Güncel |
“Islak imza” Başsavcılıkta |
Genelkurmay Askerî Savcılığı ‘’ıslak imzalı belgeyi’’, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına geri gönderdi. Edinilen bilgiye göre, Genelkurmay Askeri Savcılığı, Kurmay Albay Dursun Çiçek’in imzası bulunduğu belirtilen, ‘’İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ iddialarına ilişkin belgeyi, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iade etti. Bu arada, çeşitli gazetelerde yer alan, ‘’İrtica ile Mücadele Eylem Planı iddianamesinin hazır olduğu’’ şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı ve soruşturmayla ilgili incelemenin ve iddianame yazımının devam ettiği belirtildi. |
06.04.2010 |
4 İLDE 10 AYRI ADRESTE ARAMA |
“Balyoz” soruşturmasında yeni bir dalga daha yaşandı. Ankara, İstanbul, İzmir ve Çanakkale'de 10 ayrı adreste arama yapıldı. Söz konusu soruşturma kapsamında 4 ilde muvazzaf askerlerin de aralarında bulunduğu 20 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Eski GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanı Tümg. Tuncay Çakan da gözaltına alınanlar arasında. İKİ GENERALE YAKALAMA KARARI
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce çıkarıldıkları mahkemede nöbetçi hakim Oktay Kuban tarafından serbest bırakılan Korg. Yurdaer Olcan ile Tümg. Abdullah Dalay hakkında yakalama emri çıkardı. Olcan ve Dalay'ın serbest bırakılması kararı için, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarınca mahkeme heyetine itiraz başvurusu yapılmıştı.
Balyoz’da yeni dalga
“Balyoz” darbe planı soruşturması kapsamında, 4 ilde muvazzaf askerlerin de aralarında bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, ‘’Balyoz Planı’’ iddiaları soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcılarının talimatıyla 4 ilde muvazzaf askerlerin de aralarında bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderdiği karar doğrultusunda, terörle mücadele ekipleri, emekli Albay Ali Tarık A. ile emekli Albay Erdal A’nın evlerinde arama gerçekleştirdi. Arama sonucunda, halen Türk Hava Kurumunda çalıştığı öğrenilen emekli Albay Ali Tarık A’nın görevli olarak yurt dışında bulunduğu, emekli Albay Erdal A’nın da Ankara dışında olduğu bilgisine ulaşıldı. Soruşturma kapsamında İstanbul GATA’da görev yapan Tümgeneral Tuncay Çakan’ın gözaltına alındığı belirtildi. İzmir’de ise soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla Emekli Kurmay Albay S.Ö. gözaltına alındı. S.Ö’nün İstanbul’a gönderileceği belirtildi. Emekli tuğgeneral Mustafa Kemal Tutkun’un Çanakkele Güzelyalı Mahallesi’ndeki evinde, jandarma ile emniyet müdürlüğü terörle mücadele ekipleri tarafından arama yapıldı. TESLİM OLMAYA BAŞLADILAR Bu arada, ‘’Balyoz Planı’’ iddialarına ilişkin soruşturmada hakkında yakalama emri çıkarılan 21 kişi arasında bulunan emekli Albay Kubilay Aktaş, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine geldi. Adliyeye savcı ve hakimlerin kullandığı Çırağan Caddesi’ndeki kapıdan giren emekli Albay Kubilay Aktaş, savcılık katına çıktı. Aktaş’ın elinde bir valiz olduğu görüldü. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, hakim Oktay Kuban’ın sorguladıktan sonra serbest bıraktığı Korgeneral Yurdaer Olcan ve Tümgeneral Abdullah Dalay ile tutuklamaya yapılan itirazını inceleyerek tahliyesine karar verdiği eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan, Tümamiral Semih Çetin, Tümgeneraller Bekir Memiş ve İhsan Balabanlı, yarbaylar Hanifi Yıldırım, Ali Rıza Sözen ve Levent Çehreli, albaylar Mustafa Önsel, Abdullah Zafer Arısoy, Recep Yıldız ve Yüksel Gürcan, Astsubay Musa Fariz, emekli Tümgeneral İzzet Ocak, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, emekli Albaylar Ümit Özcan, Suat Aytın, Kubilay Aktaş ve Bülent Tunçay hakkında yakalama emri çıkarmıştı.
ÇETİN DOĞAN’IN AVUKATI: RAHATSIZLIĞI CİDDÎ Yakalama emri çıkarılan 21 kişi arasında bulunan eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatı Celal Ülgen, müvekkilinin rahatsızlığının ciddî olduğunu savunarak, “Doktorların verdikleri bilgilere göre cezaevine gitmek değil, eve gitme olanağı bile bulunmuyor” dedi. Emekli Orgeneral Doğan’ın EKG’sinin çekildiğini ve incelemelerin devam ettiğini belirten Ülgen, şunları söyledi: “Şu andaki asıl rahatsızlık sağ bacağındaki uyuşmanın bir bel fıtığı sonucu olduğu yönünde. Bacaktaki uyuşma, bel fıtığındaki kasların sıkışmasından meydana geliyor. Sakatlık durumu olabilir, eğer ameliyat olmazsa. Doktorlar çok acil ameliyatını yapmak istiyorlar. Çetin Paşa başlangıçta, kesinlikle ameliyat olmak istemediğini belirtmişti. “ Avukat Celal Ülgen, “Kararı incelediyseniz. Kararın altında kararın kesin olduğuna veya itirazın kabul olmadığına ilişkin bir not yok. Bu nedenle böyle bir itirazda bulunduk. Sonucu bekleyeceğiz” dedi.
