Kültür-Sanat |
100 sene önceki müjde |
GAZETEMİZ Eskişehir temsilciliği tarafından düzenlenen “Yüz Yıl Önceki Müjde” konulu konferans yoğun bir katılımla Eskişehir Yunus Emre Kültür sarayında gerçekleştirildi. Programa çok sayıda sivil toplum örgütü, vakıf ve dernek temsilcilerinin yanı sıra siyasî partilerin temsilcileri iştirak ettiler. Açış konuşmasını il sekreteri İzzet Atik’in yaptığı program Mustafa Başkarcı hocanın Kur’ân-ı Kerim tilaveti ile başladı. Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, temel hak ve özgürlükler ekseninde yaptığı konuşmasında ülkemizde uygulanan çifte standartlara dikkat çekti. Kendisinin Marmara depremine ilâhî ikaz dediği için yargılanıp hüküm giydiğni, benzer ifadeleri kullanan kişiler hakkında ise kovuşturma yapılmadığını, bu dâvâdan AİHM tarafından beraat edip Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin suçlu bulunduğunu belirtti. Kendi memleketinde aradığı adaleti Avrupa’da bulduğu için de üzüntü duyduğunu ifade etti. Kutlular, Bediüzzaman Said Nursî’nin dönemin siyasî partilerini temel hak ve özgürlükleri ile demokrasinin tesis etmesi için uyardığını günümüzde de laikliğin, inanmayanlara sağladığı imtiyazın inançlı insanlara da sağlanması gerektiğini ifade etti. Gazetemiz yazarlarından İslâm Yaşar da Bediüzzaman’ın hayatından kesitler vererek, Üstadın hayatının her döneminde bu vatana hizmet ettiğini, Doğu’da Ermeni ve Rus işgali sırasında cephede kahraman olarak, siperde savaş esnasında dahi eserlerini yazmaya devam ederek âlim olarak görevini ifa ettiğini vurguladı. Esir düşen Ermeni kadın ve çocuklarını öldürmeyip iade ederek takdir kazanmış olan Üstadımız, Ermeni çetelerinin elinde bulunan Türk esirlerin serbest bırakılmasına vesile olduğunu belirtti. Hükümetin açılımlar hakkında bugün geldiği noktayı Bediüzzaman’ın yüz yıl önce daha detaylı bir şekilde teklif ettiğini belirten Yaşar, Bediüzzaman’a o gün kulak verilseydi bugün yaşanan sıkıntıların aşılmış olacağını ifade etti. Katılımcıların yoğun ilgisiyle kitaplarını imzalayan Mehmet Kutlular ve İslâm Yaşar’a özellikle siyasî parti temsilcilerinden böyle programlara her dönem ihtiyaç olduğu hakkında olumlu görüşler bildirildi. |
06.04.2010 |
Sinema Günleri’ne ahlâksız film tepkisi |
ŞUURLU Öğretmenler Derneği Samsun Şube Başkanı İsmail Okutan, T.B.M.M´nin 90. yılı etkinlikleri nedeniyle “çocukları sinema ile buluşturma” etkinliği kapsamında izlettirilen ‘Neşeli Hayat’ filminin ahlâksızlık öğrettiğini söyledi. Okutan, filmin Ankara´da ilköğretim ikinci kademe öğrencilerine TBMM´nin talebi, İl Millî Eğitim Müdürlüğü´nün organizesi ve Büyükşehir Belediyesinin desteği ile izlettirildiğnii ifade ederek, “Bu filmi öğrencileri ile birlikte izleyen duyarlı bazı öğretmenler; filmin müstehcen öğeler içerdiğini, aile yapımıza uymadığını, ahlâk kurallarını tahrip ettiğini, o yaştaki öğrencileri fuhşa yönlendirdiğini ifade etmektedirler. Bu filmde çok uçlara kaçan, çocukların hayâ perdesini yırtan espriler ve görüntüler yer almaktadır. Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğünün böylesine fuhşu açıkça sergileyen, argo kelimeleri kullanmayı özendiren ve böylece çocukların ağızlarının küfürlü kelimelere alışmasına neden olan zararlı bir filmi izlettirmek için bir organizasyon yapmış olması başlı başına bir skandaldır” dedi. Bu yanlıştan derhal dönülmesi gerektiğini belirten Okutan, Türkiye Büyük Millet Meclisi olaya el atmalıdır, diyemiyorum. Çünkü talebin zaten oradan geldiğini, kimi kime şikâyet edeceklerini şaşırdıklarını kaydetti. lepti. İçinde bulunulan durumun bir özetini yapan