Güncel |
Hahamlardan yaralılara ziyaret |
‘’Siyonizme Karşı Yahudiler Hareketinin temsilcisi 3 haham, Gazze’ye insanî yardım götüren gemilere İsrail’in düzenlediği saldırıda yaralanan ve tedavileri süren hastaları ziyaret ederek “geçmiş olsun” dedi. Hahamlar adına konuşan Dovid Weiss, saldırıdan büyük üzüntü duyduklarını, Filistin ve Gazze halkının özgürlüğü için dua ettiklerini söyledi. Hahamlar yaralıları ziyaret etti
“SİYONİZME Karşı Yahudiler Hareketi’nin temsilcisi 3 haham, Gazze’ye insani yardım götüren gemilere İsrail’in düzenlediği saldırıda yaralanan ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavileri süren hastaları ziyaret etti. Ziyaretçi hahamlar Yisroel Dovid Weiss, Yitzhok Shewinter ve Yoshet Rosenberg’e Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Haşim Erdem eşlik etti. Yaralılara, geçmiş olsun dileklerini ileten hahamlar adına konuşan Dovid Weiss, saldırıdan büyük üzüntü duyduklarını, Filistin ve Gazze halkının özgürlüğü için dua ettiklerini söyledi. Ziyareti, bütün Yahudiler adına yaptıklarını dile getiren Weiss, ‘’Biz buraya gönlümüzdekileri sizinle paylaşmaya geldik, yapılan saldırının karşısında sizin yanınızda olduğumuzu göstermek için geldik’’ dedi. Tedavileri süren yaralılar da ziyaretten duydukları memnuniyeti ifade ederek, saldırı anında yaşadıklarını hahamlarla paylaştılar. Hastalar ile hahamlar arasındaki konuşmalar, Başhekim Yardımcısı Erdem tarafından tercüme edildi. Bazı yaralılar, odalarına giren hahamlara gül verdi, kolonya ve çikolata ikram etti. Bunun üzerine hahamları temsilen konuşan Weiss, çok mahcup olduklarını, aslında kendilerinin yaralılara bir şeyler getirmesi gerektiğini söyledi. Hahamların, yaralılara sarılarak duydukları üzüntüyü ifade etmeleri ise dikkat çekti. Yaralılara geçmiş olsun dileklerini ileten hahamlar, İsrail’in amaçları insani yardım olan kişilere yönelik saldırısını ‘’korsanlık’’ olarak nitelendirdi. Ziyaretin ardından hahamlar adına hastane önünde basın açıklaması yapan Yisroel Dovid Weiss, Filistin halkına 60 yıldır zulmedildiğini, bunun ise din adına yapıldığını belirterek, ‘’Türkiye çok güzel bir örnek gösterdi. Bütün halkları birleştirerek Gazze’ye doğru yola çıktı. Biz Türkiye’nin misafirperverliğini ve kardeşliğini unutamayız’’ dedi. |
08.06.2010 |
Yaralılar taburcu ediliyor |
İSRAİL’İN Gazze’ye yardım götüren gemilerden ‘’Mavi Marmara’’ya saldırısında yaralanan ve Türkiye’ye getirilerek tedavi altına alınanlardan 11’i taburcu edilmeye başlandı. Sağlık Bakanlığı Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Metin Doğan, 1’i İrlanda, 10’u Türk vatandaşı olan 11 yaralının genel sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtti. Hastaneye getirilen 24 yaralıya tüm müdahale ve tedavinin yapıldığını ifade eden Doğan, bunlardan 11’inin taburcu edilmesine karar verildiğini söyledi. Doğan, ‘’Tedavi altına alınan yoğun bakım hastalarından 4’ünün durumunun daha iyi olduğunu, hastaların yoğun bakımdan normal yataklı üniteye çıkarılmasının planlandığını’’ bildirdi. Doğan, yoğun bakımdaki hastalardan 1’inin Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı’nda acilen ameliyata alındığını ifade ederek, ‘’Şu anda bu hastanın yoğun bakımda tedavisi devam etmektedir. Durumu ciddiyetini korumaktadır. Yoğun bakımda tedavi gören diğer hastalardan 1’inin daha durumu iyiye gitmekle birlikte, halen ciddiyetini korumaktadır ’’ diye konuştu. Hasta yakınlarının ve kendilerinin bütün ihtiyaçlarının da temin edildiğine işaret eden Doğan, ‘’Yataklı ünitede tedavi gören 18 hastadan durumu daha iyi olan 11’inin taburcu edilme işlemi başlamıştır. Ulaşım imkânlarına göre bu hastalar taburcu edilmeye başlanmıştır’’ dedi. |
08.06.2010 |
Rumlar Papa ile görüştürmedi |
Kıbrıs Rum kesimine geçişinde Rum polis noktasında bekletilen ve gecikmeden dolayı Papa 16. Benediktus ile görüşemeyen KKTC Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez, ‘’Görüşme gerçekleşmedi, ama sonuçta din adamlarının hepsinin gönlünde yatan inanç insanlığın kardeşliğidir’’ dedi. Rumlar, Suiçmez’i Papa ile görüştürmedi
KIBRIS Rum kesimine geçişinde Rum polis noktasında bekletilen ve gecikmeden dolayı Papa 16. Benediktus ile görüşemeyen KKTC Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez, ‘’Görüşme gerçekleşmedi, ama sonuçta din adamlarının hepsinin gönlünde yatan inanç insanlığın kardeşliğidir’’ dedi. Papa 16. Benediktus ile Güney Lefkoşa’daki Vatikan Büyükelçiliği’nde görüşmek için Ledra Palas sınır Kapısı’ndan Kıbrıs Rum kesimine geçen Suçimez, Rum polis noktasında, ‘’aracının plakası önceden bildirilmediği’’ gerekçesiyle yarım saat kadar bekletildi. Bekletilmekten dolayı görüşme yerine geç ulaşınca Papa ile görüşemeyen KKTC Din İşleri Başkanı Suiçmez, Ledra Palas yakınlarındaki Vatikan Büyükelçiliği’nden çıkışta basına açıklama yaptı. Sınır kapısından geçerken ‘’polisin oyalaması nedeniyle geciktiklerini’’ belirten Suiçmez, ‘’Kapıdaki geciktirmeden dolayı ancak gelebildik. Geldiğimizde de Papa’nın programı zaten yoğundu araya sıkıştırmıştı bunu, dolayısıyla program yoğunluğu içerisinde gecikmeden dolayı bu buluşma gerçekleşemedi’’ dedi. Ledra Palas’ta bekletildiğini ve görüşmenin yapılamadığını ifade eden Suiçmez, ‘’Görüşme gerçekleşmedi, ama sonuçta din adamlarının hepsinin gönlünde yatan inanç insanlığın kardeşliğidir. Papa’nın da bu anlamdaki iyi dileklerine katılıyoruz. Umarım ilerde fırsat olur yine bir arada, hem insanlık için hen kendi insanımız için ortak dileklerimizi ortaya koyabiliriz’’ diye konuştu. Suiçmez, sınır kapısında bekletilmesiyle ilgili olarak, aracının plakasının bildirilmediğinin gerekçe gösterildiğini, ancak plakayı daha önce bildirdiklerini kaydetti. |
08.06.2010 |
Gürsel Tekin’e bir Önder Sav darbesi daha |
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti Sözcüsü Hakkı Suha Okay, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun imzalı yazısıyla örgütlerin tüzük uyarınca il başkanı seçme hususunun bir süre için askıya alındığını bildirdi. CHP’de il başkanı atamaları ertelendi
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti Sözcüsü Hakkı Suha Okay, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun imzalı yazısıyla örgütlerin tüzük uyarınca il başkanı seçme hususunun bir süre için askıya alındığını bildirdi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Okay, düzenlediği basın toplantısında, MYK toplantısında ele alınan konular hakkında bilgi verdi. CHP’ye katılımların sürdüğünü ifade eden Okay, yarın yapılacak grup toplantısında bağımsız milletvekilleri Hüseyin Pazarcı ve Harun Öztürk’ün partiye katılacaklarını açıkladı. Okay, Parti Meclisi (PM) üyesi Gürsel Tekin’in eski görevi İstanbul İl Başkanlığına geri dönmesine ilişkin tartışmalar hatırlatılarak, MYK toplantısında bir atama olup olmadığının sorulması üzerine şöyle konuştu: “İstanbul ve Bitlis il başkanlarımız PM üyesi oldu ama nedense medyanın gündeminde İstanbul İl Başkanımız var. MYK toplantısında İstanbul İl Başkanlığıyla ilgili hiçbir görüşme olmadı. Siyaseti bireylerin siyasi beklentileri üzerinden değil, partinin ideoloji ve çalışma programı üzerinden götürmeyi doğru buluyoruz. Sayın Genel Başkanın yazısıyla örgütlerin tüzük uyarınca il başkanı seçme hususu bir süre için askıya alınmıştır.” |
