Güncel |
CHP’de yeni dönem |
Dün 33. Olağan Kongresini yapan CHP’de yeni dönem başladı. Kemal Kılıçdaroğlu, 1246 delegenin imzası ile CHP Genel Başkan adayı gösterildiği kongrede başkan seçildi. Konuşmasına Baykal'a komplo kurulduğunu ve bunu ortaya çıkaracaklarını belirterek başlayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin kuva-yı milliye olduğunu savundu. ERDOĞAN'DAN RECEP BEY DİYE SÖZ ETTİ
CHP'nin yeni Başkanı, Başbakanı ekonomi bilmemekle suçladı. Emekliden işçiye, öğrencilerden iş dünyasına her kesime vaadlerde bulunan Kılıçdaroğlu, inançlara ve etnik kimliklere saygılı olacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan'dan “Recep Bey” diye söz etmesi dikkat çekti.
CHP’DE YENİ DÖNEM
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok’a ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntülerin gölgesinde yapılan CHP 33. Olağan Genel Kurultay’a Kemal Kılıçdaoğlu’nun tek aday olarak girdi. Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kurultaya CHP’lilerin ilgisli yoğun oldu. Kurultayda, Grup Başkanvekili Kemal Anadol CHP il başkanlarının ortak önergesi doğrultusunda oybirliğiyle Divan Başkanlığına seçildi. CHP Genel Başkan adayı İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Sekreter Önder Sav ile kurultay salonuna geldi. Kılıçdaroğlu, kurultayın yapıldığı salona ‘’Hoşgeldin sakin güç’’, ‘’Hoşgeldin halkın adayı’’ anonslarıyla karşılandı. İlgisi sebebiyle salona girişinde zorluk yaşayan Kılıçdaroğlu, salonda tur atarak, tribündekileri selamladı. Kılıçdaroğlu, ‘’Başbakan Kemal’’ sloganları arasında delegelerin arasına oturdu. Kılıçdaroğlu, gazetecilerin soruları üzerine, CHP’nin iktidar olma yolunda hızla ilerlediğini söyledi. Kurultaya kravatsız katıldığının hatırlatılması üzerine, ‘’Böyle kendimi halka daha yakın hissediyorum. Burada resmî bir görev yok. Halkla kucaklaşacağız’’ diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun yanında oturan CHP Genel Sekreteri Önder Sav ise uzun süredir böyle coşkulu bir kurultay görmediğini ifade etti.
RAHŞAN ECEVİT DE KURULTAYDA
CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklayan DSHP Genel Başkanı Rahşan Ecevit’in, kurultaya katılacağının anons edilmesi, salondakiler tarafından alkışlarla karşılandı. ‘’Partinizi kapatacak mısınız, CHP’ye üye olacak mısınız ?’’ sorularına Ecevit, ‘’Bugün önemli olan şu kurultay. O bitsin hemen sonra bir şeyler düşünülecek herhalde’’ karşılığını verdi. Salonda konuşmaların yapılacağı sahnenin üst bölümüne CHP'nin ilk genel başkanı ile eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın büyük boy posterleri asıldı. Bu posterin tam karşısına Kılıçdaroğlu'nun büyük boy iki posteri asılması dikkati çekti. Kurultaya gazetecilerde yoğun ilgi gösterdi. Akredite olan 860 gazeteci kendileri için salonda ayrılan bölümde çalışmalarını sürdürürken, televizyon kanalları salon dışından da canlı yayınlar yaptı. Emniyet güçleri yoğun güvenlik önlemleri alırken kurultay sebebiyle 2 bin 500 polis görev yaptı.
YENİ TÜZÜĞÜN YÜRÜRLÜK TARİHİ ERTELENDİ
Kurultayda oylanarak yürürlüğe girmesi beklenen ve partinin mevcut yönetim yapılanmasının değiştirilmesini öngören yeni tüzüğün yürürlük tarihi ertelendi. Böylece mevcut yönetim yapılanması aynen devam devam edecek. Tüzük değişikliğine göre, MYK üyeleri Parti Meclisi içinden genel başkan tarafından belirleniyordu. Değişilikle, genel sekreter yardımcılıkları ve genel saymanlık kaldırılırken, bu görevlerin genel başkan yardımcılarına verilmesi öngörülüyor, Genel Sekreterin görevleri de yeniden düzenleniyordu. |
23.05.2010 |
Rahşan Ecevit’e ağır suçlama |
DSHP Genel Başkanı Rahşan Ecevit’in CHP 33. Olağan Kurultayı’na katılıp Genel Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermesine DSP’den tepki geldi. DSP Genel Başkan Yardımcısı Tufan Bural, yaptığı yazılı açıklamada, geçmişte Rahşan Ecevit’in kendilerine ‘’CHP’nin C’sinden’’ bile söz ettirmediğini belirterek, ‘’Rahşan Hanım ne olmuştur da CHP’yi destekleme kararı almış ve kurultaya gitmiştir? Her halde yanındakileri bir daha milletvekili seçtirmek için tekrar harekete geçmişlerdir’’ ifadelerine yer verdi. Bural, şunları kaydetti: ‘’Rahşan Hanım’ın CHP Kurultayı’na katılıp destek vermesi inanılmaz bir hırsın göstergesidir. Dilerdim ki kurucusu olduğu DSP’nin kurultayına katılsın, köşelerde değil, baş köşede otursun. Yanında işbirlikçiler değil, gerçekten halkın arasından, örgütten gelenler olsun. Rahşan Hanım’ın CHP ile ilgili söyledikleri gerçekten hepimizi şaşırtmış, güldürmüş, hayal kırıklığına uğratmıştır. ‘Biz sana mecburuz Demokratik Sol’ diyerek DSP’yi bize emanet eden rahmetli Onursal Genel Başkanımız Bülent Ecevit, iyi ki bugünkü tabloyu görmemiştir. Rahmetli Bülent Ecevit bugün tekrar ölmüştür.’’ |
23.05.2010 |
Deniz Baykal’ın eline elma şekeri verdiler |
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Genel başkanlığa lâyık görmeyenler cumhurbaşkanlığına mı layık görecek. Baykal’ın eline bir elma şekeri verdiler ‘Bununla avun’ dediler’’ dedi. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nin 2010 yılı 8. Olağan Mali Genel Kurulu’nda konuşan AKP’li Elitaş, CHP’nin şu an içinde bulunduğu durumun ‘’iç savaş’’ olarak değerlendirilebileceğini kaydetti. Elitaş, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın partilerini eleştirmesinin anlamsız olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: ‘’Bize kimse çamur atmaya kalkmasın. Bu kasetle ilgili düzenlemenin, komplo varsa düzmece varsa kimlerin yaptığını, kendisini istemeyen en yakın arkadaşlarının içinde aramasını veya onların ilişkide olduğu kişiyle aramasını ifade etmek istiyorum. Sayın Baykal’a bir de şunu teklif etmişler ‘sen genel başkanlığa aday olma biz seni cumhurbaşkanı adayı yapalım’ demişler. Milletin aklıyla kimse alay etmesin, genel başkanlığa layık görmeyenler cumhurbaşkanlığına mı layık görecek. Sayın Baykal’ın eline bir elma şekeri verdiler ‘Bununla avun’ dediler.’’ |
23.05.2010 |
Gurbetçi, gümrük kapılarında oy kullanacak |