KARARI DUYAN GATA’YA KOŞTU Bu arada, tekrar yakalama emri çıkarılan emekli Korgeneral Engin Alan’ın önceki gün akşam Ankara GATA’ya yatırıldığı ortaya çıktı. Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Orgeneral Yurdaer Olcan da GATA’ya yatırıldı. Balyoz operasyonundan tutuklanan 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan da tahliyesinin ardından aynı gün GATA’ya yatmıştı.
|
06.04.2010 |
Haberal’ın ifadesi video konferansla alındı |
İkıncı ‘’Ergenekon’’ davasının 50. duruşmasında, video konferans yöntemiyle eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın savunması alındı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda görülen davanın dünkü duruşmasında Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 29 Marttaki oturumda alınan ara karar gereği, ağır sağlık durumu sebebiyle hayatı tehlikesi bulunduğu, ölüm riski taşıdığı şeklindeki raporlar doğrultusunda Mehmet Haberal’ın savunmasının, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsünde avukatlarının ve sağlık ekibinin huzurunda birer saatlik olarak alınacağını bildirdi.Buna göre, gerekli teknik donanım sağlanarak video konferans sisteminin kurulduğunu ve mahkeme tarafından Kardiyoloji Enstitüsüne bağlanıldığını belirten Şengün, daha sonra Haberal’ın kimlik tespitini gerçekleştirdi. Başkan Şengün daha sonra iddianamede Haberal ile ilgili olan bölümleri okudu ve ardından Haberal’ın savunması alındı. |
06.04.2010 |
“TRT EL Türkiye” kanalı açıldı |
350 milyon nüfuslu bir coğrafyaya hitap edecek olan TRT El Türkiye yayın hayatına başladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dolmabahçe Sarayı’ndaki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde düzenlenen, Arapça yayın yapacak TRT El Türkiye kanalının açılış töreninde yaptığı konuşmada, TRT’nin en iddialı, üzerinde en özenle çalıştığı Arapça kanalının açıldığını hatırlatarak, çok mutlu ve gururlu olduklarını söyledi. TRT’nin son 2 yıldır büyük atılımlar içinde bulunduğunu ve pek çok kanallar açtığını hatırlatan Arınç, bu kanallarla TRT’nin sadece Türkiye’ye ya da bölgesine değil bütün dünyaya ulaşma çabası içinde bulunduğunu kaydetti. Üzerinde hemen hemen 1 yıldır hassasiyetle çalışılan TRT El Türkiye kanalını bir aile kanalı olarak planladıklarını vurgulayarak, 300 milyondan fazla bir nüfusa 3 uydu üzerinden bu kanal aracılığıyla ulaşılacağını bildirdi. |
06.04.2010 |
Sivas’ta KKKA hastalığı şüphesi |
Sıvas’ın Yıldızeli ilçesinde bir kişi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle Sivas’a sevk edildi. Alınan bilgiye göre, Şeyhhalil beldesinde yaşayan Muttalip Ö. (22), yaklaşık 1 hafta önce kene tarafından ısırıldıktan bir süre sonra rahatsızlandı. Yıldızeli Devlet Hastanesine kaldırılan Muttalip Ö, buradaki müdahalenin ardından KKKA şüphesiyle Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edildi. Muttalip Ö’nün vücuduna yapışan keneyi kendisinin çıkardığı öğrenildi. |
06.04.2010 |
İstanbul’da yağışlı hafta |
İstanbul’da bugün öğle saatlerinden itibaren başlayacak gök gürültülü sağanak yağışların, Cuma gününe etkili olmasının beklendiği bildirildi. Meteoroloji İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, bugün öğle saatlerinden itibaren sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışın şehrin genelinde etkili olacağını kaydetti. Yarın ve Perşembe günleri hava sıcaklıklarının mevsim normallerine ve daha altına düşeceğinin öngörüldüğünü aktaran Yıldırım, bugün beklenen en yüksek hava sıcaklığının 20, Çarşamba günü 14, Perşembe günü ise 13 derece olduğunu söyledi. Yıldırım, “Yarın (bugün) kent genelinde etkili olacak yağışların zaman zaman kuvvetli olması bekleniyor. Çarşamba ve perşembe günleri ise lokal olarak, aralıklı sağanak yağışlar devam edecek. Cuma gününden itibaren yağışlar kesilirken, sıcaklıklar da yeniden artacak” diye konuştu. |
06.04.2010 |
İmza krizi paketi geri çektirdi |
AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, bazı milletvekillerinin Anayasa değişikliği teklifindeki imzasını geri çektiğini ifade ederek, metnin yeniden imzaya açılmasıyla imza tartışmalarının sona ereceğini söyledi. Kılıç, yaptığı açıklamada, 30 Mart 2010 tarihinde 223 milletvekilinin imzasını taşıyan Anayasa değişikliği teklifini TBMM’ye sunduklarını hatırlattı. ‘’Anayasa değişikliği teklifinin özü itibariyle tartışılmak yerine, altında bulunan imzalar yönünden tartışılmasının tercih edildiğini’’ ifade eden Kılıç, şunları söyledi: ‘’Anayasa değişikliği teklifinin altında bulunan imzalar doğruydu değildi, TBMM Başkanı’nın imzası vardı yoktu’ gibi tartışmaları tamamen değişiklik teklifinin özünden uzak ve çarpıtma amaçlı yaklaşımlar olarak değerlendirdik. Bu amaçla Anayasa değişikliği teklifinin altında Samsun Milletvekili sıfatıyla bulunan imzamı, ben bugün (dün) itibariyle TBMM Başkanlığına sunmuş olduğum dilekçeyle geri çekmiş bulunuyorum. Aynı şekilde belli sayıda milletvekilimiz teklifin altında bulunan imzalarını TBMM Başkanlığına sunmuş oldukları dilekçelerle birlikte geri çekmiş oldular. Bundan sonraki süreç de mevcut Anayasa değişikliği teklifi üzerinde TBMM Başkanlığı ile Anayasa Komisyonunun icra edeceği işlemi beklemek durumundayız.’’ ‘’Ancak hemen ifade edelim; Milletvekilleri, Anayasa değişikliği iradesinin arkasında sapasağlam durmaktadır’’ diyen Kılıç, değişiklik teklifinin yeniden imzaya açıldığını söyledi. Kılıç, gündemde tutulmak imza tartışmalarının atılmış olan bu adımla birlikte tamamen boşa çıkmış olacağını kaydetti.