08.06.2010 |
Belediye başkanlarına rüşvet gözaltısı |
ANTALYA ve İzmir’de ihalelere fesat karıştırıldığı ve rüşvet alındığı iddiaları üzerine, aralarında belediye başkanı ve yardımcılarının da bulunduğu öne sürülen 56 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Muratpaşa Belediyesinin açtığı ihalelere fesat karıştırıldığı iddiaları üzerine Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin cumhuriyet savcılığı koordinesinde yürüttükleri ‘’Kasırga 1’’ operasyonu kapsamında dün sabah çeşitli adreslere baskın düzenlendi. “Suç örgütü kurarak ihaleye fesat karıştırma ve rüşvet” suçları kapsamında düzenlenen operasyonda, aralarında Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Korkuteli Belediye Başkanı Hasan Gökçe, Muratpaşa Belediyesi başkan yardımcıları M.T. ve A.K. Zabıta Müdürü M.B.U., şube müdürleri ile İzmir’de Buca Belediye Başkan Vekili Hüsnü Kaya, Bucamar Genel Müdürü Fatih Kara ve Temizlik İşleri Müdürü Ali Yaşar’ın da aralarında bulanan yaklaşık 20 kamu görevlisi ile liderliğini belediyenin çöp ve temizlik işlerini alan şirketin sahibi A.Y’nin yaptığı iddia edilen yaklaşık 36 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında CHP Antalya eski Gençlik Kolları Başkanı C.D, bir inşaat ve büro malzemeleri şirketinin muhasebe müdürü A.G, belediyeye iş yapan bir ilaçlama şirketinin sahibi H.Z’nin de bulunduğu iddia edildi. Operasyonun genişletileceğini belirten yetkililer, gözaltı sayısının artabileceğini belirtti. |
08.06.2010 |
Asya liderleri İstanbul’da buluştu |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Zirvesi için İstanbul’a gelen liderlerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Gül, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Çırağan Sarayında bir araya geldi. Türkiye ve Filistin Devleti arasında ortak komite kurulmasına dair anlaşma, iki ülkenin dışişleri bakanları tarafından imzalandı. Anlaşma, Türkiye’nin Filistin devletine yapmakta olduğu ve yapacağı katkıların çerçevesini düzenleyecek ortak bir komite kurulmasını öngörüyor. Gül, daha sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya geldi. Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/CICA) 3. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi kapsamında Çırağan Sarayı Sultan Süitinde yapılan görüşmede, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Azerbaycan Enerji ve Sanayi Bakanı Natig Haydar Aliyev de hazır bulundu. Gül, zirveye katılan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Birleşmiş Milletler 64. Genel Kurulu Başkanı Ali Treki, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile Çırağan Sarayı’nda ayrı ayrı görüştü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Suriye Devlet Başkanı Esad, Filistin Devlet Başkanı Abbas, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi, Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai ve Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile Çırağan Sarayı’nda ayrı ayrı biraraya geldi. Başbakan Erdoğan, Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Zirvesi dolayısıyla Dolmabahçe Sarayı’nda verilen akşam yemeğine katıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Afganistan Dışişleri Bakanı Zalmay Resul ve Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile Çırağan Sarayı’nda Türkiye-Afganistan-Pakistan üçlü toplantısında bir araya geldi. Davutoğlu, daha sonra başkanlığını Kazakistan Dışişleri Bakanı Kanat Saudabayev ile birlikte yaptığı “Avrasya’da Ekonomik ve Güvenlik İşbirliği” toplantısına katıldı. İ |
08.06.2010 |
Doğal gazda yeni imza |
Azerbaycan ile ‘Şahdeniz Projesi’ olarak bilinen doğal gaz satışı ve taşınmasına ilişkin deklarasyona ilişkin mutabakat zaptı imzalandı. Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Sanayi ve Enerji Bakanlığı arasında doğal gaz satışı ve taşınmasına ilişkin deklarasyon ile Azerbaycan’dan Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğal gaz satışı ve taşınmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalandı. |
08.06.2010 |
Temizöz “Balyoz” için ifade verdi |
“Balyoz Planı” iddiaları soruşturması kapsamında eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün “şüpheli” sıfatıyla ifadesi alındı. Yaklaşık 3 saat süren ifade verme işleminin ardından Temizöz, cezaevine götürüldü. Temizöz, “Balyoz” kapsamında ifade verdi
“Balyoz Planı” iddiaları soruşturması kapsamında eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün ifadesi alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda “Balyoz planı” iddiaları soruşturması kapsamında bir başka suçtan tutuklu bulunan eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün “şüpheli” sıfatıyla ifadesinin alınması istendi. Askeri cezaevinden savcılığa getirilen Temizöz, avukatı Hikmet İşler ile özel yetkili cumhuriyet savcısına ifade verdi. Yaklaşık 3 saat süren ifade verme işleminin ardından Temizöz, cezaevine götürüldü. Temizöz’ün ifadesinin özel kuryeyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği bildirildi. |
08.06.2010 |
Anlaşmalar İsrail’in tutumuna bağlı |
Dişışlerı Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail’le ikili anlaşmalar hakkında, ‘’Bu konuların bundan sonra nasıl bir seyir alacağı, İsrail’in tutumuna bağlıdır’’ dedi. Davutoğlu, Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Zirvesi kapsamında Türkiye-Afganistan-Pakistan üçlü toplantısı sonrasındaki basın toplantısı sırasında soruları cevapladı. ‘’İki ülke arasındaki anlaşmaların iptaline ilişkin’’ bir soruyu ise Davutoğlu, şu şekilde cevapladı: ‘’İki ülke arasındaki konular da gündemdedir. Biz hiçbir ülkenin bizim vatandaşlarımıza bilerek ve kasıtlı zarar vermesine izin vermeyiz. Bunun sonuçlarına herkes katlanmak durumunda kalır. Askeri anlaşmalar vs. konuları, Sayın Başbakanımızın başkanlığında yapılan zirvede de gündeme gelmiştir değişik fikirler. Biz bu konuları değerlendirmeye devam ediyoruz. Biraz da bu konuların bundan sonra nasıl bir seyir alacağı, İsrail’in tutumuna bağlıdır. İsrail uluslararası hukuk sınırları içine gelirse, uluslararası hukukun öngördüğü ve Birleşmiş Milletler’in talep ettiği komisyonun kurulmasına yeşil ışık yakar ve bu komisyonun soracağı soruları cevaplamaya hazırsa, tabii başka türlü seyredecek Türkiye-İsrail ilişkileri. Ama yok bunlardan kaçmaya devam ederlerse, Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi söz konusu olmaz.’’
