yara açacaktır. Bir devlet tarafından, sorumsuzca, düşüncesizce, korkmadan, çekinmeden yürütülen hukuk ihlâlleri, insanlığın adalet duygusunu zedeleyecek, uluslar arası örgütlere güveni daha da azaltacaktır. Eğer küresel barış diyorsak, eğer küresel sorunlara birlikte çözüm bulmak bulmak zorunda olduğumuzun samimî şekilde bilincindeysek, bu tür hukuksuzluklara karşı da insanî bir duruşu adil bir duruş, kararlı ve cesur bir duruş sergilemek durumundayız. Sessiz kalanlar, tepkisiz kalanlar, görmezden gelenler sadece bu katliâmlara ortak olmakla kalmaz gelecekte de yeni saldırıları meşrûlaştırmış, yeni saldırılara destek vermiş olurlar.’’ |
10.06.2010 |
RTÜK Kanun Tasarısı komisyonda |
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK Kanun Tasarısı’nın, dünya ile paralel olarak, karasal sayısal yayıncılığa sorunsuz geçilmesini mümkün kıldığını söyledi. TBMM Anayasa Komisyonunda, ‘’Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanun Tasarısı’’nın görüşmelerine başlandı. Komisyonda hükümet adına konuşan Arınç, görüşülen tasarıda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeler kapsamındaki konuların, iptal gerekçelerine uygun olarak yeniden düzenlendiğini söyledi. Arınç, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği yıllık izlenme oranına bağlı sahiplik yerine sektörel toplam ticarî iletişim geliri açısından yüzde 25, karasal frekans tahsisi açısından en fazla 4 kanal sınırı getirildiğini kaydetti. |
10.06.2010 |
MHP, Meclis araştırması istedi |
MHP, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısına ilişkin Meclis araştırması açılmasını istedi. MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, saldırıda 9 vatandaşın vefat ettiği, 23 vatandaşın da yaralandığı hatırlatıldı. İsrail’in uluslar arası sularda sivil bir yardım konvoyuna müdahalede bulunmasının ve sivilleri katletmesinin insanî değerlere karşı yapılmış bir devlet terörü olduğu ifade edilen gerekçede, ‘’İsrail’in bölgede yıllardır yürüttüğü saldırgan tutum ve yaptığı katliâmların son örneği olan bu saldırının cezalandırılması için her türlü uluslar arası hukukî ve diplomatik girişim elbette yapılmalı ve sorumluları ortaya konulmalı, vatandaşlarımızın hukuku aranmalıdır’’ denildi. |
10.06.2010 |
YAZ KUR’ÂN KURSLARINDA ENGELLİLERE ÖZEL EĞİTİM |
DİYANET İşleri Başkanlığınca düzenlenen Yaz Kur’ân Kursları’nda engelli öğrenciler için brail alfabesiyle işaret dilini bilen öğreticiler görevlendirilecek. Sevgi, hoşgörü ve gönüllülük esasına dayalı olarak yürütülecek kurs süresince öğrencilere değerli oldukları hissettirilecek, güler yüz ve sevgi gösterilecek. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun imzasıyla il ve ilçe müftülüklerine gönderilen genelgeye göre, ilköğretim 5. sınıfı tamamlayan öğrencilere yönelik düzenlenen Yaz Kur’ân Kursları, bu yıl 21 Haziran-20 Ağustos tarihleri arasında 3 kur olarak gerçekleştirilecek. Kursların eğitim takvimi, kayıt işlemleri ve dönemler, kurlu sistem ve işleyişi hakkında gerekli bütün bilgiler veli ve öğrencilere duyurularak, hazırlanan afişler uygun yerlere asılacak. Ancak, maksadını aşan reklâm ve ilânlara izin verilmeyecek. Günde 3 saat eğitim yapılacak kurslarda, bu sürenin 2 saati Kur’ân-ı Kerim ve meali, bir saati ise itikat, ibadet ve ahlâk dersleri için ayrılacak. Eğitimin etkin ve verimli olması için sınıf mevcutları bir öğreticiye 30 öğrenci düşecek şekilde ayarlanacak. Yaz Kur’ân Kurslarına katılmak isteyen engellilere imkânlar ölçüsünde yardımcı olunacak. Bu kurslarda brail alfabesini ve işaret dilini bilen öğreticiler görevlendirilecek. Öğreticiler, kurslar öncesinde hizmet içi eğitime tabi tutulacak. Kaza ve kaderle ilgili derslerin dini yüksek öğrenim görmüş personel tarafından verilmesi sağlanacak.