Okutan, şunları söyledi: “Tabloya bir bakalım; TBMM, Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve Ankara Büyükşehir Belediyesi gibi üç büyük kurum bir araya gelmiş, ne için? Eğitim konusunda bir kampanya başlatmışlar. İlköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine sinema izlettirmek için işbirliği yapmışlar. Çocukların sanki diğer tüm sorunları çözüldü de iş sinemaya kaldı. Bu üç büyük kurum; ahlâk kurallarını aykırı, müstehcen öğeler içeren, değerlerimizi ve kültürümüzü tahrip eden bir filmi izlettirmek için işbirliği yapmışlar. Ne kadar hazin bir durum, değil mi? Bizim değerlerimize ve kültürümüze uygun başka bir film yoktu da Neşeli Hayatlar filmini göstermek zorunda mı kaldınız? Madem ki bu etkinlik TBMM´nin 90. yılını kutlama sebebiyle yapılıyor, o halde meclisin kuruluşunu sağlayan istiklâl harbimizle ilgili bir film izlettirilseydi çok daha anlamlı olurdu. Muhtemelen bu film illerde de izlettirilecektir. Şimdiden bu konu hakkında yetkilileri uyarıyor, bu film yerine çocuklarımızın ahlâkî, fitrî ve fikrî seviyesine uygun filmler gösterilmesi için önlemler alınmasını talep ediyoruz.” |
06.04.2010 |
‘Ali Adnan-Başvekil’ belgeseli 2. bölümüyle bugün TRT ekranlarında |
ADNAN Menderes’in hayat hikâyesinin anlatıldığı “Ali Adnan-Başvekil” isimli belgeselin 2. bölümü bugün TRT 1 ekranlarında izleyici ile buluşacak. Belgeselin bu bölümünde, 1950 seçimlerine giden yol ve Demokrat Parti’nin seçim zaferi işleniyor. Seçimden sonra Cumhurbaşkanı olan Celal Bayar’ın başbakan olarak beklendiği gibi Fuat Köprülü’yü değil, Adnan Menderes’i ataması ve nedenleri yine bölümün konuları arasında. Belgesel, Bayar neden Menderes’i başbakan olarak seçti? Menderes’in hangi özellikleri onun bu seçimini sağladı? gibi sorulara da cevap arayacak. Belgeselin 2. bölümünde, ayrıca, yazar Sabahattin Ali’nin öldürülmesi de yine canlandırmalarla aktarılıyor. Klasik belgesel tekniğinden ayrılarak röportaj kullanılmayan, bunun yerine canlandırmalar kullanılan 10 bölümlük belgeselde sadece Adnan Menderes’in kişiliği, hayat hikâyesi değil; aynı zamanda özellikle büyük alt üst oluşlar yaşayan Türkiye’nin 1946-1962 arasındaki serüveni de önemli olay ve kişiler üzerinden aktarılıyor. Adnan Menderes ve döneme ait çok sayıda ilk defa gün yüzüne çıkacak fotoğraf, görüntü ve seslerin kullanıldığı belgeselin senaryosu Yaşar Taşkın Koç’a ait. Koç, aynı zamanda Cengiz Göktaş birlikte belgeselin yönetmenliğini de yapıyor. |
06.04.2010 |
Üniversiteliler tarihine sahip çıkıyor |
SABANCI Üniversitesi öğrencileri, ‘’Toplumsal Duyarlılık Projesi’’ kapsamında Tarihi Yarımada bölgesini gezerek, uzmanlardan aldıkları bilgileri, kültürel mirasın korunması için toplumsal bilinç oluşturmak amacıyla, ilköğretim öğrencilerine aktaracak. Sabancı Üniversitesinin Toplumsal Duyarlılık Projeleri Yöneticisi Zeynep Bahar, ‘’Kültürel Miras ve Gençlerin Koruma Çalışmalarına Aktif Katılımı’’ projesi hakkında bilgi verdi. Bahar, toplumsal duyarlılık projelerinin amacının, üniversitede okuyan öğrencilerin, akademik eğitimleri dışında, sosyal hayata yönelik çalışmalara katılarak girişimciliklerini, toplumsal meselelere karşı hassasiyetlerini arttırmak olduğunu belirtti. Üniversite olarak hemen hemen her alanda toplumsal duyarlılık projeleri yürüttüklerini dile getiren Bahar, ‘’Kültürel Miras ve Gençlerin Koruma Çalışmalarına Aktif Katılımı’’ projesinde ise gençlerde ve çocuklarda kültür bilinci oluşturmak, tarihsel zenginliklerin nasıl korunması gerektiğini göstermek ve tarihe karşı duyarlılığı arttırmak istediklerini ifade etti. İ |
06.04.2010 |