DIŞİŞLERİNDEN BİZE TEKLİF GELMEDİ
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise Mali Cumhuriyeti Savunma Bakanı Natie Plea’nın ziyareti sırasında, bir gazetecinin ‘’İsrail’le yapılan askeri anlaşmaların iptali söz konusu mu?’’ sorusu üzerine, ‘’Anlaşmalar Dışişleri Bakanlığının konusudur, askeri anlaşmalar da olsa. Hükümete gelirse görüşürüz. Bize gelince inceleriz. Henüz Dışişleri Bakanlığından böyle bir teklif gelmedi’’ dedi.Bakan Gönül, Türkiye ile İsrail arasındaki askeri anlaşmaların sayısının sorusuna ‘’Sayısı bir hayli fazla’’ cevabın verdi.Gönül, iki ülke arasında planlanan tatbikatlardan üçünün iptal edildiğinin kamuoyuna açıklandığını hatırlattı. |
08.06.2010 |
AB’ye tam üyelik önceliğimiz |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliğin Türkiye’nin dış politikasının öncelikli konusu olmaya devam ettiğini belirtti. İtalya’nın günlük gazetelerinden La Repubblica, dünkü nüshasında yayımladığı Türkiye ile ilgili dosyada Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile yapılmış bir söyleşiye de yer verdi. Toplam üç sayfalık yazının başlığında, Bağış’ın “Biz büyük bir gücüz ve Avrupa Birliğine girmek istiyoruz” sözleri kullanıldı. Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e “sert suçlamalar” yöneltmesinin ardından Türkiye’nin Batı yanlılılığı ve AB üyeliği arzusu konularında “güçlü kuşkular” oluştuğunun belirtilmesi üzerine, “Avrupa Birliğine tam üyelik, bizim dış politikamızın öncelikli konusu olmaya devam ediyor” diye konuştu. İsrail-Türkiye gerilimiyle ilgili bir soruya karşılık olarak da Bağış, “Uluslararası sularda insani yardım malzemesi taşıyan sivil bir gemiye operasyon düzenlenmesi kabul edilemez. Bu, devlet terörüdür. Biz uluslararası yasalardan yana olmayı sürdüreceğiz. Biz, İsrail halkına karşı değiliz. Ancak Netanyayu, bu korsanlık ve de terör eyleminin sorumluluğunu üstlenmelidir” dedi. Saldırıya uğrayan gemide sadece Türkler değil, 32 ayrı millete mensup insanlar olduğunu hatırlatan Bağış, “Bu nedenle uluslararası camia beraberce hareket ederek, bu korkunç saldırının ardındaki karanlık noktaları aydınlatacak bir soruşturma başlatılmasını sağlamalıdır” dedi
“AB, SORUŞTURMAYI BİZZAT KENDİSİ BAŞLATMAYI DÜŞÜNMELİYDİ”
BM Güvenlik Konseyinin operasyonu sert biçimde kınadığını, NATO, Arap Birliği ve İslam Konferansı Teşkilatından anlamlı tepkiler geldiğini ifade eden Bağış, “Avrupa Birliğinden de kınama mesajları çıkmıştır. Pek çok liderle görüşen Erdoğan, Avrupa Birliğinin daha somut önlemler alması gerektiğini düşünüyor. Avrupa’daki pek çok ülke tarafından İsrail’in olayı bizzat soruşturmasının talep edilmesi yanlıştır. Avrupa Birliği soruşturmayı, olaya karışan tarafa havale edeceğine, bizzat kendisi başlatmayı düşünseydi çok daha iyi olurdu” diye konuştu. |
08.06.2010 |
İnternet kısıtlamalarına kınama |
Sinir Tanımayan Gazeteciler örgütü, Türkiye’de internete getirilen kısıtlamaları kınadı. Örgütün yazılı açıklamasında, YouTube bağlantılı IP adreslerinin bloke edildiğine işaret edilerek, Türk yetkililerinin, “Türkiye’deki binlerce internet sitesini etkileyen sansüre son vererek ve internetle ilgili 5651 sayılı yasayı elden geçirerek, ifade özgürlüğüne taahhüdünü göstermesinin zamanı gelmiştir” denildi. Sınır Tanımayan Gazeteciler, YouTube’un yasaklanmasının “Türklerin Web 2.0’nin potansiyeline ulaşmasını engelleyen arkaik bir kontrol biçimi olduğunu” iddia etti.Açıklamada, bu eğilimin, Google tarafından sağlanan diğer hizmetlere erişimdeki mevcut problemle daha da arttığı kaydedildi. |
08.06.2010 |
Bakırköy’de patlama: 2 yaralı |
Bakirköy’de bir binanın bodrum katında meydana gelen patlamada 2 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, İncirli Caddesi’nde 68 numaralı 4 katlı binanın bodrum katında patlama meydana geldi. Zemin kattaki iş yerinde çalışan Oğuz Deliktaş ile yoldan geçen Servet Şahinbaş yaralandı. Olay yerinde sağlık ekiplerince ilk müdahalenin yapıldığı yaralılardan Oğuz Deliktaş Bakırköy Devlet Hastanesine, Şahinbaş ise özel hastaneye kaldırıldı. Binadaki 2 iş yerinde büyük oranda maddi hasar meydana geldi. Patlamanın gaz sıkışmasından kaynaklandığı ileri sürüldü. |
08.06.2010 |
Türk-İş’ten işsizliğe garip çözüm |
Türk-İş tarafından hazırlanan raporda, işsizlik sorununun çözümü için ülke genelinde nüfus artış hızını düşürecek ciddî bir çalışma başlatılması gerektiği savunldu. Konfederasyon işsizliğe karşı alınması gereken önlemlere ilişkin ‘’Türkiye’de İstihdam ve İşsizliğin Önlenmesi’’ başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda, çok boyutlu olan istihdam ve işsizlik sorununa karşı izlenecek politikaların geniş odaklı ve kapsamlı olması gerektiği ifade edildi. Türk-İş’in raporuna göre, işsizliğe karşı izlenmesi gereken politikalar ve alınması gereken önlemler arasında “Nüfus artış hızı düşürülmelidir. Nüfus artış hızı, istihdam ve işsizlik sorununun çözümlenmesinde stratejik bir faktördür. Bu sebeple ülke genelinde nüfus artış hızını düşürmek amacıyla ciddî bir çalışma başlatılmalıdır. Yapılacak çalışmalar şekilsel değil, eğitici ve yol gösterici olmalıdır. Hızlı nüfus artışına karşılık, nispeten zayıf gelişme hızı istihdam sorununun temel iki boyutudur. Bu yönde yapılması gereken, gelişme hızını uzun dönemde nüfus artış hızından yüksek düzeyde gerçekleştirmektir” sayıldı. |
08.06.2010 |
İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusu |
Gazıantep’te, aralarında İsrail saldırısı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunan 5 kişinin de bulunduğu bazı sivil toplum örgütü temsilcileri, İsrailli yetkililer hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı önünde toplanan Mazlum-Der ile İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) gibi bir çok sivil toplum örgütünün temsilcileri, yapacakları suç duyurusu ile ilgili basına bilgi verdi. Mazlum-Der Genel Yürütme Kurulu (GYK) Üyesi Mehmet Alkış, yaptığı açıklamada, ‘’Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım’’ sloganı ile ilâç, tıbbî cihaz ve sair insani yardım malzemelerini abluka altındaki Gazze’ye ulaştırmak isteyen filoya 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda İsrail tarafından yapılan saldırıda aynı gemide bulunan Gaziantep’ten 5 kişi ile birlikte suç duyurusunda bulunmak üzere adliyeye geldiklerini söyledi. İsrailli yetkililerin, kasten adam öldürme, öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, hürriyetten alıkoyma, uluslararası sularda seyahat hakkının engellenmesi, mala zarar verme, yağma, haberleşmenin engellenmesi, işkence, deniz, demir yolu veya hava yolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçlarını işlediklerini belirten Alkış, ‘’Bu sebeple insanlığa karşı işlemiş oldukları bu suçtan dolayı İsrailli yetkililerin cezalandırılmaları şarttır” dedi.Yeryüzünde adaletin sağlanması için mücadele etmenin her vicdan sahibinin vazgeçilmez görevi olduğunu vurgulayan Alkış, ‘’Bugün başkasının ihtiyacı olan adalet yarın bize de lazım olabilir. Biz bunun için Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına gerekli suç duyurusunda bulunuyoruz. Hem kendi vatandaşlarımızın hem de bu yardım çalışmalarına destek veren 33 ülkenin vatandaşlarının hakkını korumak için her türlü hukuksal mücadeleyi vereceğiz’’ diye konuştu. |
08.06.2010 |
İsrail, kara propaganda yapmanın peşinde |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ‘’İsrail şu anda kara propaganda peşinde. Bütün haberleri propagandaya yöneliktir, dünya kamuoyunun dikkatini başka yerlere çekmeye yöneliktir’’ dedi. Arınç, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün 90. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla ‘’Basın-Yayın Hatıra Ormanına’’ ağaç dikim törenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin ‘’Sayın Başbakan’ın Gazze’ye gitmesi söz konusu olabilir mi?’’ sorusuna karşılık Arınç, ‘’Haberim yok’’ dedi. ‘’İsrail gazetesinde bir haber çıkmıştı’’ şeklindeki hatırlatma üzerine de Arınç, şunları söyledi:‘’İsrail şu anda kara propaganda peşinde. Bütün haberleri propagandaya yöneliktir, kendi suçluluğunu örtbas etmeye yöneliktir, dünya kamuoyunun dikkatini başka yerlere çekmeye yöneliktir. Oradan gelecek hiç bir haberi bir filtreden geçirmeden, bir süzgece tabi tutmadan, ne siz ne biz, çok haklısınız böyle bir şey duyulunca elbette sorulacak ama, önce bunun doğruluğu konusunda hepimizin dikkatli olması lazım. Sayın Başbakan bu konuda ne yapılması gerekiyorsa geçmişte de yaptı, gitmek gerekiyorsa gitti, söylemek gerekiyorsa söyledi. Biz şimdi en üst düzey diplomasi ile bu yaranın sarılmasını istiyoruz ve bunu takip ediyoruz.’’ |
08.06.2010 |
KCK/TM iddianamesi tamamlandı |
Terör örgütü PKK’nın ‘’Kürdistan Topluluklar Birliği/Türkiye Meclisi (KCK/TM) Yapılanması’’na yönelik soruşturma tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianame, 6. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. İddianamede, 103’ü tutuklu, 151 şüpheli hakkında, TCK’nın ‘’Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak’, ‘’Terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak’’, ‘’Terör örgütüne yardım ve yataklık etmek’’ suçlarından 15 ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezası isteniyor. İddianamede, hakkında yakalama kararı bulunan terör örgütü PKK’nın sözde Avrupa sorumlusu Sabri Ok’un ilk şüpheli olarak yer aldığı bildirildi. Şüpheliler arasında kapatılan Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) 28 yöneticisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, 2 İl Genel Meclisi Başkanı ile 2 belediye meclis üyesi de bulunuyor. 26’sı kadın olan 103 tutuklu arasında Batman, Kayapınar, Cizre, Suruç, Kızıltepe ve Viranşehir belediye başkanlarını yanı sıra kapatılan DTP’nin eski Genel Başkan yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun, Selma Irmak, kapatılan DEP’in eski milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi eşbaşkanı Hatip Dicle de yer alıyor. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianamenin kabul edilmesi halinde yargılamaya önümüzdeki günlerde başlanacak. |
08.06.2010 |
Yağış sebebiyle bazı ev ve işyerlerini su bastı |
İstanbul’un özellikle Anadolu yakasında etkili olan yağış, bazı ev ve iş yerlerine su basmasına neden oldu. Alınan bilgiye göre, İstanbul’da gece yarısından sonra şiddetini artıran sağanak yağış sebebiyle özellikle Pendik ve Tuzla’daki bazı ev ve iş yerlerinin alt katlarını su bastı. Su baskınları sebebiyle evlerde maddî hasar meydana geldi. Etkili yağış sonucu yollarda oluşan su birikintileri, araçların yolda mahsur kalmasına sebep oldu. Su birikintilerinde mahsur kalan araçlar, itfaiye ve belediye ekipleri tarafından kurtarıldı. Bu arada, Pendik Güzelyalı Mahallesindeki bir bina, bitişikteki inşaatın istinat duvarı olmaması nedeniyle çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 4 katlı binada oturan 8 aile tahliye edildi. Kastamonu’da da önceki akşam saatlerinde şiddetini arttıran yağmur sebebiyle şehir merkezindeki 80 binanın kalorifer dairesi, garaj ve bodrum katı gibi bölümlerinde su baskınları oluştu. Söz konusu yerlerde maddî hasar meydana geldi, yollarda biriken sular sebebiyle de sürücüler zor anlar yaşadı.