ÖDÜLLENDİRME
Öğrenci-öğretici diyaloğunun pekişmesi, derslerin çeşitli oyun faaliyetleriyle yapılması ve eğlenirken öğrenmenin sağlanması için ders saatleri dışında gezi, piknik, sportif ve sosyal faaliyetler düzenlenecek. Kurslarda mümkün olduğunca eğitim ve öğretim teknolojilerinden yararlanılması sağlanacak, kurs idaresinin imkânları yeterli olmadığı durumlarda bu tür eğitim ekipmanları müftülüklerce karşılanacak. Başarının ölçülmesi için derslerde sınav yerine dini sorulardan oluşturulmuş bulmaca çözdürme, hikâye yazdırma gibi yöntemlerden yararlanılacak. Disiplinin eğitimin çekiciliğiyle sağlanması amaçlanırken, ödüllendirmede aşırılığa yer verilmeyecek. Her dönem sonunda kuru başarıyla tamamlayan öğrencilere, velilerin de katıldığı faaliyet programıyla ‘’katılım belgesi’’ verilecek. |
10.06.2010 |
Liseli mucitten maliyetsiz elektrik |
ANKARA’DA 17 yaşındaki lise öğrencisi, çabuk bozulabilen gıdaların taşındığı tırların soğutma sistemlerindeki elektrik maliyetini ortadan kaldıran proje hazırladı. Çağlayan Anadolu Lisesi öğrencisi Burak Ustaoğlu (17), çabuk bozulabilen gıdaların taşındığı tırların soğutma sistemlerinin çalışması için araç motorunun sürekli çalışarak akünün şarj edilmesi gerektiğini, elde edilen elektriğin tırın ihtiyaç duyulan diğer alanlarında da kullanılabileceğini söyledi. Bunun yüksek maliyeti bulunduğunu, hazırladığı projeyle soğutma sistemleri için yedek bir enerji kaynağının devreye gireceğini ifade eden Ustaoğlu, projeyle tırların soğutma sistemlerindeki elektrik maliyetini sıfıra indirerek elektrik tasarrufu sağlamayı amaçladığını bildirdi. Projesinin temelinin, statik ortamdaki havayı kinetik enerjiye çevirmeye dayandığını anlatan Ustaoğlu, şöyle konuştu: ‘’Bunu, hiçbir maliyeti olmayan sürtünme kuvvetiyle yapacağız. Projeyle, tırımızın altına yüksek türbülanslı hava toplarıyla alternatörler bağlıyoruz. Bunu pervane gibi düşünebiliriz. Tırın hareket etmesiyle pervane döndükçe enerji elde ediyoruz. Tırın arkasına koyduğumuz kondansatörlerde de buradan elde ettiğimiz yüksek miktarda enerjiyi depoluyoruz. Bu elektrik de doğrudan soğutucuya gidiyor. Projem aerodinamik yapısı olmayan tren, gemi, uçak gibi araçlarda da uygulanabilir.’’ |
10.06.2010 |
Eğitim Şûrâ Raporu Bakan Çubukçu’da |
EĞİTİM-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, sendika yöneticileriyle birlikte Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve Bakanlık bürokratlarıyla kahvaltılı toplantıda bir araya gelerek, eğitim çalışanlarının sorunlarını ve çözüm tedbirlerini konuştu. Gündoğdu, toplantıda, 6/7 Mart 2010’da Başkent Öğretmenevi’nde düzenledikleri ‘Eğitim Çalışanlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri Şûrâsı’ raporlarını da Bakan Çubukçu’ya sundu. Ahmet Gündoğdu, eğitim kurumları yöneticilerinin aylık karşılığı ‘haftada 6 saate kadar derse girmeleri’nin sağlanması bakımından ilgili mevzuatında değişiklik yapılmasını, ders yılı içerisindeki iş günlerinde çeşitli sebeplerle tatil edilen günlerde ders görevlerini fiilen yerine getiremeyen öğretmenlerin söz konusu günlere denk gelen ders görevlerini yapmış sayılmaları hususunda Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar’da değişiklik yapılmasını istedi. Ek ders ücretlerinde şimdiye kadar bir artış olmadığını belirten Gündoğdu, “Ekonomik kriz gerekçesiyle ek ders ücretlerine artış yapılmadı. Hiç değilse, ek ders ücretleri vergiden muaf tutularak, vergi matrahına dahil edilmesin. Bu, bir nebze öğretmenleri rahatlatacaktır” dedi. |