ANAYASA değişikliğine ilişkin 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak referandumda, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin gümrük kapılarında oy kullanmaları kararlaştırıldı. Konuya ilişkin Yüksek Seçim Kurulu Kararı, Resmî Gazete’de yayımlandı. Kararda, yurt dışı seçmenlerin sandık, gümrük kapılarında oy kullanma veya elektronik oylama yöntemlerinden hangisine göre oy kullanacağına ilişkin, Dışişleri Bakanlığının yazılarına, yazı ekinde bulunan büyükelçiliklerin konuya ilişkin görüşlerine ve komisyon raporuna göre değerlendirme yapıldığı belirtildi. Değerlendirme sonucu, ‘’sandıkta veya elektronik oylama yöntemleriyle oy kullanmaları altyapı eksikliği ve ilgili ülkeler mevzuatı gereği imkânsız olduğundan, 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak Anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasında, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin gümrük kapılarında oy kullanmalarına’’ karar verildiği kaydedildi. |
23.05.2010 |
Çelik: Duyduklarımız dehşet verici |
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, son dönemlerde ortaya çıkan ses kayıtlarına ilişkin “Duyduklarımız gerçekten dehşet vericidir” dedi. Gaziantep’te Zincirli Bedesten esnafını ziyaret ettikten sonra Çelik, referandum dolayısıyla yazın sıcak geçeceğinin hatırlatılması üzerine, maddî sıcaklığın önemli olmadığını, mühim olanının bu sıcaklığın olumsuzluklara dönüşmemesi olduğunu kaydetti. Hüseyin Çelik, son dönemlerde ortaya çıkan ses kayıtlarına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye’de kirlilikler ve çeteler döneminin kapanması gerektiğini söyledi. Devletin içine çöreklenen ideolojik grupların ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Çelik, ses kayıtlarının ortaya çıkarılış şekliyle ilgili olarak, “Legal mi, illegal mi? Onlar ayrı bir olay, ama duyduklarımız gerçekten dehşet vericidir” diye konuştu. |
23.05.2010 |
Erdoğan’dan 26 lidere mektup |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, İran’ın nükleer programıyla ilgili 26 ülke liderine mektup gönderdi. Başbakanlık Basın Merkezi’nin internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Başbakan Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi daimi ve geçici üyeleri, P5+1 ülkeleri, Türkiye’ye komşu ülkeler ile bölge ülkelerine gönderilen mektupta, Türkiye, Brezilya ve İran arasında yapılan anlaşma hakkında bilgi verdi. Başbakan Erdoğan’ın mektubunda, ‘’Türkiye’nin nükleer silâhlara ilkesel olarak karşı çıktığını, bölgenin bu tür silahlardan tamamen temizlenmesi gerektiğini ifade ettiği’’ bildirildi. Mektubunda diplomasi ve müzakere masasının halen en etkili yol olduğunu vurgulayan Erdoğan’ın, ‘’Türkiye’nin aklıselim, sağduyu, adil yaklaşım ve hukukun üstünlüğünü savunan politikalarına devam edeceğini’’ dile getirdiği kaydedildi. Başbakan Erdoğan’ın mektup gönderdiği ülkeler şunlar: ‘’Almanya, Avusturya, Azerbaycan, BAE, Bahreyn, Bosna, Bulgaristan, Çin, Fransa, Gabon, Gürcistan, Irak, İngiltere, Nijerya, Japonya, Katar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Meksika, Oman, Suudi Arabistan, Suriye, Rusya, Uganda ve Yunanistan’’ |
23.05.2010 |
Ergenekon mahkemesinde ihtilâf sürüyor |
Ergenekon ana dâvâsı ile birleşen Ergenekon dâvâlarında tahliye taleplerinin reddine karar veren iki üye hakimin tersine, oy çokluğuyla alınan kararda birçok sanığın tahliye edilmesi gerektiği yönünde karşı oy kullanan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, çoğunluk kararına muhalefet ettiği günden bu yana mahkemenin aldığı kararları okumuyor. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, muhalefet ettiği kararı okumuyor
Ergenekon ana dâvâsı ile birleşen Ergenekon davalarında tahliye taleplerinin reddine karar veren iki üye hakimin tersine, oy çokluğuyla alınan kararda birçok sanığın tahliye edilmesi gerektiği yönünde karşı oy kullanan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, karara muhalefet ettiği günden bu yana mahkemenin aldığı kararları okumuyor. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, tahliye taleplerinin oy çokluğuyla reddine karar verildiğini belirtirken, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz ve Zekeriya Öztürk’ün de aralarında bulunduğu 12 sanığın tahliye edilmesi gerektiği yönünde karşı oy kullandı. Sanıklar ile avukatların taleplerinin ardından Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, taleplere ilişkin görüşünü açıkladı. Ergenekon ana dâvâsının tutuklu sanığı Osman Yıldırım’ın, dâvânın başka suçtan tutuklu sanığı Semih Tufan Gülaltay hakkında birçok suça karıştığı şeklinde açıklama yaptığını belirten Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, bu iddiaların araştırılarak duruşma tutanağı ile birlikte gereğinin yapılması için Beşiktaş’ta bulunan İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini talep etti. Dosya kapsamı, delil durumu, iddia olunan suçlamalar ve henüz savunmaların tamamlanmamış olmasını gerekçe gösteren mahkeme heyeti, tahliye taleplerinin de reddine karar verdi. Birleşen Ergenekon davasında 23 tutuklu sanığın tahliye edilmesi yönünde karşı oy kullanan mahkeme başkanı Köksal Şengün, bu dâvâda da 12 tutuklu sanığın çeşitli gerekçelerle tahliye edilmesi gerektiğini belirterek verilen karara muhalefet şerhi koydu. Duruşma 7 Haziran 2010 tarihine ertelendi. |
23.05.2010 |
Çelikkol merkeze alındı |