|
06.04.2010 |
‘Yargının tarafsızlık sorunu var’ |
DİYARBAKIR Baro Başkanı Avukat Emin Aktar, yargının yapısal mantaliteden kaynaklanan ciddi bir tarafsızlık sorunu yaşadığını belirtti. Diyarbakır Barosu üyesi avukatlar, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Adliye Sarayı önünden bahçe kapısına kadar alkışlarla yürüdü. Adliye Sarayı dış kapısında bir açıklama yapan Baro Başkanı Aktar, gazetecilerin içeri alınmamasını eleştirdi. Savunmanın etkin katılımının sağlanmadığı bir yargılamanın eksik olacağını savunan Aktar, herkesin kendi yargısını oluşturduğu inancının toplumda yerleştiğini öne sürdü. Yargının yapısal mantaliteden kaynaklanan ciddi bir tarafsızlık sorunu yaşadığının altını çizen Aktar, “Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının güvence altına alınmasını sağlayacak kurumsal önlemler alınmalı ve mevcut HSYK yapısının değiştirilmesi gerekiyor” dedi. TBMM’ye sunulan Anayasa teklifinin yargı alanında önemli değişikliğini amaçladığını söyleyen Aktar, şöyle konuştu: “Bu değişiklik teklifi yıllardır yargı bağımsızlığı konusunda dile getirdiğimiz kurumsal güvencelerin bir kısmını sağlamakta. Yargının örgütlenişinde yargı mensuplarına, savunma örgütleri olan barolara ve parlamentoya seçme yetkisinin verilmesi demokratik meşruiyet açısından gereklidir.”
|
06.04.2010 |
Hukuk siyasete alet ediliyor |
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Avrupa Birliğine uyum sürecinde adaletin, Türkiye’nin en geri olduğu ve mutlaka, hemen ciddî reformlara tâbî tutulması gereken bir alan olduğunu söyledi. Boyner, “Bazı hukukçuların elinde hukukun siyaset aracı olarak kullanıldığını görüyoruz. Hukuk adeta siyasî tarafların hesaplaşma alanı haline getiriliyor. Adalet duygusunu yitirmiş bir toplum olarak ilerleyebilir miyiz?” dedi. Hukuk siyasete alet ediliyor
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, “Bazı hukukçuların elinde hukukun siyaset aracı olarak kullanıldığını görüyoruz. Hukuk adeta siyasî tarafların hesaplaşma alanı haline getiriliyor” dedi. Boyner, TÜSİAD’ın, kamuoyunda hukuk devleti bilincinin güçlenmesine katkı sağlamak ve lisans veya lisansüstü düzeyde hukuk eğitimi almış 40 yaş altı genç hukukçuları özgün çalışmalar yapmaya teşvik etmek amacıyla 2008 yılında tesis edilen ‘’En iyi Genç Hukukçu’’ ödül töreninde yaptığı konuşmada, bu ödüle geçen yıl 7 başvurunun, bu sene ise 16 başvurunun geldiğini bildirdi. Türkiye’de bu tür ödüllerin teşvik edici bir rol oynadığını ifade eden
KALKINMA HUKUK DEVLETİ İLE MÜMKÜN OLUR Boyner, ‘’Hukuk Devleti kavramı her şeyden önce hukuka saygı ve hukukun üstünlüğü olarak algılanması gerekiyor. Bu ise hukuku yapanların ve onu uygulayanların öncelikle yine hukukla bağlı olmalarını vatandaşların ayrım gözetmeksizin kanunlar önünde eşit olmasını ve yönetenlerin her zaman ve her konuda hesap verebilir olmalarını gerektiriyor’’ diye konuştu. Bu bağlamda tüm dokunulmazlık ve ayrıcalıkların kaldırılmasının, hukuk devletinin ve kanun önünde eşitliğin vazgeçilmez bir unsuru olarak ortaya çıktığını dile getiren Boyner, istikrarlı kalkınma ve sürdürülebilir büyümenin refah düzeyinin yükseltilmesinin şartı olduğunu, istikrarlı kalkınmanın çağdaş demokratik kurum ve kuralların yerleştiği çoğulculukla katılımcılığın kurumsallaştığı birey haklarının garanti altına alındığı hukuk devleti ile mümkün olacağını söyledi. Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri tam olarak yerleşmeden ulaşılan refah düzeyinin kalıcı olmasının olanak dışı olduğunu belirten Boyner, şöyle devam etti: ‘’Biliyoruz ki yargı reformu hem yapısal hem de zihinsel dönüşümleri kapsamak zorunda... Epeydir biliyorduk ki yargı mensuplarımızın ağır iş yükleri, adalete ayrılan paylar ve bu payların kullanımı sorundu. Adalet yavaş ve geç tecelli edebiliyor. Bazen de doğru dağıtılamıyor. Son 3-4 yıldır toplum olarak bambaşka hukuk sorunlarını izliyoruz. Örneğin gözaltında tutukluluk süresi, adaletin doğru dağıtılması için aksaklıklar taşıyabiliyor. Suçlanmadan veya suç tespit edilmeden aylarca hatta yılı aşan sürelerde vatandaşlar hapislerde tutulabiliyor ve hayatlarından hiçbirşey çalınmamış gibi salıverildiklerini görüyoruz. Küçük çocuklar taş attıkları için terörist muamelesi görebiliyorlar ve terörist gibi hüküm giyebiliyorlar. Bazı hukukçuların elinde hukukun siyaset aracı olarak kullanıldığını görüyoruz. Hukuk adeta siyasî tarafların hesaplaşma alanı haline getiriliyor.Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde adalet, en geri olduğumuz, mutlaka ve hemen ciddî reformlara tabi tutulması gereken yer. Adalete güvenmeden yaşayabilir miyiz? Adalet duygusunu yitirmiş bir toplum olarak ilerleyebilir miyiz? ‘Türk adaletine güveniyorum güvenim sonsuzdur’ klişesine toplum vicdanında inandırıcılık kazandırmak zorundayız. Bağımsız ve tarafsız yargı ve özgür savunma makamının hayata geçmesinin yanı sıra adaletin gecikmemesi, çağdaş fizikî şartların sağlanması, nitelikli yargı personelinin varlığı çağdaş bir adalet sistemine sahip olmak için çok önemli” diye konuştu.