10.06.2010 |
İşsizler ordusunu genel liseler arttırıyor |
MESLEKÎ teknik eğitim Fuarı’nın açılışına katılan Muş Valisi Erdoğan Bektaş, işsiz gençlerin yüzde 90’ının düz lise mezunlarından oluştuğuna dikkat çekti. Bektaş, meslekî ve teknik eğitimin ülkemiz için büyük bir önem arz ettiğini ifade etti. Sokakta boş gezen işsiz gençlerin düz lise mezunlarından oluştuğuna vurgu yapan Vali Bektaş, ülkenin ve özellikle Muş’un gelişmesinde meslekî ve teknik eğitimin çok büyük önem arz ettiğini dile getirdi. Muş’ta bulunan meslekî ve teknik eğitim liselerinin artması için çalışma yaptıklarını kaydeden Vali Erdoğan Bektaş, önümüzdeki yıl içerisinde meslekî eğitim veren bir lise daha açmayı planladıklarını sözlerine ekledi. Bektaş, meslekî eğitimin daha da ilerlemesi için ellerinden gelen bütün çalışmaları yapacaklarını kaydederek Muş’a sanayicinin gelebilmesi için kalifiye eleman sayısının fazla olması gerektiğini dile getirdi. Millî Eğitim Müdürü İlhami Bayraktar ise Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî Eğitim ve Öğretimin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) kapsamında, meslek liselerini yeniden yapılandırmaya çalışıldığını kaydetti. |
10.06.2010 |
Köpek, çocuğu komalık etti, sahibi serbest kaldı |
SALDIRGAN bir özelliğe sahip olan rottweiler cinsi köpek, Rize’de küçük bir çocuğu ölümün eşiğine getirdi. Köpeği başıboş bırakan sahibi ise ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Çayeli ilçesinde bir eve giren köpek, Giresun’dan çay toplamak için gelen Kır ailesinin 4 yaşındaki kızı Duygu’ya saldırdı. Duygu’nun mutfakta oynadığı sırada komşuya ait rottweiler cinsi köpek, içeri girdi ve küçük kızı boğazından yakaladı. Duygu’yu sürükleyerek evin salonuna kadar götüren köpek, çocuğu 20 yerinden ısırdı. Duygu’nun çığlıkları üzerine salona koşan annesi komşularının yardımıyla köpeği etkisiz hale getirdi. Kanlar içerisinde hastaneye kaldırılan çocuğun akciğer ve karaciğerlerinin parçalandığı tesbit edildi. |
10.06.2010 |
Hep mazlûmun yanında olduk |
Gazze’de yaşanan insanlık dramı karşısında sessiz kalamayan, halkın içinde bulunduğu zor şartları bir nebze hafifletmek için her türlü çabayı ortaya koyan Türk insanı, tarih boyunca daima mazlumun yanında oldu. Ağır ambargo şartları altında açlığa ve sefalete terk edilen Gazze halkına götürülmek üzere yola çıkan yardım gemilerinin İsrail askerlerinin saldırısına uğraması ve 9 Türk’ün hayatını kaybetmesi, dünyanın ilgisini yeniden bölgeye çevirdi. Türkler tarih boyunca zulme uğrayanların sığınacakları ilk kapı olarak görüldü ve sığınanlara da her zaman kucak açıldı. Dini inançları sebebiyle İspanya’dan kovulan Yahudilere de yine ilk sahip çıkan, koruma altına alan Osmanlı idi. İspanya Kralı Ferdinand ile Kraliçe İzabella, 31 Mart 1492’de imzaladıkları kararla Hristiyanlığı kabul etmeleri istenen Yahudiler, yeni bir yurt arayışına girdi. Birçok ülkenin kabul etmediği Yadudilere Akdeniz’in diğer ucundaki Osmanlı İmparatorluğu’nun Padişahı Sultan II. Bayazıd sahip çıktı. Vatansız kalmış Yahudiler, İspanya’dan gemilerle Osmanlı topraklarına kabul edildiler. 