DIŞİŞLERİ Bakanlığında yapılan atamalarla Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı ve İsrail ile yaşanan “alçak koltuk krizi” ile gündeme gelen Tel Aviv Büyükelçisi Ahmet Oğuz Çelikkol merkeze alındı. Resmi Gazetenin dünkü sayısında yayımlanan atama kararlarına göre, Moskova Büyükelçisi Akıncı merkeze alınırken yerine Elçi, Genel Müdür Aydın Adnan Sezgin, Tel Aviv Büyükelçisi Çelikkol’un yerine de Elçi ve Genel Müdür Yardımcısı Kerim Uras atandı. BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye’nin Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Üzümcü merkeze alınırken, yerine halen İsviçre Büyükelçisi olan Mustafa Oğuz Demiralp görevlendirildi. Büyükelçi Tanju Sümer Türkiye’nin yeni İsviçre Büyükelçisi olurken, Macaristan Büyükelçisi Oya Tuzcuoğlu, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Hasan Kemal Gür ise yeni Macaristan Büyükelçisi oldu. Merkeze alınan Güney Afrika Cumhuriyeti Büyükelçisi Can Altan’ın yerine eski Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilâtı nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Ahmet Vakur Gökdenizler atandı.Atama karalarına göre Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği görevini yürüten Şakir Fakılı, merkez görevine atandı. Portekiz nezdinde büyükelçilik görevini yürüten Ömer Kaya Türkmen de merkeze çağrılanlar arasında yer alırken, Türkiye’nin yeni Bangladeş Büyükelçisi ise Almanya’da Büyükelçilik Müsteşarlığı görevini sürdüren Mehmet Vakur Erkul oldu. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın, “Kurtlar Vadisi” dizisine tepki için parlamentoya çağırdığı Büyükelçi Çelikkol ile görüşmesinden önce gazetecilere İbranice “Bizim yüksek, onun daha alçak bir koltukta oturduğuna dikkat çekerim” demesi Ankara ile Tel Aviv arasında gerginliğe sebep olmuştu. |
23.05.2010 |
Gül, Kazakistan’a gidiyor |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in dâveti üzerine 23-26 Mayıs tarihleri arasında bu ülkeye resmi ziyarette bulunacak. Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesindeki bilgi notunda, Cumhurbaşkanı Gül’e, ziyaret sırasında Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, bazı milletvekilleri ile bürokratlar ve iş adamlarının eşlik edeceği belirtildi. Ziyaret sırasında, Türkiye ile Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerin gündeminde yer alan konular ile bölgesel ve uluslararası gelişmelerin ele alınacağı kaydedilen bilgi notunda, Cumhurbaşkanı Gül’ün, Kazakistan Parlamentosu’nun birleştirilmiş oturumuna hitap edeceği bildirildi. Bilgi notunda, Cumhurbaşkanı Gül’ün, Kazakistan ve Türk Dünyası açısından tarihi ve kültürel değere haiz Türkistan şehrine giderek, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi’nde incelemelerde bulunacağı vurgulandı. |
23.05.2010 |
Erdoğan: Maden kazası abartıldı |
TOBB Genel Kurulunun açılışında konuşmasında maden ocağı kazasına da değinen Başbakan Erdoğan,”Sanki Türkiye’de ilk defa, örneğin, bir grizu patlaması oluyor. Sanki ilk defa bir maden kazası oluyor gibi bu meselenin nasıl abartıldığını gördük, gördünüz” ifadelerini kullandı. Erdoğan: Maden kazası ajite ediliyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, maden kazasının ajite edilerek mutlaka ve mutlaka Hükümetle de doğrudan ilişkisi kurularak yansıtıldığını söyledi.Erdoğan, TOBB Genel Kurulunun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’de yapılmak istenen bazı şeylere dikkati çekerek şunları söyledi: ‘’Türkiye’de ne yapılmak istendiğini, nasıl sinsice bir taktiğin uygulamaya konulduğunu da görüyoruz. Sanki Türkiye’de ilk defa, örneğin, bir grizu patlaması oluyor. Sanki ilk defa bir maden kazası oluyor gibi bu meselenin nasıl abartıldığını gördük, gördünüz. Ajite edilerek mutlaka ve mutlaka Hükümetle de doğrudan ilişkisi kurularak yansıtıldığını nazarı dikkatimizden kaçırmıyoruz. Ülkenin farklı yerlerinde meydana gelen adi vakaların gereğinden fazla abartılıp gündemin ilk sıralarına taşındığını ilgili ya da ilgisiz her meselenin doğrudan Hükümetle ilişkili gösterildiğini ibretle izliyoruz. Daha önce üçüncü sayfalarda kalan haberlerin manşetlere nasıl çekildiğini dakikalarca, saatlerce ekranlarda döndürüldüğünü lokal olayların, menfi olayların adeta bir Türkiye manzarası gibi sunulduğunu da görüyoruz.’’ |
23.05.2010 |
Ekonomi için de yeni anayasa |
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sadece siyaseten değil, ekonomik ve toplumsal olarak da yeni ve çağdaş bir anayasaya ihtiyaç duyduklarını belirterek, “Katılımcı bir yönetim anlayışı getiren, hak ve özgürlükleri koruyan, çağdaş bir anayasamız ve herkesin güvendiği bir yargı sistemimiz olmadan, 2023 yılındaki hedeflerimize ulaşamayız” dedi. Demokrasimiz kurumsallaşmalı
Türkıye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, demokrasiyi sloganlaştırmak yerine, kurumsallaştırmak zorunda olduklarını belirterek, aksi takdirde hakkın ve vicdanın değil, gücü elinde bulunduranın dediğinin olduğu, zayıf ve adaletsiz bir sistemin doğacağını, böylelikle zayıflayan bir bünyeye, her türlü belanın musallat olacağını kaydetti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB-ETÜ’de gerçekleştirilen 65. Olağan Genel Kurul’un açılışında yaptığı konuşmada, hükümete yeni istihdam oluşturulması konusunda destek vererek ‘’Hep beraber kamu ve özel sektörün elbirliğiyle istihdam seferberliğini başlatalım. 1,3 milyon değil, daha fazla istihdamı bu camia yapar. Dün yaptık yarın da en iyisini yapacağız. Herkes emin olsun, önümüzdeki dönemde istihdamın hızla arttığını göreceğiz’’ dedi. Refah dolu yarınların, akıl dolu bugünlerle başlayacağını, bunun için önce zihinlerin değişmesi gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ‘’Zihinler dar olursa ufkumuz da dar olur. Ufkumuz dar olursa, dünyayı yakalayamayız. Geride kalırız. Ortak hedefimiz, zengin, özgür ve mutlu bir Türkiye’dir’’ dedi. Teşebbüs hürriyetinin temelinin burada olduğunu ve demokrasinin bunun için şart olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, istikrarın daha fazla demokrasi olduğunu, sadece demokrasinin olduğu bir yapının, hiçkimsenin vazgeçemeyeceği din, vicdan ve teşebbüs özgürlüğünün garantisi olduğunu anlattı. ‘’Demokrasi olmalı ki, huzur ve istikrar olsun. Keyfilik değil, kural hakimiyeti olsun. İlişkiler değil, kurallar belirleyici olsun, rekabet eşit şartlarda yapılsın. Bizim vergilerimizle maaşlarını alanlar, milletin amiri değil, hizmetkârı olsun’’ diyen Hisarcıklıoğlu, siyasetin, siyasi platformlarda yapılması gerektiğini belirterek ‘’Kimse kendine durumdan vazife çıkartmasın. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir Türkiye olsun’’ diye konuştu.