İSTANBUL’DA OKULLARTATİL EDİLDİ
İstanbul’da etkili olması beklenen sağanak yağış sebebiyle ilk ve orta dereceli okullar dün öğleden sonra tatil edildi. İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü ile yaptıkları görüşmeler sonrasında, öğleden sonra sağanak yağış beklentisi dolayısıyla İstanbul Valiliği kararıyla şehirdeki ilk ve orta dereceli okulların tatil edilmesinin uygun görüldüğünü söyledi. Yıldız, bugün ise okulların tatil olup olmayacağının yağışın durumuna bağlı olduğunu belirtti. Ayrıca kamudaki özürlü personel de idari izinli olarak sayılacak. İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü de sağanak yağışların bugün öğle saatlerine kadar devam edeciğini bildirdi. |
08.06.2010 |
Yeni Asya okuru üniversiteli gençlerin mezuniyet sevinci |
Üniversite eğitimlerini İstanbul'da tamamlayan ve aynı zamanda birer Yeni Asya okuyucusu olan gençler için Vefa’daki Yeni Asya Vakfı Konferans Salonunda mezuniyet gecesi düzenlendi. Mezun olan gençler, İstanbul’da yaşadıkları hatıraları ve sevinçlerini dile getirirken, gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular da gecede bir konuşma yaptı. Programın ardından mezun olanlara Risâle-i Nur Külliyatı ile çeşitli hediyeler verildi. |
08.06.2010 |
6 bin öğrenciye terör anlatıldı |
KIrşehİr Emniyet Müdürü Osman Öztürk, ‘Cesur Yürekler gençliğin terör ve şiddet olaylarına karşı bilinçlendirilmesi’ projesi kapsamında, Kırşehir’de eğitim gören 6 bin öğrenciye terörü anlattıklarını söyledi. Proje ülke bütünlüğü aleyhine faaliyet gösteren yasadışı terör örgütlerinin yapmış oldukları propagandalarını etkisiz hale getirmek, öğrenci gençliğinin terör örgütlerinin kurmuş oldukları tuzaklarına düşmelerini önlemek, birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirmek ve polis-halk ilişkilerini kuvvetlendirmek amacıyla uygulanıyor. Valilik makamının onayı ile uygulamaya konulan ‘Cesur Yürekler, Gençliğin Terör ve Şiddet Olaylarına Karşı Bilinçlendirilmesi Projesi’nde 2009-2010 yılı eğitim-öğretim yılı içerisinde Ahi Evran Üniversitesi’ne bağlı Fakülte, Yüksek Okullar ve Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı yurt müdürlükleri ile Kırşehir genelinde bulunan 34 lisede öğrenim gören öğrencilere yönelik gerçekleştirildi. Emniyet Müdürü Öztürk, konferans, slayt ve film gösterimi eşliğinde 32 program olarak gerçekleştirilen programlarda 2 bin 66 üniversite öğrencisi ve 3 bin 934 lise öğrencisi olmak üzere toplam 6 bin öğrenciye, öğretim görevlisi ve öğretmenlere anlatıldığını sözlerine ekledi. |
08.06.2010 |
Meslekî beceriler yarışacak |
Meslekİ eğitim almış gençler, ‘’ayakkabıcılık’’, ‘’hasta bakımı’’, ‘’kuyumculuk’’, ‘’nalbantlık’’ gibi farklı alanlarda becerilerini sergileyecek. Türkiye Mesleki Beceriler Organizasyonu (SkillsTürkiye) tarafından düzenlenen ‘’SkillsTürkiye Ulusal Beceri Yarışması’’ 9-11 Haziran 2010 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek. Yarışmaya, 17-25 yaş arasındaki mesleki eğitim almış gerçlerden oluşan ekipler katılacak ve bu ekipler 12 dalda yarışacak. Bu yarışma sonunda dereceye girecek ekipler, Portekiz’in Lizbon kentinde 9-11 Aralık 2010’da yapılacak Avrupa Beceri Yarışmaları’nda Türkiye’yi temsil edecek. ençler, ‘’aşçılık ve servis’’, ‘’ayakkabıcılık’’, ‘’çiçekçilik’’, ‘’çoklu medya yayını’’, ‘’elektronik’’, ‘’hareketli robotlar’’, ‘’hasta bakımı’’, ‘’kuaförlük’’, ‘’kuyumculuk’’, ‘’mekatronik’’, ‘’nalbantlık’’ ve ‘’otomotiv tamiri’’ alanlarında yeteneklerini sergileyecek. Skills Türkiye Beceri Yarışması ile meslek seçimi ve mesleki eğitimin önemine dair toplumsal algının oluşturulması, mesleki eğitimdeki bilgi ve becerilerin ülkelerle karşılaştırılması amaçlanıyor. |
08.06.2010 |
ÖNDER yeni yönetimini seçti |
İmam-Hatİp Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) olağanüstü genel kongresini gerçekleştirdi. Bu yıl erkene alınan kongreye ÖNDER ve İHL camiasının emektarları ve İHL gönüllüleri katıldı. Ensar Vakfı Başkanı Ahmet Şişman, ÖNDER eski Genel Sekreteri Erol Erdoğan, Mavi Marmara Gemisi yolcularından ÖNDER üyesi Cemal Yılmaz’ın da katıldığı kongrede kahvaltının ardından İstiklâl Marşı okundu. Kongre Kur'ân-ı Kerim okunmasıyla devam etti. Ardından söz alan Genel Başkan Hüseyin Korkut bir selamlama konuşması yaparak ÖNDER’in geçtiğimiz yıl yaptığı faaliyetler hakkında bilgi verdi. Korkut, Ramazan ayından sonra kongreyi bir kurultay ile taçlandıracaklarını belirtti. ÖNDER eski Başkanlarından Yusuf Ziyaettin Sula katsayı sürecinde sorunun çözümü noktasında kısmen sevinebildiklerini belirtti. İbrahim Solmaz ise yeni dönemde İHL sayılarının artması gerektiğine değinerek sadece İstanbul’da 20’ye yakın İHL’ye ihtiyaç olduğunun altını çizdi. |
08.06.2010 |
Hac kesin kayıtları başladı |
Kutsal topraklara gidecek hacı adayları için kesin kayıtlar başladı. Bu sene ek kontenjanlarla beraber Türkiye genelinde yaklaşık 100 bin, Bursa’dan ise 5 bin kişi Hac’ca gidecek. Adaylar 18 Haziran’a kadar il müftülüklerinin hac bürolarına başvurarak kayıt yaptırabilecek. Kayıtların ilk gününde sabahın erken saatlerinde Bursa İl Müftülüğü önünde toplanan yüzlerce vatandaş saatlerce yağmur altında bekledi. Sistemdeki arıza sebebiyle kayıt işlemlerine bir süre ara verildi. Yağmura rağmen kutsal topraklara gitme heyecanının sardığı hacı adaylarının mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Dört yıldır kutsal topraklara gitmek için sıra bekleyen 63 yaşındaki Himmet Yılmaz sevincini ifade edecek kelime bulamadığını söyledi. Yılmaz, “Allah herkese nasip etmiyor, yıllardır bekliyordum. Çok duâ ettik. diye konuştu. Eşi İsmail Acar ile beş yıldır hac sırası bekleyen Saime Acar da kesin kayıt yaptıracağını çok mutlu olduğunu anlattı.