1848-1849 Macar İhtilâli’nin Rus ve Avusturya orduları tarafından bastırılması üzerine, başta Macar milli kahramanı Lajos Kossuth olmak üzere bakanlar, üst düzey askeri ve sivil yöneticiler Osmanlı Devleti’ne sığındı. Osmanlı’ya sığınanlar arasında çok sayıda Polonyalı da vardı. Macar millî kahramanı Lajos Kossuth, sığınmak üzere Osmanlı sınırına geldiği zaman Sultan Abdülmecid’e bir mektup gönderdi, kendisi ve yanındakiler için sığınma talebinde bulundu. Kossuth, Osmanlı Devleti’nin sığınma talebine nasıl baktığını bu mektupla öğrenmek istedi. Sultan Abdülmecid, mültecilerin kendisinin misafiri olduklarını, saçlarının bir teline zarar gelmesindense tebaasından 50 bin kişinin kurban edilmesini yeğleyeceği cevabını verdi. Sultan Abdülmecid, Rusya ve Avusturya’nın mültecilerin kendilerine iade edilmeleri için Bab-ı Ali üzerinde yoğun baskı kurdukları dönemde yayımladığı deklarasyonda, ‘’Tacımı veririm, tahtımı veririm, fakat devletime sığınanları asla geri vermem’’ ifadesine yer verdi. Kossuth, Osmanlı Devleti’nden ayrıldıktan sonra İngiltere’de yaptığı bir konuşmada, hayatını güvence altına alan ve düşmanlarına teslim etmeyen Türkleri, ‘’Bugünkü hayatım ve hürriyetime sahipliğim, Avusturya ile Rusya’nın tehditlerine, baskılarına rağmen beni ve arkadaşlarımı muhafaza eden Türkler sayesindedir. O Türkler ki, yüksek hislerle ve insan haklarına saygılı oluşları ile bütün tehditlere boyun eğmediler. Türk milleti bu yönüyle üstün bir güce sahiptir. Türkiye’nin bugün ve istikbalde mevcut olması Avrupa’nın ve insanlık âleminin yararınadır’’ ifadelerini kullandı.
BOLŞEVİK İHTİLÂLİNDEN SONRA YİNE TÜRKİYE’YE SIĞINDILAR
1917 Bolşevik İhtilâli sonrası ülkelerini terk eden Beyaz Ruslar, ilk durak olarak Türkiye’yi seçtiler. Yazar Jak Delon, kaleme aldığı ‘’Beyoğlu’nda Beyaz Ruslar’’ adlı eserinde, Türkiye’ye kaçan Beyaz Rusların hayatını anlatırken, o dönemleri yaşayanların anılarına yer veriyor. Eserde bir Beyaz Rus, Türkiye’yi seçme nedenlerini, ‘’Rusya’dan kaçarken hep şunları düşündük: İspanyol engizisyonundan kaçan Yahudilere kapılarını açan tek ülke olan Türkiye, 1920’lerde bizi de geri çevirmeyecektir’’ sözleriyle özetliyor. Hitler döneminde siyasî ve ırkçı nedenlerle işlerinden olan, sanatlarını icra edemez hale gelen ve hayatları tehlikeye giren binlerce Yahudi kökenli ya da sosyal demokrat düşünceye sahip Alman, 1933’ten itibaren gidecek ülke ararken, aralarında bilim adamı, mimar, mühendis, san'atçıların da bulunduğu bir bölümü Türkiye’ye sığındı. Sovyetler Birliği’nin 1979’da Afganistan’ı işgali sonrası sonrası ülkeden kaçan yaklaşık 4 bini Türkiye’ye göç ederken, İran’daki devrim sonrası da birçok muhalifin sığındığı ilk yer Türkiye oldu. Saddam Hüseyin’in korkusu, Jivkov rejiminin baskısı ve Sırp zulmünden kaçan binlerce kişi de, huzuru ve mutluluğu bulmak için güven duyduğu topraklara sığındı.