“DEMOKRATİK ADIMLARA DESTEĞİMİZ SÜRECEK”
Demokrasiyi sloganlaştırmak yerine, kurumsallaştırmak zorunda olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, aksi takdirde hakkın ve vicdanın değil, gücü elinde bulunduranın dediğinin olduğu, zayıf ve adaletsiz bir sistemin doğacağını, böylelikle zayıflayan bir bünyeye, her türlü belanın musallat olacağını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, bunun sonunda da ülkenin, yasadışı yapılanmalara ve yolsuzluklara karşı zayıf düşeceğini belirtti. İşte bu nedenle TOBB camiası olarak, Türkiye’yi daha demokratik ve zamanın ruhuna uygun bir ülke yapma yönünde atılacak adımları desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini belirten Hisarcıklıoğlu, demokrasi konusunda, hep siyasilerden bir şeyler beklenilmemesi gerektiğini söyledi. ‘’Buradan herkese seslenmek istiyorum. Daha iyi bir gelecek, daha güçlü bir Türkiye için önce vicdanımızın sesine kulak verelim. Zaman, mekan ve konu sınırı olmaksızın vicdan, bu ülkenin temel harcı olmalı. Vicdanınız sizi itham etmezse, başkalarının ithamının değeri yoktur. İradenize hâkim olacak, ama vicdanınızın esiri olacaksınız. Unutmayın ki, yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır’’ diye konuştu.
‘’YENİ VE ÇAĞDAŞ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR’’
Ekonomide dünya ile rekabet için, dünya standartlarını nasıl benimsediyseler demokrasi’de, dünya standardına ulaşmaları gerektiğine vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: ‘’Bu anlamda sadece siyaseten değil, ekonomik ve toplumsal olarak da yeni ve çağdaş bir Anayasa’ya ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü bu Cumhuriyet, bürokrasinin hakimiyeti için değil, hakimiyeti milliye için kuruldu. Bu Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi olmak için kuruldu. Katılımcı bir yönetim anlayışı getiren, hak ve özgürlükleri koruyan, çağdaş bir Anayasamız ve herkesin güvendiği bir yargı sistemimiz olmadan, 2023 yılındaki hedeflerimize ulaşamayız. Toplumun, daha çağdaş ve refah içinde yaşamasına hizmet etmeyen yasal düzenlemeler, bir türlü sona ermeyen bürokratik, şekilci anlayış, artık sona ermelidir. Ve bütün bu demokratikleşme süreci, demokratik sabır ve olgunlukla yönetilmelidir. Değişimi kalıcı hale getirmenin ve sonuçlarıyla birlikte insanları mutlu kılmanın başka bir yolu da yoktur.’’ |
23.05.2010 |
Gerçekçi bir bakış açısı değil |
mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘’sırf politik mesaj olsun diye, mesela işsizliği çözmek adına TOBB üyelerine birer işçi almalarını sipariş vermek sorunlarımıza gerçekçi bir bakış olmadığı gibi, bu anlayışın bir asır sonra ülkemizi getirdiği nokta da ortadadır’’ dedi. Devlet Bahçeli, TOBB Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ekonomik kalkınmanın ihtiyacı olan insan faktörünün psikolojisinin, sosyal gerçeklerinin, tarihi şartlarının, kültürel özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini belirtti. Bahçeli, bu yapılmadığı takdirde hangi ekonomik model uygulanırsa uygulansın kronikleşmiş sorunlara çare bulunmasının mümkün olmadığını kaydetti. Bahçeli, ‘’Bunlar gözetilmeden, sırf politik mesaj olsun diye, mesela işsizliği çözmek adına TOBB üyelerine birer işçi almalarını sipariş vermek sorunlarımıza gerçekçi bir bakış olmadığı gibi, bu anlayışın bir asır sonra ülkemizi getirdiği nokta da ortadadır. Elbette işsizliği sanal bir sonuç zanneden zihniyetin işsizin sorumluğunu, adı üstünde işi verene yüklemesi, eğer bir cehalet değilse olsa olsa yarattığı mağduriyete suç ortağı arama ve bahane bulma kurnazlığıdır’’ diye konuştu. Bahçeli’nin bu sözleri salondan alkış aldı. |
23.05.2010 |
Ban Ki-mun: Kıbrıs’ta çözüm için destek sürecek |
Bırleşmış Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, ‘’Kıbrıs’ın geleceği için BM gerektiği her zaman destek vermeye devam edecek. Uluslararası toplumun da istediği bu. Bana ve BM’ye bu konuda güvenebilirsiniz’’ dedi.Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilere konferans veren Ban Ki-mun, bir öğrencinin, ‘’Kıbrıs sorununun çözümü için daha önce iki tarafın liderleriyle görüşmüştünüz? Şimdiki durumu nasıl görüyorsunuz?’’ sorusu üzerine Kıbrıs’ın iki toplumu arasındaki sorunların 35 yıllık bir sürece dayandığını hatırlattı. ‘’Bu, en uzun süren sorunlardan birisi. BM tarihindeki en uzun sorun da bu’’ diyen Ban Ki-mun, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’KKTC’de yeni seçilen lider, bu süreçte taahhütlerini yerine getireceğini söyledi. Bir çözüme varılmak zorunda. Şubat ve Martta görüşmeler oldu. Mayısta da seçim vardı. Seçimler nedeniyle görüşme için uygun bir zaman değildi. Şimdi iki ülkenin liderleri en kısa sürede yeniden görüşmeye başlayacaklar. İki tarafın liderleri bir karar vermeli. Halklar çok uzun süredir mağdur oldu, uzun süredir bekliyor.’’Önceki görüşmelerde hemen hemen tüm konulara dokunulduğunu, son dönemde 71 kez görüşmelerde bulunulduğunu dile getiren Ban, 26 Mayısta iki tarafın liderlerinin yeniden görüşeceğini belirtti. Ban Ki-mun, ‘’Umuyorum bire bir görüşmede bir karara varacaklar. Kıbrıs’ın geleceği için BM gerektiği her zaman destek vermeye devam edecek. Uluslararası toplumun da istediği bu. Bana ve BM’ye bu konuda güvenebilirsiniz’’ diye konuştu. |
23.05.2010 |
Yetiştirme yurdunda korkutan yangın |
