Güncel |
Ekonomi için de yeni anayasa |
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sadece siyaseten değil, ekonomik ve toplumsal olarak da yeni ve çağdaş bir anayasaya ihtiyaç duyduklarını belirterek, “Katılımcı bir yönetim anlayışı getiren, hak ve özgürlükleri koruyan, çağdaş bir anayasamız ve herkesin güvendiği bir yargı sistemimiz olmadan, 2023 yılındaki hedeflerimize ulaşamayız” dedi. Demokrasimiz kurumsallaşmalı
Türkıye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, demokrasiyi sloganlaştırmak yerine, kurumsallaştırmak zorunda olduklarını belirterek, aksi takdirde hakkın ve vicdanın değil, gücü elinde bulunduranın dediğinin olduğu, zayıf ve adaletsiz bir sistemin doğacağını, böylelikle zayıflayan bir bünyeye, her türlü belanın musallat olacağını kaydetti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB-ETÜ’de gerçekleştirilen 65. Olağan Genel Kurul’un açılışında yaptığı konuşmada, hükümete yeni istihdam oluşturulması konusunda destek vererek ‘’Hep beraber kamu ve özel sektörün elbirliğiyle istihdam seferberliğini başlatalım. 1,3 milyon değil, daha fazla istihdamı bu camia yapar. Dün yaptık yarın da en iyisini yapacağız. Herkes emin olsun, önümüzdeki dönemde istihdamın hızla arttığını göreceğiz’’ dedi. Refah dolu yarınların, akıl dolu bugünlerle başlayacağını, bunun için önce zihinlerin değişmesi gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ‘’Zihinler dar olursa ufkumuz da dar olur. Ufkumuz dar olursa, dünyayı yakalayamayız. Geride kalırız. Ortak hedefimiz, zengin, özgür ve mutlu bir Türkiye’dir’’ dedi. Teşebbüs hürriyetinin temelinin burada olduğunu ve demokrasinin bunun için şart olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, istikrarın daha fazla demokrasi olduğunu, sadece demokrasinin olduğu bir yapının, hiçkimsenin vazgeçemeyeceği din, vicdan ve teşebbüs özgürlüğünün garantisi olduğunu anlattı. ‘’Demokrasi olmalı ki, huzur ve istikrar olsun. Keyfilik değil, kural hakimiyeti olsun. İlişkiler değil, kurallar belirleyici olsun, rekabet eşit şartlarda yapılsın. Bizim vergilerimizle maaşlarını alanlar, milletin amiri değil, hizmetkârı olsun’’ diyen Hisarcıklıoğlu, siyasetin, siyasi platformlarda yapılması gerektiğini belirterek ‘’Kimse kendine durumdan vazife çıkartmasın. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir Türkiye olsun’’ diye konuştu.
“DEMOKRATİK ADIMLARA DESTEĞİMİZ SÜRECEK”
Demokrasiyi sloganlaştırmak yerine, kurumsallaştırmak zorunda olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, aksi takdirde hakkın ve vicdanın değil, gücü elinde bulunduranın dediğinin olduğu, zayıf ve adaletsiz bir sistemin doğacağını, böylelikle zayıflayan bir bünyeye, her türlü belanın musallat olacağını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, bunun sonunda da ülkenin, yasadışı yapılanmalara ve yolsuzluklara karşı zayıf düşeceğini belirtti. İşte bu nedenle TOBB camiası olarak, Türkiye’yi daha demokratik ve zamanın ruhuna uygun bir ülke yapma yönünde atılacak adımları desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini belirten Hisarcıklıoğlu, demokrasi konusunda, hep siyasilerden bir şeyler beklenilmemesi gerektiğini söyledi. ‘’Buradan herkese seslenmek istiyorum. Daha iyi bir gelecek, daha güçlü bir Türkiye için önce vicdanımızın sesine kulak verelim. Zaman, mekan ve konu sınırı olmaksızın vicdan, bu ülkenin temel harcı olmalı. Vicdanınız sizi itham etmezse, başkalarının ithamının değeri yoktur. İradenize hâkim olacak, ama vicdanınızın esiri olacaksınız. Unutmayın ki, yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır’’ diye konuştu.
‘’YENİ VE ÇAĞDAŞ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR’’
Ekonomide dünya ile rekabet için, dünya standartlarını nasıl benimsediyseler demokrasi’de, dünya standardına ulaşmaları gerektiğine vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: ‘’Bu anlamda sadece siyaseten değil, ekonomik ve toplumsal olarak da yeni ve çağdaş bir Anayasa’ya ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü bu Cumhuriyet, bürokrasinin hakimiyeti için değil, hakimiyeti milliye için kuruldu. Bu Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi olmak için kuruldu. Katılımcı bir yönetim anlayışı getiren, hak ve özgürlükleri koruyan, çağdaş bir Anayasamız ve herkesin güvendiği bir yargı sistemimiz olmadan, 2023 yılındaki hedeflerimize ulaşamayız. Toplumun, daha çağdaş ve refah içinde yaşamasına hizmet etmeyen yasal düzenlemeler, bir türlü sona ermeyen bürokratik, şekilci anlayış, artık sona ermelidir. Ve bütün bu demokratikleşme süreci, demokratik sabır ve olgunlukla yönetilmelidir. Değişimi kalıcı hale getirmenin ve sonuçlarıyla birlikte insanları mutlu kılmanın başka bir yolu da yoktur.’’ |
23.05.2010 |