PARLAMENTER DEMOKRASİ GEREKEN DÜZEYE ULAŞMADI
Boyner, bugün Türkiye’de yargı erkinin işlevinin ve sınırlarının halen yoğun olarak tartışılıyor olmasının, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkelerine ilişkin anlayışın henüz parlamenter demokrasinin gerektirdiği düzeye ulaşmadığının bir göstergesi olarak yorumlanabileceğini belirtti.
|
06.04.2010 |
Güçlü ekonomi için kaliteli demokrasi |
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, uzun vadede yapılması gerekenlere ilişkin, güçlü ekonomi için kaliteli demokrasi gerektiğini vurgulayarak, ‘’Yeni bir anayasa, siyasî partiler ve seçim yasası, hukuk, yargı mevzuat reformlarını hızla yapıyor olmamız lâzım. Demokrasi ve ekonomiyi sakın birbirinden ayrı olarak düşünmeyin. Onun için bu iki alandaki yapısal reformları öncelik sırasına bakmaksızın hızla yapıyor olmamız lazım’’ dedi. Güçlü ekonomi için kaliteli demokrasi şart
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, güçlü ekonomi için kamu idaresi reformu yapılması gerektiğini, kayıt altına sistemi sokmadan kaliteli demokrasiden bahsedebilmenin mümkün olmadığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, TOBB ile Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından Kartepe’de düzenlenen Kartepe Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ana meselesinin işsizlik olduğunu, ancak bunun çok fazla konuşulmadığını belirtti. Hisarcıklıoğlu, şunları ifade etti: ‘’İşsizliğin yukarı doğru çıktığını ve yapısal bir sorun haline dönüştüğünü görüyoruz. Bu geleceğimiz açısından çok önemli. Çünkü Türkiye’de bugün 5,6 milyon kişi işsiz, neredeyse her hanede bir işsiz var. Türkiye’nin en öncelikli birinci meselesi, odaklanması gereken iş bu 5,6 milyon artı 700 bin kişi istihdama giren insanlara nasıl iş bulacağı.’’ Hisarcıklıoğlu, uzun vadede yapılması gerekenlere ilişkin, güçlü ekonomi için kaliteli demokrasi gerektiğini vurgulayarak, ‘’Bunları sakın birbirinden ayrı olarak düşünmeyin; demokrasi ve ekonomi. Onun için bu iki alandaki yapısal reformları öncelik sırasına bakmaksızın hızla yapıyor olmamız lazım’’ dedi. Hisarcıklıoğlu, güçlü ekonomi için kamu idaresi reformu yapılması gerektiğini, kayıt altına sistemi sokmadan kaliteli demokrasiden bahsedebilmenin mümkün olmadığını, bunun için vergi sistemini kaliteli, şeffaf ve ödenebilir bir hale getirmek gerektiğini söyledi. TOBB Başkanı, ‘’Şu anda içeriye olan borçlarını takip edemediğimiz, belediyelerin harcama alanları yarın bize ne yük getirecek bilmiyoruz. Özellikle eğitim sistemi ve beceri dönüşümünü ele almamız lazım. Yeni bir Anayasa ki biz ilk günden beri söylüyoruz baştan aşağı yeni bir anayasa, siyasî partiler ve seçim yasası, hukuk, yargı mevzuat reformlarını hızlı yapıyor olmamız lazım. Türkiye’nin gündeminde, tartışması ve ortak akılla kamplaşmadan çözmesi gereken işler bunlar. Bu yapısal reformları yapamadığımız sürece ben bunları talep etmeye devam edeceğim, inşallah bir gün birileri gelecek yapacak. Ama bunu bir an önce yapmamıza ihtiyacımız var’’ şeklinde konuştu.