Samsun’da kız öğrenci yurdunda çıkan yangında binada mahsur kalan ve baygın bulunan iki kız öğrenci hastaneye kaldırıldı. Camdan atlayan bir kız öğrencinin de ayağı kırıldı. Edinilen bilgiye göre, Atakum ilçesindeki Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna (SHÇEK) bağlı Yaşar Doğu Kız Yetiştirme Yurdu’nun 3’üncü katında elektrik kontağından yangın çıktı. Yangına Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ve Sivili Savunma Arama ve Kurtarma Birliğine bağlı ekipler müdahale etti. Yangın sırasında Ayşegül Akbulut (16) paniğe kapılarak 3. kat penceresinden atladı. Ayağı kırılan Akbulut, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Yaklaşık 1 saat süren çalışma sonucu söndürülen yangında binadan mahsur kalan ve baygın halde bulunan Zeynep Binici (16) ve Özlem Çakan’ı (16) da 112 Acil Servis ekipleri tarafından yapılan müdahalenin ardından OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi altına alındı. Bu arada, yurt görevlileri ile bazı öğrenciler görüntü almak isteyen basın mensuplarına tepki gösterdi. Çıkan olayda bazı gazetecilerin kamera ve fotoğraf makineleri zarar gördü. Yangınla ilgili soruşturma sürdürülüyor. |
23.05.2010 |
Doğan Medya yakınında bombalı paket |
Bağcilar’da bulunan bir şüpheli paketten bomba düzeneği çıktı. Doğan Medya Center’ın yakınında şüpheli bir pakete rastlanması üzerine durum polise bildirildi. Olay yerine gelen polis, çevre güvenliğini alarak bomba imha uzmanlarına haber verdi. Şüpheli paketin üzerinde inceleme yapan uzmanlar, paketin içinde bomba düzeneği olduğunu belirledi. Söz konusu paketin içindeki düzenek, uzmanlarca müdahale edildikten sonra incelenmek üzere emniyete götürüldü. Bombanın zaman ayarlı olduğu da belirtildi. Olay yerindeki MOBESE kamerasındaki görüntülerin incelenmesi için çalışma başlatıldı. |
23.05.2010 |
Otobüs şarampole yuvarlandı: 11’i ağır 34 yaralı |
Çankiri’nin Çerkeş ilçesinde Gürcistan uyruklu turistleri taşıyan otobüsün şarampole devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre 11’i ağır 34 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Samsun’dan İstanbul’a giden Tuncay Çatan yönetimindeki 34 VA 9076 plakalı otobüs, E-80 kara yolunun Çerkeş mevkiinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu şarampole devrildi. Kazada, ilk belirlemelere göre 11’i ağır 34 kişi yaralanırken, yaralılar, Karabük, Kızılcahamam, Çankırı ve Ankara’daki çeşitli hastanelere kaldırıldı. |
23.05.2010 |
Dikili’de 37 kaçak yakalandı |
İzmır’ın Dikili ilçesinde yasa dışı yoldan yurt dışına gitmeye çalışan yabancı uyruklu 37 kişi yakalandı. Kaçaklara para karşılığı yardım eden iki Türk vatandaşı tutuklandı. Alınan bilgiye göre, Dikili’de devriye görevi yapan Sahil Güvenlik ekipleri, Bademli Köyü açıklarında, 2’si çocuk, 7’si kadın toplam 37 kaçağı taşıyan şişme botu fark etti. Yasa dışı yoldan yurt dışına gitmeye çalıştıkları belirlenen bottaki 4 Afgan, 33 Filistin uyruklu gözaltına alındı. Kaçaklar, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sınır dışı edilmek üzere İzmir Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi’ne teslim edildi. Bu kişilerin ifadeleri doğrultusunda gözaltına alınan iki Türk vatandaşı da para karşılığında kaçışı organize ettikleri iddiasıyla çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. |
23.05.2010 |
Şehit yakınlarına Devlet Övünç Madalyası |
Kirikkale’de, aralarında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın kuzeni Erkut Babacan’ın da bulunduğu 3 şehidin yakınlarına Devlet Övünç Madalyası verildi. Kırıkkale Valisi Hakan Yusuf Güner, Kültür Merkezi salonunda düzenlenen törende, şehit aileleri ile yakından ilgilenmeye çaba gösterdiğini, ziyaret ettiğini ve tüm sorunlarına ortak olmaya çalıştığını söyledi. Vali Güner’in konuşmasının ardından, Devlet Övünç Madalyası verilecek olan şehitlerin öz geçmişleri okundu. Ardından 2007 yılında Bitlis’te şehit düşen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Ali Babacan’ın kuzeni Piyade Er Erkut Babacan’ın Devlet Övünç Madalyası, Kırıkkale’de ikamet eden annesi Fazilet Babacan’a verildi. Bingöl’de 2006 yılında şehit düşen Teknisyen Üstçavuş Harun Ceylan’ın madalyası hiç görmediği 3 yaşındaki kızı Gözde Ceylan’a; 2007 yılında Hakkâri’de şehit düşen Piyade Er Vedat Kutluca’nın madalyası ise babası Abidin Kutluca’ya verildi. |
23.05.2010 |
Ödevleri öğenciler yapsın |
İlköğretİmde uygulanan performans ödevlerinin, öğrencilerden çok veliler yaptığı için tam anlamıyla amacına ulaşamadığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu, performans ödevlerinin 2005 yılında yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi temel alan ‘’Yeni Müfredat Programı’’ kapsamında ilköğretim okullarında uygulanmaya başlandığını belirtti. Bu ödevlerin temel amacının öğrencilerin bilgi ve becerilerini gerçek hayatlarında da kullanmalarını sağlamak olduğunun altını çizen Kutlu, ‘’Böylece eğitim sistemimizin en zayıf yönü olarak yıllardır vurgulanan öğrenilenlerin kullanılmaması veya sadece ezberlenmesi sorununun ortadan kaldırılması hedeflendi’’ dedi. Performans ödevlerinin derste işlenen konuların tekrarının yapılması, öğrencilerde bağımsız düşünme ve çalışma, karar verme, üretici düşünme, araştırma ve inceleme becerisi ile problem çözme yeteneğini de geliştirmeyi amaçladığını ifade eden Kutlu, şöyle devam etti: ‘’Ancak, 2005 yılında eğitim hayatına giren performans ödevleri aradan geçen 5 yıla rağmen halen öğrencilerden çok velileri ilgilendiriyor. Bu durumun ortaya çıkmasında, öğretmenler tarafından verilen ödevlerin bazılarının temelde öğrenci düzeyinin üstünde olması, dersin amacı ve konusuna uygun olmayışı veya yeterince eğitsel değer taşımaması gibi sorunlar da etkili oluyor. Uygulamadaki yanlışlıklar çocuğun aileye, başka kişi veya internet gibi farklı ortamlara bağımlılığını arttırıyor.’’