KAYITLAR 18 HAZİRAN’A KADAR SÜRECEK ACELE ETMEYİN
Bursa İl Müftüsü Mahmut Güdüz, hac kesin kayıtlarının 7-18 Haziran tarihleri arasında her ilde ve her bir kategoride Diyanet İşleri Başkanlığı’na yüzde 60, acentelere de yüzde 40 oranını geçmemek üzere yapılacağını belirtti. Hacı adaylarının heyecanlarını anladıklarını, ancak müftülükler önünde yağmur altında toplanmanın da kendilerini üzdüğünü kaydeden Müftü Gündüz, şunları söyledi: “Kesin kayıt sırası gelen hacı adayları, müracaat ettikleri ilin il müftülüğü hac bürosuna başvurarak, kayıt yaptırmak istediği organizasyonla ilgili kayıt belgesini alacak. Dağıtılan kontenjanların belirtilen kayıt süresi içinde dolmaması halinde bu kontenjanlar, kategorilerine göre kura sırası gözetilerek 24 Haziran-2 Temmuz tarihleri arasında doldurulacak. Yağmurlu havaya rağmen yüzlerce hacı adayı müftülük önünde toplandı. O yaştaki insanların kuyrukta beklemesi hoşuma gitmiyor. 18 Haziran’a kadar günün herhangi bir vaktinde kayıt yaptırılabilir.” |
08.06.2010 |
Son şahitlerin anlattıkları Almanya’da ilgiyle dinlendi |
KATILAMAYAN AĞABEYLER GÖRÜNTÜLÜ MESAJ YOLLADI
ProgramIn sıradışılığı ikinci bölüme de sarktı. “Güneş Doğudan Yükselir” sinevizyonunu seyrederken, sahnede Bediüzzaman'ın Kur'ân dâvâsına hayatlarını vakfetmiş, yaşları yetmişi çoktan aşmış kahramanlar vardı. Toplantının şeref misafirleri elbette onlardan ibaret değildi. Sağlık ve vize engeli gibi sebeplerden dolayı gelemeyen şeref konuklarının toplantıya sözlü, yazılı ve elektronik imkânlarla gönderdikleri mesajların okunması anında, salona sevinç ve hüzün beraberce hakim oldu. İzmir-Torbalı’dan Mehmet Ali Göksel sağlık problemlerinden dolayı gelemediği için çok üzgün olduğunu söyleyerek görüntülü bir mesajla programı tebrik etti. Yine Manisa’dan görüntülü mesaj gönderen Mehmet Akif Sönmez mesajında Üstadın Risâle-i Nurları durmaksızın bıkmadan okumamızı vasiyet ettiğini belirtti. Şanlıurfa’dan gelen görüntülü mesajda ise Abdülkadir Badıllı Ağabey Almanya’nın vize konusundaki sert tutumundan dolayı gelemediğini belirterek programı tebrik etti. (Küçük bir bilgi olarak belirtelim ki, bu görüntülü mesajları ve panelin tamamını www.saidnursi.de adresinden takip edebilirsiniz.)
ABDÜLMUHSİN ALKONAVÎ (MUHSİN ALEV) AĞABEY DE PROGRAMDA
Toplantının en garip ve renkli bir sahnesi, 1954'ten bu yana Berlin'e yerleşmiş ve buradaki Kur'ân ve iman hizmetleriyle ömrünü geçirmiş Abdülmuhsin Alkonavî'nin takdimiydi. Bediüzzaman'ın üçüncü Said dönemini okuyanlar orada Muhsin Alev ile çok karşılaşırlar. Onun Gençlik Rehberi kitabını bastırdığını ve tarihin ancak bir defa şahit olabileceği muhteşem Gençlik Rehberi Müdafaasının Bediüzzaman'ca on binlerin bakışları altında yapılmasına vesile olduğunu bilirler. İşte 1954 yılında Yunanistan, Gümülcine, Üsküp ve Avusturya yolu ile Berlin'e gelip yerleşmiş Abdülmuhsin Ağabeyi o günleri yaşayanların dışındakiler duymuşlardı, fakat görmemişlerdi. Avrupa Nur Cemaatinin davetine icabet eden Abdülmuhsin Ağabeyin hassas, nüktedan ve mütevazi bir fıtratı var. Bediüzzaman Hazretlerine ulaşmadan önce hemşehrisi Zübeyir Gündüzalp'in yardımıyla Nurları tanıyan Muhsin Alev, daha sonra tıp fakültesine kaydını yaptırır. Risâle-i Nur’a daha çok hizmet etmek için Mekteb-i Tıbbîye'den kaydını edebiyat fakültesine alır ve geceli gündüzlü Nurun hizmetinde Mustafa Oruç'larla birlikte Ahmet Aytimur, Mehmet Fırıncı ve Hakkı Bozkurt'larla İstanbul'da koşuştururlar.