EĞİTİM SİSTEMİNDE PROBLEM VAR
EĞİTİM durumuna göre işsizlikte, lise ve meslek lisesi mezunlarının yüzde 16,9’unun, yüksek öğretim mezunlarının ise yüzde 12,1’inin işsiz olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu ‘’Eğitim sistemimizde bir problemin var olduğunun en somut göstergesi bu. Bunu tartışmaya açtığınız zaman ‘A tarafı mısın B tarafı mısın?’... Bütün dünyada meslek lisesinde okuyan yüzde 65, bizde 35. Her taraf mesleksiz işsizlerle dolu. Günümün yarısı bununla geçiyor. Bakanlar, milletvekilleri dahil olmak üzere birilerine iş arıyorlar’’ şeklinde konuştu.
|
06.04.2010 |
Avrupa’nın “Türkiye korkusu” yersiz |
İNGİLTERE'DEKİ Sussex Üniversitesi Uluslararası İlişkiler uzmanı Fabio Petito, bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye karşı olan tutumlarında yersiz korkulara sahip olduğunu ifade etti. Batı ile Müslüman dünyası ilişkileri üzerine araştırmalar yapan Petito, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin Avrupa’ya getirisi olacağını belirterek, savaşmak yerine Türkiye ile AB arasında köprü kurmak gerektiğini söyledi. Fabio Petito, Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa’nın sosyal ve kültürel hayatına olumsuz katkıda bulunacağı yönündeki endişelerin de yersiz olduğunu vurguladı. Müslüman ülkelerle Batı dünyası ilişkilerini mercek altına alan İngiliz uzman, Türkiye-İspanya ortak girişimiyle başlayan “Medeniyetler ittifakı’na da değindi. AKP hükümetinin bu yöndeki girişimini öven Petito, girişimin Müslüman dünyası ile batı dünyası arasında köprü kurmaya katkıda bulunacağına işaret etti. Türkiye’nin büyük bir ülke ve AB üyeliğinin zorlu bir süreç olduğunu kabul eden Petito, ancak Türkiye’nin de bunun farkında olduğunu ve gerekli kriterleri de yerine getirmede çaba sarf ettiğini söyledi. |
06.04.2010 |
Başbakan Erdoğan, Sarkozy görüşücek |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Fransa’da devam eden “Türkiye Mevsimi” etkinliklerinin kapanış törenine katılmak, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve diğer üst düzey Fransız yetkililerle resmi görüşmelerde bulunmak üzere bugün Paris’e geliyor. Erdoğan, bugün akşam Versay Sarayındaki operada düzenlenecek ve “Türkiye Mevsimi’nin kapanış etkinliği olan “Müsenna” adlı gösteriye katılacak. Başbakan Erdoğan, yarın Sarkozy ile öğleyin çalışma yemeğinde bir araya gelecek. Erdoğan, Başbakan François Fillon, Meclis Başkanı Bernard Accoyer, Senato Başkanı Gerard Larcher ile ayrı ayrı görüşmelerde bulunacak. Başbakan Erdoğan’ı görüşmelerinde, Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkiler, Türkiye’nin AB üyelik süreci ile diğer ikili ve bölgesel konuların gündeme gelmesi bekleniyor. Aynı gün Fransız İş Adamları Derneği (MEDEF) temsilcileriyle görüşecek olan Erdoğan, akşam saatlerinde Fransa’daki Türk vatandaşlarına Zenith konser salonunda hitap edecek. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından önce “Antakya Medeniyetler Korosu” konser verecek. Erdoğan, aynı gün Paris’ten ayrılacak. |
06.04.2010 |
Aile reyting malzemesi olamaz |
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, kutsal değer sayılan aile yapısının, reyting uğruna ayaklar altına alındığını öne sürdü. Özgenç yaptığı yazılı açıklamada, şu görüşlere yer verdi: “Kutsal değer sayılan ülkemizdeki aile yapısının, reyting uğruna ayaklar altına alınıyor olması, ayrıca pazardan binek hayvanı alır gibi izdivaç programlarında eş aranması, ileride telafisi zor manevî zararlara sebep olabilir. Daha fazla manevî tahribat yapılmadan yetkilileri bu konuda göreve davet ediyoruz.’’ Özgenç, tüm bu olumsuzlukların yanında televizyonlarda örf ve ananelere uygun dizilerin de bulunduğunu belirterek, sosyal, kültürel ve tarihî konulara ağırlık veren dizilerin dış ülkelerde dahi izleyici bulmasının sevindirici olduğunu kaydetti.
|
06.04.2010 |
İLİTAM YAYGINLAŞIYOR |
Zİyaretten duyduğu memnuniyeti belirten Özcan da ihtisas ve eğitim merkezi müdür ve öğretmenlerine tezsiz yüksek lisans sağlanarak akademik ünvan verilmesi ve ihtisas merkezlerinden mezun olan kursiyerlere tezsiz yüksek lisans diploması verilmesi ile ilgili çalışma başlatacaklarını söyledi. İlahiyat Önlisans Program mezunlarının lisans programlarına geçişlerinin sağlandığı İLİTAM’ın yaygınlaştırılacağını belirten Özcan, Atatürk ve 19 Mayıs Üniversiteleri’nde İLİTAM’ın açılacağı müjdesini din görevlilerine verdi. |
06.04.2010 |
yök’ten Dİn görevlİlerİne müjde |