ÖĞRENCİ ÖDEVİ KENDİ YAPARSA GELİŞİR Kutlu, performans ödevlerinde hedeflenen noktaya gelinememesinde ödevlerin öğrenci düzeyinin üstünde olmasının yanı sıra toplumun geleneksel özelliklerinden biri olan aşırı koruyucu aile yapısının da etkili olduğunu söyledi. Velilerin, çocuklarına yardımcı olmak amacıyla onların ödevlerinin tamamını veya büyük bölümünü yapmalarının kısa vadede sorunları çözmüş gibi görünse de uzun vadede çocukların gelişmelerine engel olduğunu anlatan Kutlu, şöyle konuştu: ‘’Aşırı koruyucu anne babalar çocuklarının ödevlerine yardımcı olmak yerine bizzat kendileri yaparak onlara zarar veriyor. Elbette ki anne ve babalar çocuklarının ödevlerine destek olabilirler, onların ödevlerini yapabilmeleri için gerekli şartları sağlayabilirler. Ancak bu katkının miktarı sınırlı olmalı. Çocuk kendi gücünü görebilmeli, sorunlarını çözmek için mücadele etmeli. Çocuklar ancak böyle gelişebilir, ayakta durmayı, kendine yetmeyi öğrenebilir. Üstelik çözülen her sorun çocuğun zekasının gelişmesine, kendisine olan güven duygusunun artmasına katkı sağlar. Anne ve babalar çocuklarının ödevlerini yaparak değil onlara özgürlük vererek daha fazla yardımcı olabilirler.’’ |
23.05.2010 |
Yeni Asya Medya Grup’un kalbi Nevşehir’de attı |
Kozaklı ilçesinde bulunan Divaibis Termal Otel’de geniş bir katılımla yapılan toplantı, büro temsilcilerimiz, neşriyat sorumlularımız ve müessese yöneticilerinin buluşmalarına vesile oldu. Toplantı Yeni Asya Gazetesi yazarı Süleyman Kösmene’nin Kur’ân tilâveti ile başladı. Toplantının açış konuşmasını yapan Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı, kurum çalışmaları hakkında genel bir değerlendirme yaparak, yeni projeler hakkında bilgiler verdi. Taşçı, krize rağmen, faaliyetlerimizin hız kesmeden devam ettiğini, zararlı yıllardan kârlı yıllara geçildiğini ve yeni yatırımların planmasının yapıldığını söyledi. Gündem maddeleri üzerine müzakerelerin yapıldığı, dilek ve temennilerin dile getirildiği ikinci bölümde ise temsilci ve neşriyat sorumlularımız söz aldılar. Abone ve dağıtım çalışmaları ile ilgili bilgiler aktaran katılımcılar, yaptıkları saha çalışmalarından örnekler verdiler. Pazarlama çalışmalarının bilimsel yöntemlerle yapılması ve bunların bir broşür halinde yayınlanmasını isteyen temsilcilerimiz, esnafların dolaşılmasını, abonelerin abonelere tanıştırılmasını, hanımların gazete tanıtım faaliyetlerine aktif olarak dahil edilmelerini önerdiler. İnsana yatırım yapılmasını, eleman istihdamının gerekliliğini, pozitif hareketin önemini dile getiren temsilciler müşteriyle ilk karşılaşmanın önemine dikkat çektiler. Cihanşümül bir dâvânın temsilcisi olunduğunun bilinciyle hareket edilmesinin gerekliliği üzerinde durulan konuşmalarda, bütün çevrelerde müsbet diyaloğun önemli olduğuna da vurgu yaptılar. Toplantıda ayrıca yeni Kur’ân-ı Kerim kampanyası hakkında da bilgi verildi. Bunun yanı sıra “Bir abone de sizden” kampanyasının bölgelerdeki çalışmaları, kampanyanın müzakeresi ve dağıtım sorunları da ele alındı. Gazete muhtevası, reklâm, dergiler, takvim-imsakiye, neşriyat, kitap satış-pazarlama konularında da birim müdürlerinin bilgilendirmeleri eşliğinde detaylı müzakereler gerçekleştirildi. Toplantının sonunda iştirak edenlere, Genel Müdür Recep Taşcı tarafından özel hediyeler ile birlikte Kur’ân-ı Kerim kampanyasında dağıtılacak eserin ve diğer eserlerin numuneleri takdim edildi. Toplantıya katılanlar müfritane irtibatın devam etmesi için bu tür faaliyetlerin daha sık yapılması dilekleriyle ayrıldılar. |
23.05.2010 |
Hac kur'aları 26 Mayıs’ta çekilecek |
Dİyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, hac kur'alarının 26 Mayıs’ta çekileceğini belirterek, ‘’Bu yıl Türkiye’ye verilen hac kontenjanı 74 bin kişi. Bunu arttırmak için Suudi Arabistan yetkilileriyle görüşmelerimiz sürüyor’’ dedi. Bardakoğlu, önceki gün Uşak’ta çeşitli açılış ve temel atma törenlerine katıldıktan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Dairesi Başkanı Ulvi Ata ile Kütahya’nın Emet ilçesine geldi. Burada soruları cevaplayan Bardakoğlu, bu yılki hac organizasyonuyla ilgili hazırlıkların sürdüğünü söyledi. ‘’Hac kur'aları 26 Mayısta çekilecek. Bu yıl Türkiye’ye verilen hac kontenjanı 74 bin kişi. Bunu arttırmak için Suudi Arabistan yetkilileriyle görüşmelerimiz sürüyor’’ diyen Bardakoğlu, hacı adaylarının ibadetlerini en iyi şekilde yapması için çalıştıklarını bildirdi. Bardakoğlu, şöyle devam etti: ‘’Köy imamlarımıza çok önem veriyoruz. İmamlarımız son derece örnek kişilerdir. Görev alanlarında halkla iletişim kurmalılar. Çevre düzenlemesinden çocuk yetiştirilmesine, eğitime teşvik, ilk yardım gibi temel bilgilerin köylerde imamlar tarafından verilmesi önemli. Başkanlık olarak cami derslerimize başlanmıştır. Camilerdeki hutbelerden ayrı, vatandaşlarımızı sıkmadan cami içinde ve dışında din hizmetleri projelerimiz var. Bunları da uygulamaya başladık.’’ Sahil bölgelerinde yabancı dil bilen din görevlilerinin istihdam edilmesini önemsediklerini kaydeden Bardakoğlu, görkemli cami ve diğer İslam eserlerini görüp bunlar hakkında bilgi almak isteyen yabancıların doğru ve yeterince bilgilendirilmesi için sahil ve turizm bölgelerinde yabancı dil bilen din görevlilerini istihdam ettiklerini sözlerine ekledi. |