SON ŞAHİTLER ALMANYA’DA HATIRALARINI ANLATTI
1957 senesinde Isparta'da askerlik yaparken Bediüzzaman'la şereflenen son şahitlerden birisi de Cemil Çelik idi. Çankırı'nın Şabanözü kazasından Almanya'ya gelerek, bir ömür boyu Nurlara hizmet eden Cemil Çelik, şem'e tutulmuş pervane gibi Bediüzzaman'ın dâvâsının cazibesine kapılmış ve hâlâ gözyaşlarıyla o mutlu hatıralarını Şabanözü ile Ankara arasında hem yaşıyor ve dinleyenlere yaşatıyor. Bediüzzaman Hazretlerini dünya gözüyle müteaddit defalar ziyaret etmiş bahtiyarlardan birisi de Nevşehirli Hasan Okur Ağabey idi. Tarihçe-i Hayat'ta, Üstadın kollarında iki kişi oldukları halde onu merdivenlerden indirenlerin sağındaki gözlüklü, ince yapılı zatın Hasan Okur olduğunu salondakiler o gün öğrenmiş oldular. Tatlı ve selis konuşmasıyla hatıralarını yâd eden Hasan Okur, İttihad ve ardından Yeni Asya ile devam eden neşriyat çizgisinin sahip ve takipçilerinden olduğunu da bu münasebetle ifade etmiş oldu. Hastalığına rağmen Avrupa Nur Cemaatinin davetini kabul eden ve on dokuz yaşından yetmiş yedi yaşına kadar hayatını Kur'ân ve iman dâvâsına vakfetmiş bahtiyarlardan birisi de Vanlı Selâhaddin Akyıl idi. Dindar bir aileden ve muhafazakâr bir çevrede yetişen genç Selâhaddin, Bediüzzaman'ın birinci dönem talebelerinden Molla Hamid Ekinci vasıtasıyla Risâle-i Nur'u tanımış. Nurun pervanesi olunca genç Selâhaddin, askerlik tezkeresini alır almaz Van'a değil, Isparta'ya koşar. 1955'te Seyda'yı Isparta'da bulamayınca 1956 yılında bir bayram arefesinde Üstadıyla bayramlaşmak üzere Isparta'ya geliyor ve maksadına ulaşıyor. Daha sonraki yıllarda yine Bediüzzaman'ı ziyaret eden Selâhaddin Ağabey, Üstadının vefatından sonra Van'da bayrağı dalgalandırırken Kemalistlerin zulüm ve baskısıyla bir çok defa hapishanelere düşüyor. Uzun yıllar mahkemeleri devam ediyor. Nur Ticarethânesinin tabelası sökülerek bir sene boyunca adliyede alıkonuyor. Hayatı, gençliğimiz için macera ve garipliklerle dolu Selahaddin Akyıl Ağabey de programda hatıralarından mütevaziyâne bir demet sundu.
‘TAYYARECİ’ ALİ DEMİREL’İN HATIRALARI DİKKATLE DİNLENDİ
Zübeyir Ağabey, müdafasında Risâle-i Nur'un tayyarelerle sevkinden bahsediyor. Sanki kerametkârane bir şekilde, gelecekte Nurların Türk ordusuna mensup pilotlarca Anadolu'ya dağıtılacağını haber veriyor. Risâle-i Nur'un dağıtımı ve tayyare denilince zihne ister istemez ‘Tayyareci Ali Demirel’ Ağabey geliyor. Erzincan'dan, İstanbul'a ve oradan Eskişehir'e, Ankara ve Kayseri'ye uzanan yollarda Ali Demirel, Risâle-i Nurları tayyare ile taşımış. Bediüzzaman Hazretlerini müteaddit defalar ziyaret etmiş. Fedakâr eşi Şükran Hanımla birlikte evinde Risâle-i Nur'un basım ve neşir hizmetinde çalışanlara hizmet etmiş. Bediüzzaman'ın İstanbul seyahatinde yine hizmetinde bulunmuş ve evinden onun için hiç kullanılmadık yorganını getirmiş. Tatlı ve nükteli anlatımıyla Ali Demirel Ağabey, kerametlere mazhar bir çok hatırayı anlatırken, salonda merak, sevinç ve tahassür dalgalanıyordu. Bini aşkın dinleyicinin kulak kesildiği bu bölüm, Avrupa'da ilk olarak bu kalitede ve seviyede takdim edilmişti. Davet edilenlerde sevgi ve tahassür gözyaşları, dinleyicilerde sevinç dolu bir hal ile program devam etti.
MUHABBET BAYRAMINDAN HERKES MUTLU AYRILDI
Bediüzzaman'ı görenlerin tatlı hatıraları, bu programı geçmiş programlardan çok farklı bir boyuta taşımıştı. Avrupa Nur Cemaatinin ‘çam sakızı çoban armağanı’ hediyelerini Mehmet Kutlular Ağabey, üstadımızın talebelerine takdim ederken, bakışlar geçmişin ellibeş altmış senesini tarıyordu. Avrupa Nur Cemaatinin 11. kez tertiplediği bu Bediüzzaman'ı anma gününün gözlere hitap eden bir başka güzel faaliyeti de, Risâle-i Nur'dan bazı kitapların (Asa-yı Musa, Gençlik Rehberi, Tabiat Risâlesi ve Hastalar Risâlesi gibi) muhtevalarından hareketle yapılan sergilerdi. Sözkonusu eserlerin mahiyet ve muhtevalarını panolara yansıtan bölgeler, yine Avrupa'da bir ilke imza atmış oluyorlardı. İkinci bölümün musikisini Biz Bize grubunun idaresinde, Ahlen'den iştirak eden çocuklar icra etti. Programa el işleri, mutfak becerileri ve yüksek gayretleriyle katkıda bulunan Kölnlü hanımların fedakârlıklarını da burada belirtmek gerekir. Sekiz saat boyunca Nurun gurbetteki bu muhabbet bayramını takip eden davetliler, program sonunda Mainz'den katılan Hafız Ali Hocanın okuduğu Kur´ân-ı Kerim’i dinledi. Salonun Alman görevlileri de bin kişinin üzerindeki katılıma rağmen bu kadar düzenli, muhabbetli ve gürültüsüz geçen programdan memnun olduklarını belirterek gelecek seneyi beklediklerini ifade ettiler.