İhtİsas ve Eğitim Merkezi müdür ve öğretmenlerine, YÖK’ün yapacağı çalışma ile tezsiz yüksek lisans imkânı sağlanarak akademik ünvan verilmesini isteyen Din-Bir-Sen, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’la yaptığı görüşmede, ihtisas merkezlerinden mezun olan kursiyerlere tezsiz yüksek lisans diploması verilmesini talep etti. Konuyla ilgili YÖK Başkanı Özcan’ı ziyaret eden Din-Bir-Sen heyeti, din görevlilerinin eğitim ve öğretimde karşılaştığı sıkıntılar ile ilgili önerilerini bir rapor halinde sundu. Ziyaret sırasında konuşan Genel Başkan Lütfi Şenocak, ihtisas ve eğitim merkezi müdür ve öğretmenlerine tezsiz yüksek lisans imkânı sağlanarak akademik unvan verilmesi ve ihtisas merkezlerinden mezun olan kursiyerlere tezsiz yüksek lisans diploması verilmesini istedi. Ziyaret sırasında meslek liselilerin üniversiteye girişte yaşadığı katsayı sorununa da temas eden Şenocak, meslek lisesi mezunlarının alan dışı bölümlere girişteki tüm engellerinin kaldırılması gerektiğini belirtirek, bu sayede hem meslek liselerinin kalitesinin yükseleceğini, hem de meslek liselerine yönelimin artacağını ifade etti. Görüşmede, mevcut tüm ilahiyat fakültelerinde İLİTAM programları açılarak, ilahiyat önlisans mezunlarının bu programlara sınavsız geçişleri sağlanmasını talep eden Şenocak, İLİTAM programlarının eğitim harçlarının düşürülmesi gerektiğini kaydetti. Şenocak ayrıca, eğitim dili Arapça olan ve tamamen din eğitimi veren üniversite açılması istedi. |
RECEP GÖREN 06.04.2010 |
Alman okulları Millî Eğitim’e bağlı değil |
Türkİye’dekİ Alman okullarının Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)’na bağlı olmadığı ortaya çıktı. Alman okullarının Dışişleri Bakanlığı’nın izniyle açıldığı ve kendi başkonsoloslukları tarafından yönetildiği öğrenildi. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Türkiye ziyareti hem Almanya’da Türk okulu açılmasına izin verilmemesini hem de Türkiye’de eğitim veren Alman okullarını gündeme getirdi. Osmanlı Devleti’nden beri azınlıklara gösterilen hoşgörüyle Türkiye’de yaygınlaşan okullar, bir süre sonra özel statüye geçti. Azınlık okullarında yabancı dil olarak Türkçe öğretilirken müdür başyardımcısı devlet tarafından atanıyor ve maaş veriliyor. Bir anlamda devleti temsil eden kişi olarak hizmet görüyor. Ayrıca, bakanlık tarafından da denetlenmiş oluyor. Özel okullardaki durum ise tam tersine. Müfredat hazırlanıyor, Talim Terbiye Kurulu sadece onaylamakla yetiniyor. Bütün ayrıntı ve program içeriğini kendileri belirliyor. Halihazırda Türkiye’de yedi ülkenin çok sayıda okulu bulunuyor. Eğitim Bir Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak, uluslararası ilişkilerde mütekabiliyet prensibi bulunduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Ülkemizde üç tane Alman okulu bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti olarak Alman kültürünün yaygınlaşmasına ve vatandaşlarının ana dilde eğitim almasına gösterdiğimiz hoşgörüyü, 3 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’dan da beklememiz hakkımızdır. Alman Dışişleri Bakanı’nın diplomasiden uzak sözleri devam ederse, bizim de buradaki okulların durumunu gözden geçirmemiz gerekir.” |
06.04.2010 |
SINAVA GİRECEKLER, BİNAYI DIŞARIDAN GÖREBİLECEK |
Önümüzdekİ Pazar günü yapılacak Yükseköğretim Geçiş Sınavı (YGS) öncesi öğrenciler sınava girecekleri binalar ile ilgili uyarıldı. Sınav güvenliği için örenciler 10 Nisan Cuma günü, sınava girecekleri binayı sadece dışarıdan görebilecek. ÖSYM Sakarya İl Sınav Yöneticiliği’nden yapılan açıklamada, 11 Nisan Pazar günü yapılacak Yükseköğretim Geçiş Sınavı öncesi adaylara önemli bir uyarı geldi. Uyarıda, öğrencilerin sınava girecekleri binaları ve salonları önceden görmeleri istendi. Ancak 10 Nisan Cumartesi günü sınav güvenliği açısından binaların sadece dışarıdan görülebileceği ve binalara giriş izni verilmeyeceği açıklandı. |
06.04.2010 |
Bağcılar’a, İETT’den 3 yeni hat |
İETT Bağcılar’a 3 yeni hat açarak 18 yeni otobüsü hizmete soktu. Yeni araçlar Bağcılar Meydan’da düzenlenen törenle sefere başladı. Törende konuşan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ve İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı, yeni seferlerin Bağcılar trafiğini rahatlatacağını söyledi. İETT Bağcılar’a 3 yeni hat ile 18 Mercedes otobüsü hizmete soktu. Bağcılar Meydanı’nda düzenlenen törenle yeni otobüsler göreve başladı. Yeni hatlar Fatih Mahallesi ve Evren Mahallesi’nden kalkacak iki hat Yenibosna Metrosu’na gidecek. Diğer hat ise Bağcılar Devlet Hastanesi’nden kalkarak, Taksim’e gidecek. |
06.04.2010 |
Her yerde tek, bizde 35 tane |