23.05.2010 |
‘Okul Sütü Projesi’yle 4 bin çocuk 250 ton süt içti |
Türkİye’de Dünya Süt Günü ‘Okul Sütü Projesi’yle kutlandı. Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı hayata geçirilen projeyle, 4 bin çocuğun 250 ton süt içtiğini açıkladı. Dünya Süt Günü’nün Türkiye’de de kutlanmasının amacının bedenen ve zihnen sağlıklı nesiller yetiştirilmesine katkı sunmak olduğunu kaydeden Harun Çallı, şöyle dedi: “Her yaş grubundaki bireylere süt içme alışkanlığı kazandırmak, süt ve süt ürünleri tüketimini arttırmak ana hedefimizdir. Ama özellikle çocuklarımızın süt içmesi çok önemlidir. Okullar bizim için süt içme alışkanlığının kazanılacağı önemli merkezler olacaktır. Dünyada birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ‘okul sütü’ programı geleceğimizin yatırımıdır.” Süt sanayicilerinin gönüllü olarak destek verdikleri ‘Okul Sütü Projesi’ 8 Şubat 2010 tarihinde başladı. İlk adımda İstanbul, İzmir, Ankara ve Diyarbakır pilot il olarak seçildi. Bu illerdeki toplam 3656 öğrenciye her okul günü 200 mililitrelik kutularda süt dağıtımı yapıldı. Böylece 4 bin çocuk 250 ton süt içti. Dağıtım okul dönemi sonuna kadar devam edecek. Çallı, Dünya Süt Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında, Konseyin çok önemli bir sosyal sorumluluk projesi olan ‘Okul Sütü’nü hayata geçirilmesiyle ekonomik sebeplerle süt içmekten mahrum olan birçok çocuğa ulaşıldığını dile getirdi. |
23.05.2010 |
8. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları başlıyor |
Türkçe Öğretimi Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından bu yıl 8.’si düzenlenen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, 120 ülkeden 750 öğrenciyi sevgi, dostluk ve kardeşlik için buluşturuyor. 26 Mayıs-10 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek 8. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, Dolmabahçe Sarayı’ndan yapılacak görkemli açılış programıyla başlıyor. Ardından Ankara Kızılcahamam’da devam edecek olimpiyat, 29-30 Mayıs’ta tüm öğrencilerin ülke kültürlerini tanıttığı Altınpark Kültür Şöleni ile renklenecek. 8. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na bu yıl Galler, Danimarka-Grönland, İspanya, Lüksemburg, Venezüella’nın katılımı ile, olimpiyatlara katılan ülke sayısı 120’ye ulaştı. Geçen yıl 115 ülkenin katılımıyla gerçekleşen olimpiyatlarda slogan olarak “Sevgi dili ile buluşuyor, yarışıyoruz” ifadesi kullanılmıştı. Olimpiyatların bu yılki sloganı ise “Aynı dili konuşuyoruz” olacak. Türkçe Olimpiyatları çalışmaları yaklaşık 1 yıl sürüyor ve öğrenciler Türkçe öğretmenlerinin gözetiminde olimpiyatlara hazırlanıyor. Türkçe Olimpiyatlarına her yıl yaklaşık 10 bin öğrenci hazırlanıyor. Bu yıl olimpiyat etkinlikleri 14 Büyükşehir’ de yapılacak. Olimpiyatlar, Trabzon, Samsun, Bursa, Malatya, Konya, Kayseri, İzmir, Erzurum, Gaziantep, Antalya, Manisa, Kahramanmaraş’ta yapılacak etkinlikler ile Türkiye geneline yayılacak. 31 Mayıs’ta Bursa’da Halk Oyunları finali, 1 Haziran’da İstanbul Ataköy Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu’nda şarkı finali, 3 Haziran’da Konya’da şiir finali yapılacak. Türkçe Olimpiyatları’nın ödül töreni ise, 5 Haziran’da Ankara Arena Spor Salonu’nda gerçekleşecek. |
23.05.2010 |
Deniz Feneri’nden Gazze’ye 200 bin lira yardım |
Denİz Feneri Derneği, Gazze’ye toplam tutarı 200 bin lirayı bulan 40 prefabrik ve muhtelif yardımlar gönderiyor. Her zaman destek olduğu Filistin Halkına yardım ulaştırmak için bir kez daha kolları sıvayan Deniz Feneri, şimdi de 40 adet prefabrik ev ve muhtelif yardımlar yolluyor. Prefabrik evlerinin her birinin değeri 3 bin Dolar. Deniz Feneri’nin Anadolu Lojistik Merkezi’nden 4 tırlık bir konvoyla yola çıkan yardımlar, Haydarpaşa Limanı’nda bekleyen İHH Gazze Yardım Gemisi’yle gönderildi. |
23.05.2010 |
Hatay birincisi İskenderun’dan çıktı |
İskenderun Müftülüğü’ne bağlı Kemal Seher Özken Kur’ân kursunda okuyan Hatice Çapar, ilçelerin katıldığı yarışmada il birincisi oldu. Hatay’ın merkez ilçesi Antakya olmak üzere 11 ilçenin Kız Kur’ân kursu öğrencilerinin katıldığı yarışmada Hatice Çaparoğlu Hatay birinciliğini elde ederek, 25 Mayıs’ta Şanlıurfa’da yapılacak bölge yarışmalarına katılmaya hak kazandı. |
23.05.2010 |
Köydeki lezzet korunacak |
ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünün Birleşmiş Milletler (BM) destekli projesinde, proje elemanları, Türkiye’yi karış karış gezerek, kuraklığa, yüksek tuzluluk oranı ve hastalıklara dayanıklı, yüzde 100 tabiî sebze ve meyve tohumlarını toplayıp koruma altına alıyor. ÇÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yıldız Daşgan, küresel ısınma ve kuraklığın evrensel sorun olduğunu, muhtemel bir kuraklığa hazırlık için BM’nin öncülüğünde yapılan çalışmaya katıldıklarını bildirdi. BM Kalkınma Programının çağrısına uyarak, Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum kapasitesinin geliştirilebilmesi için projeler hazırlandıklarını ifade eden Daşgan, ‘’BM, sunulan 140 proje içerisinden 18 projeye destek kararı aldı. Bu projelerden 4 tanesi Çukurova Üniversitesi’nden çıktı. Bunlardan biri benim yürütücülüğümdeki köyümün sebze ve meyvesini kapsayan proje’’ dedi.