YARDIM KURULUŞLARI 100’Ü AŞKIN ÜLKEYE DESTEK TAŞIDI
UluslararasI barışın sağlanması amacıyla 1950 yılında Kore Savaşı’na katılan Mehmetçik, gösterdiği üstün başarıyla gönülleri fethetti. Mehmetçik, daha sonraki yıllar içinde BM ve NATO kararlarıyla Bosna-Hersek’ten Somali’ye, Afganistan’dan Sudan’a dünyanın birçok zorlu coğrafyasında insanların huzur ve mutluluğu için mücadele verdi. Görev yaptığı her coğrafyada insanların gönüllerini kazanan Türk askeri, dünya barışı için yaptığı başarılı görevlerle her zaman takdir topladı. 11 Haziran 1868 tarihinde ‘’Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’’ adıyla kurulan Kızılay, Türk insanının merhamet duygusunu dünyanın her tarafına taşıdı. Afetlerde yardıma koşan Türk Kızılayı, götürdüğü yardımlarla Moğolistan’dan Senegal’e, Suriye’den Filistin’e, Çad’dan Dominik’e onlarca ülkede insanların yaralarına merhem oldu. Türk insanının yardımseverliği ve hayırda yarışı dolayısıyla son yıllarda kurulan Kimse Yok Mu, Deniz Feneri, Yardımeli, Cansuyu, İHH İnsanî Yardım Vakfı gibi sivil toplum kuruluşları 100’ü aşkın ülkeye Türk insanının desteğini taşıdı. |
10.06.2010 |
iPhone 4’ü Turkcell ve Vodafone getirecek |
Turkcell ile Vodafone, önceki akşam tanıtılan iPhone 4’ü de en kısa zamanda Türkiye’ye getireceklerini duyurdu. İki firmadan da yapılan açıklamada iPhone 4’ün avantajlı koşullarla ‘pek yakında’ satışa sunulacağı bildirildi. Son yıllarda mobil cihaz piyasasında fırtına gibi esen iPhone’un 4. nesil modeli iPhone 4, 9.3 inç milimetre inceliğiyle en ince akıllı telefon olma özelliğine sahip. 5 megapiksel kamera, LED flaş özelliği, HD video kayıt, yüksek çözünürlüklü ekran teknolojisinin yanı sıra performanstan ya da batarya ömründen ödün vermeden aynı anda farklı uygulamaları kullanabilme özelliğini de barındırıyor. |
10.06.2010 |
Online alış veriş öncesi dikkat edilmesi gerekenler |
KarşIlaştIrmalI alış veriş platformu akakce.com, online alış veriş öncesi karar vermeyi kolaylaştıracak üç yeni uygulama hayata geçirdi. Platformdan yapılan yazılı açıklamaya göre, akakce.com, bu uygulamalarla tüketicilerin satın alma kararı verirken, ‘’en uygun fiyat’’, ‘’ödeme koşulları’’, ‘’kargo’’, ‘’garanti sağlayıcı firma’’ gibi bilgiler sunuyor. Alışveriş öncesi fiyat karşılaştırma yaparken, kredi kartına göre fiyatlar listelenerek, seçilen kredi kartına özel fiyat ve taksit seçeneklerine ulaşılıp, ‘’en uygun’’ ödeme seçeneği ve fiyatlar bulunabiliyor. Ödenecek kargo bedeli alış veriş sitesi ve ürüne göre değişiklik gösteriyor. Sitede ‘’kargo bedeli dahil sıralama’’ seçeneği ile son aşamada ödenmesi gereken kargo dahil toplam fiyata göre seçim yapabiliyor. Alış veriş kararın verilirken, satın alınan ürünün garanti sağlayıcı firma bilgileri de önem taşıyor. Sitede bulunan ‘’Garanti sağlayıcı belirtilenleri filtrele’’ özelliği ile ürünlere ait garanti sağlayıcı firma bilgilerini incelenebiliyor. |
10.06.2010 |
Çorum’a ‘Çorap Köy’ de kurulacak |