Makİne Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mete Kalyoncu, Türkiye’de acil telefon numaralarının 35 adet olduğunu belirterek, bu duruma tepki gösterdi. Kalyoncu, yaptığı yazılı açıklamada, acil telefon numaralarının istenmeyen olaylarla karşılaşıldığı zaman hayatı kurtaran veya kolaylaştıran birer can simidi olduğunu belirtti. Bu numaraların genellikle gelişmiş ülkelerde tek olduğunu ancak Türkiye’de bu sayının 35 olduğunu ifade eden Kalyoncu, bu ülkelerde acil bir durumla karşılaşıldığında polis, doktor, itfaiye gibi yerlere tek bir numaradan ulaşılabildiğini bildirdi. Kalyoncu, acil telefon numaralarının bu kadar çok olmasının gerçekten bir eziyet ve zulüm olduğunu ifade etti. K |
06.04.2010 |
Ceza evlerinde spor eğitimi |
Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde bulunan tutuklu, hükümlü ve personel, eş ve çocukları Ceza ve Tevkifevleri Ankara Kampüsü Kültür-Gençlik ve Spor Kulübü’nde çeşitli faaliyetlerde bulunacak. Konu ile ilgili protokol, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman tarafından kampüste imzalandı. Protokol ile Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde yer alan ceza infaz kurumlarında kalmakta olan hükümlü ve tutukluların yanı sıra bu kurumlarda görev yapan personel ile onların eş ve çocuklarının sportif, sosyal-kültürel ve eğitim-öğretim faaliyetleri, Ceza ve Tevkifevleri Ankara Kampüsü Kültür-Gençlik ve Spor Kulübü tarafından gerçekleştirilecek. |
06.04.2010 |
Polis, uyuşturucunun zararlarını anlatacak |
Türkİye’de uyuşturucu kullanma yaşı gün geçtikçe düşüyor. Buna engel olmak isteyen polis, düzenlenen konferanslarda uyuşturucu maddelerin zararlarını gençlere anlatıyor. Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği ekipleri bu çerçevede Uludağ Üniversitesi’nde (UÜ) öğrencilere ‘Madde bağımlılığı ve talep azaltımı’ konulu konferans verecek. Bir ay sürecek konferanslarda uyuşturucunun kararttığı hayat hikâyeleri de anlatılacak. Konferans hakkında bilgi veren Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, “Uyuşturucu madde kullanımına başlamanın en önemli yolu arkadaş çevresidir. Gençlerimizin hayatlarını karartan bu kötülükten alıkoymamız gerekiyor. Biz de eğitim kurumlarındaki konferanslarla, verdiğimiz yaşam hikâyesi örnekleriyle bu meretin zararlarını anlatıyoruz” dedi. Narkotik Büro Amirliği yetkilileri, 8 Nisan’da başlayacak konferans serisiyle Tıp, Ziraat, Eğitim, Mühendislik, Veteriner ve Fen Edebiyat fakültelerinde öğrencilere uyuşturucunun zararlarını anlatacak. |
06.04.2010 |
Komşunun değerini bilin |
YENİMAHALLE Kaymakamı Kenan Çiftçi, Toplum Destekli Polislik çalışmaları kapsamında düzenlenen, ‘’Komşu Güvenliği Projesi’’nin Ümitköy, Çayyolu ve civarında mala karşı işlenen suçu azalttığı gibi, unutulmaya yüz tutmuş komşuluk ilişkilerine de katkı sağladığını söyledi. Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesinin hırsızlık olaylarını da azalttığını ifade eden Çiftçi, ‘’Toplum destekli polislik uygulamasının asıl amacının, ‘halkın’ bu projenin asli unsuru olduğu, onların komşuluk ilişkilerindeki yapıcı rolünün çok önemli olduğu, polis olarak onlara bu konuda her türlü desteğin verileceğinin ifade edilmesidir. Vatandaşlar da yaşadıkları bölgenin daha huzurlu daha güvenli bir yer olabilmesi için personelimize yardım konusunda destek gösterdiler’’ dedi. Huzurlu bir Yenimahalle için projenin esas alınmasını benimsediklerini ve komşuluk ilişkilerinin mala karşı işlenen suçları önleme konusunda çok önemli olduğunun altını çizen Çiftçi, projenin halktan aldıkları destekle sürdüğünü kaydetti. İlçe Müftülüğünden de çalışmalarına destek geldiğini bildiren Çiftçi, halkın bilinçlenmesinde camilerde okutulan hutbe ve verilen vaazların da faydasını gördüklerini kaydetti. ‘’3 T’’nin anlam açısından da önemli bir işlevi yerine getirdiğini ifade eden Çiftçi, sloganlarının ‘’Komşunu Tanı, Komşunla Tatlı Geçin, Komşunu Terk Etme’’ olduğunu vurguladı.
DİLENCİLİK AZALTILDI
Geçtİğİmİz aylarda başlatılan ‘’Dilenciliği Önleme Projesi’’nin de başarıyla devam ettiğini hatırlatan Çiftçi, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca yürütülen bu proje kapsamında, ilçe sınırları içerisinde dilenciliği önlemek için maddi katkı sağlandığını ve halkı bilgilendirmek için afişler bastırıldığını söyledi. İlçenin önemli noktalarına asılan afişlerle Yenimahalle’de ikamet eden ve tespiti yapılan dilencilere, proje kapsamında vakıf tarafından ihtiyaçlarına göre nakdi ve ayni yardımların yapıldığını ifade eden Çiftçi, dilenciliğin de hissedilir derece azaldığını kaydetti. Çiftçi, ‘’İlçemiz sınırları dışında oturan dilencilerin tespiti durumunda kendileri bizzat bilgilendirilerek bağlı oldukları ilçelerinde bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına yönlendirilmektedirler’’ dedi.