KIYIDA KÖŞEDE KALMIŞ ÇEŞİTLER
Daşgan, Bahçe Bitkileri Bölümü olarak hazırladıkları proje kapsamında, muhtemel bir kuraklık ve bunun sebep olacağı topraktaki yüksek tuzluluk oranı ile hastalıklara dayanıklı ve yüzde 100 tabiî sebze ve meyve tohumluklarına ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, şöyle devam etti: ‘’Bulacağımız çeşitler hem kuraklığa, hem de yüksek tuzluluk oranına dayanıklı çeşitler olmalıydı. Çünkü, kuraklık arttıkça topraktaki tuzluluk da artıyor. Bunun için Türkiye’nin dört bir yanını gezerek, köylülerimiz tarafından yıllardır yetiştirilen, hiç el değmemiş, doğallığından hiçbir şey kaybetmemiş sebze ve meyve çeşitlerine ulaşmaya çalıştık. Elde ettiğimiz çeşitler, hibrit çeşitler çıktığından beri kıyıda köşede kalmış olanlardı. Bu çeşitlerin lezzeti bugün ancak yaşı 40-50’nin üzerinde olanların hatırlayabileceği türdendi. Belki de bir çoğu kaybolup gitti, ama biz kalanlara ulaşmayı başardık.’’ |
23.05.2010 |
Balıklıgöl’de tirit ziyafeti |
ŞANLIURFA’DA ‘’Uluslararası Halil İbrahim Buluşmaları’’ faaliyetleri çerçevesinde binlerce kişiye tirit (et suyuna kızartılmış ekmek konularak yapılan yemek) dağıtıldı. Şanlıurfa Valiliği ve çeşitli gönüllü kuruluşlarca Balıklıgöl Yerleşkesindeki Dergâh Camiinin bahçesinde gerçekleştirilen ikramda, 2 ton et, 6 bin ekmek ve 1,5 ton yoğurt kullanılarak, büyük kazanlar içerisinde hazırlanan tirit yemeği, sabah namazının ardından görevliler tarafından dağıtılmaya başlandı. Dağıtımda tirit almak isteyen vatandaşlar, Dergâh Camii çevresinde uzun kuyruklar oluşturdu. Vali Nuri Okutan, Şanlıurfa’nın, ‘’Halil İbrahim Sofrası’nın bereketinin timsali’’ olduğu ve bu anlayışın yeşerdiği yer olduğunu ifade etti. |
23.05.2010 |
Sarıkamış’ta yaban kedisi görüldü |
KARS’IN Sarıkamış ilçesinde ilk kez bir yaban kedisi görüldüğü bildirildi. Kuzey Doğa Derneği tarafından Kars Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Kafkas Üniversitesi’nin desteğiyle Sarıkamış Allahuekber Dağları Millî Parkı’nda yaban hayvanlarının envanterinin çıkarılması için çalışma yapılıyor. Dernek Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, Sarıkamış’ın yaban hayatını, özellikle de kuşlar ve büyük memeli hayvanları araştırdıklarını söyledi. Geçen yıl başlattıkları çalışmalarda çok önemli sonuçlar elde etmeye başlattıklarını ifade eden Şekercioğlu, bölgede ilk kez bir yaban kedisini tesbit ettiklerini bildirdi. |
23.05.2010 |
Amerikalı 13 yaşındaki genç Everest’e tırmandı |
HENÜZ 13 yaşında olan Amerikalı Jordan Romero, Everest’in zirvesine ulaşan en genç dağcı unvanını aldı. Romero’nun ABD’deki sözcüsü Rob Bailey, deniz seviyesinden 8850 metre yükseklikte bulunan ekiple telefon görüşmesi yaptığını belirterek, genç dağcının zirveye ulaştığını doğruladı. Bu arada genç dağcının internetteki “blog”unda, bu sabah “Hayallerimiz gerçekleşti. Herkes inanılmaz derecede mutlu” ifadeleri dikkat çekti. Romero, bloğuna daha önce de her adımının kendisini 7 kıt'anın en yüksek tepelerine tırmanma hedefine daha da yaklaştırdığını yazmıştı. Afrika’daki Kilimanjaro Dağına 10 yaşındayken tırmanan Romero, okulunun koridorunda gördüğü ‘’kıt'aların en yüksek tepelerinin çizili’’ olduğu resimden ilham aldığını ifade etmişti. |
23.05.2010 |
Osmanlı çeşmeleri sergisi açıldı |
“BEZEMELERİ ve Minyatürleriyle Osmanlı Çeşmeleri’’ sergisi, Dolmabahçe Sarayı Camlı Köşk’te ziyarete açıldı. Yapılan açıklamaya göre sergi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı Geleneksel Sanatlar Yönetmenliği ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Ana Bilim Dalı işbirliğiyle düzenlendi. Sergide, İstanbul’da bulunan 100’ü aşkın çeşme ve sebilin bezeme ve süslemelerinin tesbit edilmesinin ardından 39 san'atçının görev aldığı atölye tarafından tezhip ve minyatür san'atıyla yorumlanan 340 eser bulunuyor. Sergi, 9 Haziran’a kadar Pazartesi ve Perşembe günleri dışında her gün ücretsiz gezilebilecek. |
23.05.2010 |
Almanya’da Osmanlı eserlerine ilgi büyük |
ALMANYA’NIN Dresden şehrinde Mart başında açılan “Türckische Cammer” adlı Osmanlı sergisini açılışından bu yana 100 binden fazla kişinin ziyaret ettiği bildirildi. Dresden Devlet Sanat Koleksiyonları Müzesinden yapılan açıklamada, Dresden Rezidans Sarayının bir bölümünde sürekli olarak halka açılan ve 15 ile 19. yüzyıllar arasında Dresden kralları tarafından toplanan 600 parçadan fazla Osmanlı eserinin yer aldığı sergiyi bugüne kadar 100 binden fazla kişinin gezdiği belirtildi. Osmanlı silâhları ve zırhlarının yanı sıra, büyük bir Osmanlı çadırının da yer aldığı sergi için Saksonya eyaleti yaklaşık 5,7 mil-yon euro harcadı. Serginin açılışı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle tarafından yapılmıştı. |
23.05.2010 |
Narlıdere’de çiçekler açtı |
NARLIDERE Belediyesi Gençlik ve Çiçek Festivali’nin son gününde en güzel çiçek yarışmasında, çiçek coşkusu yaşandı. İzmir Çiçekçiler Odası ve Flora Çiçekçiler Kooperatifi’nin destek verdiği en güzel çiçek yarışmasında, Narlıdere çiçek bahçesine dönüştü. Yarışma sonunda, konuşmacılar çiçeğin önemi ve yetiştirme zorluklarına değindi. Yarışmada 50’i aşkın çiçek üreticisi dereceye girmek için ter döktü. Dereceye girenler ödüllendirildi. |
23.05.2010 |