AyakkabIcIlar Derneği’nin Ayakkabı Köyü kurmak için çalışmalara başladığı Çorum’da, bu kez Çorap Sanayicileri Derneği tarafından ‘Çorap Köy’ adı altında yeni bir yatırım yapılacak. Merkezi İstanbul’da bulunan Çorap Sanayicileri Derneği Onursal Başkanı Haydar Ali Öztaş ve bazı yönetim kurulu üyeleri, Çorum’da göreve yeni başlayan Vali Nurullah Çakır’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette bir açıklama yapan Onursal Başkan Haydar Ali Öztaş, İstanbul’da faaliyet gösteren Çorap Sanayicileri Derneği olarak Çorum’da yatırım yapmayı amaçladıklarını ve yatırımın ‘Çorap Köy’ olarak düşünüldüğünü söyledi. Öztaş, Çorum Ticaret Sanayi Odası ve KOSGEB ile birlikte 14 Haziran Pazartesi günü Organize Sanayi Bölgesi’nde Vali Nurullah Çakır, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü ve diğer yetkililerin de katılacağı bir değerlendirme toplantısının yapılacağını kaydetti. |
10.06.2010 |
İlk Doğa Bilimleri Fakültesi Manisa’da açılacak |
Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Rektörü Prof. Dr. Sema Öncü, üniversite bünyesinde kurmayı planladıkları Doğa Bilimleri Fakültesi’nin YÖK’ten onay alınması halinde 2011-2012 Eğitim-Öğretim yılına yetişebileceğini bildirdi. Üniversitenin Muradiye Yerleşkesinde yapılan toplantıda Manisa’da Doğa Bilimleri Fakültesi kurulması konusunda çalışmalarının devam ettiğini belirten Prof. Dr. Öncü, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Ziraat, Madencilik ve Orman bölümlerini de kapsayacak bir Doğa Bilimleri Fakültesi kurma yolunda çabalarımız var. Bunun Türkiye’de henüz bir örneği yok. Bu Türkiye’de bir ilk olacak. Şu an program ve bölümleri oluşturulması aşaması tamamlandı. Yapılan çalışmaların sonunda Üniversitemiz Senatosundan da geçirildikten sonra Yüksek Öğretim Kurumu’na (YÖK) teklif edeceğiz. YÖK’ten onay aldığımız takdirde, Fakültenin 2011-2012 eğitim ve öğretim yılına yetişir umuyoruz. ’’ |
10.06.2010 |
112’lerde lisan bilen elemanlar görev yapacak |
SağlIk Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Acil ve Afetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Coşkun, 112 Acil Çağrı Merkezleri’nde lisanı iyi, birden fazla lisanı konuşabilen veya o konularda iyi olan, nöbetleşe çalışılabilecek bir yapı üzerinde çalıştıklarını söyledi. Konuyla ilgili bilgi veren Coşkun, şöyle konuştu: ‘’Bu durumda da tüm bu dillerde cevap verebilecek kişinin, karşıdaki kişinin başına ne geldiği, nasıl bir durumla karşılaştığına hakim olması sağlanmıştır. Amerika’da 100’ün üzerinde lisanla bu karşılama sağlanıyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın talimatıyla ilgili arkadaşlarla çalışarak bizim komuta kontrol merkezlerimizi ilişkilendireceğimiz lisanı iyi, birden fazla lisanı konuşabilen veya o konularda iyi olan nöbetleşe çalışılabilecek bir yapı üzerinde çalışıyoruz.’’ |
10.06.2010 |
İsrailli Fahima İslâmiyeti seçti |
BATI Şeria’daki El Fetih’in askeri kanadı El Aksa Şehitleri Tugayı’nın Cenin’deki liderlerinden Zekeriye Zubeydi ile dostluğuyla gündeme gelen ve bu sebeple “düşmana bilgi sızdırdığı” gerekçesiyle cezaevine de giren İsrailli ünlü solcu aktivistlerden Tali Fahima İslâmiyeti kabul etti. Fahima’nın geçen hafta İsrail’in kuzeyindeki Arap şehirlerinden Umm El Fahem’e gidip, İslâmî Hareket’in kuzey Bölgesi sorumlusu Şeyh Raed Salah ile görüştüğü bildirildi. Şeyh Salah, Mavi Marmara gemisi aktivistleri arasındaydı ve