|
06.04.2010 |
Üzüm ile mesir macunu dönerde birleşti |
AydIn’da bir kuru yemiş firması, Manisa üzümü ile mesir macununun birleşiminden oluşan döner satmaya başladı. Ege Bölgesi’nde yetişen bir çok tarımsal ürün olduğunu ancak, en meşhur ürünlerin incir, zeytin ve üzüm olduğunu vurgulayan firma ortaklarından İbrahim Tonkul, ‘’Bu üretilen ürünlere nasıl bir katkıda bulunuruz? Nasıl yeni bir ürün oluştururuz da ürünlerin tanıtımını yaparız, daha yeni lezzetler sunarız diye düşünmüştük. Manisa’nın üzümü ile mesir macununu bir araya katarak böyle bir ürün oluşturmaya karar verdik. Bu farklı lezzeti mağazalarımızda müşterimize sunduk. Müşterilerimiz de bu farklı ürünümüzü, hayretle karşıladılar. Çok beğendiler. Yeni bir damak tadı oluştu’’ şeklinde konuştu. |
06.04.2010 |
Blair ekmek yaktı itfaiyeciler geldi |
İNGİLTERE’NİN eski Başbakanı ve İşçi Partisi eski lideri Tony Blair, sabah kahvaltısında ekmekleri yakınca, itfaiye geldi. Blair ailesinin İngiltere’nin güneydoğusundaki Wotton Underwood bölgesindeki, 17. yüzyıldan kalma kır evi tarihî bina sayıldığı için, fazla kızaran ekmeklerin dumanının devreye soktuğu yangın alarmı, aynı anda itfaiyeye de iletildi. Tony Blair’in sözcüsü, eski başbakanın eşi Cherie Blair’in önemli bir şey olmadığını söylemek için itfaiyeyi aradığını, ancak itfaiye arabalarının sinyali alır almaz yola çıktığını öğrendiğini belirtti. İtfaiye sözcüsü de Blairlerin kır evine geldiklerinde yanlış alarm verildiğini anladıklarını, biriken dumanı saç kurutma makinesiyle dağıttıklarını söyledi. |
06.04.2010 |
Aral Gölü haritadan silinmek üzere! |
DünyanIn en büyük dördüncü gölü olarak bilinen Orta Asya’daki Aral gölü, son 50 yılda kuruyarak yüzde 90 oranında küçüldü. Özbekistan ile Kazakistan sınırındaki göl (deniz), Sovyetlerin bölgedeki pamuk üretimini artırmak için gölü besleyen nehirlerin yönünü değiştirmesi üzerine 1960’lardan beri kurumaya başladı. Sovyetler Birliği’nin devasa pamuk tarlaları oluşturma planı çerçevesinde, 1940’larda sulama kanalları inşa edilmeye başlandı ve 1960’lara gelindiğinde yılda gölden 60 kilometreküp su çekiliyordu. 1997 yılına gelindiğinde ise göl orijinal büyüklüğünün yüzde 10’u kadar kaldı, ikiye bölündü. Denizin küçülmesi balıkçılığa darbe vururken, suların çekilmesiyle dipte kalan tuzlu kum tabakaları rüzgâr estiğinde İskandinavya ve Japonya’ya kadar uçuşuyor, yerel halkın sağlığını tehdit ediyor. Kurumuş göl yatağı şimdi paslanmış eski balıkçı teknelerinin mezarlığına dönmüş durumda ve çocukların oyun sahası haline geldi. Gölün kuruması pahasına yetiştirilen pamuk, şu anda eski Sovyet cumhuriyetlerinin büyük bölümünün ana gelir kaynaklarından birini oluşturuyor. |
06.04.2010 |
Mercan resiflerini kurtarma çalışmaları uzayacak |
AVUSTRALYA kıyılarında karaya oturan Çin bandıralı bir geminin yakıt sızıntısı tehdidi altındaki dünyanın en büyük mercan kayalıkları olarak bilinen Büyük Mercan Resifini (The Great Barrier Reef) kurtarma çalışmalarının haftalarca sürebileceği bildirildi. Avustralya’nın Queensland eyaleti Başbakanı Anna Bligh, temizlik faaliyetiyle görevli ekiplerin 230 metre uzunluğunda bir gemiyle bölgeye ulaştığını ve durumu kontrol altına almaya çalıştığını söyledi. Uzmanların kurtarma çalışmalarının haftalar alabileceğini belirtiğini dile getiren Bligh, geminin mercan kayalıklarına şiddetle çarptığının ve gemide de büyük hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini kaydetti. |
06.04.2010 |
Kurbağaların davranışları, depremi haber verebiliyor |
İNGİLTERE’DE yapılan bir araştırmaya göre, erkek kara kurbağaların günler öncesinden depremi hissettikleri ortaya çıktı. The Open University uzmanları, İtalya’da bir kurbağa üreme tesisinde gerçekleşen bir olay sonrası, kurbağalar üzerindeki araştırmalarını genişletti. Uzmanlar, geçtiğimiz yıl İtalya’nın L’aquila bölgesindeki bir kurbağa üreme merkezinde bulunan erkek kurbağaların yüzde 96’sının, bölgede meydana gelen depremden 5 gün önce üreme tesisinden kaçtıklarına dikkat çekerek, kurbağaların depremi günler öncesinden seze bildiklerini açıkladı. İngiliz araştırmacıların raporuna göre, İtalya’da meydana gelen depremin ana üssü üreme tesisine 74 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Raporda, depremin meydana gelmesinden günler öncesinde atmosferde yayılan gaz ve dalgalar sebebiyle özellikle erkek kara kurbağaların davranışlarında belirgin değişimin gözlendiğine dikkat çekiliyor. |
06.04.2010 |
Discovery yörüngeye ulaştı |
UluslararasI Uzay İstasyonu’na (UUİ) gitmek üzere 7 astronot taşıyan Amerikan uzay mekiği Discovery, Florida’dan fırlatıldıktan 8,5 dakika sonra yörüngeye ulaştı. NASA’nın belirttiğine göre, yörüngeye ulaşmadan kısa süre önce dış yakıt tankı mekikten ayrılarak, parçalanacağı atmosfere yeniden girdi. Discovery’yi uzaya tırmanışının ilk iki dakikasında itişin yüzde 80’ini sağlayan iki dev füze de öngörüldüğü üzere mekikten ayrılarak Atlas Okyanusu’na düştü. |
06.04.2010 |