SON |
08.06.2010 |
Saraybosna’da ‘Benim Peygamberim’ etkinliği |
Bosna-Hersek’İn başşehri Saraybosna’da geleneksel ‘’Benim Peygamberim’’ etkinliği, çok sayıda Bosnalı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Bosna-Hersek Kültür Bakanlığı, Başmüftülük ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin organizasyonuyla geleneksel olarak düzenlenen etkinliğe 15 binden fazla kişi katıldı. Boşnakların İslâmiyet’le tanışması Kutlu Doğumu çerçevesinde gelenekselleşen faaliyete Bosna-Hersek’teki tasavvuf müziği korolarının yanı sıra Türkiye, İran ve Malezya’dan da ilahi grupları katıldı. Etkinlik, duâ ve Kur’ân-ı Kerim okunmasının ardından sona erdi. |
08.06.2010 |
Romanya Kral Camii 100 yıldır ayakta |
Romanya kralı 1. Carol’un Köstence’deki Müslüman toplumun dini ihtiyaçlarını karşılamak için yaptırdığı cami 100 yıldır hizmet veriyor. Farklı kültürlerin barış ve hoşgörü içinde yaşamasının önemli sembollerinden biri kabul edilen Kral Camii’nin 100. hizmet yılı müftülüğün düzenlediği törenle kutlandı. Farklı din temsilcileri ve Romen yetkililerin ilgi gösterdiği törende, Dobruca bölgesindeki örnek hoşgörü ortamına vurgu yapıldı. Müslüman toplumu temsilcileri ise yaptıkları konuşmalarda, Kral 1. Carol’un bakış açısını sürdüren Romen makamlarına teşekkür etti. |
08.06.2010 |
Sincaplar da evlât ediniyor |
KANADA'DAKİ Guelph Üniversitesinden Andrew McAdam ve ekibinin yaptığı araştırma, bazı kırmızı sincapların, yakın akrabası olması şartıyla öksüz yavruyu evlat edinebildiğini gösterdi. Araştırmacılar aslan, fil ya da maymunlar gibi sürü halinde yaşamayan sincapların annesi ölen yavruları evlat edindiği örneklere rastladı. Yavru sincapların “teyzeleri”, “ablaları” ya da “anneanneleri” tarafından evlat edinildiğini gözleyen bilim adamları, bu hayvanların diğer sincapları seslerinden tanıdığını, akrabalarının sesi kesildiğinde çevrede ne olup bittiğini anlamak üzere yuvalarından ayrıldığını belirtti. Araştırma, Nature Communications dergisinde yayımlandı. |
08.06.2010 |
Meksika Körfezi için mini denizaltı |
BP'NİN, Meksika Körfezi’ne yayılan petrolün temizlenmesi için mini Rus denizaltılarını kullanmak istediği bildirildi. Rus Mir mini denizaltılarının sahibi, Rusya Okyanus Bilimleri Enstitüsünün Başkanı Anatoliy Sagaleviç, İzvestiya gazetesine yaptığı açıklamada, BP yetkililerinin kendileriyle temasa geçtiğini söyledi. Sagaleviç, denizaltıların bizzat insanlar tarafından kullanılabilmesi sebebiyle en etkili araçlar olabileceğini kaydetti. |
08.06.2010 |
Anadolu’nun El-Hamra’sı asırlara meydan okuyor |
AraştIrmacI-yazar Ruhan Özaygün, UNESCO’nun dünya kültür mirası listesinde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nı, ‘’bilimin ve ilimin birleştiği bir mimarı yapı olarak’’ nitelendirerek, ‘’Bu şaheser caminin yapımı 13 yıl sürmüş, sadece hazırlıklar için 3 yıl çalışma yapılmıştır. Bu hazırlık sürecinde bilimden oldukça faydalanılmıştır’’ dedi. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası ile ilgili araştırmaları bulunan ve bu eşsiz yapının tanıtımı için zaman zaman gönüllü rehberlik yaparak bilgilerini ziyaretçilerle paylaşan Özaygün, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın bilinmeyen yönlerini anlattı. İslâm dininin bilime ve ilime ayrı bir önem verdiğine işaret eden Özaygün, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nı da bilimin ve ilmin birleştiği bir mimari yapı olarak nitelendirdi. Bu şaheseri Divriği’ye Mengücekoğulları’nın kazandırdığını ifade eden Özaygün, Selçuklu eserlerinde görülen değişmez özelliklerin bu beyliğin yaptığı eserlerde de görüldüğünü, ancak Mengüceklilere has olan özelliklerin Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nda göze çarptığını kaydetti. Bu eşsiz yapıtı anlayabilmek için kutsal kitapları ve enbiyalar tarihini defalarca okumak ve anlamak gerektiğini belirten Özaygün, ‘’Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nı yapan, yaptıran ve yapmaya teşvik edenlerin ilk gücü, iman gücüdür. İkinci güç ise ilim ve bilimdir. Bu şaheser caminin yapımı 13 yıl sürmüş, sadece hazırlıklar için 3 yıl çalışma yapılmıştır. Bu hazırlık sürecinde bilimden oldukça faydalanılmıştır. Kıble tayini için bile aylarca geometrik ve matematiksel hesaplar yapılmıştır. Divriği’nin arazi yapısı demir ve çelik madenlerinden oluştuğu için pusula ile çalışma gerçekleştirilememiş, bilimsel yollarla kıble tayini gerçekleştirilmiştir’’ diye konuştu.
ALİMLERDEN FAYDALANILDI
Dİvrİğİ Ulu Camii ve Darüşşifası’nın yapımına başlama aşamasına kadar, dönemin alimlerinden faydalanıldığını ifade eden Özaygün, ‘’Günümüz bilim adamlarının bugün bile vazgeçemediği matematiksel oran olan ve kozmik fiziğin anahtarı olarak kabul edilen altın oran biliminin, caminin yapımında da kullanıldığı görüyoruz. Bu eserin her bir karesinde ayrı bir anlam, her sütununda ayrı bir ibret, her şekilinde ayrı bir sanat vardır’’ dedi. Caminin kapı yüzeylerinde bulunan ince işçiliğin yanı sıra anlamlı şekil ve figürler olduğunu belirten Özaygün, şunları kaydetti: ‘’Mengüceklilerin Divriği’ye kazandırdığı Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nda ‘Allah’, ‘Muhammed’ ve ‘Besmele’ lafzı bir çok değişik şekilde karşımızı çıkar. Bazen bir lale Allah lafzıyla, bazen bir kuş Muhammed lafzıyla tasvir edilir. Kıble tarafında kapının bulunmaması ve sade bir şekilde yapılması, saygının ifadesidir. Bütün taç kapılar, minber, mihrap, medrese ve medrese içi motifler dönüşümlü olarak ifade ettiği anlamlar yönünden birbirini tamamlar. Bilgeliğe dayanan tevazu, eşitlik ve hoşgörü, sevgi ile yoğrulmuş, güven ve imanla zirveye çıkarılmıştır.’’
DİVRİĞİ ULU CAMİİ VE DARÜŞŞİFASI
Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde, hükümdar Süleyman Şah’ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228’de yaptırılan Divriği Ulu Camii ve caminin bitişiğine Behram Şah’ın kızı Melike Turan Melek tarafından aynı yıl yaptırılan darüşşifa, inanç ve tarih turizmi açısından önemli bir eser olarak gösteriliyor. UNESCO’nun ‘’Dünya Kültür Mirası’’ listesinde Türkiye’den yer alan en önemli eserler arasında bulunan Ulu Camii ve Darüşşifası, özgün mimarisi, estetik, kültürel ve evrensel değeriyle 13. yüzyılda kadın-erkek eşitliğini de simgeleyen bir anıt olarak nitelendiriliyor. Avrupalı bilim adamlarınca ‘’Anadolu’nun El-Hamrası’’ olarak görülen tarihi yapı, mimari yapısıyla da mimar ve mühendisleri ise büyülüyor. |
08.06.2010 |