bir kaç gün gözaltında tutulduktan sonra, geçen Cuma evinde göz hapsinde tutulmak üzere bırakılmıştı. Tali Fahima, buradaki El Faruk Camiinde, önceki gün 4 imamın huzurunda Müslüman oldu. Lod şehrindeki İslâmî Hareket Başkanı Şeyh Yusuf Elbaz’ın, Tali Fahima’yla temas kurduğu, bu görüşmelerde kendisine cesaret verip, İslâmiyet ve değerleri hakkında konuştuğu, bilgiler verdiği bildirilirken, Fahima da yaptığı açıklamada İsrail’deki İslâmî Hareket’in Kuzey Şubesi sorumlusu “Şeyh Raed Salah’tan çok etkilendiğini” belirtti. Fatima, “Onu ilk kez gördüğümde sanki içimde bir şeyler sarsıldı.. Kendisini daha önce hiç görüp konuşmamama rağmen, Şeyhin tevazusu sanki beni İslâmiyete çağırdı” dedi. |
10.06.2010 |
46 farklı şehirden öğrenci aynı okulda |
Muğla’nIn Fethiye ilçesinde bulunan bir ilköğretim okulu, Türkiye’nin her bölgesinden öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Mayıs ayında hizmete açılan okulda, 46 ilden öğrenci bulunuyor. Fethiye’nin Kumluova beldesinde bulunan Prof. Dr. Ayhan Önder İlköğretim Okulu, 1 ay önce düzenlenen törenle hizmete açıldı. 2 milyon TL maliyetle yapımı tamamlanan okul 32 derslikle eğitim öğretim veriyor. Prof. Dr. Ayhan Önder tarafından masrafının büyük bölümü karşılanan okulda 46 ayrı ilden öğrenci bulunuyor. Prof. Dr. Ayhan Önder İlköğretim Okulu bu haliyle küçük bir Türkiye görünümüne sahip. Okulda Türkiye’nin her bölgesinden öğrenci öğrenim görüyor. Okul yönetimi de Türkiye’nin 46 ilinden gelerek okulda öğrenim gören öğrencilerin ailelerini kaynaştırmak için farklı etkinlikler yapıyor. Etkinlikler çerçevesinde Prof. Dr. Ayhan Önder İlköğretim Okulu tarafından Fethiye Anfi Tiyatro’da bir kermes düzenlendi. Beldede bulunan domates paketleme tesislerine çalışmaya gelen aileler tarafından hazırlanan yiyecekler yine okul yararına kullanılmak üzere kermeste satışa sunuldu. Kermeste Türkiye’nin her bölgesinden esintilerin yer alması dikkat çekti. Farklı illerden gelerek Fethiye’de buluşan öğrenciler ise hem ailelerine yardım etti hem de Fethiye kordonunda gezerek Fethiye’nin tadını çıkardı. Okul yönetimi ailelerin kaynaştırılmasına yönelik bu ve benzeri etkinliklerin belirli aralıklarla devam edeceğini açıkladı. |
10.06.2010 |
Yoksulun yüzü ‘Yenikart’la güldü |
Yenİmahalle Belediyesi’nin sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı artırmak amacıyla uygulamaya koyduğu Yenikart projesi kapsamında, bu yıl sonuna kadar 225 bin kart dağıtılacak. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, bu hafta içinde belirlenen ilk kişilerin hesaplarına 200 TL’nin yatırılacağını ifade ederek, ‘’Onurlu bir ülkenin, onurlu bir yurttaşı olarak, utanmadan, sosyal bir devletin yardımı çerçevesinde, ihtiyaçları doğrultusunda o paraları harcama fırsatı bulacaklar’’ dedi. Bugüne kadar 30 bin kart dağıtıldığını, ay sonuna kadar da bu rakamın 100 bine çıkacağını kaydeden Yaşar, bu sene sonu itibariyle de 225 bin kartı Yenimahalle halkının eline almış olacağını bildirdi. Yaşar, Yenikart’tan faydalanacak ihtiyaç sahiplerinin belirlenmesi için bir ekip oluşturduklarını belirterek, ‘’Kaymakamlıktan, Fak-Fuk Fonu’ndan, muhtarlardan yararlanıyoruz.’’ dedi. |
10.06.2010 |